26 Hariran slana, Payi erilmeden İşler ürürmü Hiç ! İıklarımı geçenlerde öğrendik. Bu- de, resmi ajanslar, bu eyrılışın başlamak (OÜzere bir yorlar, en, Ürünecek eri yolları yaptıktan, bu müddet Hında da e bölkelerde yağan inurların mevsimi geçip gök yüzü arının garıltım dindikten sonra beşin İtalya Otarafından (o İstilâsi şlayacaktır. Bu iş için lâsımolün asker ve lenin sevki bitmiştir. e Yolların ük bir kısmı da yapılmıştır. De- ki ortada, bir yağmurların dinmesi İmıgtır. O da olursa, İtalyan emek inin tahakkuku karşısında, tek gel, Habeş söngüsü kalacaktır. aatime göre, kkında İtalyanın İngil laşamamış olmasıdır. Habeş tike, kurdu, İngiliz aslanının diş gös- ii görür görmez haklı olarak İlendi ve ona: — Hani, dedi. Anlaşmamış mıydık, 'asını Obana (vermemiş miydiniz. ls İse buralarda ne arayorsun? Öleki, hiç istifini bozmadan gu Yabı verdi; — Payımı arayorum, ir da hiç payını alma: Devrimlerdenberi böyle gelip böyle eelk- Asinin asıl hakiki sebebi iştd budur. Süreyya Habeş askeri harekâtının imerika İle Avru- pa Arasında İçak Yolculuğu İçin Ha- irlık Başlamak Üzeredir Londra, 25 (Â.A.) — Bir Amerika k sosyetesi, galecek sens Nevyork kullamlacak Na 8 — Peki bu adam kim acaba? âdıköyünde hiç gördüğüm çeh- * değil, — Ben de görmedim. Yalnız Ptörün sahibi olduğunu hissettim. — Terbiyeli bir adam. — Öyle görünüyor. Yarın ge- tek ya, belki anlarız. Arkamdan çıkardığım parde- i şezlongun #stünde duruyor, İ bir terzi elinden çıktığı, diki- den, harcından belli olan par- aliyi gözden geçirdim. Yaka- altında bir —KET. Bunları . kekelerken Tüyer, — Nedir o. — Buraya gelen adamın adı- “ ilk harfleri olacak. Şimdi annemle karşılıklı bu €ye uygun isimleri hatırlamıya iyoruz. Şeytan aklıma hep > saçma, gülünç şeyler geti- Or: — Kalpazan Esat Tahsin, Kâ- 9 Eş-ef Tahir, Annem: SON POSTA İngiliz - Alman Anlaşması o Avam Kamarasında Serti Yeni Kabine Londra, 25 (A. A.) — Dün Avam sında İşçi saylavların İngiliz - deniz andiaşmamı hakkında Bir Hücuma Uğra eki fikir ayrılıklarının sanık dığından daha büyük olduğunu ispat etmiştir. Ayrış partileri (muhâliflâr), İngiliz kabinesinin, evvelce prensipleri $ şubat kararı ve Streza konferansı ile bep bir arada belitilmiş olan politi- kayı gütmesi İâzimgeldiği fikrin- dedirler. Bu partiler, birge ( müşterek ) bi? bereket elde etmek için çalışıldığı bu mrada, iki taraflı bir uzlaşma olan İngiliz - Alman andlaşmasının sonuçlarını kabul etmak istemiyorlar, Bundan dolayı, gölecek hafta dış siyasa hakkında bir aytışma (müna- kaşa) yapılacağı sanılmaktadır. Danziğg Parası Varşova, 25 (A. A.) — Dansig özgür şehri parasının değerden düş- mesi ve dövizlerin kontrol altına dı İngiliz - Alman denir görüşmelerinde Alman delegesi Fon Ribbentrep —— am eman mana Batı Hava Anlaşmaşı Tehlikeye Giriyor Italya Yeni Teklifi Beğenmedi Roma, 25 (A.A.) — Söylendiğine göre İya, hava antlağması mesele- sini 3 Şubat bildiriği sarlanan meselelerle sıkı bir ilde ilgili tanımaktadır. Bundan dolayı İtalya, ilk önce hava Oo meselesinin kotarılmasını -halledilmi isteyen İngiliz terini kabul etmiyecektir. Romanya Dış Bakanı Bükreş, 25— Titülesko dün okşam Parise gitmiştir. Bir Yangın Faclesı Fortlander Dale ( Amerika ) 95 — Pilkington yat havuzunda çıkan bir yangın 70 yatın harop olmasına mebep olmuştur. Bir kişi yanmış, bir kişi de çok ağır yarılanmıştır. 26/6/35 - iL — Nafile zahmet etme, dedi, Yarını bekle, Ben bir pundunu bulur anlarım. Pijama ile yatağa uzanmış tım, Kapı çalındı. Neriman haber verdi. Doktor geldi. Bu Kadıköyünde adını çok işlttiğimiz meşhur bir doktor, Nureddin Hamdi Bey, — Güler yüzlü, doktor. — Geçmiş olsun diye elimi sıktı. Nabzima, dilime baktı, — Hiçbir şey yok! dedi. Bir şeyim olmadığını ben de biliyordum. — Korktunuz mu? — Hayır. Emin Tosun Bey merak etmiş. Annemle biribirimize bakıştık, Annem sordu: — Kim Emin Tosun Bey. Şaşırmak sırası bu sefer dok- tora geçmişti. — Emin Tosun Bey, dedi. Tanımıyor musunuz. Demin bana onun namına telefon ettiler, Sizi gelip görmemi söylemiş. Bir mo- tör sandalınızı parçalamış zan nederim. nazik bir Bir Düello Parisin Eski Polis Müdürü Meydan Okudu Paris, 26 (Hususi) — Paris Şar kurumu başkanlığına öski polis mü- dürü Kiyap seçilmiştir. Bunun üzeri- ne komünistler şiddetli gürültüler yapmışlar, bu gürültü dinince Kiyap bir söylev vermiştir. & Fakat diğer yandan Şar kurumunun eski başkanı aynı zamanda sağişkur (Divanı mu- hasebat ) başkanı olan Goden, bir gazetede açık bir mektup neşretti- ginden Kiyap © tarafından düelloya çağırılmıştır, Çekoslovakyada Prag, 25 — Hükümete tükel yelki » fevkalâde salahiyet- veren Kanun uzatılmıştır. Bu sefer ben izah ettim; — Vak'a doğrudur doktor bey. Yalnız bize çarpan motörün sahibini tanımıyoruz da... Doktor koltuğuma koyduğu dereceyi alırken ilâve etti: — Emin Tosun Bey. Kalpakçı zade.. İstanbulun tanınmış zengin- lerinden, spor meraklısı bir adam» dır. Beyoğlunda oturur. Birçok işler yapar, Eskidenberi doktoru- yum... Oh maşallah fiyevri falan da yok. Bu ismi şimdi hatırlıyordum. Nail bana bir kaç kere bu ada- mın motöründen bahsetmişti, Doktor anlatıyordu : — Kurnaz, zeki bir iş ada mıdır. Birkaç yıl önce ecnebi şirketler namına tütün topluyordu. İşi kavradı, şimdi yalnız başına İş yapıyor, hem de girmediği iş yok. Doktor muayeneye (geldiği hastanın sapasağlam olduğunu görünce vaktini boş geçirmemek için gevezeliğe başlamıştı. Nerimanın getirdiği kahveyi içti, Ayağa kalktı: — Bir daha geçmiş olsun diyip gideyim. Emin Tosun Bey telefonla haber bekliyor. Öteki arkadaşlarımza da © gideceğim. Adreslerini verdiler, Selâmi Beyle nişanlısı Celile Hanım.. Mühür- darda oturuyorlardı. — Evet, Jale apartımanında. Yugoslavyado Başbakan Hariciye Bakan- lığını Da Üzerine Aldı Belgrat, 24 ( A.A) — Eski Finans Bakanı Stoyadinoviç kabineyi şöyle teşkil etmiştir. Başbakan ve Diş Bakanı Stoyadi- neviç, Sü ve Deniz Bakanı General Ge İç Bakanı Koroşets, Müna- lat Bakanı oOSpaho, (Bayındırlık Bakanı Bobiç, Finans Bakanı Letidza, Sağlık Sosyal Preka, Tarım Bakanı Stankoviç, Tüze Bakanı Awer, Tecim Bakanı Ürbaniç, Terbiyel Bedeni; Bukanı Kommenoviç, an ve Maç denler Bakanı O Stefanoviç, Kültür Bakanı Stoşoviç, Devlet Bakanları Yankoviç ve Behmen, Kabine and içmiştir. bm Mv geniş m hökü. metidir, 'ugoslar nel oyu yeni kabineyi oOçok iyi Bekir. Hükümet, öyeleri itibarile iç mesele- lerin kesin olarak kotarılabilmesi için geregen birliği elde edebi lesektir. İş Yavaşlamış Roma, 25 (A.A) — Yugoslav buhranı Tuna konferansı hazırlıklarını yavaşlatmıştır. projenin tersine olarak meselenin iki devrede kotarıl- mam düşünülmektedir. Yeni Kabine Ve Balkan Andlaşması Belgrat, 25 — Yeni Başbakan Stoyadinoviç ilk diyevinde demiştir kir “Yugoslavya, dost ve bağlaşlarına küçük anlaşma ve Balkon anlaşması a ve saya bağlayan ananevi dostluk siyasasına uygun yürümekte devam edecektir.,, Fransız Ve Alman Muharipleri Stuttgart, 25 (A.A. ) — Çelik miğ- ferliler cemiyeti ile Alman #übayları birliği, şimdi Almanyada oturan 44 seki Fransız haribini kabul etmiş- ski muheripleri Hit çekmişlerdir. va Alman eski muharip. leri sizi, caki bir harp arkadaşı ve Alman ulusunun şefi olarak selâm- liyorlar. » Kabul resminde muzikâ Alman ve Fransiz ulusal marşlarını çalmıştır. Rusyada Parâşütçülük Moskova, 25 — Bugün Rusyada 10 bin paraşütçü vardır ve bu spor uçman yetiş'iren bir fidenlik gibidir. — Bir katında mı? Güldüm: — Henliz değil, Celile iki nu- marada, Selâmi Bey zannederim, deha yukarıda. Doktor gitti. Celile ile Selâminin ke kur tulduklarına şimdi inandım. Çünkü onların motörde olmayışları, 80 ruşlarıma yarım ağız cevap ver- meleri (oObeni (o kuşkulandırmıştı. Selâmi de, Celile de yüzme bilir- ler. Fakat motörde İken onların çırpındıklarını söylüyorlardı, Kaza ne gariptir. Iki saat geçmeden bütün Kadıköy bizim denize döküldüğümüzü, Selâminin o güzel sandalının parçalandığını duymuştu. Kapı aşınıyordu, Bütün arkadaşlarım geçmiş olsuna geliyorlar. Onun hâlâ göründüğü yok. Celilenin fazla rahatsız oldu ğunu haber verdiler. Çokça su yutmuş. Akşam annemle Mühür- dara gittik. Celile sahiden ya- taktü, annesi, kardeşleri, Selâmi başucunda. Onlar da beni çok merak etmişler. Emin Tosun Bey onları da gelip görmüş, Doktor gön dermiş. Selâmi; — Eksik olmasın bizim san» dalın yerine daha iyisini alacak! Diyor. Onları arkamızdan gelen iki sandal ayrı ayrı çekip almışlar. Sayfa 5 Gönül İşleri Sevgili Ne Vakte Kadar - Beklenir ? “Yedi ay evvel bir gençle tanıştım. Birkaç ay evveline kadar mektupla şıyorduk. OSon zamanda (yazdığım mektuplara cevap vermedi. (Ben de kestim. (o Halbuki bu mrada birkaç talibim var, oOÖnün bana ihanetine inanmadan başkasile evlenmek istemi yor. Bütün taliplerime red cevabı veriyorum, Çok müşkül vaziyetteyim, Beni tenvir eder misinisi F.N. * Bu şartlar altında hâlâ onu beklemeyi anlamam. Eğer sizi sevmekte devam etseydi mektup- larınızı cevapsıç bırakmaz, Gizl bu kadar ihmal etmezdi. Hayatta insana her vakit evlenmek fırsatı düşmez. Madem ki bu sırada beyenebileciğiniz talipleriniz var- dır, tereddüt etmeden beyendi- ğinize muvafakat cevabı veriniz. * rımla aramızda hizmetçi meselesinden dolayı fbtilâf var, O, benim hizmetçiye karışama- yacağımı söylüyor, ben maaşını ödediğim ( İçin karışabileceğimi iddia ediyorum. Bu yüzden ara mızda geçimsizlikler oluyor. Siz ne fikirdesiniz? Hümit Siz karınızla iyl geçinmek İs ter misiz? Onun bu kaprisine göz yumunuz. Zaten evin İşine kadın karışır: Kadin ev içindeki salta- nanatını paylaşmaya razı olamaz. Bu işte onun İstediğini yapmak» tan ne kaybedersiniz? * “Yaz münasebetile Ankarada bulunan akrabamdan bir kız bize misafir geldi. Biz yeni evliyiz. Bu genç kız kocamla ahbap ok maya çalışiyor, O, çok yüz veri yor gibi görünüyor. dl mev kie düştüm ne yapmamı tavsiye edersiniz?. Perihan Bence bu kızın misefirliğini uzatmayınız. İcap ederse kabalık yapınız, fakat kızın kocanizı baştan çıkarmasına imkân bırak- mayın. Ufak bir müsamaha, ileri de tamiri mümkün olmayan fena- lıklara yol açabilir. TEYZE Celile: — Kurtuluşumuz bir mucize, diyordu. Motör Selâmi ile ikimi- zin arasından (o bindirdi. Bize çarpsaydı ezilecektik. Selâmlı — Bana dua edin, dedi. Öyle siki dümen kırdım ki. Yoksa baştan bindirecek hepimizi altına alacak, hem de parça o parça edecekti, Her halde bir şeyler olmuştu. Dedim ki: — Emin Tosun Bey, direk- siyonda (arkadaşının olduğunu söylüyor. Pek iyi kullanamıyor- muş. Selâmi kızdı: — Öyle kalabalık bir günde iyi kullanmasını bilmeyen adama direksiyon verilir mi yine onda kabahat, Annesi Celilenin saçlarını ok- yor. yi Oldu geçti. Kurtuldunuz. Artık konuşmayın bile | Bütün Kadıköyünü altüst eden bu kazayı ertesi günü gazeteler de yazdığı halde Nail heniz haber alamadı. Bu hoşuma gidiyor. Çünkü yüzyüze gelmekten korkuyorum. Düne kadar onun verdiği heye- can anahtarı çevrilmiş bir elek- trik cereyanı gibi kesil.verdi. Kal- bim taş kesilmiş sinirlerimde ger- giilik var. (Arkasi ver) selek ekli