t 1 ” n & AERL A SAT N ee SA PZ 5 n di Te A kre . —0 Sayfa SON '28". Haziran 26 Polls Nazırı başını kaldırdı ve sordu : — “Doubek her halde bun- ların taarruzunu - tehir etmeye, vakit kazanmıya çalışacak. Bunları acaba ne kadar oyalayabilir der- siniz ?,, — “ Bilmem... Belki de hiç... Gelen kuvvetler Doubek'in kuv- vetlerinin dört misli.. Mamafih tertibatımız Iyldir. Eğer bu üç yüz tayyareyi başkaları da takip etmiyorsa, şimdilik fazla telâş etmeye İözum yok, ,, — Demek Doubek'in iyi bir plânı var, öyle mi?,, — “Evet, hem de tam böyle bulutlu bir gecede ve düşman tayyareleri —alçaktan — uçtukları zaman tatbik Gedilebilecek bir plân. Zaten Almanlar nehri takip ederek — geliyorlarsa, — bulutların aşağısından uçmıya mecburdurlar, Diğer taraftan ansızın bir baskın yapmak niyetinde de değiller. Bilâkis — adetlerine — güvenerek, bizim tayyareleri Imha edecekle- rine kani bulunmaktadırlar. Onların plânlar, evvelâ bizim harp — tayyarelerimizi — tamamile imha etmek, sonra da bomba İle rahat rahat işlerini bitirmektir. ,, “Doubek'in buna mâni elden geldiği kadar hırpalamıya çalışacaktır, -Pişdarlarından sak- lanacak, yüksekten uçarak düş- manin arkasına geçecek ve bun- dan sonra da birdenbire alçalarak filoyla arka taraftan hücum ede- cektir. ,, — “Ona fazla tayyare ver- mez mi idiniz?,, — “Nasıl verebilirdim? Ona verdiğim tayyareler zaten elimde bulunanların onda biri demektir. Diğer taraftan Doubek'in yapa- cağı hareket için gayet sür'- atli, hiç Oolmazsa — karşılaşa- cağı tayyareler kadar — sür'atli tayyareler lâzımdı. Halbuki bu sistem tayyarelerimiz topu topu altmış taneden ibaretti. Onları da Doubek'a verdim.... Maamafıh düşmana — Leitmeritz'de — nehrin şarka doğru kıvrıldığı noktada düşmana sol cenahtan sa'dıracak bir tayyare filomuz daha vardır.,, — “Bu filoda kaç tayyare var?,, — “Seksen veya yüz kadar olmalı... Maamafik — bunlardan kir tanesini ayırıp başka bir yere sevketmek — istiyorum. Şu ikinci telgrafı okursanız sebebini anlarsınız.,, Yarım Saat Ikinci telgrafı da Herr Schatta uzattı. Bu telgraf göyle idi : “Bir Alman pişdar tayyaresi saat 21 de hududu geçmiş ve 21,14te tarafımızdan düşürülmüş- tür. Gotx istikametinden meçhul bir sistemde, ağır ve seri bomba tayyereleri ilerlemektedir. Dört yüzden fazla tahmin ediyorum.,, Chvojka Sehott bu telgrafı okur oku- maz birdenbire fırladı. Sinirleri bozu'muştu ; e'leri titriyordu. Te- lâşla sordu : — “Acaba — hazırlanabilmek için nekadar vak- timiz var ?,, “Şöyle böyle yarım saat... Bek ki de biraz fazla, Ben bu kuvyet- leri 200 tayyare ile karşılayaca- ğgim. Fakat kuv- vayı — külliyenin ve tanrru- zun Bavyera ta- rafından gelece- ğ Şini — xzannedi- yorum. ,, “Ne? Kuv- vayı külliye mi? Ya bu yüzlerce ftayyare ne olu- yor ? “Orasını bil: mem, Bunlara ne derseniz deyiniz. nuz ? Bine karşı kimselere ben: ziyoruz.,, Janda karşısında duran — ve kendisine verilen vazifeyl asmıl za- manında yapmaktan âciz görü- men bu adama fena halde kızı- yordu. Herr Sehott kapıdan çıkmak Bzere iken telefon çaldı. Janda ahazeyi aldı ve polis nazırına dönereki “ Sizin — dairenizden ediyorlar. Nüremberg radyosu Stanssın mahut parçasını çalıyor- muş... Siz durmayın ben; Tayya- re hücumuna hazırlanmalarını- s- zin de şimdi yola çıktığınızı onlara söylerim.,, Dedi. v lli e Sehott dairesine dönöpte et- rafında, kendinden cesur ve s0- ğuk kanlı kimse'eri görünce ken- disini biraz topladı. Memurları, ondan serli ve ted- birll — davranmışlar, - sıgnakların kapılarının açılmasmı ve şehrin merkez ve alçak kısımlarında oturan halkın buralara sevkedil- mesini emretmişlerdi. Şebrin daha mürtefi yerlerin- L BASINYOR' Görüyor musu- onla mukabele etmiye mecburuz. Denizin dalga- larıma karşı süpürge ile çıkmış telefon İ aü Ü Tei 26-6- 1935 Neldelman bir dipçik darbe- sile yaralanarak ele geçirilmişti de veyahut şehir haricinde otu- ranlar da daha uzaklara kaça- cak, tepelere tırmanacaklardı. Sehotta kalan yegâne vazife, Prağ halkının gaz maskelerini takıp, talimata göre ya sığınak- lara, yahut da tepelere kaçmalarını bildirecek olan canavar düdüğünü çaldırmaktan ibaretti. Düdüğün derhal çalınmas nı emretti ve Jandanın tahmin ettiği yarım saatiik mühlete güvenerek, halkın hiç olmazsa aydınlıkta sığınaklara koşabilmesi için ışık- ların ancak yirmi dakika sonra söndürülmesini de bildirdi. Conavar düdüğü henüz sesini kesmemişti ki, bir polis komiseri içeri girerek Perdilayı ölüme mahküm eden gizli Alman teşki- Kâtının reisi Fredrich Mildemannın yakalandığını haber verdi, Bu adam, otomobille şehri terketmek üzere iken orada bulu- nan bir askeri müfrezenin zabiti Onu tanımış ve (dur) emrine itaat etmediğinden bir müsademe ol- muş, Almanın arkadaşı öldürül- müş ve kendisi de bir dipçik darbesile yaralanarak cle geçirik mişti. Müsademede bir de Çek askeri ölmüştü. ( Arkısı var) _H'a:beşils;tana Bir Nota Da!ış_ Eldi ( Baştarafı 1 inci yüzde ) Halya Ordusunda Hazırlıklar Hararetlendi Roma, 25 (A. A.) — Kağliari kışlasında konaklıyan — sabouda tümedine (Fırkasına) mensup süel kuvvetler, Afrikaya sevkedilme- den önceki talimlerine dovamla, dün gece arsızın yapılan manev» ralara gitm'ş erdir, Akşam, gün — kavuşuyorken, süel kıt'alar “silâh başına,, bo- rusu çalaraktan şehri dolaşmış- lardır. Öte yandan, Sü — Asbakanı General Baistrokki, Forli, Ravena, Kunco taburlarle yakında Afri- kaya yollanmak Gzere şimdilik Potenza'da I:'onıklıyııı benevento ve içinde mitra yöz bölükleri bu- lunan altıncı kara gömlekliler grupunu gözden geçirmiştir. İtalya Fazla Sıkıştırılacak olursa Londra, 26 (Hususi) — Ulue- lar kurumu, Habeş - İtalya işini önümüzdeki Ağıstos toplanışında görüşecektir. Kuvvetli tahmin'ere ter İtalya, Habe; inde :lııl*u.ıkmıı: iıııfıııd:ı ı.flıxl.ı sıkıştırılacak — olursa kurumdan çekilmeyi göze alacaktır. 845 Milyon Liret Roma, 25 (A.A.) — Doğu Afrikası için, 1934-35 finans yılı- nın İlk onbir ayı içinde 845 mik yon liret harcanmıştır. Doğum: Cümhuriyet — ailesinden Mebinet Darvişin — bir oğlu — oldu ve adını Akgün koydu. Yavru Kadıköyün- de Doktor Mahmut Atanın hususi has- tanesinde alınmıştır. — Arkadaşımız Mehmet Derviş doktoran maharetine hastane müdiresi bulunan refikasının derin şelkatine ve hemşire Suzasın ilıtimumına medyua bulunduğu şükranı bu aatırlarla alenen ifade etmektedir. | Kadıköyü den Adalara Denizden Giden Bir Tünel (Baştarafı 1 incl yüzde) yorlar. Bu işe girişen, antikac- lığı kendine kazanç — ve ticaret işi yapan Sprimger adlı bir AL- mandır, Arama İstanbul mınta- kası sanayi müfettişi Danışı'n Kadıköyünde Altıyol — ağzın- daki evinde —yapılmakta — ve Almanın iddiasına göre, tünel burada başlayıp deniz altından geçerek Büyükada'da Ayayorgi manastırında bitmektedir. Filvaki ilk arada Danışın evl- nin bahçesinde gayet büyük bir bina bulunmuştur ve bu bina Almanın — elinde — bulundurduğu plâna uymuştur. Fakat bina bu- lununca da — Almanın — elindeki para bitmiş, yeniden para tedariki için araştırmalar kısa bir zaman için tatil edilmiştir. Bugünlerde yenlden başlayacaktır. Almanın elindeki plânın hikâ- yesi de şudur: Vaktile bir Alman grupile bir Amerikalı gruptan müteşek- kil bir şirket kurulmuş. bu şirket antikacılık İşlerile meşgul olmaya başlamış ve Ayasofyada bulunan bir kitabı çaldırmıştır. Bu kitap Istanbulun fethine yakın bir za- mana kadar yapılmış olan Bizans eserlerini, plânlarını, tezyinatını el yapması resimleri ile birlikte göstermektedir. Bu şirket bir aralık infisah etmiş, bir tek nüsha olan kitabın pay edilmesi de bir mesele olmuş ve nihayet kitabın Avrupaya ait kısmını Amerikan grubu, Asyaya Hiç Söz dinlemiyorlar | Baştarafı 1 inci yüzde | nında yapılmış pek - çok stok vardır. Şeker ucuzladıktan s#onra yapılanlar da henüz piyasaya veril- miş değildir. E!deki stok pahalıya mal olduğu için eski fiatla satık maktadır. Bu bittikten sonra yeni yapılan mallar piyasaya çıkarı- hrken fiatlarda yüzde on tenzilât yapılacaktır. Diğer bir. kısım imalâthane- ler de şu sebebi ortaya atıyorlar: Şekerle yapılan pasta, bisküvi gibi imalinde una, süte, yumurta- ya ihtiyaç gösteren yiyeceklerin, şeker ucuzladı diye ucuzlamasına imkân yoktur. Çünkü şekerin ucuzluğile beraber un fiatlarında delişetli bir yükseliş başlamıştır. Şeker yüzde 25 ucuzlamıştır. Bu- na mukabil un yüzde 50 fırlamış- tır. Zaten bu mamulâtta şekerin kullanılış nispetl azdır. Fiatların dü i değü, yükmelllmeni iseğ eder. Bunlar esnafın söyledikleridir. Vaziyeti yakından tetkik etmiş olan muharririmiz de diyor ki: — Bunlar bulunmuş sebepler« gdir. Daha şekerin ucuzlıyacağı gazetelerde yazılır yazılmaz ima- Iâthaneler derhal iş'erini durdur- muşlar ve şeker ucuzlar ucuzla- maz tekrar faaliyete geçmişlerdir. ait olan kısmını da Alman grupu almıştır ve bu plân o kitaptan istinsah edilmiştir. Alman gelipte hafriyata baş- layınca ilk önce uydurma olduğu sanılan plânın doğruluğu görülmüş ve hayret edilmiştir. Plânda görülen dıvarlar, kub- beler, kemerler yeraltında aynen bulunmuştur. Fakat para bittiği için araştırmalara devam edile- memiştir. —Almanın — anlattığına göre, plândaki kubbeden içeri girilince 12 tane müteharrik hey: kel bulunacaktır. Bu heykellerden birl kaldırıldığı zaman altından çıkan delik Büyükadaya giden tünelin ağzıdır, diğer bir heykelin altındaki delik Uzunçayıra ve bir üçüncü heykelin deliği de Halkiye giden tünellerin ağızlarıdır. En büyük heykelin altındaki delik küçük bir mahzenin kapa» ğıdır. Bu mahzene girilince mer- mer bir sandık bulunacak, bu sandık açılınca içinden Üçü sarı, Üçü de beyaz ceylân derisi üze- rine yapılmış 6 plân ele geçirile- cektir ve Alman asıl hafriyatı bu altı plândan birini ele geçir- mek için yapmaktadır. Çünkü plân Eüyük iskenderin tacının gömülü olduğu yeri göstermekte- dir. Diğer planlarda yine büyük Iskendere ait hazinelerin gömülü olduğu yerleri irae etmektedir. Bu hafriyat esnasında ortodoks- ların pek büyük manevi kıymet izafe ettiklari bir ayazma da mey- dana çıkacaktır. Sun'i Kalp ( Baştarafı 1 inlci sayfada ) insan ve hayvan vücuduna yalnız kan dağıtmakla kalmıyor, sun'l hava da vererek hayat imkânsız- hklarını ortadan kaldırıyor. Daki- kada altmış defa çarptığı söyle- nen bu insan yapısı kalp saye- sinde şeker, kanser, verem korkunç ve bugüne kadar tedavi çareleri bulunmıyan - bastalıkları da ortadan kaldırmaktadır. Kalbin esas vazifesi. hayatın kendisi demek olan kanı vücudun her tarafında dolaştırmaktır. Kalp durunca kanın deveranı da durur ve bunun neticesi olarak — ölüm busule ge'ir. Amerika gazetelerindeki taf- silâta göre, Lindbergin sun'l kalbi, vücuttaki kanın deveranını temin etmekte, ba itibarla kan devera- mnm durmasını önlemektedir. Tıb âleminde çok büyük bir inkılâba yol açan bu yeni keşif, bugün Amerika ve Avrupa İlim adamları tarafından ehemmiyetle tetkik edilmektedir. Binaenaleyh elde stok mal yoktu. Un bahsine gelince; — fiatlarda yükseliş başladıktan #sonra un almış pastacı, bisküvitçi ve şe- kerli madde yapan — fabrikacı yoktur. Borsa cetvelleri meydan- dadır. İnhisarlar İstanbul Başmüdürlüğünden: Kasımpaşa ve Sirkeci Tuxz anbarlarına gelecek tuzların vapur- dan çıkarılması ve anbardan vapura yükletilmesi için 8/6/835 de açık arttırmada teklif edilen fiatlar haddi lâyıkta görülmediğinden 2/1/935 Salı günü pazarlıkla isteklisine verilecektir, R Isteklilerin gösterilen günde saat 14 de inanca paralarile bera- ber Kabataşta Başmüdüriyet binasında toplanacak komisyona gelmeleri. *3205,.