21 Haziran 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

21 Haziran 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fefrika No : 61 Dört beş saniye sonra batarya, ateşi kesti. Kanatları, makineleri parçalanan tayyare, bir mucize gibi havada, muallakta duruyor ve alevler içinde yanıyordu......... Bir az sonra onu böyle havada tutan esrarengiz kuvvet kesilmiş olmalı ki, ateşler içinde yere düştü. — İnfitâk — Tayyare bir müddet daha yan- dıktan sonra- müthiş bir infilâk ortalığı sarstı. Bunu arka arkaya diğerleri takibetti. Tayyaredeki bombalar ateş almıştı. Steele bombaların hepsinin patlayıp, patlamadığını ve bu yüz- den gelebilecek tehlikeyi hiç dü- şünmeyerek ilerl atıldı ve köye doğru koşmağa başladı. Çünki köye girebilmek için bundan iyi bir fırsat olamazdı. Tayyarenin düştüğü yere yak- laştığı zaman bir zabitle sekiz on neferin ankana etrafında toplan- mış olduklarım gördü. Onu, kon- dilerine doğru koşar görünce a1- ” kerlerden biri hemen silâhına davrandı. Fakt üzerinde Gum- pert'in Üniforması bulunan Steele, askerlerin ateş etmeyeceğine emin olduğu için yoluna devam ederek yan'arına vasıl oldu. Zabit, tanımadığı bu neleri görünce sert bir sesle: — Dur, dedi. Sen kimsin? — kinli bir neferim efendim. Uzaktan yangını gördüm de, yar- dun edebilir miyim diye koştum. Sonra da perişan kıyafetine bakarak derhal ilâve etti: — Dereye daldım da... Yangın Zabit bu sözlere inandı ve daha mülâyim bir sesle: — Aferin. Işte böyle olmalı. Fakat derhal gitmelisin. Burada işia yok seninl dedi. Fakat Steele yerinden kıpır- damadı, Yalnız olile ilerisini işaret ederek: — Bakımız elfendim, dedi. Zabit arkasına —döndü. 1llk Bombazın isabet ettiği binadan, havaya —acalp, mavi renginde alevler yükselmekte idi, Zabit | ağır bir küfür savurarak dümanın | başladı. | çıktığı yere kaşmaya Askerleri de onun peşine düştü. | Steele hiç terddüt etmeden onlara katıldı ve koşmaya başladı. Hududa gayet yakın olan Leuna fabrikalarının bilhassa harp baş- ladıktan sonra düşman tayyare- leri tarafından ta uzaklardan gö- | rülebilecek — derecede — aydınlık içinde bulundurulması bir göste- riş veya kuru bir cesaret eseri değildi. Çünkü burasmı idare edea fen adamları, fabrikalara yaklaşıcak herhangi bir tayyareyi | yerinde durdurarak ve onu oto- matik bir surette nişan alan top- lar için sabit bir hedef haline getiren yeni icatlarının kadretine tamame , emin İdiler. Onun İçin sahanın aydınlık olmasının ehem- miyeti yoktu Bilâkis, eğer birtayyare taar- ruzuza maruz kalacaklarını bilmiş olsalardı, bütünfprojektörlerini ha- vaya çevirirler ve deniz fenerleri hicret etmekte olen kuşları nasıl kendi erine doğru çekerlerse, onlar da havadaki tayyare'eri kend'le- v rine doğru cem- bederek - tuzak- larına — düşürür lerdi. Tereddüt — | Fakat, her- - şeye hazır olduk- ları halde, bi hassa bu gece düşmanın böyle bir tayyare hü- cumu yapacağı- na hiç ihtimal ver memişlerdi. Alman tayyare- lerinin ani va deşetli taarruzu karşısında koslovakya tayyarelerinin Alman hudutları dahilinde uçabileceğini akıllarına bile getirmemişlerdi. Onun için birdenbire bulut- lardan çıkan bu sistemi, milliyeti belli olmuyan tayyareyi görünce bir saniye tereddüt etmişler ve işte bu tereddüt esnasında da bhenüz esrarengiz kuvvetin pençe- sine düşmeden, tayyare ilk bom- bayı savurmıya muvaffak olabil- mişti. Ve bunun neticesi olarak ta şimdi binaların birinden havaya bu mavi alev yükseliyordu. Fakat asıl garibi bu alevler dik bir sütun halinde yükseliyor, rüzgürın tesirile eğilip bükülmü- yorlardı. Dışarıda şiddetli bir rüzgâr estiği halde Leuna fabrikalarının bulunduğu sahada tam bir sükü- net vardı. Demek ki tıpkı fırtınalı bir denize dökülen yağın dalğaları yatıştırdığı gibi, havadaki rüzgârı kontrol edecek, onu istenildiği za- man durdurabilecek bir nevi gaz keşfodilmişti. Steele, diğerlerini takip ederek açık bir kapıdan içeri daldı Şimdi dar bir sokağa sapmış, koşar Üi Geri, geri! hayvan herifler 1. adım İHerliyorlardı. Birdenbire kar- plarına karmakarışık bir halde koşan bağrışan bir kalabalık çıktı. Bunlar yangından kaçan ame- lelerdi: — “Geçit tutuştu. Yanıyorl,, Diye bağırıyorlar ve koşuyorlardı. Zabit bunların karşısına geçti. Askerlerini de yolu kapayacak bir surette sokağın ortasına dizdi. “Gerli Geril! Hayvan herifleri,, Diye bağırdı ve belindeki taban- cayı çıkararak en ilerde bulunan ameleyi yere serdi ve tabancasın- daki bütün kurşunları kanlar Için- de yerde yatan bu zavallının Üze- rine boşalttı. Kaçan ameleler durakladılar. Zavallılar şimdi iki ateş arasında kalmışlardı. Arkalarında yangın, önlerinde ölüm vardı. Bu sırada kaledeki işık ta birdenbire #öndü ve ortalığı ka- ranlık kapladı. - Yalnız yanan bi- nadan çıkan o garip, mayimtırak alevler orada duranların yüzlerini aydinlatıyor, onları Adeta birer Blü yüzüne benzetiyordu. | Arkası var | z — di EŞYA PiYANGOSU BU PAZARA Taksim Stadında saat tam i4de Macar - Türk Güreşinde Hükümet Murakıpları kontrolunda ÇEKiLiYOR Piyangoda hediye kazanmıyanlar, teselli mükâfatı olarak hafta içerisindeki bir seri mili güreşlere parasız gireceklerdir. İstanbul Evkaf müdüriyeti ilânları 1 — Bahçekapıda 4 cü vakıf hanın asma katında 16, 31, 32, 37, 39, 40 No. odalar. 2 — Hanım t ci katında odalar. 10, 22, 27, 30, 34, 33, 35, 38, 40 Na 3 — Hanın 2 ci katında 2, 4, 6, 10, 12, 14, 16, 18, 31, 32, 21, 23, 24, 25 No. odalar, 4 — Hanın 4 cü katında 12, 18, 29 No. odalar. Yukarıda yazılı odalar 936 senesi Mayıs bitimine denlü kiraya verilmek Üzere açık arttırmaya konmuştur. İstekliler 24 Hoziran 935 Pazartesi günü saat 15 e denlü Evkaf Müdüriyetinde Varidat Kalemine gelmeleri. , “3273,, Atatürk Ve Gelecek Muharebe ( Baştarafı 1 Inci yüzde ) saraydaki yemek masasının altın sofra takımından dürüst mavi gözlerini kaldırdı, ve nazarları, Şam İşl perdeli yüksek pencere- lerden karanlık ve asude Boğaz- içini geçerek Anadolu sahilinin yanıp sönen ziyalarına gitti. Ağır ve ciddi bir sesle: “Yakın âtiden bahsetmemeli- yiz,, dedi. “Harp tehlikesi bulun- duğumuz zamanda vardır.,, Avrupanın vaziyeti Avrupadaki vaziyetin bir kaç ay evvelkisine nazaran daha ger- gin olup olmadığı sorulunca : “ Daha fenadır, daha çok fe- nadır,, dedi. “ Harbin ceiddiyetini — nazarı dikkate almıyan bazı gayri sami- mi önderler, taarruzun vasıtaları (agent - ları ) olmuşlardır. Kont- rolları altındaki milletleri, mill- yetçiliği ve an'aneyi yanlış bir şekilde göstererek ve suilstimal ederek aldatmışlardır. Bu buhranlı saatlerde herci- merce mani olmak için kütlelerin kendileri karar vermeleri ve me- suliyet mevküni yüksek karakter- leri ve yüksek moralli, vlcdanlı insanların eline tevdi etmeleri zamanı gelmiştir. Bu, gecikmeden yapılmalıdır. ,, Harbe mani olmak için Bundan sonra realist Atatürk, dünyanın en kuvvetli diktatörlü- güne çıkmak İçin hiçbir. mania- ya müsamaha göstermeyen Ça- nakkalenin ve- çok uzak bir âtide olmıyan - Türk Istiklâl harbinin asker! kahramanı, dedi ki : *“ Eğer harp bir bomba infi- lâkı gibi birdenbire çıkarsa mik- letler, harba mani olmak İçin mü- sellâh mukavemetlerini va malt kudretlerini mütearıza karşı bir- leştirmekte — tereddüt — etmeme- Hidirler. En seri ve en mücse'r tedbir, muhtemel bir mütearıza, taarruzun yanına kâr kalmıyacağını açıkça anlatacak beynelmilel teşkilâtın kurulmasıdır. ,, Umumi Bir Pakt Atatürk, mıntakavi misakların nihal kıymetinin, bütün milletlere şamil o'acak umumi bir paktın aktinde olduğuna kanldir. “Maamafih,, dedi, “halihazırda en müstacel ihtiyaç, komşu mem- leketlerin, — birbirlerinin — hasusl ihtiyaçlarım ve meselelerini gö- rüşmeleridir. Bundan başka mın- takavi misaklar, sulhun — muhafa- zası için kıymetlerini şimdiden ispat etmişlerdir.,, Tasanı teslim alıcı gözlerinde, Atatürkün — fevkalâde — önderlik kuvveti vardır. Kalın kaş'arı sa- kin durmaz. yüksek - entellektüel zirvelere kalkar ve şayamı hayret derecede geniş alnında derin çiz- giler oyacak bir gşekilde çatılır, derisi açık reakli ve güneşte yanmıştır. Esmer - değildir. Saçı sarımtrak — kahve — renginda ve gül rengindedir. Ağzının temiz kesilmiş hattı ve çenesi kararları- nın katiyetini gösterir. O tetiktir, cevabı. hazırdır, nazarı dikkati celbedecek derecede zekidir. Amerika Ve Harp “ Harp çıktığı takdirde Ame- rika bitaraflık siyasetini muhafaza edebilir. mi? ,, dedim, “Imkânı yok ,, dedi, “imkânı yok. Eğer harp çıkarsa, Ameri- kanın milletler camlasında İşgül ettiği yüksek mevki her halde mür teessir olacaktır. Coğrafi vaziyet* leri ne olursa olsun — milletler birbirine birçok - rabıtalarla bağ” lhıdırlar. ,, Atatlirk dünyadaki milletleri bir apartımanın sakinleri telâkki ediyor. Birleşik Amerika cümhu riyetleri bu apartımanın en lökt dairesinde oturmaktadır. Eğer apartıman, sakinlerinden bazıları tarafından ateşe verilirse diğerler rinin yatgının tesirinden kurtulk masma mkân yoktur. Harp için de ayni şey varittir. Birleşik Ame- rika cümhuriyetlerinin — bundat uzak kalması gayrikabildir. Atatlürk şu sözleri ilâve etti: * Bundan başka, Amerika bi yük ve kuvvetli ve dünyamn her yeriden alâkası olan bir devlet o duğundan kendisinin siyaset ve Iktısadiyat cihetinden ikicl dere recede bir mevkle düşmesine aslâ müsaade edemez. ,, Amorika ve adalet divanı *“Fikrinizce Amerika adalet divanına — iltikhak etmelimi idi ? Sualini sordum. Dedi ki: “Adalet divanına Utihak et mekle Bir'eşik Amerika cümhurt yetleri, şüphesiz umum! sulhul idamesine yardim etmiş olacaktı Nüfuzu ve Insan! idealleri okadaf büyük olan bir milletin, beynel- milel ihtilâfların muslihane hallü: faslında aktif bir hisse almağ! reddetmesi doğru değildir..,, Milletler cemiyeti “Öyle ise, milletler cemiyeti” Çnin, sulhun muhafazası için mü essir bir vamıta olduğunu zanae” diyor musunuz?,, Dedim. “Milletler cemiyeti, henüz kati ve mücssir bir vamta olduğunt ispat etmemiştir.,, Dedi, “Diğer taraftan, milletler cemiyetl bugümk bütün milletlerin, müşterek gaye” vin tahakkuku için çalışabilecek” leri yegâne teşkilâttır. ,, On dört milyon Türk tarafır dan vatanlarının kurtarıcısı olmak” la tanımnan idealist Atatülrk devar? etti. “Şuna da kanlim ki eğer de' vamlı sulh isteniyorsa kütlelerit vaziyetler'ni İyileştirecek beyneF milel tedbirler alınmalıdır. İnsatr hğm heyeti umumiyesinin refahlı açlık ve tazyikin yerine geçme lidir. dünya vatandaşları, haseli açgözlülük ve kinder uzaklaşaca şekilde — terbiye — edilmelidir. « Atatürk bu sözlerini hassas elle” rile ekseriya yaptığı kuvvetli jest* lerle tebarlüz ettirmişti. Bolşeviklik *“ Türkiye'de Bolşevikliğin y yılmasından korkuyor musunuz 7 Dedim. Şu cevabı verdi : *“ Türkiyede Bolşeviklik olm" yacaktır. Çünkü Türk hükümetf nin ilk gayesl hürriyet ve saadet vermek, askerlerimize olduğu kt” dar sivil halkımıza da iyi maktır. Türkiyede işsizlik yoktu” Milletimiz efradı boş zamanları!” da sıhht dinlenme — imkânlarıt? maliktir. ,, Boğazlar “ Türkiye —neden — boğ tahkim etmek istiyor ? ,, SlllH sordum. * Türkiyenin — boğazları açi bırakmağa razı olduğu Lozan #f ahidesindenberi dünyo — vesiyif ve bazı şerait değişmiştir. Boğtf lar Türk arazisini iki kıusma ayıfi” Bundan dolayı bu deniz geçii” | Devamı 11 inci yüzde |

Bu sayıdan diğer sayfalar: