4 —a N Haziran SON POSTA ——— -— TTTT ARR TTTT R N 7 ,Şaracağız; sev, Yazan : AlI Rıza Seyfi Deli Aslan : Tefrika Nıı ııı Deli Aslan, Sevdiğini Bulmuştu.. Annesinin artık varlık acıların- dan kurtulup kalmiş ölüsünü, bu gece sabaha doğru ateşlere yana- cak aile yurdunun bu loş buca- ğında bırakarak çıktığı zaman, komşu kadınlar ve hizmetçiller kapının dışında iki tarafa çeki- lerek yol verdiler... Beş altı adım yürümüş idikl: Kız kardeşi Yık dızın, gözleri yaşla dolu, kar- şısında durduğunu gördü; ancak delikanlı şimdi ona bile yabancı olmuştu. Sanki tanımıyor, sanki boş bir duvara bakıyordu. Genç kızda iİse böyle bir za- manda hiç umulmiyacak bir güc, bir. yükseklik vardı; derin ve sağlam bir sesle kardeşine: — ÂAnnem gitti, biz kaldık ! Dedi. Deli Aslan sanki bir makinenin söylemesi gibi : — Biz de gidelim ! O zaman kızın yüzü ateş ke- sildi. Gözlerinde şimşekler ko- Şuştu : — Ağacığım; dedi; biraz benimle gelir misin, seninle ko- nuşmak İstiyoruz. Deli Aslan Subuska - serhad- dini susturmuş korkunç savaşçı değil, bir çocuk imiş gibi kız kar- deşini dinliyordu: Evdeki kadım- lar ölü ile uğraşırken iki kardeş büyük sofanın ucundaki bir oda- ya girdiler. Onlar girince odanın karanlık bir köşesinde ayakta, ellerini yüzüne kapamış oturan genç bir kadın birden ayağa kalktı. Deli Aslan pek İyi bil- diği bu kım burada bulacağını hiç ummamıştı.. En derin, coşkun duüygularına işlenmiş bu güzel yüze, Şahin Beyin kızı Ülkerin yüzüne bakan delikanlı yine do- suk, dalgın idi. Yıldız. ise büsbütün başka, sağlam, atılgan görünüyordu. Odadaki her hareketin manl- velâsı onun elinde görünüyordu. Annesinin ölmesi sanki bu kıza bir erkek yüreği, bir yürek de- mirliği vermişti. Ağabeyinin elle- rlal tuttu: — Şuraya otur biraxz, ağam! Dedi. Eskidenberi — ağasının önünde saygı ile eğilen kızın kılı- ğında gizli bir buyuruş vardı Aslan Bey oturünca yıldız söze başladı: — Ağabey, şimdi sana bir söylemek istiyoruz. Subuska- , beylerin, kumandanların, kardeşlerimizin, babalarımızın, bu- gece ne yapacaklarını biliyoruz; bunu anla da yüreğini üzmel Yapılacak İş bizi, karşındaki iki kızı korkutmuyor. Benim - için yaşamanın değeri çoktan kalmadı, bunu biliyorsun. Ülkerin ise bir babası vardı... Amma yarın öğle- ye kadar Subuskanın yılmaz kah- ramanlarından kim sağ kalacak? Onun için Ülkeri de benim gibi ölmüş bil! Bunu iki kız üç gün- dür düşündük. Subuskayı saran düşman kuvvetli. Kurtuluş ümldi binde bir yok. Amma İnsan için umuda sapılmamanın yolu var mı? - Öyle olunca bir babanın eli kızı- nın kanile bulaşmak, bir erkek için kızkardeşinin katili olmak korkunç bir şeydir. Biz öldükten sonra | ya tutsak olarak, ya başka türlü kurtulursanız elinizde bir kan, aklınızda bu delirtici hatıra ile yaşamanız ne kadar güç olacak! Biz bu korkulu rüyadan sizi kur- ili annemin gittiği yola gideceğiz. Ancak burada yalnız. senin bize, ikimize yürek- ten İnanmanı, gövenmeni, yardım etmeni istiyoruz. Evet, dünyanın tüyler Ürpertecek eşaiz borcunu Öödememekten kurtara- cağız. Buna karşı dediğim gibi yalnız sen bize inanacaksın. Bu karşındaki iki Türk kızı sağ olarak düşman eline geçmiye- ceklerdir. Yıldız sözünün burasında koy- nundan küçük, keskin bir bıçak çıkardı: — İşte, dedi, kuürtü- luşun anahtarı elimizde! Ülkerde | de böyle bir hançer var, İik gerek olduğu anda biribirimizi ve kendimizi öldürmeye andettik. Yalnız bizi şimdilik kendi işimize bırakmanızı - istiyoruz. Sen kendi ananın dan olan bana elbet inanırsın; Şahin Bey gibi bir Aalanın ka- nından olan Ülkere elbet inanır- sın!.. Sana doğrusunu söyleyeyim ağabey; eğer ölüm gerekse bu odanın içinde biri varki Ve onu öldürmek babasından çok senin hakkındır! Coşkun Türk kiza - sözünün burasında durdu ve Ülkere baktı ve — duraladı. —© yüreğindeki duygu çağlayanına tutularak İste- meksizin pek ileri gitmişti. Şimdi Aslan Bey de kız kar- deşinin bu son sözile ne demek | istediğini anlamış, ta beynine kötü bir topuz yemiş gibi sar« sılmıştı. Yine o anda Ülker de kıpkır- mızi keslimiş, ne yaptığını bilmi- | lazı yerek ellerile yüzünü kapamıştı. Artık iş Aslan Beyin dayana- bileceğinden çok acıklı oluyordu. Biri kız kardeşi, biri sevgilisi olan bu iki varlığa karşı gu anda ne diyebilirdi? Bıçağını, kılıcını çekerek ken- di canından yüz kat çok sevdiği bu iki kızı orada öldürmek ola- bilecek bir İş ml idi? Ölümlere gülerek at salan, adlı sanlı Macar kahramanı ye- nilmez Kont Nadajdi'yi önlünden kaçırarak mızrağile atının eğer kayışına mıhlıyan Deli Aslan şim- di bu iki dal gibi kızın önünde söz söylemeğe kıyışamıyordu. Akıllı, atılgan Yıldız. bu psi- kolojik anından en büyük verimi almak istiyerek ağasının boynuna sarıldı. — Ağabeyciğim, dedi; bize Inan; biz tam vaktinde öleceğiz; bu dünyadan her Türk kızına yakışır halde temiz, yüksek gideceğiz! Yalnız Şahin Eeyi, seni en acıklı ve gönül azabı verir — bir işten korumak istiyoruz, sen bizl şimdi Ulu Tanrıya ısmarlıyacaksın; ben- de kardeşim Aliyi sana ve Tanrıya ısmaraıyacağım. Ağabey, belki üç saate kadar biz de artık diri olmı- yacağız.. Bize başka bir şey sorma. Şahin Beyi — gördüğünüz zaman söyle; — onun da kızı namus - ve millet borcunu ödeyecektir. Kızı- nın öcünü düşmandan almaktan başka bir iş düşünmesin, — ben kızının da ellerini öptüğümü söyle Ağabeyl. Pek iyi diyorsun, değil mi As'an kardeşim? Haydi “pekil,, de; seni bekliyoruz.. Bu dişi aslan gibi yiğit, çok güzel kız, kızarımış ateşli yüzünü ağasının sapsarı ve buz gibi olmuş yüzüne sürüyor, yalvarıyordu. ( Arkası var ) ve kendi babanın kanın- | senin | elinle ölmek onun için ne mutlul | biz sizl | ** — Aman, sersem 'misin, nesin? Bayrağı asacağına gömleğini as- sana, bizi uzaktan gören kralın yıl dönümünü tes'it ediyor sana- cak | s»ıı Poıtı İstanbul BORSASI LT. L için yerk — 0,79385 12403 948 46358 & a? | 244320 63,7085 Amsterdam — I,İ79? reg My0T3 ESHAM ve Viyana Madelt Perlin Var 4,1433 5,80)0 1,9664 4,2050 44057 TAHVİLAT Lira Bomon'l 5 1031 da lkrası — Pü— İatlıram Dahilt giças || l 2330 | Düyünü Mü, — U0 S— | Bağcat lerlip 1 4x70 .ııı.ıı Hapilye 15,50 * . H Mellş 10,50 — Reji Anadoli Wd0V, 2550 — Tramviy » M GÜPL 2610 Rehtim Ansde'a W TU0V 42,50 | Üsküdar ee Oü— | Tersos D, — | bisirKr.Po.1886 127 — &05 , . 1943 5, wf relöli Ze | Bioktele 1,10 | MESKÜKÂT ("| Kurüş v 108$ 84 Ü Kuruş Ham't (Reyat) SI (Vahit) 6630 |ince başibir'ie « tın VCUm huriyet) ÇAKis) Parle Borsasında Paris, 13 (A. A.) — 12 Ha- ziran borsa durumu: Borsa, hâlâ bozuk düzen gidi- yor. Alış, veriş azdır. — Fransız ulusal fondoları yeniden gerile- miştir. Yerli değerlerden bazıları ise, dünkü kayıplarının bir kıs- mını kazanmışlardır. Armulusal fondolar tutunmaktadırlar. Bun- ların arasında s#üveyş, rio — tinto ve royal dutch da vardır. Yeni Neşriyat: Fransızca Ve Türkçe Re- simli Büyük Dil Klavuzu Büyük kıtada 1500 — sahife teşkil edecek olan bu eszrin, ilk ci'di çıktı. | Reşat Nuri, Nurullah Ataç, mail Hami Danişment ve Dr, Ali Suha'nın müşterek — çalışmalarile — başarılmıya çalışılan bu eserin benzeri şimdiye kadar bizde ancak merhum Şemset- tin Sami tarafından yapılabilmişti. doğrus: mek lâzimgelirse, Lir çok eksikleri olam Şemsettin Saminin kamusuna nözaran bu eser daha İti- nalı, daha olgundur. İlk cild A dan M harfine kadardır. müteakıben M den Z ye kadar olan İkinci ciltte ba- sılacaktır. Bu kiymetli klavuzdan sonra ikinci bir seriye başlanacıaktır. Aynı ad altında devam edecek olan bu seriler Fransızca gayrıkıyas fiille- vin tarif şekillerini, Türk dili tetkik cemiyetinin kabul — ettiği BSöztürkçe kelimelerin — Fransızca karşılıklarını ihtiva edecektir. YenilAdam — Bu baftalık mec- muanın 76 1001 sayısı İsmail Hakkının bir kültür devletinin ilk eşi, Cami'nin sıyasa acunu, Adil — Yaverin Dante, Vahdet Gültekinin kalabalık tiyatrosu, Nurettinin Allah nedir başlıklı yazıla- rile çıkmıştır. 1.T.L. için|| | mı? Madam Sprunglinin bir sürü HİKÂYE ——— Almancadan terclime eden: Hatlice Hatip —— ŞOFÖRLÜK Nihayet Madam Sprungli razı olmuştu. M. Şmiti çay ziyafetleri ve hayır cemiyetleri baloları ha- ricinde de görecekti. Fakat bun- dan, genç kadının onun evine I gitmek niyetinde olduğunu zan- netmeyiniz. Madam Sprungli çok namuslu bir kadındı ve ne kadar fşık olursa olsun ve âşkı ne kadar | uslu bir erkek bulunursa bulunsun, kıyamet kopsa o, bir bekârın evine gidip onu orada ziyaret edemezdi. Sevgilisine: “ Sizi başka yerde göreceğim.,, demişti amma nere- de buluşacaklardı? Tedanslarda kadın arkadaşları vardı. Ve bu bayanlar yeni kodu mevzuu — toplamak bütün kahvelerde dolaşırlardı. Bir müzede buluşmak çok can sıkıcı idi. Bir taksi ile dolaşmak fazla — nazarıdikkati — celbedebi- lirdi. Ve eğer birisi de görecek olursa bu beraber olüşü İzah edecek hiçbir. mazeret bulun- mazdı. Zavallı dedi için M. Şmit Ümitsizliğe düşmüştü. Madam — Sprungil'nin onunla — buluşmak dadi, — tıpki bankada karçılığı olmayan bir çeke benziyordı. Fakat nihayet bir gün genç kadın sevgilisine: — Ben münasip bir yer bul- dum dedi. — Neresi?., olsun allahım... — Şehrin dışındaki mahalle, Orada henüz ikmal edileme- miş olan sigorta şirketi binasının önünde buluşacaklardı. Şmit onu otomobille bekleyebilirdi. Genç kadın da otamobile bi- necekti. Yarım saat, belki bir saat yan yana orada oturacaklar ve konuşacaklardı. Genç adam kıpkırmızı oldu. Maamafih: “ otomobilim yoktur ,, itirafında bulunmadı. Böyle bir dakikada müşkilât çıkarmak münasebet almaz. İnsanın otomobilli bir sürü dostu vardır. ve bunlardan biri arabasını kendisine verebilir. Ve işte böyle oldu ertesi gün randevu — saatinden bir çeyrek evvel arkadaşı onu güzel bir limu- zinin içinde oraya kadar getirdi, bıraktı. Biraz sonra- Madam Sprnglida gelmiş bulunuyordu. O da otomos bilin içine atladı: — Ne güzel.. Ah ne güzel değil mi, diyordu. Ben de otomo- bil — kullanmasını — öğreniyorum. Birkaç haftaya — kadar İlk şoför tecrübelerimi bu tenha sokakta yaparım. Tam — bu sözleri söyleyipte kürk yakasını açtığı zaman bir- denbire sapsarı kesildi: — Aman, dedi, ne yapalım şimdi? Kocam köşe başında. Beni buraya kadar takip etmiş... Ne yapacağız şimdi? — Meş'um bir tesadüf, dedi.. Genç kadın bir an düşündü ve birdenbire: — Bu işten ancak bir şekilde kurtulmak Ümidi vardır, dedi, o da ancak şöyle olur: Kocam benim şoförlük dersi aldığımı biliyor. Siz benim otomobil dersi hocamsınız. Haydi kalkınız yeri- nizden, makineye ben geçeyim. — Ben size... Diye kekeledi. Hele — şükürler modern DERSLERİ — Evı!. Siz bana otomobil kullanmasını — öğretiyorsunuz — ve kadın bir alete elini uzattı. — Bunu açacağım.. değil mi?. — Evet, evet, dedi. — Birinci vites bu.. vites. Mahvolduk diye düşünüyordu. Mahvolduk ölüyoruz ve otomobil hareket etti. Söylesenize firn nerede, Otomobil sür'atle ilerliyor, sa» ğa sola zikzaklar yaparak kenar- daki yayakaldırımın Üzerine doğ- ru gidiyordu. — Söylesenize bana şimdi ne yapayım? Ömründe otomobil kullanma» miş olan adam şimdi ne yapmak lâzımgeleceğini nereden — bilirdi. O, gözlerini kapamıştı : Ikinel bana şimdi Dedi. Ses Adetâ bir von nefes gibi ağzından çıkmıştı — Canım şimdi kocamı dü- şünmeyiniz, aklınızı başınıza top- | layınız, sür'ati nasıl eksilteyim? Korkudan — gözleri büyüyen kadın direksiyonu çevirmişti. Kaldırımın yanındaki taraftaki çiçekleri ezdiler ve yine bir asfalt yola çıktılar, — Böyle mi yapayım, ay bu makine nasıl durur. Şmit cevap vermiyordu. Hep gözleri kapalı — etemobilin bu sür'at'e bir duvara çarpmasına intizar ediyordu. Fakat çaresizlik içersinde ka- din bir şeyler yapmakta idi. Birdenbire acı acı korne öttü ve Şit sıçradı... Kadın yanlışlıkla basmıştı. kornaya * Sonra nasıl oldu, anlamadı, Madam Sprungli de pek farkında değildi. Otomobil — birdenbire tevakkuf etti. Otomobilin bu heyecanlı gidiş gelişlerini seyreden kocası da onlara yaklaşmıştı. Otomobil — durduğu — zaman arabanın çok yakınında bulunu- yordu. Şmit gözlerini açar açmaz kaldırımda — durup kendilerine bakan M. Sprungli'yi görünce aklı başına geldi. Bu adam ihtiyar ve çirkindi, Hakikaten genç karısına hiç ya- kışmıyordu. Kocasını gören Madam Sprungll büyük bir hayretler —AL Sevgilim, dedi, burada mısın? Ne işin var burada? Öteki biraz mahcup, biraz canı sıkılmış: — Şey, dedi, arkadaşımı — görmeye Fakat sen? — Beni görmüyor musun, dedi, şoförlük dersi alıyorum. Hâ sahih sizi tanıttırmayı unuttum, Kocam. Otomobil ikocam M. Marten. Ve iki erkeği daha uzun zaman karşı karşıya bırakmamak için otomobilla kapısını açtı ve: — Allaha wmarladık M. Marten kocam buraya kadar gelmiş ma- demki,. Onunla gidiyorum, dedi. Yarın sizinle ayni saatte buluşu: ruz. Sizi gelip gerajdan alırım. * O gündenberi Şmit, Madam Sprungli bir daha göremedi. M. Şmit yalnız Madam Sprungll ile değil, bütün öevli kadınlarla münasebetini kesmişti. bir İş için bir geldim.