BAAT N CARU AAA 8 Sayfa Hangi Mektebe Gireceksiniz ? Nafıa Fen Mektebi Mektebin tahsil müddeti 3 senedir. Kayıtlar 1 eylülde baş- lar, 15 eylülde bitirilir. Mektebe girmek isteyenlerin şu şartları haiz bulunmaları lâzımdır: Türkiye Cümhuriyeti tebaasın- dan olmak, 17 yaşından aşağı ve 25 yaşından yukarı bulunmamak tahsilinin devamına mani olacak bulaşıcı hastalıklardan, vazifeye engel uzvi noksanlıklardan salim bulunmak, mektebe başvururken iyi ahlâkına dair muteber vesika göstererek, hüviyet, aşı kâğıdı ve 4/5 boyunda yedi fotoğraf getirmek — lâzımdır. Nafıa mektebine girmek isteyenlerin en aşağı ortamektep veya aynı derecede tahsili haiz maarifçe musaddak — hususl! — mektepten mezun olması ve riyazi derslerden en aşağı (âlâ) derecede not almış bulunması lâzımdır. Ayrıcı şartları haiz olanlar * cebir, hesap, musattah hendese ve türkçe,, den bir müsabaka imtihanına tâbidirler. Bu imtihan- da muvaffak olanlar yatılı alınır- lar. — Muvaffak — olamayanların evrakı geri verilir. Buna mukabil tam devreli Lise mezunları imtihansız olarak birinci sınıfa — yatılı girebilirler. Ancak bunların kayıt ve kabul zama- nında müracaatları şarttır. Çocuk Bakıcı Mektebi Çocuk — esirgeme kurumuna bağlı “çocuk bakımı mektebi,, ne girmek iİsteyenlerin yaşları ( 18 ) Hle (25) arasında olması Vâzımdır. Ayrıca ilkmektep veya ortamek- tep mezunu olmaları da şarttır. Mektebe — başvuranların — elinde şu vesaikin bulunması lâzımdır: Mektep — diploması, — hüviyet tÜzdanı, sıhhat raporu, aşı tez- keresi, iyi ahlâk tezkeresi, dört fotoğraf. Yalnız genç kızlara mahsus olan mektebin tahsil müddeti (2) senedir. Derslar nazar! ve ameli- dir. Talebe —ders aaatlerinden sonra koğuşlarda tatbikatla meş- gul olurlar. Mektep yatı mekte- bidir. ve parasızdır. İki yıllık tahsilden sonra imtihanda muvaf- fak olup çocuk bakımı diploması alanlar hastanelere bakıcı, mücs- sese veya allelere İyi aylıklı çocuk bakıcı olarak yerleştirilirler. Sivasta Piyango Talihlisi Sivas (Hususi ) — Tayyare piyangosunun son keşidesindeki 12 bin Jiralık Ikramiyenin onda birinl burada Bay Rıfat kazanmıştır. Ikramiyesini alırken her yıl Tay- yare Cemiyetine 50 llra vermeyi ve hava tehlikesini bilen üye olmayı deruhte etmiştir. OSMANLI BANKA TÜRK ANONİM ŞİRKETI TESİS TARİHİ: 1868 ermayesi: 10.000,000 İngiliz lirası Türkiyenin başlıca şehirlerile Paris, Marsilya, Nis,Londra ve Mançester'de. Misır, Kıbria, İrak, İran, Filistin ve Yunanistan'da Şubeleri, Yugoslavya, Romanya, Suriye ve Yunanistan'da Filyalleri vardır. Her tüzlü banka muameleleri yapar SON POSTA ——— ——— Nuhun Gemisi: Araba Vapuru Siz, Bu Içinde Çeşit ÇeşitEşya Ve In- san Bulunan Gemiye Bindi- niz Mi, Hic? Rıhtımın - bütün kalabalığı, Araba vapurunun omuz nıdığl tahta İske- — p leye — toplanmıştı. — | Allahın sıcağında — | alnından — buram buram ter döken ihtiyar bir ara- bacı, elindeki 60- ryı durmadan sıs- a atının — sırlına vuruyor, ağrından burnundan soluya- rak bağırıyordu : » — Di anasınıl, Dece hayyyl Ulan karnına çöp mü battı, — yürü bel. ı Tahta lskeleye omuz veren araba vapuru böyle haftada iki gün taşıyacak mal bekler . Hayvan gözlerini yarı kapamış ayaklarını direkler gibi germişti. Denizden korkuyor olmalıydı. Et- raftan arabacıya takılanlar, gülü- şenler, bağrışanlar artıyordu. Biri: — Hey, dedi baba, hayvanın dişisini de getir de girsin fakircik!, Bir başkası başını sallıyordu: — De gayri, etme de bir pilâv zerde yiyekl. Hayvamı ne döğü- yon, nazlı kınalıyı getir de hele bir gör. bapura değül çılbak çı- bak denüze bile girerl.. Araba — vapuru —her hafta böyle iki gün Sirkecinini tahta iskelesinden — kalkar ve içi tıpkı Nuhun gemisi gibi çeşit çeşit hayvanlar, dişili, erkekli atlar, tavuklar, eşekler, keçiler, kazlar, hindilerle dolar ve Ana- dolu sahiline hareket eder. Istanbulda “Nuhun — gemisi!.. Olur mu? Olur!.. Sırtımı güverte demir'erindan birine vererek Nuhun gemisinin doluşunu — seyrediyorum: — Tahta iskele önünde ayak direyen atın nihayet gözlerini bağladılar, geri döndürdüler, — biraz. — dolaştırıp yapara soktular. Arkadan tam altı kafcs tavuk geldi. Hikmetihuda, — hayvancıkları hıçkırık tutmuş olacak!. Denizin tuz kokulu rüzgârını yutar yutmaz hepsi de: “Kı - iük, kı - iük ). ,, bağrışmıya başladılar. Biraz sonra külüstür. bir Ford otomobili sıç« raya sıçraya İçeri girdi ve yan tarafta bir yerde nefes aldı. Araba vapurunun tayfalarından birine sordum : — Kuzum, bu bayvanlar, ara- balar hep nereye gidiyor böyle ? Yüzüme bakti. Sigarasını çe- kerek tatl bir lâz şivesile: — Göç ediyorlar bayım, de- di. mevsimdir. Yaz gelince Ru- meliden tavuk çok geliyor. Bir de atlar artık İstanbulda para etmez oldu, araba dersen, tomo- fi, kamyon çıktı çıkalı kökünü Paraşütle Denize Atlama Pekoru Moskova, 1 (A. A.) — Paraşütçü Aleksandrof, uçak tarihinde ilk defa olarık denize paraşdile blr atlayış yapmış'ır. Sukum'da sahilden 7 kile- metre ötede 2500 metreden atlamış, paraşötü 1350 metrede açmş ve 20 metre kala da paraşütten ek suya dalmışt r. Kral Corc Hasta Londra, 1 — Kr ! soğuk — algınlı- Ha tan hastadr. Bzüütünteceşescen ! — Gazetenin evas garisile Bir sütunun ikl satırı bir (santim) sayıtır. 2— Sayfasına göre bir santi- min ilân fiatı şanlardır: sayla y y 1 3 |- 400 | 250 | 200 | 100 Kış. | Keş. | Krş. | Krş. 3—,;Bir — şantimde (8) kelime vardır. 4—İnce ve kalın yazılar tutacakları yere — göre sanlimle ölçülür. Nohun gemisi böyle çeşitli hay- vanlarla dolardı amma, yu oto- mobiller insanın aklını başına getiriyor .. kuruttu. Arabacilara Istan- bulda ekmek kalmadı.. Nuhun gemisinde yer yer dizilen atlar, eşekler, tavuk ve kaz kafesleri arasında yalnız. “Peygamber Nuh,, ekelk.. ların içinden sıska, bodur bir horoz şevke geldi, çığlığı bastı. Artık küçük eşekçikler bile ferah ferah amrabilirleri. Çünkü vapurun burnundan blir gramofon sesi gelmeye başlamıştı. Tam Aâlemi. Anadolu yakasına — eşya taşıyanlardan birinin canı sıkılmış olmalı!. Öyleya, yanıbaşında duran gramofonu ne diye çalmasın? * Bir aralk araba vapurunun göbeği Üzerinde bir gürültü koptu ve tayfalar bağrışarak koşuştular. Üstüste konmuş tavuk kafeslerin- den — birl devrilmiş, — bir tarafı kırılmıştı. Beş altı tavuk şaşkın şaşkın güverteye yayıldılar Bir koşuşmadır başladı. Eh artık yer- lere yatıpta gülmek İstersenir, bu Nuhun gemisindeki kovalamaçayı seyredin |.. Tatlı bir Lâz şivesile konuşan tayfaya yine sordum: — Nasıl, taşınanlar, göç eden- ler azaldı mı?.. — Ne diyorsun bayım, bizim relz var, bu bapurda tayfa idi, ©o anlatırdı. Abdülhamit güuünde yaz oldu mu, eşya taşımıya vakit bulamazlarmış.. Doldu mu İçi bapurun, adım atacak yer kak- mazmış!.. Şimdi badava diyoruz da, eşya taşıtacak adam çıkmıyor. Bu aralık iki araba eşya geldi ve vapurun içine boşaltıldı. *Arkadan da eşya sahipleri,. Boyaz başörtülü, siyah feraceli kadın vapura şöyle bir baklı: — Ayol, bu bapurun hani li- monatacısıl, Nevrim döndü, içim bayılıyor!. Hu, kız Şayestel.. Keşke Ramide Hacı Mustafadan bir nane şekeri alaydık!.. Hem de... Ihtiyarın arkasından gelen eni- ne boyuna genç kadın utanmış gibi elra'ına bakındı; — Anne anne, canım bağıra bağıra söylemel. Ayıp olur. Yü- rü de, eşyalara bir bakalıml. Haydi bu Nuhun gemisine böyle bir taze lâzım diyelim. Ya ihtiyar *“nane anne,, ne işe yarar kil. — Artık denizealışan tavuk- - —e Öz Türkçe alışmaları On Altıncı Liste 1 — Hakikat — (T. Kö.) 1 * gerçek, gerçeklik - vörite, 2 « — ( erim) gerçe, gerçelik - renlitâ nekler: 1 - hakikat budar, 2 - bir devlet adamı, hayal değil, gerçeler ( gerçeklikler ) Üstünde yürür. 2 — Hakiki — 1- gerçek, ha- kikiğ - veritable, 2 - gerçel (terim) reel ekler: 1 - o, hakikiğ bir iş adamıdıt. 2- belki iyi değil, fakat gerçek (gerçel) olan budur. 38 — Tahkik etmek — ger- çinlemek Tahkik, Tahkikat — gerçin Örnekler: 1 - polis meseleyi gerçinlemeye başlamıştır, 2 * tüzel gerçinler - tahkikatı adliye 4 — Tahakkuk etmek — 1- erçinleşmek, gerçeleşmek, 2 « esinlemek ğ Örnekler: yurd bayındırlığı U- küsü, ancak cümhuriyet dev- rinde gerçeleşti ( gerçekleşti ) 2 - kesinlenen vergiler - tahak- kuk eden vergiler 5 — Tahakkuk ettirmek — gerçeleştirmek, gerçekleştirmele, 2- kesinlemek 3- varlaştırmak On Yedinci Liste 1 — Mütaahhit — Üzstenci Taahhüt — Üstencilik Örnekler: 1- arkadaşım geçen yıl odun Üstenciliği etti, 2- üs- tenciler, İş yaparken, yalnız kendi kazançlarını düşünme melidirler. 2 — Taahhüt — Yüken Örnek: Makdonald, İngilterenin Avrupada yeni hiç bir yükent altına girmeyeceğini söyledi. 3 Taahhiüt etmek — 1- yü- kenmek, 2 - üstenmek 4 — Nezaret — Gözet Örnek: Üç suçlu, polis gözeti altına alınmıştır. 86 — Malzeme — Gereç Örnek : Şimdi en çok işleyen fabrikalar, barp gerçeleri y panlardır. —00 Noti Gazetemize gönderilecek yazı- larda bu kelimelerin Osmanlıcaları nn kullanılmamasını rica ederiz. İzmir Belediyesi Borç Taksitinin Yarısıni Finans Bakanlığının Ver- mesini İstiyor Izmir, (Hususi) — Izmir Şar* bey'ıığı Finans Bakanlığına müra* yacaat ederek Izmir Belediyesinlü Istikraz borcu için her yıl Iş Bati* kasına Öödediği 300,000 lirabk taksitin bu yıl ancak ISO,M lira ödenebileceğini, kalan 150,000 Uralık taksitin Bakanlıkça öden” mesini İstemiştir. Izmir ŞarbaylığI bilâhare bw borcu Finans Bakanl” lığına ödeyecektir. Bu Husustâ Bakanlar Heyetinden karar isten” miştir. BUTÜN ULKEYl DOLAŞAMAZSINIZ FAKAT : Pblıı n BürÜN Ückevi HER GUN D0l M —._——/