Tek Beygirle İş Göremez Miyiz? Kemaliyenin Şahsor köyünde Osman Eröz'den dikkate değer bir mektup allım. Diyor ki; * Bizim köyün - dağlık ve arızalı olduğu için - mraata elve- rişli yerleri azdır. Bu yüzden her- kes bir çift öküz dahi besleye- mez. Bırçoklarının tek bir öküzü olup çift zamamı gelince iki ev bir.eşerek birlikte işlerini görür- ler. Komşusu İie uyuşamayanlar ise tarlalarını vaktinde süremeyüp yüzüstü kalırlar onun için biz, öküzü beygire veya katıra çevi- rerek hem fazla hayvan beslemek yükümünden kürtulmak - istiyoruz hem de her köylünün vaktinde İşini kendi başına başarmasını isti- yeruz. Böyle olursa bu tek hayvanla yükümüzü de taşıyabileceğiz. Fakat şimdiye tek beygir veya kalırla iş öyebilecek bir pulluk öğıenr. medik. Nereye Ü_, vurduysak oprağımızda cevap — alamadık, oldukça killidir. Ona göre bixe akıl vermenizi rica ederim ,, — Düşünceniz çok yerinde- dir. Yalnız toprakları elverişli olmayan — yerlerde değil; — her tarafta öküzün yerimni beygire bırakmak zamanı gelmiştir. Bunu ( makineye bırakmak gerektir ) diye daha ileri götürenler baksız- dırlar. Çünkü bugün ileri memle- ketlerde — bile aevan — kuvveti ziraat işlerinden uzaklaştırılama- mıştır. Her işi makineye yüklet- mek isteyen — Almanlar bunun acı bir tecrübesini yaptılar. Ingil- terede hâlâ zıral — kuüvvetin *6 70 ni beygir temsil etmektedir. Fransızlar hayvandan vazgeçmeye imkân göremedik'erindan onlara ( Tüzumlu — belâ ) diyorlar. Bütün bunlar birer hakikat — iken; bizim için de ziraatteki ilerleme tarlaya twraktörün değil aacak beygirin girmesile başlıyacaktır. Hele makiaelerini hentz kendisl yapamıyan, her parçasını dışarı- dan getirmeğe mecbur olan bizim gibi memleketler de ise makineye geçmek gülünçtür. Yalnız şu var ki öküzü bırakıp beygire geçerken yapaca- ğimiz yenilikte yine öküz gibl beygirleri önümüze koşmak yo- lunu tutarsak bundan çok bir şey kazanamayız. Beygirin kuvvetinden o'anca faydayı görmek için onun öküzden çok Üstün bir ba'e ge- tirilmesine — çalışmak — lâzımdır. Seviaçle söyliyebiliriz ki bugünkü çalışmada — yurdumuzun — beygir nesli hergün bu İşin dileğine uy- gün bir hale gelmektedir. Kuy- vetli beygirler önce ıslah edilmiş bir cirsin yayılmasile olursa da bunda bakımın da büyük tesiri vardır. Köylümüz 'beygiri de öküz gibi bıkmağa kalkışırsa bu işte yaya kalacağımızı bilmeliyiz. Bu sözleri ileri sürmekteki maksadım öküzü bırakıp beygire geçerken bir defa bunları düşün- mendizi hatır'atmaktır. Şu halde önce iyi — beygirler beslemeyi, sonra onlara iyi bakmayı göze alınız. Hem düşününüz ki #siz tek beygirle İş görmek istiyor- sanız. G'ıleı:elt yazımda aradığınız pullukları resimlerile yazacağım. Çiftçi Çit Ağaçları Bir okuyucumun isteği üzerine 26 nisan 935 tarihli gazetemizde sağlık verdiğim gilediçya çitleri dolayısile onkarahisardaki de- ğgerli ziraatcılarımızdan Bay Ah- met bir mektup yezarak glediç- ya'dan başka yeşil çit olmaya elverişli olan ağaçları hatırlat- maktadır: «İklim ve toprağına göre gı- Iediçya'dan başka yeşil çit ya- puimaya yarayan ağaçlar — şun- lardır: Mük'era, erik, , G li kara - çalı, yabani akösya, — dikenli Bugün Pariste, Amerikan has- tanesinde hasta yatan Çalyapin, kırk sene evvel Opera sahnesin- de büyük bir inkılâp yapmış, kendisinden —evvel ©o sahneyi şerellendiren en parlak opera yıldızlarını —bile gölgede bırak- mış. Büyük bir mugamni, ve za- manımızın en büyük bir aktörü- dür. Kendisi tam manasile bir ar« tisttir. Yalnız bir musikişinas de- gil, ayni zamanda büyük bir san'atkârdır. İyi bir ressam, iyi bir karikatürlst ve oldukça mu- vaffakıyet kazanmış bir heyke'- traştır. Hele sesi, bir harikadır. Aktör olarak ta yaratıcı bir san'atkârdır. , Mazinin büyük san'atkârlarını Donkişotu temail ederken Sevilli berber tem- ailinde adeta çiğniyerek geçen ve harp sonu sahnesine doğan bu yıldır, kendisinden evvel gelen artistle- rin tamamile dolduramadığı ope- ra sahnesinin boşluğunu, şahsiyeti, yüksek #san'ati ve onun nurile kaplamıştır, denileblür. Çalyapin bundan 62 sene ev- vel Rusyada doğmuştur. Babası küçük bir köyde kunduracılık yapardı. Küçük Çalyapin köyün en haylaz ve en yaramaz çocuğu idi. Böyüyünceye kadar köyde yapılabilecek her işe —burnunu soktu. Fakat biç birinde bir isti- dat gösteremedi. Hele babasınım san'atı olan kunduracılıktan oka- dar mefret ederdi ki — nihayet babaslle araları fena halde açıldı ve Çalyapin 17 yaşında iken ev- dı:'u kaçıp Volga ııı:ri Üzerinde 'er yapan mavnalarda başladı. eee Birgün sırtındaki bir. buğday çuvalı taşır meşhur Volga mah- kümlarının — şarkısını — söylerken tesadüfen oradan geçen zengin bir tüccar Çalyapinin — sesinin güzelliğine hayran oldu ve bütün GeteemaaenaneeieReseRLeeeaRReaşeReRa n eemasiseene portakal, anber, yabani fnnap ve iğde, dikenli dişbudak, ak- diken, katır tırnağı, böğürtlen, yabani gül,, * Havranda Bay Hüseyin Ruhiyeş Tasa etmeyiniz. —Lüleburgaz- hılar yamlıyorlar. Sıranız gelince yazacağım. — Ç. 4? Zirsat hususundakl müşkililarintıl seranar. Sön Posla'nın (Çiftçi) l slse Gevap verecektir. SON POSTA BUGÜNKÜ DÜNYANIN BÜYÜK / BAŞLARINDAN : Çalyapin masrafını deruhte ederek musikl dersleri almasını temin etti. Çalyapin bu deralere dovııı' ederken, birgün, arkadaşlarından biri onu köye gelen seyyar bir tiyatronun oynadığı “Bir köy dü- günü,, piyesine götürdü. Evvelâ para sarfetmemek için tiyatroya gitmek istemeyen Çalyapin, köyün dumana boğulmuş - tiyatro salo- nunda, vücutleri senelerdenberi su yüzü görmeyon aktörlerin oyunlarını büyük bir hayret ve meclubiyetle seyretti: Oyunun sonunda derhal kum- panyanın müdürüne — müracaat ederek boğazı tokluğuna çalışa- cağını söyledi ve bu suretle mü- dürün İleri sürebilcceği bütün iHirazların önüne geçerek seyyar tiyatro kumpanyasına girdi. Çalyapin, Allahın ona İhsan ettiği o ilâhi sesi kimseden esir- ğemez, izhar edilen en küçük bir arzu Üzerine — yorulmadan şarkı söylerdi. Maksim Gorki onun en İyi arkadaşlarından biri Idi ve bir- likte bütün Cenubi — Rusyayı dolaşmışlar, birkaç parâ muka- bilinde kahvelerde şarkı söylüye- rek geçinmişlerdi. Yirmi yaşına geince, şöhreti bütün Rusya- sini Petresburg operasına da- vet ettiler ve işte o gece bü- tün — Avrupa semasında yeni bir opera yık di — doğmuşlu. Boris Godünov rolünde Bütün Rusya “ona adetâ taabbüt ediyordu. Harpten biraz evvel Londraya giderek meşhur Drury Lane tiyat- rosunda bazı temsiller verdi ve Ingiltereyi de tamamile — teshir etti. Rusyaya döndüğü zaman İngi-terenin bütün musikl merak- hları adetâ Çalyapinin matemini tuttular, * Ruaya ihtilâli başladığı zaman Çalyapin bir milyon İagiliz lira- sına baliğ olan bir — servete malikti. Fakat ihtilâl bu serveti de diğerleri gibi sildi, süpürdü, ve Çalyapin bir müddet ancak un, şeker, ekmek gibi iİaşe me- vadı mukabilinde konserler ver- meğe mecbur oldu. Fakat ae - İhtilâl ve nede iktısadi vaziyettekl derin tahav- vüller onun sesinin halk Üzerin- deki tasirini kıramamıştı. Sovyet hükümeti bile onu halk artisti olarak İlân etmiş ve İaşesini temin etmişti. - Çalyapin buna son derece memanun olmuştu.. Çünkü canım- v dan fazla sevdiği dokuz çocuğu vardı. ve onların aç kalması ihtimali onu ihtilâlin bidayetle- rinde müthiş bir korkuya düşür- müştü. Nihayet 1921 de, Avrupaya seyabat yapmasına müsaade edildi, Ancak kendisinden avdet ede- ceğine dair bir taahhütname alındığı gibi karısı ile çocukları da adeta rebhin olarak Rusyada alıkonuldu. 1921 de tekrar İngiltereye gideon Çalyapin 1913 deki |Çalya- pinden çok farklı idi. Elbisesi liyme —liyme idi. — Ayağındaki potinler — artık — yamanabilecek dereceyi çoktan geçmişti. Fakat cepleri mücevher dolu idi. Eski servetinin bakiyesi olan bunları her nasılsa kurtarmaya muvaffak olmuştu. Bundan maada Ingiüteredeki bir gramofon şirketi kendisine oldukça para borçlu Idi ve Çalyapin ıgiltereye gellr gelmez bu parayı da tahsil etmişti. Ingiltereye ayak basar basmaz Uk işi en meşhur bir bakkaliye mağazasına — giderek, —Rusyaya çocuklarına yiyecek içecek gön- Hovançina rolünde Mofletofles roltünde dermek oldu. Ondan sonra da eski terzisine giderek tam on beş kat elbise ısmarladı. Ingi.tereden Amerikaya geçti. Oraya vasıl olduğu gün ağır bir nezleye tutuldu ve sahneye çıka- madı. Konser günü geldiği zaman Çalyapinin — sesi hâlâ — kısıklı, hâlâ açılmamıştı. Fakat konserl tekrar tehir etmek imkânsızdı. Çar naçar giyindi. Bir takslye binerek Nevyorkun meşhur Man- hatan operasına gitti. Ona refa- kat eden doktor korserden vax geçmesini tavsiye ediyor. Bu hal ile sahney& çıkmanın delilik olduğunu söylüyordu. Tiyatro müdürü, konserden evvel sahneye çıkıp mazarat be- yan etmiye mecbur oldu. Fakat halk onun sözlerine kulak asmı- yordu mütemadiyen alkışlarına devam ediyordu. Nihayet Ça'yapin — sahneye çıktı ve çekmekle olduğu bütün istıraplara rağmen İki parça oku- mağa muvaffak oldu ve sonunda sesi tamamile kısıldı. Kendisini derhal bir sanator- yoma kaldırdılar ve Nevyork hak kı haftalarca önün ahvali ahhiye- sini öğrenmek için gazeteleri ka- piştilar. Fakat Çalyapin bu teh- likeli hastalığı da savuşturdu ve Amerikadaki turnesini muvaffa» kiyetle tamamladı. Kazandığı bü- tün parayı Bakkaliye dükküânla- rında sarfediyor, Rusyadaki aile- sine akla gelmiyan yiyecek ve içecek şeyler gönderiyordu. Amerika turnesinden sonra, sözünde durduğunu lsbat etmek için Rusyaya avdet etti ve bir -lâmba ile aydınlanması hususundâ vaffak oldu. O zaman, yani | Kari Mektubları Bir Semtin Dileği Geçen sere semtimiz ve civâ* rındaki sokaklara parke kaldırım döşetildiği zaman sıranın bize dt geleceğini zannederek sevinmiştik: Fakat her nası'sa sokağımız bü nimetten iİstifade edememiş vt eski halinde bırakılmıştır. Möter madiyen yapılmakta olan yenl binalar ve kaldırımsızlık yüzündef ba sokak kışın yağmur va ça murdan, yazın da toz topraktali geçilmez bir hale geldi. Caddemiz Nişantaşının en işlek bir yerinde ve vali konağınıt arkasında olduğu İçin, civarımız” daki sokaklar —gibi bizim dt sokağımızın kaldırımlarının yent den İnşası ve lâyık olduğu şekle konması için hiç olmazsa bir ikİ Blediyemizin dikkatini celbederiğ: Nişantaş, Kuyamcu sokak Nurl Bekçisiz Bir Mozarlık Bundan bir ay evvel Mevl& | nekapı Merkezefendi mezarlığını? Belediye korucusu “ öldü ve & zamandan beri yerine hiç kimsi | tayin edilemedi. Bu yüzden bol kalan meiarlığa birçok serserilef girerek aile mezarlıklarının sene" lerden beri yetiştirilen gül, çiçek ve serailerini koparıp götürmeyt başladılar. — Ölülerimizin yattığ! yerlerin daha ziyado harap edik memesi için buraya bir ân © bir korucu tayini lâzımdır. Okuyucularınından H. Ardış BAA sene sonra tokrar — Avrupayâ gitmesine müsaade edildi. Bu de” fa, onun allesine ne kadar bağlı olduğunu takdir eden Sovyet hi* kümeti karısile üÜç çocuğunu dâ beraber götürmesine müsaade ettk Bir müddet sonradiğer çoml'. larınıda birer birer ve (başka bSf ka yollardan yanına getirmiye d seneslide Çalyapio yei bir serftİ yapmıştı. ; Fakat birdenbire Amerikadak borsa panigi başgösterdi ve b servetir. yüzde sekseni bir gll içinde mahvolup gitti. O zamti altmış yaşına yaklaşmakta idb Fakat yine ümidini kaybetmiyer?” konserlerine devam etti. Yavaş yavaş tekrar kıııj topladı ve bir servet daha bil tirdi. Pariste büyük bir ev, Fraf' sanın cenubunda bir villâ, Lof drada bir apartıman ve Al!d:' kada da bazı arazi almıya muv! fak oldu ve geçen sene de â sahneden çekilmiye karar vw:v Avusturya Tirollerinde bir &' ye kadar hiç bir opera artisti mamıştır. Geçen sene Lond'" verdiği iki konser için tam (27 Tagiliz liram almıştır. Fakat bütün şöhretine iki defa kaybodip tekrar ki dığı servetine ve çektiği $ lere rağmen Çalyapin ka neşesini kaybetmemiş. Fey tabiatini katiyen değiştirme Dünyada opora sahnesi cuda gelelidenberi onun korkunç bir Mefistokles, © kadar acındırıci bir donkişct yapan bir artlat Caba dünyi” | gelmemiştir. © & xkx“uîîâ.ği