e # N Ber indi 20800008 Yeni Bir Babil — | SON POSTA D0004 VİVE TE Kulesi Yapıldı Almanlarla Fransız'arın “Hiç Kavga Etmeden Geçindikleri, Hâttâ Biribirlerine Yardım Ettikleri Biricik Saha Sinemadır! Berlin, (Ma- Yin) — Hitler si- Yasetinin Alman #İnema sanayiin- de büyük bir karişıklık doğur- dağu malümdur. siyasetin ya- hudileri kovmak» İn Alman sahne- «ini | fakirleştir- diği iddiası da İşitilmiştir. Bu gün Alman sine- masının eski hâ“ kimlerinden bir» $oğu menfada- dirler. Buna rağ- Wen Alman sine- Ma sanayii işle- mektedir. Niçin Ve nasıl? Ufa kumpan- Yası son yıllar İçinde büyük bir ema merkezi | Yaptırttı ve adına eni Babil şeh- *» dedi, Alman Nemasının vazi- Yetini anlamak vu bir defa bu- Yı gezmek ge- tektir, . Her şeyden a düşünüle- yerle, kuvvete, tü körüne di- Spline, eneil yani ideal için edin feda edil dı pPrensipine Yahan bir me- pniyet güzel matların serpi- İP büyümelerme Uzm olmamak r. Bütün ğlseflr der- iç “io Sanatta lay ime, zarif. teke, ncak lâkırdı, hodbini ve "dar. anS zamanlarında inkişaf Alaz, Bu prensipe bakarsanız, taj yi “ilham prensibine,, mü- Vermçir, iklim değildi, hükmünü ürünle "Badr ) ekme . eriin kaş amaktadır. Yalnız bii beyi, halka başka şekilde “birlik bağı, San, vermen'n yolu bulunmur, eril una yeni bir "yiyecek, Düny, #tir. Tabii bu sosyal ka- Alay sinema da hariç kalamazdı. filmi şimdi yarı yarıya gsindaya hasredilmeye mah- daki Gil İsteğin Zaferi,, ismine dme ilminin ANCA! iğer Mig ki, tüccari gayelere hasr- Mülepiye cektir ki, bu dahi ihmal “ecek bir şey değildir. : * Brağindiki halde Ufa sütüdyoları we lap Apeatkârları ile dolmuştur, kışgpan meslekdaşları ile Yalar ödeş gibi geçinmekte, İdin, Yardım etmekte, onlardan in d, Eörmektedirler, Maamefih tay, Mi uran yalnız Fransız san'at Bar dir. Burada diğer ırklar- Maya arada tesadüf edilir, ve n ç, #tishasız her dili işitilir. ndir ki, stüdyoya “yeni e Bishri, denilmesi pek yerin- Bütün Dünya Dillerinin Istis- ' nasız Olarak Konuşulduğu Yer.. dedir, * Ben Ufa stüdyolarıma girince, hep tanıdık simalarla karşılaştım. Birkaç ad sayayım: Jak Bousket, Henri Garat, Henri Chomett, Arman Bernard, Ploken, Florell, Jaklin OFraasel, Sim Viva, Jan Boitel, Mana Gaya, Germen Şarley, Daniel Darricux, Feliks Oudard, Dechamps, Gaba: roche, Jan Rousslier, Henri Bosk, Luis Blanch, Pizelia, Jan Boyer. Eminim bu adları okuduktan sonra içinizden: — Peki Amma Pariste kim kaldı, diye (düşneceksinizdir. San'atkâr, (o dekorist, mühendis, operatör hepsi Lerlinde toplanmış! yledir. ç » Iş başında gördüğüm yabancı san'atkârların ilki İlenri Garat oldu. Amphitryon oynıyacaktır. Usta ellerine makiyaj yaptırtıyor- du. Bu, onun için her gün bir saat süren bir işkencedir ki, tafsilâtı ile anlatılmıya değeri vardır. San'atkârın başına kartondan bir kafatası geçiriyorlar, bunu alnına ve şakaklarma güzelce yapıştır- dıktan sonra,Güzerine sicak bal sürüyorlar, Üstüne de balık de risinden yapılmış bir cilt yapış- Ufada görülen dekorlardan bir kaçı, Amphlitron için (Tep) şah- rinden bir man- zara, Vals muha- rebesi için Viya- nadan bir sokak ve Hanri Gara tırıyorlar. Bal soğuyunca kendi- sini çekiyor, Üzerindeki (— balık derisi de büzülüyor, ve yüz bw ruşuk bir ibtiyarın yüzü halini alıyor. ; Sonra mesele bu “ başın üzerine seyrek bir beyaz o saç dikmeye kalıyor. Dedim ya bir işkencedir ki, sabahleyin yapıl- maşile başlar, akşam bozulmasi- le biter, * Şimdi Ufada Amphitrondan başka, bekâr dul kadın, Jandark isminde iki filim çevirmektedir. | Bunların her ikisi için de yapılan dekorlar birer harikadır, ve mu- hakkak ki Ufa bu sahada önüne geçilmez bir hakimiyete maliktir. * Ufada dekor, yalnız bir filme mahaus, hafif ve zayıf yapılmaz, Ve temsiji müteakip bir kenara atılmaz. Sağlamdır, havadan su- dan korkmaz, hemen hemen beton bina kadar tahammüllüdür ve ilerde hafif bir makiyaj ile bir başka film için tekrar işe yarayacaktır, işte bu prensibin bir neticesi olarakdır. ki, bütün Ufada bir Çin şebrine, bir Viya- na sokağina, veya Berlin kahve- sine tesadüf edililir. Stüdyo de- ğil adeta ber memleketin bir sokağı veya milessesi - alınarak —...ue ...... vövetürüvuuuuuuuuuavu 400000 Haftanın Filmleri — Uyuşturucu ilâçlar filminden iki sabne Jan Müra ile Hans Alber Amerikada: Tanınmış bir Ingiliz muharriri “ hayatta yeni hiçbir mevzu yoktur, mesele eski bir mevzuu yeni gibi göstermek- tedir ,, der. Kolombin kumpan- yasının iki senaryocusu Svarling ile Riskin Ingiliz muharririnin bu mütalaasına hak verdirmek iste- miş olacaklar ki, yeni eserlerinde iki adamın birbirine benzeyişin- den istifade etmişlerdir. Bu yeni eserin adı “ bütün şehir bundan bahsediyor,, dur. Ve rejisör ( Jobn Ford) un elinde, romanlarda okuya okuya bıktığımız bu eski mevzu hakikaten yepyeni birşey olmuştur. Ve insanı kahkahalar ile göldürmektedir. Yekdiğerine benzeyen tiplerden bir tanesi kendi haline bir memurdur, öteki ise korkunç bir Gangster, artık Dat tarafını siz tahayyül ediniz! Oynayanların (arasında Edvard Robenson ile Jean Artbör haki- katen muvaffak olanlardandır. Fransada: “ Gölgede kalmış kanatlar ,, adı altında bir film yapıldı. Mevzuu tayyarecilikdir ve ortaya Okoyduğu muamma da | şudur: — Bir pilotun önünü hiç gör meden O tayyaresini (o kullanması mümkün müdür? Bununla beraber bu filmin gözlerimizde canlandır. dığı sahne, o'dukça heyecan ve ricldir. Bir taraftan münhasıran mes'ekini düşünerek yaşıyan pro- fesyonel tayyerecileri, öte taraf- tan da fakirleşmiş, ve birkaç ku- ruş kazanabilmek için hayatını tehlikeye atmiya razı olmuş, hava canbazlığına kalkmış, düşkün pilot- ları görüyoruz. â İngilterede: Kıral Corcun 25 yıllık saltanatı esnasında Ingik terenin şahit olduğu bütün hâdi- seler bir filmde toplanmıştır. Ma- amafih film Kıral Corcun tabta geçmesinden evvel başlar. Çünkü büyük Ingiliz kıraliçesi Viktorya mn bayramını, sonra cenaze me rasimini, daha sonra 7 inci Edva- rm tabta geçişini ve ölümünü görürüz. Kıral Corc bunu müte- akip gelir. Filmi henüz görmek nesip olmadı, fakat İngiliz gaze teleri temin ediyorlar ki fevkalâde muvaffak olmuştur. Holivut studyoları sesinin gü- xelliği İle tanınmış olan Fransız san'atkârı © (Lili Pons)ı angaje etmişlerdir. Bu şarkıcı kız yi kında o Amerikaya giderek ilk filmini çevirecektir, İyi bir reji- sörün elinde muvaffak olacağı kanaatindedir. Çevireceği ilk fil- min muvakkat adlı Love Songd'ır, vücuda getirilmiş bir şehirdir ve bundan dolayı (Babil) adını ta- şımaktadır, size, Ufadan tekrar bahsedeceğim Her şeyde İhtisas Lâzım ! Kanadanın barı şehirlerinde sinema salonları yekdiğeri arasın- da anlaşarak herbirinin göstere bilecekleri || filimlerin o elnslerini tesbit etmişlerdir. Verilen karara göre sinema salonlarının bir kısmı yalnız Fransızca, öteki kısmı ise yalnız Ingilizçe filim gösterecekler, en nihayet üçüncü kısım snema- larda münhasıran O aktüalite ile öğretici filimlerle alâkadar ola- caklardır. Bu fiçüncü kısım sinema salonları göstereceklari filimlerde dil farkı aramıyacaklardır. Duhuliyesi (8) Kuruşa Sinema Bizde ikinci viziyon sinema salonlarının en ucuzunda duhuliye 20 kuruştur, sanırız, ve bu parayı da muvafık buluruz. Fakat son gelen Fransız gazetelerinin neşri- yatından anlıyoruz ki, oradaikinci viziyon sinema salonları için bu fiatın da indirilmesi düşünülmek- tedir. Şimdiden (16) kuruş duhu- liye esasi tatbik O edilmektedir. Fakat bir müteşebbisin (8) kuruş duhuliye ile girilebilecek bir sine- ma salonu yapmak Üzere olduğu iddia edilmektedir.