Teafrik. No: 29 Arkadaşının arzu (ove fikirlerini ekseriya bir tebessümle veya bir tek kelime ile kabul ettiği halde bu defa oda İnat etti ve epey münakaşa (ettiler. Nihayet her ikisi de sefarette yalnız bir gece kalmak hususunda anlaşarak işi tatlıya bağladılar. Aşağı inerek l otomobile bindiler, Soğuğa rağmen hava açık ve yıldızlı idi. Karları temizlenmiş sokaklar dondan pırıl pırıl parlı- yordu. Laurence, Caressein şen gevezelikleri ve Perditanın daha sakin, fakat daha tatlı sözlerini dinleyerek kendini hülyalara kap- tırmış, Şarki Avrupa Afâkında beliren kara bulutları ve bir gece evvelki sergüzeşti bir müddet İçin unutmuştu. Hattâ bu gece Steeli kurtarmak için yapacağı uçuş ve atılacağı tehlike bile ona hoş bir eğlence gibi geliyordu. Arkadaşını kurtarmak için ne gibi çarelere, vasıtalara müracaat ede- ceğini de düşünmüyordu. Çünkü akşam yemeğine Steele'in bütün Itimadını kazanmış olan Çekos'o- vakya hava nazırı Jandada da- vetli idi. Diğer taraftan kendisin den maada Steele'in ne gibi bir tehlikede olduğunu takdir edebi- lecek, ne suretle kurtarılabilece- ğini tayin ve kendisine böyle bir teşebbüste lâzım olan vesaiti temin edebilecek yegâne adam Janda idi. Sersem Adamlar Fransiz sefiri M. Flambertle zevcesi, Janda ve birkaç ay evvel evlendiği Macar kızı, Laurence ile İngiliz kadınlarından evvel gelmişler ve Sir Geoffrey, derhal Fransız sefirinin koluna girerek söyleyeceklerini dinlemek üzere diğer bir odaya götürmüştü. Mösyö Flambert kısa boylu, tıknazca bir adamdı. Kısa fakat sivri sakalı bembeyazdı. Siyah kaşları altında, siyah ve zeki gözleri piril pırıl pırıldayordu. — “Azzim Sir. Geoffrey, dedi, “bu sabah başvekil ile ve yanı da bulunan nazırlardan bazı'arile görüştüm. Çok sersemce söylenmiş bazı lakırdılar dinledim. Onun için sizin de fikrinizi al- mak isteyorum.,, — “Öyle adamlardan başka ne beklenir? Başbaşa kaldıkları zaman şüksekten atıp tutarlar, sonra da sizden yüz bulamayınca yelkenleri suya indirip yola ge- lirler. — “Benden hiç te yüz bek- lemesinler, Zaten kendilerine de açıkça söyledim. Pragdaki sekiz on sulkastçinin hayatını kurtar. mak için Fransa, bilhassa şu sırada, hiç te harbe sürüklene- mez dedim. Fakat heriflerin üze- rinde bir tesiri oldu mu? Yola gelirler mi orasım bilemiyorum.,, ve iğ ma İngilterenin Noktal Nazarı Tam, misafirlerin adedine gö- re yapılmış yuvarlak bir yemek masasının etrafına oturmuşlardı. Madam Flambert logiliz sefirinin sağına, Caresse de sol tarafına otürmuş'u. o Caresse'den © sonra sırasile Mösyö Flambert, Janda'nın genç Macar zevcesi, Laurence Norton, Perdita ve Janda geli- yorlardı, Masa çok geniş olmadığından misafirler yaloız (o yanındakilerle değil, masanın öbür tarafındaki- lerle de konuşabiliyorlardı.. Per- dita halinden memnundu. Ağzını açmıyor, sözü başkalarına bıra- kıyor, ancak söylenenleri dinliyor ve etrafını tetkik ediyordu. Hattâ Yanında oturan Lavrence'in başını çevirip Madam Janda ile konuş- masını veyahut daha ötede bulu- nan Caresse sık sık bakmasını bile kıskanmıyordu, Caresse ise bir taraftan Lavrence ile konuşu- yor, diğer taraftan da mükemmel bir Fransızca ile Mösyö Flambert- le gevezelik, ediyordu. Perdita, Caresse'in hem ken- disinin hem de Lawrence'in dos tu olduğunu biliyordu. Aynı za- manda bir Hariciye memuru olan Gerald Langton'un da karısı idi. Binaenaleyh Caresse'leLaurence'in konuşacak bu kadar çok mevzu bulabilmeleri pek tabii idi, Diğer taraftan Lavrence, Per- dita'nın da dört sene evvel kalbinde yer tutmuş bir çocukluk kahramanı idi. Perdita ona şimdi bile o gözle bakıyor, onu hâlâ ko- layca sevebileceğini zannediyordu. Fakat şimdiki hissiyatına henüz aşk denemezdi, Onun İçin şimdi. onu gayet (soğukkanlılıkla ve sükünetle tetkik ediyor, ne ka rakterde olduğunu, dört seneden- beri nekadar değiştiğini araştır» yordu. Bu dakikaya kadar onun ran- devularına sadık olmadığını, ge- celerini uykusuz geçirdiğini ve bunların sebeplerini izaha lüzum görmediğini görmüş ve anlamıştı, Fakat bu (kusurlarına rağmen, herhangi bir tehlike veya ihtiyaç — — 3 , 20-5- 1935 zamanında ona her suretle «cimat edilebileceğine (o bütün © kalbile kanlydi. Fakat diğer huylarından, meselâ arkadaşlık hukukuna rlayet hususundaki telâkkilerinden, sa- mimi rabıtalarından pek de emin değildi. Şitreli Telgraf Kapı o vuruldu ve bir kâtip içeriye girerek Sir Geofrey'e bir kâğıt uzattı, sefir kâğıdı aldı, okudur ve sofradakilere dönerek: ( Arkası var ) General Göring Sofyaya Geliyor Sofya, 20 (Hususi) — Ak man hava nazırı General Göring haziran başında tayya karısile beraber Belgr yarak buraya gelecektir, Belgrad'dan sonra (o Atinaya uğraması, oRaguzaya (gitmesi, sonra Sofyaya gelmesi muhte meldir. Sofyada Radyo Tesisatı Sofya, 20 (Hususi) — Şim- diye kadar radyo merkezi olmı- yan Bulgaristan bir Alman grubu ile anlaşmıştır. e Tesisat 936 senesinin bir temmuzunda bitmiş olacaktır. Avusturyada Bir Tevkif Daha Viyana, 19 — Graz Üniversitesi doçentlerinden İngiliz Mikor Adams Almanyadan nasyonal sosyalist pro- paganda (Oevrakı ithal (ettiğinden dolayı vaton hiyanetile itham edilmiş ve tevkif olunmuştur. Evinde de bu- nu benzer mektüplar bulunmuşlar. Yugoslavyada Askeri Kar- gaşalık Yok Belgrat, 19 — Yugoslavya'da silâh altına çağrılan asker arasın'a güya karışıklıklar o çıktığına dair dönen gaylalar için Avala &jans, hepten yalandır diyor. Almanyada 8ir Katolik Cemiyeti Yasak Edildi Münih, 19 — Bazı nümeyişler öze» rine polis Karitas adlı katolik cemi- yetini yasak etmiştir. Birçok tevkifat yapılmıştır . ars Zelzelesinin Blânço- suna Bir Bakış: 638 Yıkılmış Ev, 75 Ölü, 150 Ağır Ve Hafif Yaralı Ve İlh.. ( Baştarafı 1 inel yüzde ) Arazinin ve yıkılan köylerin manzarası bunu teyit etmektedir. Karsın en metin binalarından biri olan Vilâyet konağında da mühim hasar vardır. Diger civarındaki yıkılan evlerin sayısı (638)1 bul muştur. Ölüler (75), hafif ağır yaralılar 150 dir. Hbay Cevdet Ertuğrul üç defa sarsıntı sahasına gitti. Bu havaliye ilk koşan belediye bakanı doktor Esat Oktay diyor ki: “« Ekrek köyündeki feci manzara karşısında ağlamaktan kendimi alamadım. Çünkü ölü ile diri biribirinden ayırt edilemiyor- du, Uzun saçlarını keserek ölmüş oğlunun cesedi üzerine seren bir anayı ölüden ayırmak İçin çok zorluk çektik.,, Şimdi vaziyet tabiileşmiş ve sarsıntılar durmuştur.— * * Kars, 19 — Ayın 15 inde Digor kamonuna yakın Selim kamonuna bağlı Bermek köyünde olan depremden başka bu çevre- de yeni bir deprem ğ Bermek köyü Digor kamonuna yakın olduğundan bu deprem Digor bölgesindeki depremlerle ilgili olarak kabul edilmekte ve yenil bir deprem hâdisesi şayık mamaktadır. İhtiyat Zabitlerinin Yoklaması Sarıyer Askerlik Şube- sinden: Şubemize kayıtı ibti- yat zabitanının 1 Hazirandan 30 Hazirana kadar devam edecek olan yoklamalara gelmeleri ilân olunur. Mayıs 20 | NE KONUŞUYORLAR? İ 1 — Nihat, kardeşlerin gibi sen de çalışssna oğlum. 1 — Anne, yunları sastursnna, dersime çalışamıyorum. 3 — Bugün ne imtihanın var oğlum ? 4 — Yarınki imtihan için dersin kazır mı ? Veriyoruz l Müsabaka Kupon Resim Numarası: 29 | Yazı Numarası : Yokandak! kupona resmla altındaki 4 cevaptan seçtiğiniz'n Na. sm isim ve adresinizi doldurup saklayınız. 30-0 sim çıktıktan sonra bu kuponlar Sos Hosta bi.mece memvrluğuna gönderiniz. Tröstlerle 30 gün devam etmek Üzdre Nisanın 22 sinde başladığımız misabaka yarım sona eriyor. Yarınki sayımız- da, bir defa daba, bu müsabakaya iştirak şartlarını meşredecek ve el- lerinde eksik kupon bulunan oku- yucularımıza bu faydalı müsabaka-" ya girmek imkânım vereceğiz Şu halde, bugünkü 29 numaralı kupo- nu da kesiniz ve yarınki tafsilâtı bekleyiniz. Mücadele Ediyoruz Tarak Sanayii De Fiat o... Birliği ( Baştarrfı 1 inci yüzde ) liradan ibaret olduğunu iddia eden tarakçıların senelik ciroları bu sermayenin birkaç mislini geçmek- tedir. Flatları Tröstün teşekkülünden sonra fiat | yükseltmiştir. Tarakçilar, fiat yük- sekliğinin, taraklar için kullanılan mevaddı iptidaiyenin (il dişi, aba- noz, Galalid ve relüloii) in ya- bancı ellerden getirildiğini, güm rük resmi vesair masarllin de, çok pahalı olmasında buluyorlar- sa da bunun doğru olmadığı tet- kikimizden anlaşılıyor. Bir kere, tarakçılarımız yerli boynuzlardan da çok İstifade et- mektedirler. Sonra bugün (30-35) gramlık bir fil dişi tarağı (320) kuruşa satılmaktadır. Halbuki bu- nun maliyet fiatı çok çok (150- 200) kuruştur. Demek oluyor ki, fiatın yükseliş sebebi bir reka- ———— Yapmıştır betsizlikte e piyasaya hakimiyet- tedir, Bir fil dişi (30-50) kilo ağır lığındadır. Bir kilo fü dişi de, tarakçıların ifadelerine göre, İs- tanbulda bülün masarif, gümrük vesaire içinde olduğu (halde, 20-22 liradır. Fakat, bu miktarı, tarak haline koyduktan sonra tam (35) liraya satmaktadırlar. (35) lira toptan satış: flatıdır. Perakende fiat ( 45 ) lira raddelerindedir. Bir de mevaddı iptidalye ticaretini tek başlarına yapan iki komis- yoncunun vaziyeti de gözönünde bulundurulacak (bir (meseledir ibtikâr yapılmamış olsaydı, meselâ bir fil dişinin (o İstanbulda eski okkası (22) liraya değil ( 14 <16) liraya olması gerekti. Ehemmiyetsiz bir madde gibi görünen ve Anadoluda çok geçer bir mata olan tarak üzerindede işte böyle bir ihtikâr vardır. İstanbul Sular İdaresinden: 1 — Idarenin Feriköy ambarında bulunan hurda pirinç tozu, pirinç parçalar ve hurda bakır aksamı kapalı zarfla arttırmaya konmuştur. 2 — Artırmaya girmek İsteyenler satış şartnamesini Sular Idaresi Levazım şefinden alabilirler, 3 — Şartname ahkâmı dairesinde hazırlanacak kapalı zarflar 29 Mayıs 935 çarşamba günü saat 15 e kadar Taksim Sıraservilerdeki Müdürlüğe verilmelidir. Bu saatten sonra yapılacak müracaatlar kabul edilmez. (2773) ———— İstanbul Milli Emlâk Müdürlüğünden: Beyoğlunda Hüseyin ağa mahallesinin Akarca sokağında dört katta yedi odası Terkos elektrik ve kuyusu bulunan eski 7 yeni 5 No. lu evin yarı hissesi; bedeli nakit ve peşin verilmek şartile 1750 lira üzerinden açık arttırma usulile salılacaklır, İsteklilerin 23/5/935 Perşembe günü saat On Iki Buçukta 135 lira pey akçelerile müra” caatları. (R) (2448)