20 Mayu_ —a —— Siyaset Âlemi İtalya ş Kararını Vermişe Benzer.. 'lılyı Başbakanı Bay Müusolimi kâç gün evvel İtalya ile Habeşistan Arasında mevcut olan ihtilâf hakkında İ? söylev verdi. Bay Musolininin bu SÖylevi dahâ ziyade İngiltere ve İngi- Z gazetelerine karşı idi, İlk evvel, talyan-Habeş — ihtilâhi münasebetile Oftaya çıkan ve Roma nezdinde bir teşobbüs yapıldığını kaydeden bir teyiayı tekzip etti. “Siyasal teşebbüs,, keli tinim İtalyada tahammal edile. k ka dar ağır bir tabir olduğuna dostane — olduğundan |! e ttik sonra dedi kir t İ*ılyı Habeşistan — orasındaki .—llıı-bıl. sade bir hudut. ihtilâfin- ân ibaret değildir. Bu, — bütün bir Mazi ve bütün bir gelecek meselesi- ::â.Blııııılıyl. bu işin kökünden | Üledilmesi lâzımdır. b Bay Muzolininin bu #özlerine ba- ilacak olursa, İtalya, her ne baha- ::l olursa olsun Habeşistanla blan ..:ııını halletmeye karar vermiştir. un için, kendisince tayin ettiği :’..ıuı bökliyor ki bu xzamanın, o Yalide çok tehlikeli olan yağmur a mevsiminden sonraki devre Olması çok mümkündür. Yulnıuz, bu Münasebetle İtalya, ingiliz hüküme- Tinin bu ( karşısında gidişini beğen- ::ıuı ve İngiliz gazetelerinin dilinâ ._'70'- İstiyor ki İngiltere de Fran- gibi — kayıtsız ir — muzaheret 'Slersin. Bunun dışında bir. nokta daha t'îBıy Muzoliniye göre, İtalyayı u'!ıdıı fazla düşünen dastların bu .L"l!(inı lüzum yoktur. —Al- * ADyanı sılâblandığı — bir — sira- _'_ yi Habeşistanda — bir M:“'lyı atılması — ilerisi — İçin tehlike olamar. Çünkü İtalyanın Bf Avrupadaki hudutlerini beklemek b. silâh altında 800-900 bin kişilik vveti vardır. h p mek oluyor ki İtalyam - Habeş z::lı. eğer mutlak bir İngille muha- '.".' ile karşılaşmazsa bugünden ı 'e belki sonbahara doğru Mehal patlayacak demektir. Süreyya 12 Kişi Boğuldu ki _".l— (Amerika) 19 — Aralarında h"lllk bir Zenel ailesi bulunan 12 lam, Yağmur sularının etrafı bazmas adan dolayı boğulmuş'ardır. ETE Edobi Tefrikamız kz Öbürgün Aktaşa gidece “,iacer Hanım... _“fı., düşündü : Heb; ür güne kadar eyile- b'u'“"ı giderim. H"'Tuı ?Hıın mıisinisiz, — Hacer %c::z“hdm, yorgun bir sesle şiı; Öyle kırgınım ki- Ağas Bi Bin Mir Ağa, pantalonunun ce- g.kde. bir- büyük şişe konyak uti * lıu,în :::ei. tam - zamanında E."'İD. birden içl Ürperdi: A""İın: sana, zahmet — oldu —qî_“"" elini sürmüyordu; hiz- çağırdı: kadın, bu Ver, Sonra isterim. | Aiî,zk"""dau gözücile Demir 'ıu: Ayşe şişeyi 'ya ! k kmış'ı. Demir Ağa- | h Diz, aşları hafifçe — kalkıp U ücer, azıcık — tereddüt | Yue 3004 sarpa saracağını anla- n F'h'_ katı bir nezaketsiz- ” SON POSTA Casus Lavrens Nihayet Öldü Kazadan Sonra Bir Türlü Kendine Gelemedi Lavrens namı diğer Şav (Arap kıyafetinde) Londra, 19 ( AA ) — ( Kolonel ) Albay — Lavrens, çok ağırlaşmıştır. Kurtarılmasından hemen umut kesil- miş gibidir. Gece evinde kendisine oksijen verilmiştir. Son Posta: Malüm olduğu Üzere Londra'da bir motosiklet kazası geçirdi ve ağır surette yaralandı. * Londra 19 — Albay Lavrens öl-> müştür. Son Posta: Acap bu ölüm haberl - İngilizlerin geç kalmış bir Nisan balıkları olmasın. Almanya İle Litvan- ya Bozuşuyorlar Berlin, 19 — Doğu Prusya'sında, Kaunas'ta verilen hükümlerden ötürü, Litvanya'ya kerşı tezahürat yapılmış- tır. Hudut üzerinde Tilsit şehrinde, halk, Litvanya konso'osluk konağını N.s T7e Yezanı Mahmut Yesarl lik ederek, Demir Ağayı incitmek de istlemiyordu: — Ağacığım, bir kadeh içer misiniz? Demir ağa, boynunu çarpıt- mıştı : — Yok, şimdi gideceğim. — Pek çabuk değil mi? — Biraz İşim var da... Hacer, üzerine fazla varmadı, Demir ağaya elini uzattı: — Yarın akşam uğrar mısınız? Demir ağa, önüne bakıyordu: — Yarın akşam, tapucu ile buluşacağım. Arabayı da peyle- yeceğim. Hacer, onun kırıldığımı, gücen- diğini anlamıştı. Demir ağamn, çekingen duran elini çekip tuttu; yanaklarını — çukurlaştırarak - gü- Tümsedi: — Hepsi kaç dakikalık iş... Bire de birkaç dakikacık uğrayı- verirsiniz. Demir Ağa, ylüzü penbeleşe- rek önüne bakıyordu: — Vakit bulursam uğrarım. — Öbür gün Aktaşa gidip üdoıılyfuğimlı de l_ıılll olur. | KURALI ;'İ ü leketin AVRUPADA TAYYARE KUVVE|LER Ü ı. 1,_ ğ Bu haritada, siyah tayyareler üzerinde gördüğünüz rakamlar, her mem- evcut olduğu bilinen harp tayyarelerinin miktarını gözstermektedir. Fakat son aylarda devletlerin her biri bu miktarı hiç olmazsa iki misline çıkarmağa karar vermiştir. Maksim Gorki Uçağı- nın Düşüşü Kaza, Bir Başka Uçağın Canbazlık Yaparken Çarpmasından Olmuştur Moskova 19 — B motörlü ve 7000 beygir kuvvetindeki Maksim Gorki uçağının küçük bir tayyare ile yap- tığı çarpışma netlcesi düşüşü hakkın- da Tas ajansının tafallAtı: Dün onikiyi 25 geçe pilot Jurov ve ikinci pilot Mikeefin idaresinde ve Acro Dinamik merkex Enetitüsü işçilerinden 36 yolcu ile Merkez ha- vacılık alanının Üzerinde uçmakta idi. Pilot — Blagi'nin idaresinde ve Enatitüye bağlı diğer bir. uçak ta Maksim Gorki ile beraber uçuyordu. Kat'i yasağa rağmen Blagin 700 metre yükseklikte ve Gorki uçağının yakınlarında — canbazlık — uçuşlarına başladı. Porende atarken Gorkinin kanadına çarptı ve Goörkl uçağı ci- vardaki Sokol —köyünün — üzerine parçalanarak düştü. Tayfalardan 11, mühendis, - teknik adamlarile işçiler ve bunların çoluk çocuklarından 36 kişi ölmüştür. Karaya sebep olan pilot Blagin de Ölenlerin — cenazesi — 20 — Olur, Hanım! Hacer, Demir Ağanın yumuşak avuçları — içinde uzun sıktı: — Olur diye baştan savma- yınız, mutlaka beklerim. Hacer, kibar, sessiz gücenikliği karşısında kuvvetini kaybetmişti, âdeta yalvarır gibi bakıyordu: — Bugün kalmanızı isterdim amma, hastayım... Sizin de keyfi- nizi kaçırırım. Yarın akşam, ge- liniz... Demir Ağanın kulağına eğil- mişti: — Yarın gece, uzun uzun ko- nuşuruz. Demir Ağa, hiç sesini çıkar- mıyordu; Fakat genç kadının ılık gülüşünden, ılık sesinden, ilık ba- kışından zerre zerre erimişe ben- ziyordu ; sönük sönük bakarak: — Vakit bulmıya zorlarım! Dedi. Ve sokak kapısının ö- nünde kasketini giyerken sordu: — Kaçta uğrayayım? — Siz bilirsiniz... Ben, hep evdeyim. O gece Hacer, Ayşe kadından konyak şişesini istedi ve şişeyi açtı, kahve fincanını doldurdu. Hizmetçi kadın, her zamanki uysal, sessiz halile bakıyordu. Hacer, onun, “bu tabil görüştünü neye hamletmek İlâzımgeleceğini düşünüyordu: elini, uzun mayısta, devlet hesabına kaldırılacak- tır, Ölenlerin ailelerine 10.000 ruble ödenecek, ayrıca bunlara aylık bağ- lanacaktır. Maksim Gorki uçağı, yirmi beşi tayfa olmak Üzere (75) kişi taşıyabilir ve durmadan (2500) kilometrelik bir yol gidebilirdi. Pravda — gazetesinin — teşebbüsile 1933 de halktan para — toplanarak yapılmıştı. Genişliği 63, uzunluğu 32 metre idi ve 42 ton ağırlığında İdi, içinde 16 telafonu vardı. Başlıca pro- paganda gezmölerinde kullanılıyordu. Bay Laval ve Franmz gazetecileri de bu uçağı gezmişlerdi. Kazayı müteankip Maksim Gorkinin pilotları, plâte uçuşla — yere inmek Hetemişler, fakat uçak havada parça- lanmıştır. Ölenler 43 kişidir. Sokol köyü ci- varında, kırık parçalar arasında kop- muş kol ve başlar müthiş bir manzara hasıl ediyor. — Görmüş, geçirmiş ve alış- mışa benziyor... Acaba, rüyada gördüğüm Ayşe kadın, bu, donuk donuk duran Ayşe kadın mı? Ba- zı rüyalar, tastamam doğru çıkar- mış! Rüyam da doğru çıkarsa?.. Hacer, rüyaya, tütsüye, büyü- ye inanıyordu. İstanbulda iken, bütün yoldaşları gibi, o da, gör- düğü rüyaları tabir ettirir, onlar- dan mânalar çıkartır, günlerce sevinç içinde yaşar, bazan gece- lerce uykusu kaçardı. Hacer, konyak — doldurduğu kahve fincanını dudaklarına gö- türüyordu: — Ayşeciğim, bana, bir avuç kuru üzüm getirir misin? Hizmetçi Ayşe kadın, başını salladı; — Şeker getirsem; daha, İyi olmamı? Hacer, gözlerini kaldırdı, ih- tiyar kadına baktı: — Bir yudum da sana vere- yim mi, ÂAyşeciğim ? Ayşe kadın, — kirpiklerini oy- natmadan: — Sen iç, banımım! sonra, bir yudum da ben içerim! Dedi. Hacer, tam adamına düştüğü- nü anlamıştı; fincanı dudaklarına götürürken elleri titriyordu: — Bir fincan da sen, getir... Hizmetçi kadın, gessizce oda- ı Sayfa 5 —| Gönül İşleri Mes'ut Yuva Kurma Mektebin- den Mezun Bayan Dün garip bir mektup aldım. Almanyada — «Mes'ut — yuva kurma» — mektebinden — çıktığını söyleyen bir Türk kızı, evlenmek istiyor, Avrupa ve Amerikada, kız- lara evlilik hayatı dersleri veren, onları evlilikte saadetin yollarını öğreten —mektepler vardır. Bu mekteplerden birinde okuduğunu iddia eden bir Türk kızı, mem- lekete dönüyor, muhtelif tecrl- belerden sonra, hayat arkadaşını dan çÇıkmıstı. Hacör, onün. kon- gazele vasıtasile aramağa karar veriyor. Bu itibarla bana garip gelen bu mlracaatı aynen ya- zıyorum. Eu genç kız diyor kl: “23 yaşındayım. — Tahsilim iyidir. Üç yabancı İisan bilirim. Şimdiye kadar birçok gençlerle tanıştım. Fakat çoğunda aradığım evaafı bulamadım. Nihayet #sizin delâletinizi ricaya karar verdim. Hayat arkadaşım olan erkek te şimdilik aradığım ilk gartlar şun- lardırı 1 — Temiz sahibi olmak. 2 — Tahsili iyi olmak 8 — Kazancı ayda iki yüz liraya yakın olmak, 4 — Yaşı 35 gi geçmiş olmak 5 — Şimdiye kadar evlenmemiş olmak. 6 — Hiçbir hastalığı bulunmamak. Bu şartları havi olanlardan bir. İçtimat — mevki alacağım — cevaplara göre diğer husasl — şartların — müzakeresine girişilecektir. Almasyada Essenbach şehrinde F. Lillan “Mes'at yuva kurma,, mektebinden mazun A AF Ek — Gönderilecek cevapları adreslme göndermealzi rlca ederim. * Bu hanımın —adresi — bizde mahfuzdur. — Gelecek — cevaplar kendisine verilecektir. TEYZE Fransada Hâlâ Kar Yağıyo Paris, 19 — Bütün Fransa'da bir soğuk dalgası hüküm sürmektedir. Birçok yerlerde ve bâaşlıca Voj ve Jüra dağlarile orta Fransa'da kar yağmıştır. yağı vasıl içtiğini gözlerile gör- mek İstiyordu. Kendi kendine: — Malın gözü galibal Demir Ağa, Istanbullu hanımı, sersemin birine emniyet edecek değil yal.. Diyordu. Ayrze kadın, odada yokken, Hacer, ikinci bir kadeh daha İçti. Hizmetçi kadın, elinde bir kahve fincanı ile girmişti; kuzu gibi uysal başı önünde ilerledi, fincanı Hacere uzattı. Hacer fiacanı doldurup verdi. Ayşe kadın, fincanı aldı, hiç se- sini çıkarmıyordu. Hacer, onun, İçmesine bakı- yordu. — Fakat — ihtiyar kadın, başını çevirmişti ve sol elile bur- nunu Gıktı, fincanı bir. nefeste dikiverdi. Döndüğü zaman, yüzünde, küçül bir tiksinme buruşuğu bile yoktu. Hacer, buna, bir parça sev.m- mekle beraber korktu. Içinden: — Rüyamdaki kadın! diyordu. Rüyamdaki kadın... Bu kadın, buranın yerlisi olduğu için, yol, iz de bilir. Beni, sıkıntıdan kur- tarır! Sessiz görünüşü, yapmacık. Hizmetçi kadın, fincan elinde, emir bekler gibi ayakta duru- yordu; Hacer, göz kırparak sordu — Bir yüdum daha içerm sin Aysociğdim? ( Arkası var ) eli SK LA SE