Puvankare Serve- tini Bir Yetimha- neye Terketti Frıııuıın eski Başvekili ve eski Cümbur Reisi müte- veffa Mösyö Pu- Bir. vesiyu vankare'nin vasi- "'"',""' yetnamesi — yeni redildi —| geşredilmiştir. Bu vasiyetnamede İntizar hilâfına olarak siyesi mahiyette hiçbir şey yoktur. Esasen gayet kısc birkaç satırdan ibarettir. Nakledelim : * ilk wasiyetnamemde bütün emlâkimi — karıma — bırakmıştım. Buaun — değiştirilmesini — kendisi istedi.Binaenaleyh isteğine uyarak bütün emlâkimi köşümde bir yetimhane yapılması için bı- rakıyorum. Fakat waridatı, ha- yatta bulunduğu müddetçe yine karım alacaktır. Çünkü hiç bir şeyden mahrum kalmasını istemem Puvankare İâye edelimki, Puvankaranın burada dediği şey mübim değil- dir. O derece değildir ki kendisi hayatının son zamanlarında sıkın- tıya düşmüştü, Millet meclisi, va- ziyeti bilenlerin ikazı Üzerine ona fevkalâde bir maaş bağladı. Fa- kat Puvankare ölünceye kadar bu maaşı almamıştır. PAZARTESİ 20 MAYIS 935 Arabi BN 16 Sefer 1354 | 7 Mayas snatl Vahit 09 16 (4 39 | Alışam (12 — | 19 23 487 (1İ10f Yataı | B SA ( 21 16 8 45 (16 08| hasah (7 09|2 38 Nöbetçi Eczaneler Bu gece nöbetçi eczaneler şunlardırı İstanbul taralı: Şehzade — başında (Üniverisite), Y ASarım), Hafız Paşada (M. Fuat), Şehremi- ninde (A. Hamdi), Samatyada (Te- ofilos), Unkapanında (Yorg)), Eyüj de (Hikmet), Beyazıtta (Cemil), Balatta (Hüsamettin), Cağaloğlunda (Übeyt), Bahçekapıda (Hüsnü Hay- dar), Rıhıkbyi:.nr:h (_Rııg:. I('ııı:ı; ), Beyoğlu D =w. ağllü caddesinde (I_ğeqd Rebul), Galatada (Merkez), Şişlide (Şark Merkez), Kasımpaşada (Yeni Turan), Yeni Türkiyede (Çik), Kadıköy tarafu İskele caddesinde (Sotriyadia), Yeldeğirmeninde (Üçler) Büyükadada (Şükrt Rıza). Bir Doktorun Günlük Pazartesi Notlarından (*) Deniz banyoları Sıcak iklimlerde Mayta iptidasın- da başlar. Mutedil ıkîım lerde Ma- yıs sonu halk diline göre karpuz kabuğu suya aüştüğü zamandan itibaren yani Hasziran ayından itibaren başlar. * * Denizde mevcut iyot, brom, klor- südyom gibl emlah vücude en Küzümla ve faydası aşikâr olan ilâçlardır. y Uzun saman romatizmadan, Fle- bilten muztarip olanlar kansızlık ve vücutte daiml ağrılardan şikl- yet edenler, aybaşı kusurları gös- teren, kan bozukluklarından mü- tocesir olanlara en kuvvetli deva olurak denizi gösterebilirim, * * * Yalma denize girebilmek için s0- suya vücudu alışkın İilmak âzımdır. Bunun içindir ki evvelâ senenin diğer mevsimlerinde s0- Bguk tatlı suya vücudu alıştırarak denize girmeyi tercih etmelidir. Bunu yapınıya muktedir olamı- yanlar denize — girmeden evvel her halde eiğerlerini ve kalbini bir hekime müayene — etlirmeyi İhmal etmemelidirler. Üİ Bu metları kesip saklayınız, yabut bir aliüme yopışlınp kollekeiyon yapır viz. Sıkinti samamınızda bu metlar bir dektor gibi İmdadımıza yetişabilir. SON POSTA a iyi Kahve içmek Bize Ha- Oldu, ram Bunun Sebe- bini Piyasa- da Nasıl An- latıyorlar Piyasamızda birdenbire bir kahve buhranı Arız. oldu. Bu buhran, kemmiyet yani kantite moktasından değil, keyfiyet yani kalite noktasındandır. Bu buhran üç aydanberi de- vam ediyor. Bu gidişle daha da lç ay devam edeceğe benziyor. Bu, neden böyledir? Piyasadan yaptığımız tahkikata dayanarak anlatalım: Memleketimize kahve getir- ten bir tröst vardır. Adı Brezilya kahvesi Türk Anonim şirkaetidir. Bu şirket, bu monopolll Üç sene müddetle kullanmak hakkına sa- hiptir. Bu da, son zamanın ik- tisadi —icapları meticesidir. Bu girket, birinci sene getirttiği ma- hin tutarının yüzde (35)1 nisbetinde Brerzilyaya, — yüzde altmış beşi nisbetinde de Avrupaya, Ikinci sene yine getirttiği malın yüzde altmış beşi nisbetinde Brezilyaya, yüzde otuz beşi nisbetinde de Avru- paya, Üçüncü sene ise bu tutarın yüzde yüzü misbetinde Brezilyaya Türk —mahsulü ve Türk malı satacaktır. Şirket llk sene Türkiye piya- sasına 3 numara kahve getirmiş- tir. Bu kahve hareıllem Riyo kahvelerinin en iyisidir. Flatı da yvasati olarak (50) kilosu (150) franktır. Fakat şirket İlk senenin ithalât tutarını henüz Türk malı olarak Brezilyaya ihraç edeme- miştir. Bu vaziyet karşısında da ithalât tutarını azaltmak için 3 numara kahve yerine daha ucuz mal almaya mecbur kalmıştır. Brezilya hükümeti 933 — yılına kadar Bonös kahye denilen ve Brezilyada — satılamıyarak kalan kahvelerden her müşteriye aldık- ları malın yüzde onu nisbetinde bedava mal veriyor, fakat müşte- riler bu fena malı ya alımıyorlar, yahutta alıp ihtiyata riayet ede- rek bir kenarda saklıyordu. Brezilya hükümeti geçen yıl bu bedava kahve vermek usulüntü kaldırmıştır. — Brerilya — kahvesl Türk anonlm şirketi böyle bedava verilip #stok edilmiş mallardan (30) bin çuval kahve bulmuş” ve bunları mübayaa etmiş, bir mik- tarımı da getirip piyasada (3) numara kahve diye satmıştır. Türkiyeye bu şirketten başka şirket kahve satamıyacağı İçin iyi kahve getirmek imkânı kalmamış, kahve tüccarları da bu malı iyi mal Fiatine almak zaruretinde kalmıştır. Fakat sirketle tüccarlar ara- Gibi Brerzilyada fazla ve fena kahveler nezaret altında denize dökülürken.. sındaki mukavelede tüccarların malı beğenmedikleri zaman İlade etmek hakları yoktur. Buna mu- kabil Londraya hakeme müracaat etmek, malın cinsini, nevini, flati- ni tayin ettirmek gartı vardır. Her iki taraf Londrada verllecek hükmü kabul etmeğe mecburdur. Eğer Londra, kuahvelere düşük flati tayin ederse şirket aradaki farkı tüccara lade edecektir. Ne tekim tüccar da bu yola başvur- muştur amma hentiz Londradan cevap gelmemiştir. Londradan tüccar lehine cevap geldiği zaman filvakl tüccar ara- daki farkı geri alacaktır. Fakat Istanbullular bundan Istifade ede- miyeceklerdir. Çünkü bu kahveyi 3 aydanberi İçmektedirler. Baş- kaca kahve bulmak Imkânı da olmadığı için daha (3) ay içe- ceklerdir. Bu kahvelerin iyi kahvelerden farkı gudur: Zamanla kafeini kaybolmak, rengin beyazlanması, kahva ko- kusu gitmesi, yerine küf kokusu gelmesi. — Kahveler şiştiği için çekildiği zaman toz haline geh mekte, taze kahve — çeşnisi de kaybolmaktadır. 3 numara kahve- nin İstanbula gümrüksüz ve ver- gisiz maliyet flatı (25) kuruştur. Halbuki bu sonuncu kahve (10-12) kuruşa mal olmaktadır. » Istanbulda (3) senedenberi Riyo kahvesinden başka kahve bulunmadığı, girmediği ve geti- rilmesi de mümkün olmadığı için ötede beride satılan ve muhtelif isimler verilen kahvelere aldan- mamak gerektir. Jiletlerden Sonra.. Berberler Ondüle Makinelerinin De Memlekete Sokulmaması Istanbulda bulunan 35 kadın berberi evvelki gün aralarında bir toplantı yapımış ve Permanant denilen altı aylık ondülasyon ma- kinesinin memlekete sokulmaması için teşebblis yapmıya karar ver- mişler. Bu münasebetle berberler cemiyetinin relsi bir takım fikir- leri ileri sürüyor, diyor ki: « Bu makineler yüzde doksan esnafa zarar veriyor. Bu yüzden bilhassa kadın berber kalfaları- nn yüzde kırk beşi İşsiz kalmış- tır. Evvelce hükümet bu makine- leri lüks eşya addetmiş, İçeri s0- kulmasını menetmişti. Fakat bazı İsteğinde komsiyoncular, esnaf namına Ve yana fabrikalarına Kaparo ver- diklerini — söyliyerek — vekâletten (15) makine için müsaade almış- lardır. Sonra arada rekabet artmış, yedi liralık ondülasyon işi iki - raya kadar düşürülmüştür. Bu makinelerin yerli olanları da var» dır. Bunların fenni şartları haiz olup olmadıklarının — anlaşılması için belediyeye müracaata ve ora fen şubesince muayena edil- melerini - istiyeceğiz. * Yani, Berberler cemiyeti aşağı |Bâbiâli Kapısı Şu başlığı görüp te yine blr dil suçunu, bir gramer veya imlâ yanlışını ileri süreceğime hükmete meyiniz. O suçu işlemekten, a yanlışları yapmaktan hoşlanan yazıcı yoldaşlarımız kös dinlemişe lerdir. Biz istediğimiz kadar söye lenelim, onlar yine bildiklerini okuyorlar ve okutuyorlar. Ben, adı sanı kalmamış olan “Bâbıâli,, nin tramvay yolu Üzer rindeki antika kapısını dile almak dileyorum. Bu kapı, yıkılmak üzeredir. Geçen yıl, acı acı söye lendik, fıkralar yazdık, tariht biğ eser olan bu güzel kapının çöküp gitmesine meydan “-rilmemesinİ rica ettik. O zaman kapı açıktı, oradan içeriye girilip çıkılıyordu. Mülga Bâbıllinin (bâbıkatil) olat bileceğini de açıkça yazdığımıze dan kapı kapattırıldı, Üstüne de bir kâğıt asıldı. Resmt bir bildis rik demek olan o kâğıtta kapit nn tamir olunacağı yazılıyordu. Günler, haftalar, aylar geçib Kapı, bir türlü yapılmadı. Rüzt gâr mı uçurdu, yoksa bir emlğ üzerine mi koparılıp atıldı, biles miyorsam dâ o kâğıt dahi artılk ortada yok. Ben göz göre göre yıkılmaktaâ olan bu nefis san'at eserinit önünden gelip geçtikçe Alemdaf Moatafa Paşanın bir fıkrasınt hatırladım. Hamiyetli vezir, Tung boyundaki orduya Erzurumdan buğday getirtmek için fermali yazılmasını teklif eden bir adamdk gu sözleri söylemişti : Kalemde — ferman yazılacak, Üstüne tuğra çekilecek, sonrâ tatara verilip yola çıkıı-ılıcıâ Erzuruma gönderilecek, orada yali top attınp halkı topliyarak fermanı okutacak, meclisler kurup konuşacak, nerelerde buğday bu* lunduğunu öğrenecek, buyruldular yazıp onları ambarlatacak, develer bulup deniz kıyısına Indirecek, İ#” tanbuldan gemi getirtip ylklılec* Rumeliye taşıtacak ve ordu da bi buğdaydan ekmek yapıp yiyecelir öyle mi?.. Böyle dolambaçlı İf olmaz. Sen benim ağrımdan Rut” çuğa, Varnaya, Şumnuya biref pusula - çiziktir, ulakla hemel yalla, Oralarda çok zahire va” dır, orduya taşısınlar!... : Babıâli kapısı da galibi ıls:ndlılorln yapacakları keşfh © keşfi gösteren evrak üzerine w tenilecek tahsisatı, İç veya KI Bakanlıklarınca bu tahsisata karfi' hık bulunmasını, bütçeye konulmt” — sını, divandan vize edilip havalt” sinin verilmesini, eksiltme ilânı yazılmasını, işin bir müteah havale edilmesini bekliyor. Eğer, ayakta durmaya lıd'“ mecali varsa bekleye dursun- yukarı jilet bıçağının men'i ithf lini istediği gibi bu makine'€ de memlekete sokulmaması H gindedir. ğ Biraz gayretle eczaneler f” berber dükkânlarının x istoyecekler.