BU F e O —— Mlnyld_ı_ı oı_ııı Bitenler Jcatlar Yeni Buluş Ve Dünyanın En Büyü Oparlörü Amerika'da son zamanlarda yapılan 500 vatlık oparlör dünya- nın en kuüyvetli ve en çok ses yeren oparlörüdür. Bunun çıkardığı ses, gök gürük tüslüinden daha kuvvetlidir. ve Niyagara şelâlesinin sukutundan hasıl olan gürültüden bin kat faz- ladır. Bir milyon insanın hep bir ağızdan ve avaz avaz bağırması kadar sew verir ve söylenen söz- ler sekiz on kilometre mesafeden de kolayca İşitilir. Oparlörler, büyük halk miting- lerinde — kalabalığı İdare etmek yangın çatırdıları arasında çalışan itfaiye — kuvvetlerine — kumanda etmek — hususlarında kullanıldığı gibi sis düdüğü makamında da kullanılabilir. Çünkü alelâde sis düdüğü yalnız bir düdük sesi çıkarmaktan başka bir şeye yara- maz. Halbuki böyle oparlörlerle tehlikede bulunan gemiye talimat lebilir ve takip edeceği yol da gösterilebilir. 1800 Liraya Bir Bardak Su Bir bardak su kaç paradır? Bizde kırk paradır ve bunuda pabalı buluruz değil mi? Halbuki Norveçte Imal edilen bir suyun bardağı : — ( Aman bizim su- cular duymasın ! ) Bizim paramız- la tam (1800) liraya satılmaktadır. Mamafih bu su bizim bildiği- miz su değildir. Daha ağırdır ve kimyevi — terkibi Ha0 değil D>»O dur. - Tadı âdi Sudan farklı değildir. havassı da aynıdır. Başlıca farkı sudan daha ağır ve kaynama de- recesile donma derecesinin ayrı olmasıdır. Zehirli değildir. Fakat canlı şeylerin bazıları üzerindeki tesir- leri âdi sudan farklıdır. Meselâ bu su ile sulanan tohumlar daha başka filizleniyorlar. Bu ağır su âdi sudan istihsal edilmektedir. Fakat bunu tefrik etmek için — yapılan — ameliyat okadar uzun, okadar müşkül ve Masraflıdır ki, yukarıda da dedi- ğimiz gibi — bir burdağı ancak (1800) liraya mal olmaktadır. Sun'i Radyum Fen her gün dev adımlarile İlerileyor. Bir zamanlar hayal olan şeyler fen sayesinde birer birer hakikat oluyor. Bu kabilden bugün sun'! radyom istihsali de kabil olmuştur. Bu hususta ilk muvaffakiyetli tecrübeleri yapanlar meşhur Ma- dam Curie'nin kızı Madam Jolliot kocasıdır. Bildiğimiz sodyom — madeni, iki milyon voltlık bir elektrik tazyiki altında yeni ve ağır mü- vellüdülma atomlarının bombardı- Manına maruz bırakılmakta ve bu Süretle 1 ilâ 3 miligram radiyo - aktiv sodyom - islihsal edilebil- Mekted r. Bugün dünyanın birçok lâbo- Tatuvarlarında istihsal edilmekte 9lan bu sun'i — radyum yavaş Yavaş gayet az miklarda istihsal tdilebilen tabil radyumun yerini l'“lı:ığı gibi, sureti istihsali de : adamlırına atomların kudretini ttkik için yeni yeni tecrübe #ahal; rı açacaktır. Gürültü Yapan balıklar Batavya lâboratuvarlarında de- Yİz mahlükatı hakkında tetkikatta ( Devamı 12 inci yüzde ) SON POSTA 20 Haziran Tarihinin Gelmesini Hiç İstemeyen Bir Adam! Hauptmanın Avukatları Temyizde Muhakemeyi Tehir Ettirmeye Muvaffak Olamadılar Nevyork, (Wk san) — Tayyareci * Lindberg ,, in çocuğunu öldür- düğü sanıldığı için Idama mahkâm edilmiş olan Ha- uptman'ın vekik leri, davanın Tem- yizde — tetkikini gelecek yıla bi- raktırmaya mu- vaffak — olama- dılar. Temyiz he- yetl 20 Haziran tarihinde topla- nacak, söz söy- lemek İçin Müd- delumumiye (1,5), mahkümun vekil- lerine de (3) saat vakit bırakacak- tır. Bununla bera- ber, davanın bir yıl sonraya bıra« kılması için avu- katın ileriye sür- düğü sebep bile- bütün boş da değildi: — Tabedi- mesi İâzımgelen 11,800 — #4 vfalık mahkeme evrakı yardır, diyordu. Bu, beheri 500 sayfalık (32) cilt kitap demektir, Bukadar kısa bir zaman zarfında yetişemez. Mahkeme bu iddiayı varit gör- medi: — Bir. kaç yıl evvel (İncil) üç saat İçinde dizllip — basıldı, cevabını verdi. — Avukatlar baş eğdiler: — Emir #aizindir, itaat ceğiz! Bu evrakı avukatlar hazırlıya- eaklardır, tabı masrafımı İse ht- kümet verecektir. Zannederim, size evvelcede söylemiştim, Amerika temyizinde muhakeme tekrar edilmez, sade- evraka bakılarak hüküm verilir, bir de avukat ile müddeiumumi dinlenilir! Mucizeye İntizaren Demekki, bir mucize zuhur etmiyecek olursa Hauptman 20 haziran tarihinde mukadderatını öğrenecek —demektr. Bu, ne olacaktır? Doğrusunu söylemek lâzımsa hükmün değişmesine in- tizar edilemez. Filh Jersey ad.iyesinin tarihinde, tem- yiz mabkemesinin bir cinayet davzanda ilk kararı bozması kadar ancak bir defa kaydedilmiştir. Çok sert, çabuk ede- olmakla maruftur. Bu karakterini | Lindbergin çocuğunun katili lehine değiştirmesi beklenemez. Bununla beraber Madam Haw- ptman ümidini kaybetmemiştir. zevcine —münasip bir — müdafaa hazırlamaya yetişecek kadar para toplamak ümidile şehirden şebire dolaşarak konferanslar vermekte- Madam Hauptman ila çocuğu dir. Fakat bu dakikaya kadar eline geçen para çok değildir ve anlaşılıyor ki Haupltman'ın avı- katları ziyanına iş görmektedir. Filhakika — toplanan iane 1200 dolardan —ibaret kalmıştır. Bu para da aşağı yukarı münhasıren imza amatörleri tarafından veril- miştir. Bunlar çekin altını imza- layacağı için hediyelerini doğru- dan doğruya birer dolar olarak göndermektedir'er. Yalası Keşleden Makine Amerikada bir adamın doğru ©: İ ml a 1 — Gazetenin esas yazısile bir sütanun ikl satıcı bir (santim) seyıtır. 2— Sayfasına göre bir santi- min ilân fiatı şanlardır: sayla (sayfa ». 5 |yerler| sayfa mahsus bir elektirik makinesi icat edildiğini bilirsiniz. Bu makine insanın reaksiyonlarını kaydeder, © dakikada hali tablide olup ol- macığını — anlatır, şimdiyekadar bir çok tecrübeleri yapılmıştır. Medam — Hauptman — kocasının bu makine ile bir defa daha tetkik edilmesini istemiş ise de mahkemeye arzusunu kabul etti- rememişlir. Esasen bizzat kendi avukalı da; — Böyle makinelere inanma- yınız, demiştir. * Bu müddet zarfında Haupt- men ölüm mahkümlarına mahsus höcreyi iİşgal etmekte berdevam- dır. Bu höcre idam hükmünün lcra edileceği kırmızı tuğladan yapılmış penceresiz dairenin ya- nıbaşındadır. Hauptman- höcre- sinde olurduğu yerden bu meş'um binanın kapısını görebil'r. Hauptmanın ölüm bücresine girdiği gündenberi, idam hükmü- nün yapıldığı yerin kapımı iki de- fa açılmış, içinden iki ceset çık- mışlır. Hauplman her iki defada de yerinden kalkmış, ölüme gi- den mahkümları ve yanındakileri sessizce seyretmiştir. Kendisinin el'an sakin, sessiz, hattâ bir ba- kışla lâkayt olduğu söylenmek- tedir. Sayfa 9 | MAfahkemelerde — ——— Türk Pasaportile Gitmiş, Başka Pasaportla Gelmiş Eevelki gün asliye birinci ceza mahkemesinda — yetmiş yaşında Faiz adlı bir ihtiyarın muhake- mesi yapıldı. Suçu şuydu: Bay Faliz Türkiye tebaasından olduğu ve Türk pasaportile Arna- vutluğa gittiği halde bir sene sonra dönüşünde bu pasaportu tescil ve vize ettirmemiş, başka- sına ait bir Arnavut pasaporlile avdet etmiştir. Avukatı Bay Cemil bu suçun bir suiniyete istinaden yapılmadığını söylemiş ve müvek- kilinin ihtiyarlığı, şimdiye kadar hiç mahküm edilmediği cihetle cezasının tahfif ve tecilini dile- miştir. Mahkeme altı ay hapis cezası vermiş, ve bu cezanın teciline; on dört lira mahkeme masrafının kendisinden akınmasına karar ver- lıkla Mahkemeye Çağırılan Bir Suçsuz Habip isminde birisi İbrahim oğlu Kadri adında bir adamdan davacıdır. Halbuki — suçlu olarak mahkemeye elektrik fabrikasında ateşçi İbrahim oğlu Kadrl çağı- rılmıştır. Fakat davacı şikâyetçi olduğu kimsenin bu Kadri olma- dığını bildirmiş ve ateşçi Kadri de hiçbir şeyden malümattar bulun- madığını söylemiştir. Bir adres yanlışlığı ve isim benzeyişi yüzün- den vukubulan bu hâdise üzerine ateşçi Kadri serbest bırakılmıştır. Bıkarak Davadan Vazgeçti Aşçı Şükrü; kafasına sandalye ile vurduğu için Cemal adında birini dava etmiş, fakat Birinci Sulh Cezada davadan vazgeçtiğini bildirmiştir. Aşçı Şükrü: * Cemal her davaya gelmiyor ve hep geri biraktırıyor. Ben de işimden kalıyorum. Vazgeçtim. ,, demiştir. nma hâdisesi bir raporu ve tedaviyi istilzam ettirmemiş olduğundan — mahkeme her iki tarafı da salmıştır. Suçsuz Bir suçlu! 8/2/935 tarihine tesadüf eden Cuma günü kasap İsmail Hakkt dükkânını açarak bir alacaklıya et sattığı z fıncan görüş lerek zabıt varakasile birlikte mahkemeye — verilmiştir. Fakat kasap İsmail Hakkı Cuma günleri dükkân açabileceğine dair 10 - 2 - 934 den 31 - 59356 kadar mute- ber ruhsatnamesini heyeti hâli- meye göstermesi Üzerine serbost bırakılmıştır. Hâkim hâdise gü .â ruhsatnameyi polislere gösterip göstermediğini — sormuş, İsmail Hakkı da: — Gösterdim efendim; fakat dinlemediler, demi MarKA| Müslahzaralı