Kafeste Aslanlar Bütün Alman, Macar Sloven ordll.laruızıı birdenbire Türkler :ıenne atıldığı 1592 yılının som aharında bir gündü. Parlak güneş uçsuz Macaristan Ovalarının göklerle birleştiği yer 9:de batarken — kızil işıkları k“'k imparatorluğunun Viyanaya ıl_dar genişlemiş ve Macaristanı Çine almış serhaddındaki Subus- kf palangasını pembe bir dantelâ gibi süsleyordu. Kaleciğin batı eteğindeki gö- lün durgun — sularında bir Atlas fazeliği, parlaklığı vardı. Herşey, — uzak tepeler, Ova, göl, gök çok güzeldi. ncak insan şöyle keskince ıl:ıkıntı bu güzellikler içinde acı *' şeyler olduğunu hemen seze- ilirdi. Kalenin iki yüz evden çok olan Varaşunda (kale dışımahalleleri) ve bahçelerinde artık her Yamı Zibi neş'eli çocuk sesleri, genç kadın- düz Kahraman Subuska palangası Öni ların kahkahaları yükselmiyordu. Dış mahalle evlerinin birçokları yıkılmış, yakılmıştı. Kale hende- gine yakın olanların yıkıntıları Ostünden tahta ve kömlür kokusu tİnmiş esmer duman kümeleri yükseliyordu. — Buralarda yeni, kanlı bir muharebe yapıldığı an> laşılıyordu; sokakların içinde bile boğuşulmuştu. Şimdi Subuska kar lesinin kapıları kapanarak Türkler İçeri çekilmiş olduklarından, kale dışındaki sokaklarda bir. takım zırhlı Macar ve Alman askerleri, zabitleri uzun boylu Hırvatlar köşeden köşeye siperlenerek do- laşıyorlar, yerde kan ve çamurla bulaşık yatan ölüler arasında İnle- mekte olan * yaralıları toplamıya Uğraşıyorlardı. Ortada top güllesi, vurulup düşen atlar, demir başlıklar, kırılmış mizraklar, kalıçlar, ağır kuburluk tabancaları dökülmüş duruyordu. Ölüler yeri koyu Kamil 'bir” balş yibi Ürtmüs kan gölcükleri içinde uyanımaz üykularına dalıp kalmışlardı. Subuska palangasının yüksek sancak direğinde dalgalanan Türk bayrağı bütün bu şeylere kaygu- suzca bakıyor gibiydi. Görülen teyler ise Subuska pılıngııındı düşmanların — sarmış oldukları Türklerin bugün kanlı şanlı bir savaş kazandıklarını anlatıyordu. Akşamın durgünlüğu içinde; tâ uzaktan, kale toplarınin ate- şinden az yüksek bir tePt ile korunmuş bir yerden bi İnsan kümesinin anlaşılmaz uğuk tusu arasıra — işitiliyordu. altından yaralıları toplıyan Macar- lar, Almanlar onları bu tepenin arkasına götürmeğe çalışıyorlardı. Bu tepenin arkasında yirmi bin kişilik bir Macar * Alman ordusu vardı. Bu ordu — şimdi, bu küçük, lâkin amansız Subuska kaleciğini Türklerden almak için yaptıkları savaşlardan birinde daha uğradığı acı mağlübiyetin utançlı yorgunluğunu gidermck- te ldi. k Kale önüne yedi gün evvel elmiş olan bu ordu ikinci olarak türklerin huruç harekeli önünde karmakarışık ve şaşkın geri çe kilmiş i. Subuska palangası © zaman “Orta Macar,. Denilen Sekedin sancağımızın ta göbeğinde idi. Bir yandan Slovenlerin, bir yan dan da Macarların ve Almanla- rın - saldırışlarına, baskınlarına karşı bulunduğundan hergün kı- gz zağlı, tüfeğinin fitili topçusu top ünde Alman, Macar şövalyeleri başında uyur, askerler kale ka- pılarında kılıçları bellerinde, tü- fekleri kucaklarında yatarlardı. Bu kale kadınlarının bile göz- leri hergün uzaklarda gökle bir- iş Macaristan ovalarına leşmiş gen dikilmiş bulunurdu. Bu kadın ve — çocuk gözleri —ya bas- kına gelen — bir düşman — ko- lu - beklerdi;. — yahut kübey- lân atlarının — başlarını - son- gvz “ kâfir ,, topraklarına çevirip gitmiş yiğit kardeşlerin, yanık yüzlü, sert gözlü babaların, adları gizli gizli anılan kocaların ve nişanlıların yollarını görlerdi. Çok kere yabancı ülkelere, uzun ölüm yollarına giden kahramanlar gelmez, * zalim gâvur İlleri ,, aldığını bir daha wermezdi. Yukarıda söylediğimiz Macar ve —Alman — ordusüu, — yetmiş geksen seneden — beri Nemse ve — Macar serhaddine belâ olmuş bu — küçük — kaleciği yıldırım gibi ansızın çarpmak, içindeki Türklerile, taşile, topra- | gile beraber slip süpürmek Üzere saldırmıştı. Ancak Subuska gazi- lerini, sanki önceden sözleşmiş gibi, tüfek elde, kılıç belde, ayak özengide buldu. Iki yüz elli Yeniçeri iki bia kadar Türk ve biraz Boşnak si- pahisile, bu yılmaz Subuska, “haşmetlü, şevketlü Nemse Ça- gari, cenaplarına bile baş eğme- miye ant içmiş olarak, işte şura- da çalımi'e, kurumile yükselip “uyudul- (Arkamı var) SON POSTA Sayfa 13 —— Çocuk Haftası-Kumbara Haftası Siz de yavrunuza İŞ BANKASINDAN bir KUMBARA alınız. Gelecek sene bu hafta çocuğunuzun da birikmiş birçok parası olacaktır. Halkevinde Bedava Muayene Ve Tedavi Yapılacak Istanbul Halkevi, Eve mensup fakir —hastaların muayene — ve tedavilerini parasız yapmayı kabul eden bazi doktorlar ile anlaş- mıştır. Tedaviye muhtaç ve yoksul yurddaşlar Halkevi Çevirgenliğin- den bir pusla alarak * bu doktor- larda tedavi edileceklerdir. Kitap almak için bütçeniz müsait değil mi Bir Lira lle Türkiyede çıkan . bütün kitapları temiz elitler içinde okuya- bilirsiniz. 6 Aylık abone ücreti 1 LİRADIR Kitaplarımız. — abone- lerimizin ellerine ka- dar gönderilmektedir. Yeni Kitapçı Ankara caddesi No. 85 Münakasa Tehiri Yalov?da Yapılacak Otel Münakasası N Bir Hafta Tehir Edilmiştir kay İşletmesi Müdürlüğünden: Yalovada yapılacak otelin k :]..:::: ı:::ınek isteyenlerden I:lı:.ı lhı::ufıı::u "Pll.ıfı’:pş'.:l:lı:o::d"r LA ı:]zıl;n ehliyet vesikasını almıya vakit bıılıııudıkl“ Li eaatlardan anlaşılmakta olduğundan buna imkân bırılnıı:: l .d!:.h' zarfların açılması 29/4/935 Pazartesi günü saat 15 Di ııııdr& I:çkhıiıl'ı :ıı=blın bundan evvel yapılmış olı: Müdürlüğüne tevdi edilmelidir, “(.;00104). SERCEE ND BÜYÜK TAYYARE PİYANGOSU Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir. ğ Yınl_ Tertip plânını görünlüz. z 1. ci keşidesi 11 Mayıs 1935 dedir. Büyük İkramiyesi: 25 ü 0 oo Liradır. - Bünyan Belediye Başkanlığından: h.h.Brıııml:e:üyüı lira tahsisatlı Bünyan Merkez Kasabasının 30 lkma B ııı 15 hekter gayri meskün olan mahallin rakımlı mhmkuı,;:wk:.: :W!/î:. ı:ırihindeıı itibaren bir ay müddetle nmuştur. 16/5/935 — tarihindi l :urotllı: yapılacağından talip olanların any:n ';ol.odî;?kBı:kk:lnıl.ıı;: ':. PBÇ:. .:lı ;o.ıı:; şartnameyi görmek İstiyenler Ankara, İstanbul ğ yi iye Başkanlıklarına müracaat — etmeleri — ilân olunur. *“2067,,