Hakiki Bir Aşk Faciası Hitler Bir Aşk Düşmanı Mıdır? Güstav Froelich Bugünlerde Gitta Alpar İle - <-» Evlenmekten Nasıl Avrupa gazeteleri sinema semasınm da bir. yıldızın eksildiğini kaydedi- yotlar, Bütün yanik eee İle göhret kazan- mış olan Gitta — Alpar'ı tanırsıniz, değil mi? Fakat bu güzel san'atkârın Karnel Stangl isminde bir. Macar avukatının zevcesi olduğuna bilir mi- diniz? Birisl Bodapeşte barosunda kalmıştı.Öteki Almanyadan başlıyarak bütün dünyanın merkezlerinde mu« vaffakiyetten muvaffalayete — koşu- yordu, nihayet —ayrılmaya — karar verdiler. ü * O sırada Gitta Alpar Almanyada ve kendisi gibi Macar olan Ernest Verebs isminde bir san'- ile aynı filmde oynuyordu. Kan din birliği aralarında sıkı bir dostluk yaratmıştı. Hattâ nişanlana- cakları bile söyleniyordu. * Fakat Gitta — Alpar, K tav Froelich karak ada — film — yapımıya Şnı,"lamı ’Budıpıqlıyı Cöndü. O mrada bir de çocukları dünyaya geldi. * Kalbinin » k devamsızdır, derler. İnanma- hyız, Frolich karısından uzak yaşarken kerşisina başka bir sima çıktı, bu Brigi lelm'dir ve evli karısını da, çocuğunu da unutturmuştur. Bu vazi- yet karşısında Gittanın gazttecilere söylediği şu oldu: — Ayrılmaya razıyım, fakat çocu- gumuzun bende kalması gartile! * Ayrıldılar ve derhal Gittanın etrafı meninke — Avusturyada: “Son aşk ,, edı altında çevrilen film çok İnce bir his üzerine işlenmiştir.. Er.k isminde etki bir bestekâr uzun bir ayrılıktan sonra Viyanaya döner, Namiko adını hııyı;h::ıı m kızını sever onun !I.t.ı’:dı eski kudretini bulur, yeni bir opera yazar, fakat bitiremez, ölüm yıkıııııdıdır ve piyes yarım arp Bitla Alpar — — sesini duydu , adı altında çevirdiği İkinel filimde Gustav Frolleh il& k:" #ılaştı ve hakikaten kalbinin »e duyan, (Verobes)ı değil, bütün Alman ıkları kızları: ,ıy.lııııdı 'yııı“ — — genç (Güntar Froliebi seviyordu. Fet- , Birkaç Sa B bi te de aynı Ğ serrm l:u.nıu'ı :"'ı:lı uyanmıştı. Nihayet Çavuş adı altında — çeviri birleştiler. filmdenberi hiç birşey yapmamış AĞ? Bu müddet zarfında Alıı'ıyıdı Hitler iktidar mevkiüne geçmişti ve kan itibarile ( arien ) sayılmıyanlara '::!l ıld.d'ıı'ı(b.ıl;" u)udıfo başlamıştı, olan Vladmir Strijevski pek ya- kında tariht bir film çevirmiye başlıyacaktır. Bu filme muvakka- ten (1812) adı verilmiştir. Kat'i Gitta Alpar yeni adile Gitta Frolieh adı yakında ilân edilecektir. 4 hneye $ Kai ” Haa aei İ seralesni eeti Bek çkm: Ne san'ali arasından,; birisini tercih tlmekto muztir. birakıldı. Fıdkh araim “tercib — etlk. —Almanyadan Fel, (Macar - efsanesi, Mari) ıüo.u': yaptığı güzel filmin gös- Menedildi? Brigitte Helm presteşkârları ile doldu. Bunlardân bir tanesi Kont Antuvan Lzapary ismin- de gayet zengin, gayet güzel ve ga- yet asil 22 yaşında bir gençtir. Gitta. mın gazetecilere — verdiği ek le- tediği doğrudur, Fakat benim ecelem yoktur. * Eğer bu mutasavver evlenme vu- kua gelirse Lzapary allesi kadar saf kan, asil bir aile Almanyada da bu- lunmadığı cihetle Gitta hem aankör Frowlichten hem de Hitlerden manevi bir Intikam almış olacaktır. aftanın Filmleri — bulunduğunu kaydetmekte mütte- fiktirler. Rejisör Fritz Sehulzdur. P.yeste Tauberin iki şarkısı vardır. İngilterede: — Nell Gvyn ismini yan — filim — tarihten alınmış bir parça üzerine sülslü bir aşk hikâyesidir: Ingiliz Kıralı ikinci Charles bu genç kızı İlk defa bir tiyatroda görmüş, sevmlş, metres olarak almış. Nell Gvyn de bin entrika içinde yaşayarak, bocalıyarak ölünceye kadar ona sadık kalmıştır. Hichiko Heint ile Hans Jaray Son aşk filminden bir sehnede tır İçinde! * Mis Karrot filminin başlıca san'atkârı olan Ann Slinley çevir- diği filmde Üzerine aldığı rolün adını müstear isim olarak kabul etmiş yegâne san'atkârdır. Ann- Slirley bu adı müstear ad olarak kullanmakla — iktifa — etmemiştir. Aile adı olarak tescil ettirmiyede çalışmaktadır. “Terilmesini yasak etmiştir. Bu ya- sağın sebebi pek belli değildir. Diyorlar Ki: Film Stüdyoları Muharrir Arıyorlar! Birkaç — gündenberi hemen herkesin ağzında bir nakarat gibidir. Artistlerden, rejisörlerden, hatta — stüdyo — müdürlerinden İşittim : — Mevsim mümittir, kâfi de- recede sermayemiz de vardır, film çevirmek İstiyoruz, fakat elimizde “erijinal,, — bir #senaryo yok! Orijinal sanaryo mu yok?Fakat benim çekmecem tanınmış veya tanınmamış muharrirlerden gelme yüzlerece — defterlerle — doludur. Bunları yazanlar, içine koydukları güzel fikirleri tanıttırmaya vasıta olabileceğimi düşünmüşlerdir, fa- kat aldanmışlardır. Çünkü benim beyenip te gönderdiğim defterler bana daima şu şekilde bir cümle ile gerl gelirler: — Eseri okuduk, beyendik, fakat maalesef elimizde bulunan |ıı!iıüulı çevrilecek kabiliyette bulmadık. * Biraz anlatayım: Bugün iİşe yarayacak ne kadar san'atkâr varsa, hemen hepsi de mukavele ile bir stüdyoya bağlıdırlar. Bi- naenaleyh yazılan eserin ©o stüd- yoda oynanabilmesi için elinde bulunan san'atkârlara göre ya- zılmış, sonra da şu veya bu şekilde —aktialite bir vak'ayı andırır. olması İâzımdır. Fakat nihayet bu da kâfi de- ğgildir. Stüdyo müdürleri muhtelif nüfuzların tesiri altındadırlar. Ba- karsınız ellerinde gayet güzel bir senaryo vardır, fakat gayet kötü- sünü —çevirmeye — başlıyıveri-ler. Bunun için: — Senaryo istiyoruz! diyenleri isterseniz dinleyiniz, fakat samim! olduklarına inanmayımız! Gaston Thierrg bermmat & («Sinema Makinesinin Adesesi Bir Fut- bol Maçında Hakemlik Yapan Sporcu- Yukarda mühim bir oyununu gördüğünüz, İngilizlerin en meş hur futbol takımı “Arsenal,, ku- pa maçlarında rakibine yenildi. Fakat maçın bitmesinden sonra bazıları bu müsabakayı Arsenale kaybettiren golün “ofsayt,, vark- yetinde atıldığını hükümsüz olma- sı lâzım geldiğini söylediler. Ma- çın sineması alınmıştı. Perde üÜze- rinde baktılar, hakikaten gol of- Batıl İtikatlarınız Var Mıdır? Bir meslekdaşımız Fransızların Komik sanatkârlarından Lucien Barou'b ye bu suali sordu, aldığı cevabı okuyunuz : — Hayır, beyaz tavuk, kupa yerlisi, at nalı hayatta rol oyna- maz. Önüme bir kanburun çıkma- sından da Ürkmem. Birçok arka- daşlarımın yaptıkları gibi zavallı- nın kanburunu okşamak aklımdan geçmez. Buna mukabil ayın 13 ncü günleri pek çok mukavele İmza- ladığımı bilirim ve bu mukavele- lerden bepsinin de iyi neticeler getirdiklerini hatırlarım. Evet hayatım böyledir. Fakat filmlerde aksi gibi hep gayritabil şeylere inanan bir adam rolü ya- rım. Ne diyeyim, hayatta biraz da tezat İâzımdır. nun Gözünden Elbet Daha Kuvvetlidir,, sayt vaziyetinde atılmıştı. Iddlayi müdafan edenler : Sinema — makinesinin adesesi bir futbol maçında hakemlik ya- pan sporcunun gözünden cibette daha kuvvetlidir, diyorlardı. Fa> kat bizzat Arı takımı karara itiraz etmedi : — Madem ki hakem tarafın- dan verilmiştir, ne olursa olsun makbulümüzdür, dedi. eei ARİLİRE delük İi z AM ai ti NER LAĞ dÜ SAĞ ACRZ e GA A bE L BB v