6 Sayfa Toriht Fikra Perileşen İnsanlar Aldanmıyorsam Raşit tarihin- de yazılı olacak. İkiyüz yıl önce Süleymaniye taraflarında oturan bir Kazasker, gece yarısı karın ağrısına tutulur, mum filân yak- mıya eli deymeden aptesaneye koşar. Orası karanlık, Kazazasker de ötlek. Herifcağız bir taraftan sancılarını gidermiye savaşıyor, bir taraftan da cin ve peri hücu- muna uğramak korküsile ter döküyor. Vaziyet dua etmiye, onu bunu okumıya da elverişli değil. Yapılacak iş, birayak evvel karın ağrısından kurtulup oradan savuş- maktan ibaret. Kazezker bu düşünce ile kıv- ranıp duürürken küvvetli bir elin baldırlarını okşadığım sermexz mi?., Aman, zaman diyemez, can hav- lile sıçrar, dışarı fırlamak İster. Lâkin ne mümkün?.. O el, mem- gene gibi etlerine yapışık, kendini bırakmıyor. Zavallı adam, cinlerin eline düştüğüne kanaat getirir ve korkudan bayılarak taşların Üze- rino uzanıp kalır. Neden sonra evdekiler merak ederler, çifte mumlarla köşe bu- cak ararlar ve abdesthanede adamcağızı bulurlar. Ayni zaman- da kuburdan bir kolun dışarı uzandığım, — baygın — kazaskeri mıncıkladığını — görürler. Meğer Süleymaniye timarhanesinden bir deli lâğım yolile kaçmış ve bu yolda yürüyerek © abdesthaneye kadar gelmiş, — yapacağını da yapmış! Tarih, karaskerin bay- gınlıktan kurtulamıyarak öldüğünü yazıyor. Geçenlerde de Iskoçya köy- lerinden birinde böyle bir perl hâdisesi yüz göstermiş. Köylüler derin bir kuyu içinden mükem- mel bir saz ahengi yükseldiğini görerek bu İşin cinler ve poeriler tarafından yapıldığına Mmanmışlar, telâşa düşmüşler. Polis, kuyuya adam indirerek ahengin bataryalı bir radyo makinesindea çıktığını anlamış, köylülerin telâşımı gi- dermiş. Demek ki dün olduğu gibi bu- gün de peri masalına İnananlar var. Perilerin anlaşamıyacağını ve tiğini —öğrenmek acaba hangi asırda mümkün olacak ?... M. T. Tan Bir Doktorun Günlük Notlarından (*) Perşemha Süpürgenin Zararları Evlerimizde bir temizlik vamtasi olarak kullanılan süpürgenin bilâ. kis zarar verici bir nesne olduğunu vöylersein hayret etmeyiniz. Çün- kü süpürge yerdaki tozları havaya kaldırır, Birçok mikrop taşıyan bu tozların ağıımıza, burnumuza gitmesinden başka tekrar havadan yere inmelerile temizlendi zanne- dilen eşyanın üzerine konmaları, eski kirli vaziyeli aynen iade eder. Binsenaleyh: mümkün olan yer- lerde, döşemeyi parke yapmalı, olmıyan yerlerde ise döşemeyi müşamba ile örtmelidir. Hafit islak bezle kaba kiri almak, sonra esaslı surette silmek, en sıhhi temizlik usulüdür. Bu uzsul, tahta döşemeli evlerde de kabilitatbik- tir. — Görüyorumuz ki — stipürge gerek evde olsun, gerek sokakta olsun, hem iptidal, hem de zararlı bir vasıtadır. V) Bu vofları keslp saklayınız, yahut Broalbüme yapıştırıp kollekalyon yapı- vor. Sıkimti zamanımızda bu sotlar bir dektor gibi imdadımza yetişebilir. y SON POSTA Almanyada İcat Edilen 5 Yeni Silâhın Hakiki Kıymeti Nedir? Dünyada Olup Bitenler Çelik Duvarları Delip Geçen Kurşun, Zırhlıları Eritip Bitiren Elektrik İnsan- ları Kırıp Geçiren Mikrop... Telâş Etmeyiniz, Salâhiyettar Bir Mütehassıs Henüz O Za- üyor manaGelmediğimiziSöyl Bu günler- de bütün Av- rupa, Anadolu ajansımızın Man- cister Guardi- yan gazetesin- den alarak bize de verdiği ha- berin gerçek olup olmadığı- nı araşdırmakla meşguldür : — Denildiği gibi Almanya da karşısındakilere müdafaa imkânı bırakmayan beş tane yeni silâh Herkesin dilinde bu sual var- dır. Ve bu merak o dereceyi bul- muştur ki, Fransada en mütehassıs alimlerinin dillerinde meselenin teşrihine lüzum görülmüştür. Verk len cevabı kaydedelim: — Mançster Guardiyan gaze- tesi, Ötedenberi harp silâhları bahsinde en akla gelmiyecek ef saneleri kaydet- mekle şöhret kar zanmıştır. Iddia- mı derhal İspat edeyim: kcat edildigi söylenen silâbların birin- cisi her manlayı delip geçen kur- şundur. Halgar Ultra adını zaşır, Alman bilginle- rinden — doktor Maks — Gehrlich tarafından yapıl- mıştır. Bu, yalan de- gll sadece müba- lagalıdır, — diğer 'taraftan Alman Dr. nun Almanyada silâh yapma imkânı bulunmadığı bir zamanda icat etti- , ği bu — kurşun ; kendisi tarafın- dan bize de anla- (tılmış, milli müda- | fea — bakanlığı- mızda bütün tecril- | beleri yapılmıştır. icat ettiği kurşunun kabiliyeti göze alım- ması icap —edecek — derecedae mühimdir. Bu kurşun söy'endiği gibi (1) metre (8) santım kalınlı- ğgında bir çelik külçeyi delip öte- sine geçemez. Fakat 18, 20 mili- metre kalınlığında bir çelik lev- hayı delebilir ki bu da mühimdir. Size bir Ba'istigue dersi ver- mek istemem, yalnız şu kadarını söyleyeyim : (1) metre (80) santlm kalınlığında çelik külçeyi delmek ! için portatif bir tüfenk değil (42) lik top lâzımdır. Devvar mitralyöz — Icat edildiği söylenen ikinci silâh devvar mitralyözdur. İngiliz gazetesinin bunu tayin icat edilmiş midir, edilmemiş midir? | Her şeyi altüst eden elektrir cereyam henüz imsauların hayallerindedir için ku'landığı kelimeyi biraz müphem - gördüm, beş namlulu mitralyöz, veya eski roververler şeklinde toplu mitralyöz manasına gelebilir, Fakat şu o'sun veya bu icadda yeniik görmedim. Bilakis kurşun şarjorlarını değişlirmektekl müşkülât meydandadır. Zaten bu büyük babalarımızın zamanında da malümdu, üçüncü Napolyonun 1870 de yaptığı tecrübeyi 1935 Almanyasının tekrarlıyacağını sanmam, Filhakika bu silâhın dakikada bin kurgun atacağı ilâve edilmek- tedir. Fakat bu münasebetle ben geçenlerde Ho'andada bu şekilde bir silâhın bütün dünya erkâne harplerine gösterildiğini batırlıyo- Çelik levı haları de- Tip geçen kurşun rum. Alınan netice sıfırdır. Dünyanın Havasız Kısmına Çıkan Fişek.. Icatların en mühimmi dünyanın (Stratospher) ine çıkan haval fi- şektir. Bu fişeğin içine boğucu gaz veya mikrop dolduralur. Ha- vasız yerde söyredebileceği İçin katedebileceği mesafe 320 kilo- metredir. Daha mühimmi de var, Bu fi- şek atan adamın arrusuna tâbi olarak istenilen yere düşürülebilir. Mucidi miralay Von Hasselbachtır. Evet amma, bu zat sırrım hiç bir veçhile ifşa etmemekle bera- ber İcadını Alman posta idaresi- nin havai sevkıyatında tecrübe edebiliyordu. Bilirsiniz ki Alman- yanın posta idaresi bir nevi haval balonla posta çantası sevkini tec- rübe etmektedir. Halbuki bu çan- ta hiç bir zaman isştenilen yere varmamakta, yolundan 180 de:ece kadar inhiraf etmektedir. X Şuaı Nihayet köprüleri yıkan, top- lari eriten, tayyare motörlerini durduran, herşeyi altüst eden X şuamna geliyoruz. Evet efendim, eğer Almanya gerçekten böyle bir kuvvete sahip olsaydı şu veya bu mitralyözü düşünür midi? Biraz ciddi olahm, Almanyada olduğu gibi, Fransa, İngiltere ve Ame- rikada da elektirik cereyanı Öze- rinde tesir yapan muhtelif şualar tecrübe edilmektedir. Bu dakika- ya kadar bulunan şey gayet basit- tir: Çok kısa bir mesafe içinde çok kısa bir zamana munhasır kal- mak şartile, pek büyük masraf mukabilinde elektrik ceryanının intizamı bozulabilir. Fakat bu da gayet müsait ahval ve şeraltin istenilen dakikada birleşmesi müm- kün olursa.., Bunun barcinda elimizde kala | kala Dunikovaki nin — oyuncağı kalır. Bilirsiniz| ki bu müheadis evinin mutbağında çocuğunun ©- yuncak tayyaresimi uzaktan yak- maya muvaffak olmakdadır. Yani Kari Mektubları Tuğla Harmanla- rına Dair Bir okuyucumuz Diyor kl! Kuruçeşmeliler kömür içinde boğulduklarını iddia ederek uzun müddet bağırmışlar, kömür şirket- leri aleyhine mahkemeye gitmiş- ler, hattâ açtıkları davaları dahl kazanmışlardı. Buna ilâveten şe- bircilik mütehhssısı da bu depolar rın kaldırılması lüzumunu bildirdi. Fakat vaziyetin eskisi kadar de- gilse bile “eski taz eski hamam,, kaldığı — görülüyor. Şimdi de Eyüpten buna benxor bir şikâyet gelmiştir. Deniliyor ki : “ Eyüpte Defterdarda çömlek-« çiler caddesinde bir senedenberi açılan tuğla fabrikasının dumas sından, kurumundan civar mahak lelerden Defterdar, Çömlekçiler, Cezrikasım, Sıraserviler, Kıralkızı halkı pencere açmaktan ve bah- çelerine çamaşır asmaktan mah* rum kalmışlardır. Çünkü fabrika-» nın yaktığı kömürler gaz neşret- moktedir. Bir senedenberi civar halk nahiye müdürlüğüne müracaat ettiler ve hiçbir. müsbet netlce alamadılar. Fabrika ise: “ Başka bir tarafa nakledeceğiz ,, diye müracaat edenlere cevap verdi ve hâlâ yerinde duruyor. Akşamları yorgun argın” evine gelerek bir pencere önünde oturmak, temiz hava almak, dinlenmek hakkı, bu semtin Insanlarından sanki geri alınmıştır. Tuğla fırım gece gündüz yanma ihtiyacındadır. Ve fabrika gazlı kömür yakmak mec- buriyetindedir. Fakat tuğlalar ya- nacak, pişecek, olacak diye biz burada gece gündüz <ehirli gaz mı teneffüs edeceğiz, hava almı- yacak mıyız, yaşamıyacak mıyız?, Bu gibi fabrikaların şehir ha- ricinde yapılması lâzımgelirken, Belediye böyle içimize sokulma- sına nasıl müsaade etmiştir ? Vali ve Belediye Reisimizin dikkat nazarını celbederiz. Delterdarda — Çömlekçiler — <ad csinde No. 47 - 49 da başmuaillm Şevke: Ergim Antalyada Bayan . N, Söslpa: Istanbul Şehir tiyatrosu bak- kındaki düşüncelerinize hak verk riz. Esasen birkaç gün evvel yazdığımız o yazıda da, mevzuu- bahs ettiğimiz şehirler, yolüstü olan şehirlerdir. Bu gibi şehir.erin tiyatroya karşı gösterdikleri iştiyak bu kadar fazla olursa, Diyarıbe- kir, Maraş, Van, Trabzon ve » Samsun gibi şehirler ne yapsın?. Bu meseleye dair, lüzum oursa yenlden — İstanbul Belediyesinin nazarı dikkatini celbe çalışacağız. * Aydmda Denizlili Sacit oğlu Zihi Öner'e Mevzuubahs ettiğiniz mesele şayanı dikkattir, Lâkin mektubu- nuzda sarih adresiniz yok. Biş bu meseleyi Kültür Bakanlığına açarken, sarih bir adresi de be- raber vermemiz lâzımdır. Binaena- leyh bulunduğunuz yeri, çalıştı- ğınız daire veya müesaseseyi ay- bir. mektupla — bildiriniz, Hayale kapılmayalım, Almane yanın mucize his kuvvetleri yoks tur, sadece cesur nekerleri vardır.. Görülüyor ki, bakiki fen ale- minde İngiliz gazetesinin verdi; haber masal olarak telkaki & miştir.