2 Nisan 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

2 Nisan 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K | Te Muharriri: A.R. Tefrika No.: 68 Şeriat Davası!?. Patrona Halilin Gösterdiği Aciz, Kadı Zülâli Efen- dinin, Daha Fazla Ukalâlığına Sebep Oluyordu.. Amma, sakım bunu da, A- hırkapıda, — çatladıkapıda — gör- düğün kale burcu xanneyleme, haaaaa... — Maksudumuz — olan Burç, semada — bulunur. Bun- lar on iki adettir. Bunların yek- diğeri üzerine olan tosiratı, şu yer yüzünde gördüğün kânaafffel mahlükat ve mevcudaaat Üzerine ayrı ayrı İcrayı ahkâm eyler. Bunları fehmü Idrak edebilmek için bir hayli dirsek çürütmek, bir hayli göznuru dökmek gerektir. Sizin gibi cahil, cühelânın an- Jayacağı İşlerden değildir. Patrona Halil, Zülâli zadenin bir ahengi mahsus ile açılıp ka- panan ağzına, küçük bir yelpaze gibi hafif hafif inip kalkan çem- ber sakalına dalmışti. Kadıefen- dinin söylediği sözlerden, ancak en son cümleyi anlamıştı : — Vallahi — öyledir, efendi. Patronanın bu mâsumane ce- vabındaki mana, yalnız kendi ceh- lini bilmek ve itiraf etmekten Abaret değildi. Aynl zamanda, (Ulema) denilen ve her #sözleri (Hakkın kelâmı) gibi kabul edik mek lâzimgelen zümreye karşı beslediği hürmet ve Itaatin dere- cesini göstermekte İdi. Patrona Halilin gösterdiği ac- zü inkıyad, Kadı Zülâli Efendiye tatlı bir gürüur verdi. Büyük ilmi- nin başmet ve arametini bu ca- hil adama biraz daha göstermek- le zevkıyap olmak istedi. Ayınları çatlatarak, galgaleleri şaklatarak teevid kaidelerinin bütün ahenk- darlığını muhafaza etmiye çalışarak sözüne devam etti: — Vakıa I- mi nücum, gerçi ulumuhafiyeden ise de, bir nebze malümat vermek, faldeden hâli olmaz. Ne kadar cahil olsan, belki kafanın bir boş yerine dan — der... İmdi, be kadı —T7— 1 — Öz türkçe küklerden gelen sözlerin karşısına ( 'T. Kö. ) beldeği ( alâmeti ) konmuştur. Bunların her biri hakkında sırası ile uzmanlarımızın ( mütehasms ) yazılarını gazetelere ve- receğiz. 2 — Yeni konan karşılıkların iyi ayırt edilmesi için, gereğine göre, Fran- sızcaları yazılmış, Aayrıca örnekler de konulmuştur. $ — Kökü Türkçe olan kelimelerin bugünkü işlenilmiş ve kullanılan şekil- leri alınmıştır; Aalı ak olan hak, aslı ügcüm olan hüküm, 'Türkçe — “çek,, kökünden gelen şekli gibi. Cüml (cemeden anlamına) — Toplı- yan, kapsayan raeki 1 — Camil adamdır. - İyilikleri toplayan bir adamdır. 2 — Bu exer, o mesele üzerindeki bütün malümatı cümidir - Bu izer, © sorum üzerindâki bütün - bilgileri kapsamaktadır. Camit — Donmuş, cansıt - fr. lana- nime Can — Can (T.) Canhıraş — Gönül koporan (Bak: dilhiraş) canan — Sevgili eüni — Kıyan - fr, eriminel Örnek; caniler, beşeriyetin karhala- vi sayılsa becadiır « Kıyanlar, İn- sanlığın çıbanları sayılsa yeridir. t — Kıya - İr. Crime Örneki Bu Ööy'e rastgele bir suç değil, âleta bir cinayettir-Bu, öyle mehasin — bir kendisinde Osmanlıcadan işbu Bruç, on iki adet olup cüm- lesi de semada müekkaş ve mü- ressemdir. Amma ve lâkin.. Bun- ları görebilmek için, bizim göz- lerimiz gibi, didel irfan olmak gerektir. Her bir burcun bir ismi vardır.Şimdi bizce matlüp olan başlı ca İki Burçtur. Birine Esed diğerine de Akrep tesmiye olunur. Biz, bunların telâkisine intizar ede- ceğiz. Ve tam Esed burcunun Akrep burcuna hakim olduğu bir zamanda: — Yaaa, ümmeti Muhammet.. Şer'an davamız vardır. Allahını ve Resulünü — sevenler, peşimize düşsünler. Deyü feryat ederek sancağı çekip sarayı hümayun Öönününe gideceğiz. Patrona, birdenbire silkindi: — Hem Vallahi, hem billâhi gideceğiz; Kadı Efendi. Gitme- yen, küfirdir. Emret. İstersen şimdi bayrağı çekeyim, Dedi. Fakat Kadı Efendi elini kaldırarak cevap verdi: — Yocok aslanım, yok. Kur- balar bile, vararak, vararak derler. Hele vakti merhünuna kadar sabreyle.. Sen hemen hazırlık tedbirinde kusur eyleme. — Hazır.. Herşey hazır Kadı Efendi. — Nasıl. Şehbazların adedi bir haylı yekânu buldu mu?, — İstediğinden âlâ, Kadı Ef. — Silâhları, pusatları da hazır mı?., — Hem de tiğ gibi. — Haan, hazır aklımda iken şunu da sorayım.. Haniya sizin kaybolan bir arkadaş vardı.. O, bulundu mu? ( Arkası var rasgele bir suç değil, bayağı — bir bir kıyadır. Cinat — Kıyal Örnek; Cinaf bir barekette bulun- dunuz » Kıyal bir harekette bulan- dunuz. Cünip — Yan, taraf (T. Kö) Cüânipdar — Yancı Öznek; Or'unun canipdarı olan livas Orduuun yancımı 6'an tuğay Car — Bücgü, çarşaf Cârl — Akar, yürüyen, yürür. geçer- fr.Cour nt Özrnek; Akar sular - Miyaht ekriye- Eaux courantes Yürüyen — işler - Umuru edriyö « Affairen couranten. Yürür (geçer) kural - kaidel ckriye- regles courantes Kanunun — hükümleri — bu işte de earidir - Kanunun — hükümleri bu işte Ca yürür (geçer) Mahi cari -bu ay Cereyan — Alam, — yürüm, akıntı, gdiş, hireket - fr. Courant, marche Örndle: Ökonomi akımları - İktisat cereyanları - Courrnte öconomiguce İşlerin gidişini (cereyanımı) beğen- miyorum - La marche des affaires ne me pleit pas Gazete'erde bu oya karşı bir hare- ket var - Dans les jourasux ilya un courant con! cette opinlon Cereyan etmek — Akmak, geçmekte olmak Örnek: Cereyan eden (etmekte olan) müzakoreler - Aramızda — geçen (geçmekte olan) söyleşmeler Carih — Yaralıyan - fr. Bicsseür Cerhetmek — Yaralamak (r. Blesser SON POSTA Esirler Arasında Birinci esir — Nasıl evli misin? İkinci esir — Oh, çok şükür serbestim. Son Posta İstanbul BORSASI 1-4- 1935 ÇEKLER L.T.L. için Nev - yerk — 0,7951 Parla 103 Mit e 9,5181 Brüksel 4,4970 Atlaa KS,AT37 Cenevre —— 744545 Sotya 657825 Amasterdam — VT7 Prag 19,0556 ESHAM ve Lira İş Bank,(Nama) 10,— » iHümilej 10,00 O, | latisramı Dahllt G4,15 OCamazlı buni, 21,90 | Düyüsü Ma, — O0— Belânik O Ç 5ç— | Bağcat terilp 1 &470 Şi:keti Hayriye 16,— Mellş ©17 Amadela WEOV, 75,60 » W GOP, 2870 Amado'u N ID0V. 43,63 LT. L. için 4207 5,8057 19138 5 dAZIS Viyana | Nindrlt Berlin Varşova Peşte Bükreş 18,20 Belgrat 35,1938 Londra Ka. 605,00 Moskova ,, 1097,50 TAHVİLÂT « » PJ 9400 » e İPİ 5700 'ahli) beşibir'ik “şat) » (Vahit) , |) Borsa harlef VCümhuriyet, — (650 (Azu) Ceriha — Yara - fr. Blessure Mecruh — Yaralı, yaralanmış - fr. Bilesö Cüsuz — Çaşıt Cüsusluk — Çaşıtlık * fr. Esplonnage Cüsusluk etmek — Çaşıtlamak - fr. Espionmar Cavid — Bengi Ciüvidan! — Bengil Örnek: Millete nafl- işler görenler tarihte cavidani bir mam İhrzz #tmiş olurlar — Ulusal faydalı işler görenler tarihte bengil bir ad ka- zanmış olurlar, Cüygir — Tutan, yerleşen Cüzibe — Sevim, sevimlilik, —alım alımlılık, gözenlik - fr. Sympathle, eharme Cazibe kuvveti — Çekim « fe, Force d'attraction Cazibeli, cazip — Sevimli, alımlı, gö- zen « İr. Sympathigue, — charmant, Attarayant Örnek: Ne cazip bir yüzü var — Ne gözen bir yüzlü var. Cüzibesiz- Sevimslz, alımsız, yadgö- zen - fr. Antipathigue Câüzibesizlik - Sevimsizlik, alımuzlık, mdgözenlik - fr, Antipathle 5vıek: 1 — Bilmem nasıl bir cazi- besizliği var ki, hiç yüzüne bakmak istemiyorum - Bilmem aasıl bir sevimsizliği (almsızlığı ) var kl hiç üne bakmak İstemiyorum. — Cazibesizlik fıtri - bir geydir » Yadgözenlik yaradılıştan gelen bir şeydir. Cebanet - Korkaklık, ödeklik - fr. Poltronnerie, peur Emlâk ve Eytam Bankası ilânları Satılık Arsa Esas No, 524 Mevki ve Nev'i Depozite Lira Kadıköyünde Osmanağa mahallesin- de Halitağa sokağında eski 16 yeni 24426 numaralı 229,50 ( ikiyliz yirmi dokuz buçuk metre murabbbi arsa Divanyolunda, Klod Farer caddesinde Dostluk Yurdu arsasından ayrılma 23 parsel numaralı 241 metro mu- rabbaı arsa, 965 Yukarıda yerleri yazılı iki arsa peşin para ile satılmak üzere açık arttırmaya konulmuştur. Isteklilerin tafsilât için hergün arttır- maya girmek için de 10 nisan 1935 Çarşamba günü saat onda şubemize gelmeleri. (71) Karaağaç Müessesatı Müdürlüğünden: Soğukhava depoları 1 Nisan 935 tarihinden İtibaren Belediye namına Karaağaç müessesesince İdare edilecektir. Bu tarihte dopo- larda bulunan eşyanın sahiplerinin hüviyetleri müessesemizce malüm olmadığı cihetle İ Nisan 935 den evvel depolarda mevcut eşyadan çıkarılmak iİstenilenlerin nev'i ve miktarı ve markalarile kime ait olduğunu mübeyyin yapılacak beyannamenin mezkür depoların eski müteahhidi olan Istanbul Kasaplar Türk Anonim Şirketince tasdik edilerek getirilmesi, bu yolda vesika gösterilmeyen eşyaların çıka- rılmasına imkân olmadığı bildirilir. İstanbul dördüncü lcra me- murluğundan; Tamamına 1920 bin dokuz yüz yirmi lira kıymet kesilen Çadırcrahmetçelebi mahallesinde San- daler sokağında eski 29 yeni 14 No, lu kısmen kârgir kısmen ahşap evin 240 - 60 hissesi dairemiz tarafından satıl- makta olup şartname 20-4-935 günles mecinden itibaren divanhaneye atıla. rak 4-5-935 — günlemecine — rastlıyan cumartesi — günü saat 14 den 16 ya kadar döiremizde açık arttırması ya- pılacaktır. Arttırmaya girebilmek için » 7,5 tominat akçesi alınır, — birikmiş vergi belediye tesimleri ve vakıf lca- resi müşteriye aittir. Arttırmada güayri menkula kesilen — kıymetin *6 75 şini bulmak şart olup aksi balde — en son Artüranın taahhüdü — yerinde kalmak Üzere arttırma 15 gün daha uzatılarak 19-5-935 günlemecine rastlayan pazar gönü aynl ssatta İkinci arttırması ya- pıilacak ve bu arttırmada da yine kıy- metin *; 7S şini bulmazsa 2280 No. lu kanun akâmına tevfikan satış geriye bırakılacaktır. 2004 No, lu icra kanunü- nun 126 ıncı maddesi mucibince ipotok sahibi alacaklılarla diğer elâkadaranın ve irtifak bakkı — sahiplerinin — gayri menkul Üüzerindeki haklarını hususile faiz ve mesarife dair olau — iddialarını müsbet evraklarile birlikte — 20 gün içinde dairemize bildirmeleri lâzımdır. Türkçeye — Karşılıklar Cebbar - Zorba Cebin - Korkak, ödlek « fr. Poltron, ptureux Cebin — Alın Cebr — Zor, eontrainte Örnek: Demokrnalde zorlama (cebr) yoktur. — Danala dömocratle ile n'ya pas de contrainte. Zor ve baskı ( cebrü tazyik ) altında iş görmek — Travailler sous İa con- zorlama - fr, Force, Örnek: Onu zorla ( cebren ) getir- dim — Je Lal amen& par force. Mecbur olmak — Zorunda kalmak, duymak, — zoru — altında Örneli Bu işi yapmak zorunu meden duydunuz? ( Neden mecbur oldunuz ) — Dün akşaım Ankaradan Zolı kmak zorunda kaldım ( meo- 'ur oldura ) mecburen — Zorun, zor altında Örnek: Bu işi zorun ( mecburen ) yırıı Mecburt — Yükümasel, yükümü altın- da « fr. Obligatolre Örmek: Kanuna rlayet etmek bütün yatandaşlar için mecburidir— Bütün yurttaşlar kanunu saymak yükümü altındadır. — Kanunu saymak bü- tün — yurttaşlar için yükümeseldir. ( Dileksel » ihtiyarf ) Mecburiyet - Zor, yüküm Örmeki Bu işi yapmağa ne zorum (mecburiyetim vari) Ne zorun vardı ki dün öyle duv« randın? Kılavuzu *“1627,, VAPURCULUK TÜRK ANONİM ŞİRKETİ ISTANBUL ACENTALIĞI Liman Han, Telefonı R2925 iZMiR SÜRAT YOLU SAKARYA vapuru her PERŞEMBE günü saat 16 da Galata rıhtımından kalkar doğ- ru İZMİRE gider. Bu vapur her Pazar günü saat 16 da İzmirden İstanbula gelir. İşçi Aranıyor Adana Milli Mensucat — Fabrika« mada dokuma tezgühları ve iplik ma- kinelerinde çalışmak üzere işçi lâzum- dır. Adanaya kadar yol masrafi fabe rikadan — verilir. — Tüfsilüt — almak ve şartları anlamak Üzere Mabmutpaşada Abut —hanında G6 numaraya müre- oaat, Aksi takdirde — hakları tapu sicillerile sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşe masindan hariç kalırlar — daha genlş bilgi edinmek — isteyenlerin 934 - 8778 dosya numarasile dairemize müraoaat. ları ilân olunur. (10119) Vergi vermek yurttâşlık yükümle. rindendir. Cebretmek, lebar etmek « zorlamak - fr. Forcer Örnek: Kendini zorlamak - cebel mefsetmek - »'efforcer. Beal bunu yapmağa zorladı ( tobar etti) - İt m'a force Cebri - zorlama, xor altında » fr. D'une manlâre forede, sous İa con« tralnte Örnek: Zorlamak (Cebri) yürüyüş - Mareheforeâe Zor altında (cebrt) yapılan işlerde sorav yoktur — On n'est pas res- ponsable des actes socomplis sous İa contrainte Ced — Büyük baba, dede- fr. Grand öre Cc':idınl — Atayik - fr. Atavigue Cedcaniyet — Atayiklik - fr. Atavisme Cedde — Büyük ana, nmine - fr. Cefa (eza) — Üz, ı(ıi:'lııı ı'(.üılılı bu cefanın sebebi nedir — Bana verdiğiniz bu Özgünün sebebi aedir ? Cehd — Dürüş, cete (1) « fr. Tüche, effort (Bak: gayret, süy) Cehdetmek — rüşmek, çalışmak, (Devamı 11 inci yüzde ) (1) Radlof, Yukutca, Kırgızca “cete, sözünü “cehd,, anlamına diye göster- mektedir. Gene Radlofda “ tam olgun- luk, kuvvetin en iyl çoağı, insanın eriş- kinlik bali , aolamına ahaan “ cet w sörü de vardır. Bu “ cet ,, ve ” cetan sözleri arapçada asıl cehd anlanına gelen “ ciddiyet ,şin de kökleridir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: