30 Ocak 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YE aA U M anuta - e 30 - 1 - 936 Konuşmalar Gıttıkce Hararetleniyordu Rahmetli — anneciğim — ye- minl billahla — söylerdi. ( Esirci Rızanın evinde karşıma çıkarttı- lar, arab halayık fiatına sata- rız, ortada kaldı, sevabdır. alın diye yalvardılar da kirli kuklalı- ğını görünce almadım ! ) derdi. Bitişiğindeki gelininde, toru- nunda yine son derece telâş, dirsekle dürtme, ayağa basma, fıslama : — Hanım anne, şimdi düşüb şark diye bayılı vereceğim, etraf- tan haberin yok 1.. — Haminne dilini tut, küçük gelini burada... Ortalığın kargaşalığı, entbent- liği esnasında, ortanca hanime- fendi yine sözü yakalıyabilmişti — Sağ olsun bizim hemşire, ca- hiller gibi aceleci, sabırsız, bir türlü söyletmiyor ki... Evet Iki diz Üstüne Ççöktüm, saçağın ucunu tuttum. Âmma nasıl titriyorum, ıspazmoza tutulmuş gibi, her bir azam zangır zangır... Saçağı öp- tüm, yüzüme gözüme sürdüm, tam doğrulacağım, başım kalk- MAZ... Bu sefer şimdiye kadar hap yutmuş gibi oturmuş, hep - dinle- miş olan başına İpekli Bursa krepli bağlamış, kuru yüzlü, orta yaşlı bir hatun dile geldi : — Eyvah !.. helecandan başı- mtıza kan çıktı, beyniniz uyuşlu. Verilmiş sadakanız varmış. Her taraftan : — Bakındi helel.. kardeşciğim ! — Olanlara bakın !.. Geçmiş olsun artanca hanımefendiciğim | — Öyle ya fazla heyecandan, sıkılmadan - dağlara taşlara - beyne hücum edebilir. — Bari çıkar çıkmaz tepenizl soğuk su ile ıslataydınız gözüm | — Aah, bir para etmez. Kan bir defa yukarı çıkmayı görsün. Desturun sülükten — gayri ilâcı yoktur. Geridekiller : — Benim rahmetli koca, Gümbürfeld, çok kuvvetli, çok sağlam, ayı gibi adam.. nasıl söylüyoğsunuz 7.. Elinde taş alı- yoğ, su çıkarıyoğ.. biliyon musu- nuz nekadar kanlı ? Doktor İzi- dor Grayver Paşa her sene om- dan, değil iki kilo üç kilo, 15 kilo, 20 kilo kan boşaltıyoğdu. — Hiç üzülme, meraklanma kadınım, kendimi bildim bileli başıma dem çıkar; gözlerim ka- rarır, yalpalarım.. Yüzünüze gül- ler bir ihtikan, şayet mafsal sökmezse bir İngiliz tozu, bir şeyciğin kalmarz. — Bizimki pek başkadır. Yol- daşım, nimtenim, ciğerköşem diye diye bana paralanır. Eyidir, hoş- tur fakat sağ olsun arada bir tutarağı “tutar, biraz celâllenİr. Eline ne geçerse, sandalye, cıga- ra iskemlesi, rakı binliği, yakala- yıb Üstüme Baldırır.. O saniye bütün vücudumdaki kan tepeme,, Hâh.. Hâh.. Hâh... Ortanca Hanım velveleyi ber- taraf etti : — Allaha şüklür başa kan man çıkma değil efem.. Olacağa bak, haberim yokken boynumdaki bu inci gerdanlık, saçağın kenarın- daki altın çivilerden birine takılma- mış mı 7.. Kafamı hızla kaldırın- ca kopub incilerin hepsi bir tara- fa gitmez mi, Etraftan yine bir alay çene: Vah vah her | çıktığını, ge Eüyuk resimli romııı_ 7 — Yazan : Sermed Muhtar Alus İKİ GONUL BİR OLUNCA.. Samanlık Seyran Olur ! K - vd»_'k a - Ğ *Yo | POS' Siyahi bir saray musahibi — Öcoh £. neyse korktuğu- muz gibi değilmiş !.. —Alt tarafını dinlemeden bak nelere yorduk... — Yine verilmiş — sadakan varmış elmasım. O altın çivi maazallah ya beynine batıversey- di. Ya şakağındaki şah damarına girivereydi... — Onu bunu geçtim, kanı görünce şevketlimizin — gireceği hal, Karıncanın bile incinmesi- ni arzu etmiyen zat... Ortanca hanımefendi, en can alacak yere gelmişti. Artık kim- seyi dinlemedi. Güldür güldür devam etti : — ÂAsıl söyliyeceğim nokta, | Padişahımızın nazikliği, nazenin- liği, alçak gönüllülüğü.. Iki gözüm gerdanlığımın koptuğunu görür görmez, bir kademciğini tahtın- dan yere İdirib mübarek elcik- lerile incilerimi toplamıya başla- maz mı 7.. Merak etme, bulama- dıklarımı da buldurürüm demez mi ?.. Vükelâ haramleri, paşa bey familyaları, siyahi müsahibler hep bize bakıyor.. Ne hacet sizler de vardınız hanımefendiğim Efendimizin yerlere kadar iğil- diğini elbette görmüşsünüzdür... Iki gözüm, düşenleri toplarken bir taraftan da usulcacık diyor ki: — * Üzülme kızım, kaybolan İnci olsun; sana daha âlâsını he- diye edeceğimi,, Bu, yalan değildi. Abdülha- mid, gerek böyle bayram muaye- delerinde, gerek Yıldızdakl! ka- bullerinde, huzuruna çıkan kime selerin böyle mutad hilâfına, gay- ritabit bir vaziyet aldığını görür görmez, acaba gizli bir maksadı mı var, bana bir suikasta mi bu- lonacak? diye o anda aklı başın- dan gider, elini cebine sokub / tabancanın tetiğini yakalar, zan- gır zangır titremesini belli etme- meye çalışarak bir numara yapardı. Hakipayine rümal olanlar, bu bu hali kendilerine yontarlar, eltafıseniyeye mazhariyetlerinden dolayı çılgına dönerler, önüne gelene naklede ede dillerinde tüy bitirirlerdi. Biraz evvel, 22 senedir huzura böbürlene — böbürlene söyleyen — hiımhim — hanımefendi, ortanca hamımın makara gibi sö- külüb uzanan — çenesini, adeta Bvaz avaz, bastırdı: — Hay ağzınızı öpeyim, dedi- ğginizin hepsi doğru güzelciğim... Neden mi biliyorum, çünkü buna |— benzeri kaç defa benim başıma geldi; böyle iltifatlara ben de mazhar oldum,.. bakın senesile, günile anlatayım da görün... Han- gi yıldı o, hani denizler buz tut- muştu da Üsküdar'dan Beşik- taşa tıpış tıpış geçmişlerdi; Mos- kofta bile böyle erbain olmamış demişlerdi... İşte o senenin Kur- ban bayramında... “ Yanındaki gelinine: ,, Yoksa o yıl değil midi gelin hanım? — Vallahi hiç bilmem efem, siz daha İyi bilirsiniz! — Büyük zelzele senesinden evvel değil miydi ayol? — Ne söylesem boş efem, sizlere gerekl.. Ortanca Hanmımefendi, — sabır- sızlıktan yine kızarmış bozarmış, kaptırdığı lakırdı yakasını bir an evvel yakalayıb tekrar girişmeye can atıyordu. ÂAtâ Paşanınki, bir sandalye getirtib dizinin dibine oturttuğu bohçacı madama, giz- liden gizliye neş'eli bir şeyler anlatıyor, — bilmem ne — paşanın valdesi de, karşısındaki, ( kısacık boylu, kadife donlu ) kılıklı ha- nıma: — Bu donyağınin Allah bir dediğinden gayrısına İnanmam. Düt dediği keçi olsa dağları bürür! diyordu. ( Arkam var İzmırm Yeni . Vali Muavini Beyoğlu Kaymakamı Bay Sedadın Izmir Vali mu- avinliğine ta- yin edildiğini yazmıştık. Dün yeni vazifesi- ne başlamak üzere — İzmire giden Bay Se- da bulunduğu müddet içinde değerli — bir idare — âmiri olduğunn — iş- bat — etmişti. Bay Sedad Yeni vazifesinde de eyi ve güzel hizmetler, muvaffakiyetler dileriz. Bay Sedadın yerine geçen Em- niyet Beşinci Şube Müdürü Bay Daniş da genc, çalışkan ve ciddi bir ldıı'ı lııindır ( Toplantılar, Davetler ü ee dad, Beyoğlun- eeti L ee Halkevinin Yardım Balosu Halkevinden: 7 Şubat 935 Perşembe günü Perapalasda verilmesi evvelce kararlaştırılıb ilân edilen ( Soysal yar- dim ) balomuzu, saylav seçimini ve yeni seylavlarımızı da kutlulamak mak- | sadile, 8 Şubat 935 Cuma günü akşa- mına bıraktığımızı balomuzu onurlaya- cak yurddaşlarımıza saygılarımızla bil- diririz. ( Baştarafı 1 inci yüzde ) büne icra ettikleri ziyaretle isbat etmişlerdir. Âmma ortada bir hata vardır ve buna bir ceza verilmiştir. Fakat şekli hakkında bilinen birşey yoktur. Pazartesi günü fudbol heyetinin bu hususta aldığı karar münasebetila yazılan şeyler yanlıştır. Bundan dolayı, dün biz, alâkadar heyetlerin sa- lâhiyet sahibi bir rüknüne başvura- rak bizi bu hususta aydınlatmasını rica ettik. Bu zatın bize söyle dikleri şunlardır: 1 — Fudbol heyeti cezai ma- hlyette olmamak üzere hakemler hakkında istediği kararı verebilir. Hâdiseli maçın hakemi Bay Ah- med hakkında verdiği karar da bu şekildedir. Istanbul fudbol heyeti 1934 - 1935 senesi resmi lik maçlarında, bu hakeme oyun idare ettirmemeye karar vermiştir. Bu da onun salâhiyeti dahi- lindedir. Ceza meselesi başkadır. Hakimler, hakemler komitesinin kaza salâhiyetine bağlıdırlar. Bi- nâenaleyh onları, orası cezalan- dırabilir. Fudbol heyeti, ayrıca, Bay Ahmed hakkında hakemler komitesine bir tezkere yazmıya karar vermiştir. Bunun neticesl hakem Bay Âhmed hatalı görü- lürse hakkında icab eden kararı orası alacaktır. Vafalı Muhte&temle kaleci hak- kındaki ceza kararlanma gelince; Istanbul fudbol hbeyeti bunların vaziyetlerini gözden geçirmiş ve kondılorinl cezaya çarptırılmıya ÜN zi D _”J_ı. M t Kavgalı Maça Daır TU TESRİK < O v ". .. Va a İ B z M ) lâyık görerek beş gün zarfında — itirazı yapılmak üzere koııı:lıll:l'ııl birkaç ay boykot cezasile ceza* landırmak istediğini bildirmiştir: « Buradaki “ birkaç ay boykot w kaydı, cezanın nevini tasrih edir — yor ve cezanın temas ow maddeyi de kösteriyor. Fakat müddetini - bildirmiyor. ÇMW Alâkadarların - bu karara karğt! beş gün zarfında itirazı vardır. — Bu itiraz — karşısında, naza dikkate alman madde çerçevesi içinde belki tasavvurundan dahâ ağır bir ceza verecek, yahud. itirazları haklı görerek ceza vur" : mekten bile vaz geçecektir. Binaenaleyh nihat karar, iti- ' razın şekline bağlıdır. Alâkadar- ._' | ların bu itirazları fudbol ıı.y.ıin-' de gözden geçirilip nihai karara — bağlandıktan sonra buna da ıtırıl edilebilir. Bu takdirde mıntakasıdır. rarı — İtirazı o zaman merci İstanbul Oranın da mucib — görülürse, en son olarak — fudbol federesyonuna mllracaat edilebilir. Federasyonun kararı - nihatdir ve alâkadarlar için boyun eğmek İcab eder. Şu halder Hâ- kem hakkındaki karar idart bir karardır. Heyet, müsabaka idare ettirebileceğine göre, hâkem bay — Ahmedi de 1934 - 1935 senesi lik maçları devresinde müsabakalardan uzak — | D J .ı eç zi İstediği hakeme — tutmayı muvafık görmüştür. Diğer ? iki Vefalı oyuncunun vaziyeti de yukarıda tasrih edilmiştir. e— — a a —f Trakya Yolundaki Feyezan Gece yR BO — Çöngünek tmeiyüsüe Evvelsi gece sabaha karşı husust bir trenle Karaağaca giden şirket direktörü Bay Paskal ve hareket dairesi reisi Bay Antumari dünkü trenle şehrimize gelmişler- dir. Yol şubesi müdürü Bay Krist, yapılacak tamir işlerine nezaret etmek Üüzere Edirnede kalmıştır. Bay Antumari, dün kendistle görüşen bir muharririmize şunları D göylemiştir: “ — Vaziyet iyileşmektedir. Sular çekilmeye başlamıştı. Hat- tın Yunan arazisine düşen kıs- mındaki bozuklukların 10 gün içinde tamir edileceğini umuyoruz. Şimdiki halde trenler —aktarma suretile İşleyecektir. Yalnız aktarma gece yapılamadığı için gündüze bıva- kılmakta, bu — vaziyet — gerek gelişte ve gerek gidişte (10) saat- | lik bir aksayışa ıobehiyıt ver- BUGÜN Bütün Avrupayı yıllarca coşturub, veedül istiğrak içinde bırakan dilayanın en muzikal, an yüksek, cihanşümul eserini ( Bitmemiş Senfoni ) ile bir kat daha şöhret alan MARTHA EGGERTH oynuyor : ÇARDAŞ Bütün İstanbul'un görebilmesini temin için iki büyük sinema birden gösteriyor. Halkımızın rağbeti üzerine yalnız MİLLİ sinemada ilâveten jOHNm | WEİSSMULLER'in temsili TARZAN ve SEVGİLİSİ gsımumw mektedir. ,, Amerika'da Feyezanın Zuırlırl Marks, ( Amerika ) 29 — Mi- Bİsipi vadisinde suların yüzünden ölenlerin sayısı 47" dir. Mevaşinin dörtte Üçü telef o | muştur. __.4 e— ŞİK SiNEMA Bugün halkımızın en çok beğendiği sevimli çift JEANETTE MAC DONALD ve RAMON NOVARRO'nun en sen eserleri olan KEDİ « KEMAN | Fraüsızca sözlü ve kısmen renkli büyük operet. ge Bugün Pangaltı TAN Siüonasıda | BİTMEMİŞ SENFONİ | MARTHA EGGERTH TeMSBM FÜRSTiİN. ——— Şehzade'de — Matineler: —— Ayasofya'da | MiLLi | 22:5 |( ALEMDAR İ| I ğ ü | taşması — İ d İ L lll ı.l t g geee — —

Bu sayıdan diğer sayfalar: