ASN aa Cei Meslmli B!ü TOMBUL MİRASYEDİ No: 122 Yunı Sermed Muhtar Alus Vehbı, Karşı Aler Âleminden Hoşlanmıştı Z Ortadaki bu yuvarlak mey- dan ne olüyor?. diye acayib acayib etrafına bakıyor. Tahsinle Kadri, gencin — bu şaşkınlığına, Tanaşın buraya gelmeği akıl etti- ğine memnun oluyorlardı. Oyun arasındaki fasılalardan biri olduğu İçin — meydan boşlu. Ortada artist martist yoktu. Çıngırak çalındı. Muzika baş- ladı. Oyuncuların çıkacağı kapının Ününe, kırmızı caketli, göğüsleri sırma harçlı, sarı parlak döğmeli seyisler uşaklar sıralandı. Sivri keçe külahlı, saçlarının yanları kabarık, boyalı yüzlü, elif çekilmiş gözü, don uçkurları ko- tuklarının altında, renk — renk kıyafette paskallar nruıı hürya etti. Perendeler, tıHılır çelmeler, tokatlar.. toz dumana karıştı. Silindir. şapkalı, kırmızı bu- runlu, — kuyruklü — ceketli — iki ( ogüst ), canları burunlarından gelircesine yerlere yuvarlanıyor, altalta, — üstüste — pataklanıyor, paradi alkıştan, ıslıktan yıkılıyor, ogüstlerin kafalarına, suratlarına portakallar, mandalinalar yağı- yordu. Bunları seyretmek Tombulun derecesirz hoşuna gitmişti. Okadar eğleniyor, kahkaha atıyordu ki ön koltuktakiler, bitişik locada- kiler, —palyaçolari — bırakmışlar, Tambula bakıyorlardı. Onun hali her halde daha komikti, — Yaşa Tanaşçığım, yaşadıl- ça yaşa, dünyaya kank kek! Böyle yerleri ervahım görmemişti! diye durmadan sarılıb öpüyor, paskal : — Vre pasam, diyordu, ben ne zaman bir adam görüyorum, bir tefa gözünü isinde bakıyorum, onun ne, gusto var, alâminüt anlıyorum.. O ki bu zevzeklikler görüyorsun, bunlar marifet de- ğgil. Simdi ne numerolar alacak, ne matmazeller gelezek görezek- gin., Nasin bilirsin? Üstünde yok fistan, uruba, banyoda nasin otu- rayorlar, tipki öyle.. Tsiplak tsip- lak ma yok et meydanda., Mayo, bestolene türkika, penpe sorap- tan elbise.. Vehbi, ağm kulaklarına gitmiş 32 dişi meydanda: — Kabahatimiz ne? Bize ne zulmun var be - mübarek!- Diye keyifli keyifli ense kapıyor, Tah- sinle Kadriye soruyordu : — Bu geçmişi kınali yer sa- baha kadar sürmiyecek, elbette paydos olacak oyun bittikten sonra arabayt savarız, bu tarafta kalırız. Ne dersiniz tosunlar ? Bol Ses de, 88 de: (Hayhay beyciğim!)i bastırıyorlar, Tanaş âfi kesiyordu : — Benim pilanço beğendiniz. Yine ordino bana bırakın... Bar- toli lokantada supe ediyoruz, Bi- rinizi kalite artistler, akterisler, dansözlerle bonsuar yapıyoruz. sabuk sabuk abhbaplık - sikariyo- ruz. Ne zaman isimize geliyor, beş on lira zepten abıyoruz. Ne vakit bizim ise gelmiyor, baska taraf katsiyoruz:, Muzika durmuştu. Canbazha- üenin uşakları, yuvarlaya yuvar- laya ortaya bir halı getirmişler, yaymıya başlamışlardı. Palyaçolar, güya yardım eci)ormuş gibi ke- çeyi köşelerinden çekib çekib uyorlar, yine yerlere yuvarla- ynılır. o iki k komik o; ognıt te soğuklıklara karışıyorlardı. Portakal yaylımı tekrar baş- lamıştı. Tombul tutturdu: — Atanların alayı andavallı, Hepsi boşa gidiyor, şu iki itoğlu it te zekleniyor. Ense kök erine bir yapıştırayım da nasıl atıl rmış görsünler. Seyyar yemişçiler sıvırya do- laşıyor, portakal, mandalina sat- mak için seyircilerin gözünün içine bakıyordu. Bu yaylımı kızış- tıranlar da onlardı. Bir tanesi tam bizimkilerin Tocasının önüne gelmişti. Vehbi mecidiyeyi fırlattır — Dök içeri işportayı! Portakalların en sıkılarından sekiz onunu kucağına doldurdu. (Tul) diye tükürüb, uzun boylu komiğin kafasını nişanladı. Olanca kuvvetile veriştirdi. Portakal tamamile ters tarafa gitmiş, birinci mevki koltuklardan birinde oturan yaşlı başlı, kıyafeti düzgün bir tatlısu frenginin almı- M arlasına işti. Tombul, bu beceriksizliğine fena halde kızmıştı. ikinci (Tuljyu basıb bir daha fırlattı. Bu da öyle hayadan gitmişti ki ta muzikacı- ların balkonuna kadar varmış, büğülü çalan yerden yapma, sıska çalgıcının borusuna çarpmış, elin- den düşürmüştü. Vehbi, büsbütün köpürmüştü. — Siz kıpırdamayın, ben ata- cağım. Bir defa gözüm kızdı; I- lâki kafasına yapıştıracağım! Diye nefea almadan, Üstüste portakal fırlahyor, bunların kimi sağa, kimi sola gidiyor, herifler perende ata ata, ( mersil ) diye reverans yapa yapa kapışıyorlardı. Işportadan boşaltılan portakal- lar çokdan tükenmişti. Tombul boğazını paralıyordu: — Manav bel. Hey, bizim köylü, hödük ağa bu tarafa gel Küfeyi getirl. Paradideki bağırtıları, ıslıkları, sarmayın: — Şişman bakkal gübrelikde portakal sergisi açıyor bel. — Göbekli marul, gözünü ka- pa, körlemeden at yahu. Belki de | vurursun! — Vay burnum gittil.. Nişan- cıların pirimisin be imanım sosti? Vehbi öyle bir kızmıştı ki hin- di gibi kabarıyor, güreşe tutuşa- cakmış gibi kafasını getiye çe- kip, göğsünü çıkarıp seslerin gel diği tarafa doğru sert sert bak- yor, Tahsin, Kadri, Tanaş güç zabdediyorlardı: — Aldırma canbaza bak be Vehbiciğim... Uçarı gürühuna w yacak adam mısin? — Çocuk olma aslanım! onlar kim, sen kim?., Gül, kahkahayı At; ekşisin kâratalar!.. — Beyimo, o, ki alay yapıyor- lar, sahi — tutayorsun? Apukurya Germemizin?. Bu maskariklar ep sakadan olüyor vrel. Ortaya keçe — yayılmış, — iki tarafa demir direkler -dikilmiş. çelik tel de gerilmişti. Tonbul: — Vay anasını halat değil, ip incecik tel Sırat köprüsü da bu kadardır. Bunun üstünde han- gi babayiğit ip canbazlığı edecek? Diye hayret'e soruyor, Tanaş yine komikliğe vuruyordu. — Bir beyaz sakallı, miskin, zevzek adam bunun tepesinde sikazak, Bir adım gitmiş gitmemie, hopla bas asaçı düsezek.. Kozar man burunlu, göğsüsü kambur polişinella bilme-sir, iİste o gibi bir herif; ma ne komik, bayılz- zaksın! Çınçırak — çalındı. — Muzika, meşhur (Mavj Tuna) vals'ni tut- | turdu. Uşaklar, seyisler, yine ka- pinin sağına sanca dizldi. Saçları kal ak gibi kıvır kıvır, göğsü midesine, sırtı be.kemiğine kadar dekolte, kolları omuzb: g larından çıplak, vücudunda sımsı- kı pembe mayo, minyon çehreli, gayet mütenasib —endamlı bir hasba, — bildircin gibi hoplaya hoplaya çıka geldi. ( Arkası var ) ....... Ka Nöbetçi Eczaneler Bu gece nöbetci ecraneler şunlardır: Asaf ( Şezadabaşı ), Ali Kemal Gündoğdu ( Fatih ), Nazım (Topkapı), Arif Mustafa ( Defterdar ), Hikmat ( Eyüb ), Necati ( Cibali ), Teofidou ( Yedikula ), Asadaryan (Codikpaşa), Sırn Rasim ( Çemberlitaş », Hasnül Haydar ( Eminönü ), Şeref Celât ( Cerrahpaşa ), İstefan Terziyan (Ba- kırköy, İstanbul caddesi ), Leoa Çu- buklyan (Kadıköy, Muvâkkithane cad- deşi ), Tilüsi Osnun (K ÖY Kuş- dili ), Tmrabor ( Üsküdar, İmrahor ), Halk ( Büyükada ), Galatasaray (Ga- Tatasatay ), Vinikopulo ( Yüksekkaldı- rım ), Hilâl ( Fındıkh ), Şişli ( Şişli ). Yenituran ( Kasımpaşa ), Yenitürkiye ( Balıcıoğlu ). — Her sabah — DAHA GENÇ Boman bu akşamdan siz da bu tedbiri tecritbe ediniz Bu şayanı hayret keşif saye- sinde buruşuklukları hemen ta- faumen İzale etmek ve cildin ta- go güzelliğini bulmak imkânı hüsl olmuştur. Fen; yüz buruşukluklarının, cik din bazı anasırının yıpranmasın. dan husule geldiğini keşletmiştir. Bu kiymetli cevherler, hali ha- zırda ( Biocel ) tühir edilen ve Viyana —Üniversitesi — Profesörü doktar Stejakal tarafından mey- dana çıkarılan müstahzarla yıpa ranmiş unsurlarla yenileştirmek kabildir. (Biocel) ise gimdi ci- din unRuürü olan pembe Trengin- deki Tokalan kveminin terkibin- de mevcud olduğundan bu kre- min istimalile buruşmuş bir cil- di pek aZ zamda zarlında genç- leşmiş olabilir. Solmuş bir ten, ter, taza ve yamuşak bir hal alır. Hemen bw akşam Biccelli Toka. Ton kremini kullanınız. Yarın ase bahtan ilibaren yüzde calibi dik- kat bir fark göreceksiniz. Gün- düz için cildin bir unsuru olan beyaz renkte ( yağsız ) Tokalan kremini kullamınz. Biraylık mun- tazam bir istimaklea sonra on yaş daha genç görüneceksiniz. bilisii Ai e İ Günrük Komısyonculan Birlik, Aracıların Vaziyetlerile Yakından M--gul OIuyor Gümrük Komisyoncular Birliği, komisyoncuları alâkdar eden bir- çok işleri bir sona bağlamak maksadile yeni teşebbüslere gi- rişmek üzeredir. Bu arada, bu- günkü iht'yaca göre değiştirilecek olan komisyonculuk nizamname- sine verilecek yeni biçim için şimdiden hazırlıklara başlanmıştır. Komisyoncular Birliği başkanı Bay -Cevad Talât, yeni seçflen birlik idare hıyclımn çalışması Bir kitab evi, bir yardım san- diği ıçıcıgıı. Her gl)ıırikcnnün Komisgoncular birliği retsliğine seçilen Bay Cevad b'rliğe kayd mecburiyetinin şart koşulmasını Tüccarlı komisyoacu ar: ihtilâfları bundan böyle birlik balledecek- tir. Bu arada, komisyonculuk kar- Bay M.Kemal, Bay Behcet Nezihi, ve Bay Serıcıddın ıeçıhııılerdır Deniz Silâhları Çıkmazı Deniz silâhları — meselosi os1 bir | kabul ettiği çıkmazdadır. Bu çıkmazın en son batak vaziyetini de beşinci say- famızda — okuyacağınız — telgraf haberi aydınlatıyor. Deniz silâh- Tarı meselesinden bilhassa bahse- dı.i-lı. acun uıkıödırılilı bu işin pek yakın bir alâkası bulun- masıdır. Deniz silâhları —hazırlık konuşmalarıma, şimdilik, üç dev- let iştirak etti: İngiltere, Ameri- ka, ya, Vaşington'da — yapılmış — bir andlaşmıya göre — muayyen bir zamanda İngiltere (5), Amerika (5) gemi yaptırırsa Japonyanın yaptırmaya — hakka olacak gemi nisbeti (3) tür. Japonya, vaktile Devlet Demiryol- ları Yeni Tarife Hazırlığor ( Baştarafı 1 inci yüzde ) halığına müessir olmak ve mlüs- PAZAR Kasım 1 nci KÂNUN 0934 53 kabul ettiği bu andlaşmayı fesh etti. Şimdi herkes — serbestisin! tekrar elde etmiş oluyor. Bu variyet, şu şeklile size tabil gö- rünebilir. Fakat bunun tabii ol- muyan tarafı şudür ki ne İngi- Joponyar mın harb ıeınıionııiı Sayısını icabı kadar artırmak için fırsattan istifade etmesine müsaade ede- mezler, Bu işe tathlıkla mani ola- mazlarsa söz dinletme bahsinde silâha sarı'maları Ibt'mali kuvvet- Hdir. Bu kuvvetli ihtimalden dola- yadır. ki bütün dünyanın gözü bu konuşmalarda ve bu devletlerin üzerindedir. Venizelos Suikasdı ( Baştarafı 1 inci yüzde ) rinden uzak bir diğer şehir Ağır cezasında görülmesi hususunda musırdır. Halbuki istinaf müddej umumisi buna muarızdır ve mak- kemenin nakline engel olmakta- dir. Bundan dolayı Cumhuriyet müddeimmumisinin temyiz mahke- mesinden bu zatın becayişini - temesi muhbakkaktır. Bu hal, mu- halefet liderlerinin hükümete ye- Eski Fransız tiyatrosunda Bu akşam saat 20 de DELİ DOLU Öperet 3 perde Roçlt skl Gırdıubır gecesi açılıyor vatişete, zengin kate rinizi hazırlayınız