Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
' Siyaset .A_lçmi ' ü Bir Sovyet Gaze- tesinin Dikkate Değer Yazıları Leningrad Sovyet Reiszi ve komü« — hist partisinin İleri gelen erkânından | k Kirov'un malüm şartlar içinde — öldü- tülmesi, Sovyet Rusya hükümetinin bir takım zecri tedbirler almasını icap etti. Bu arada, katilin mensab olduğu anlaşlan gizli tedhişçi gurubu tfradı da yakalandı. Bu münasebetle Moskova gazetesi, çok dikkâte değer bir bend neşretmektedir. " Tedhişçi- lere tahammül eden, onlara ceszret verir , başıığmı taşıyan bu bendde Marsilya cinayeti merzuubahs edil- mökte vö hâdisenin vukuunu mütea- kib bütün sulh severlerin bu cinayete kurban olen memleketlere tevecccüh gösterdikleri kaydedildikten sonra tilerinde bomba ve silâhlarla yakalas han ve yakalandıkları memleketlerin kanunlarına göre muhakeme edilib teza gören kimsetlere karşı bülâ tevgi laşıyanlar, onların hareketlini cazip bulanlar var. Bu sayede yeni yeni siyasi faciaların vukuundan kor- kulabilir, deniyor ve mülâhaza ilâve olunuyor: “ Sulbu korumak öndişesile uluz- lar arasındaki iyi — münasebetler için Bir tehike — teşkil — eden tedhişçiliğe — karşı mücadele — yo- luna girmek kararımı wveren budun- ların hükümetleri bir takım tedhbişçi- lerin mevcudiyetine hâlâ tahammül gösteriyorlar. Bunlar geçmiş vukuat önünde vicdanlarının tertemiz o'ub olmadığını bir defa gözden geçirmeli ve bundan Öötürü yeni yeni faciaların hazırlanıb — hazırlanmadığını — tedkik etmelidirler. ,, Sovyet gazetesinin bu — hitabi, tedhişçiliğa karşı gelinmök ve müca- dele açılmak Üzere budunlar arası verilen kararların dürüstçe tatbik edilmediğinden açık bir — gikâyet demektir. ; " “Sa halder Geçenlerde Cenevrede | tamimiyet yoktur. Eğer u, %'Byle şiâ f ' acun cidden acınacak bir yola gir- mektedir. — Siireyya | Belgradın Bir Tekzibi F' Belgraj, 29 (AA) — Macar tebaasıniın hâlâ yığınla memleketten (dişarı “atılmakta olduklarına — dair | yabancı illerde çıkarılan şayialar, res- men tekzib ediliyor. Uluslar Kurumunun Ça- lışma Bilânçosu Cenevre, 29 (ALA.) — Uluslar ku- rumu Genel kâtipliği yıllık çalışma bilânçosunu neşretmiştir. Bu faaliyet fazla bir nikbinlik — göstermemekle beraber, gelecek yıl için büyük ümit- ler beslenmektedir. Bu bilânçoya, (1933) buhranların- dan sonra (1934) yılı silâksızlanma müzekerelerinin geri brrakılmısı ve Uuslar aram münasebetlerinin zorl ması yazıldıktan sonra Alfganiştan, Ekvatör ve Savyetler birliğinin U lar Arası Derneğine girmesini, Sar reyiâmının bitarafane hazırlanmasını ve nazik bir mesele olan Macar-Yu- goslav ihtilâfımın hallini memnuniyetle bildirmektedir. Bilânçoya göre, teknik 'Buna binaen, Bay Bener, Lilânçonun tanzimincden sonra, meticenin hiçbir süretle ümid kırıcı olmadığını, ve müsbet ve hayırkâr kuvvet ve tema- yüllerin tahribkâr kuvvetleri mağ'üb ederek felce uğrattığını söyleyebil- mektedir. ' Bu hayırkâr kuvvetler arasında Ön safta Uluslar Derneği bulunmak- tadır. 1934 yılındaki sıyasal işlere gelince bi'ânço lâtin Amerikesı mezele'eri üzerimde durmakta ve Peru - Kolom- biya —ihtilâfmin — netice'enmesinden dolayı #evincini gösterdikten sonra bütün azının gilâh — ambargosunu kabul etmeleri suretile Şako ihtilâfı- nın da hneticelenmesi için yapıan gâayretler an'atılmaktadır. Bay Lavalin Roma Seyahati Paris, 29 (A.A.) — Diş işleri bakani | bay Lavalin Roma seyahlızti hakkında entr-ns jam gazeteki diyoör kit “Fransız dış işleri Lakanının dileği ve bay Musolini tarafından gösteri'en hüsnüniyet, müsaid bir netice ümid başkanı tarafından tarihinin tesbitine imkân vermektedir. Bazı malümata- göre, bay Laval gelecek hafta — başlarında Romaya gidecektir.,, : * Londra, 29 (A.A.) — Fransa Tle Italya arasında anlaşma younda İler- lendiği ve M, Lavalin Roma seyahati ihtimallerini bildiren Fransız haberleri iyi bir tesir yapmıştır. 'dıeğı Öğütlemiştir: | hakeme müracaat omaya hareket | E | Gandi Yine Sahnede Hindistanda Geniş Bir Grev Böombay, 29 (A.- A.) —Gandi, men- Bsuczt —amelesnin davasına — iştirak ederek — Ücretlerin yüzde (10) indiril- mesini hake:z bul- muüş ve ameleyi protesto grevi ilân kurumları etmeği İstemişler- ikinci mensocat merkezi olzn Deniz Silâhları Meselesi Hareketini Körüklüyor Yeni bir mücadeleye girişen Gandi lıla Londra, 29 — Japonyan'ın Vaş'ng- ton deniz anlaşmasını boz?uğuna dair buradaki Âmerikan murahhazı hey- etine resmen malümat — verilmiştir. Buradaki Japon ,heyetine gelen zon talimata göre, Japon vaziyetinde de- | gğişme yoktur ve Japon hükümeti ön- ceden deniz silâhları işinde Japonya İnşaat programını bildirm'yecektir. Amerikan — murahhasları — bugün | Nevyorka hareket etmişlerdir. Fakat İngiltare, görüşmeler> tekrar başlan- X Londra, 29 (A. A.) — M. Çet- fild ile dün yaptığı görüşmede M. Yamamoto, İngiliz teklifleri Hakkında Tokyonun bazı düşün- celerini bildirmiş ve yeniden su- aller sormuştur. Japonyanın cevabı, İngiliz ma- hafilinde İngiliz tekliflerinin ka- bulü wvweya reddi gibi telâkki edilmektedir. Filipinin İstiklali Tekrar Suya Mı | Düşüyor? Nevyork, 29 V ALAY — Amerikan gezeteleri, Pasifik denizindeki umumi tam istiklâl tehlikesinden kıçnarak Dor'nyon ststüsünü kabul edeceğini yazıyorlar, i Son Posta — Filipin adaları hal- kinm mübim bir kısmı müs ümendir. Japonyaya — yakın —olan bu adalar Amerikanın - bir. müstemlekesi (idi. ÂAmerika buranın istildâlini kabul etti. Fakat san zamanlırda Japonyanın bu adaları isti'â etmek niyetinde olduğu ileri sürüldü. Amerikazmın şimdi tam < BEV H Edebi Tefrika 22 Hilkatin kahkahası çıngıraklı yılan gibiydi: — Firar.. — « ş Bu imaları, bu kinayeleri anla- miyör muüsün, Türkân?.. Artık, bana darılmıyor, gücenmiyorsun, Mdeğil mi? Şimdi Bursada, dayımın Çe- kirgedeki köşkünde, pek rahatım.. Günlerim, hep biribirine benziye- rek geçiyor... Fakat ben, bundan şikâyet etmiyorum. Hayat, bozuk sinirlerimi dü- zeltti. . _ Bazı akşamlar, belediye bah- çesine gid.ycrum. Ah, Türkân, burada da bir aşkım var, Fakat Harun — Şinasi gibi — değil... Buradaki aşkım, beni çok eğlen- diriyor... Sana, evvela aşıkımı tarif ede- yim: Iki metreye yakın bir boy; halat parmaklı kürek gibi eller; hazırtılarda kalıbı. bulunamıyacak kadar hantal iri ayaklar.:. Sırtında, havaların sıcaklığına rağmen yakası kürklü avcı biçi- mi paltoya benzer - bir caket... Sonra külot pantalonu andıran, kaba şayaktan bir potur... Başın- da, vizyeri sola kaymış bir kas- ket... Yaşı elli beş var... Yazı yarı- YÜ v A dd Ka e f ç K VÖ el GA G LĞ GAĞ a d medi » eaft 30 / 12 / 934 | zannedersin... ğine ya ağarmış, pos bıyıkları, $ yeni doğmuş bir çocuğa yastıklık ede- bilir. ! Gür açık mavi gözleri o küadar masum kaşlarının — gölgelediği bakiyorki- döğülmüş Caketinin önünü açtığı zaman geniş bir kuşak görünüyor. Dir- seklerini kuşağına dayıyarak otur- duğu zaman, boyanmış ve esvap giydirilmiş bir heykele benziyor... Bu, Bursaya yerleştirilmiş mü- badillerden bir tütün tüccarı imiş! Bursa civarındaki köylerden bi- rinde oturuyormuş, ve çok zen- ginmişl tim mi, o da, yerden çıkıyor gibl birden peyda oluveriyor. Ve ge- liyor ki tam benim oturduğum turuyor. Garsonların onun etra- fında pervane gibi döndüklerin- den anlıyorum ki hakikaten zen- gUD .. Yüzüme dik dik, arsız arsız bakmıyor... Dirsekleri kuşağımnın üstünde dayal, gözleri yerde, bir taş yığını halinde, cansız, hare- ketsiz oturuyor. Onun toyluğuna ve saflığına hem gülüyorum, hem acıyorum, Bazan, bana bakabilmesi için, ona bir çocuk Ben, belediye bahçesine git-. masanın karşısındaki masaya ©- | Krup! Bu Da Bir Hastalıkmış Londra, 29 (A.A) — Newkestel şehrinde krup hastalığı baş göster- miştir. Şimdiye kadar şehirde 374 ak'a kaydedilmiştir. Lâhi, 29 ( ALA ) — Uluslar arası adalet divanının eski Başkamı Adaçi, düön Amsterdam'da ömüşlür. Almanyada Yasak Edilen Gazeteler Bern, 29 (AA) — Üç İsviçre gazetesnin ÂAlmanyaya girmesi yasak edilmiştir. göY Dt Te ĞDN AAA “bir istik âlden kaçınması da bundan Öötürü o'acıktır. fırsatlar veriyorum, sanki birşeyin &İ | farkında değilmişim gibi, başımı başka tarafa çeviriyorum. İşte o zaman, onun gözleri parlıyor, ve bir şurup içerek bakıyor.. Garsonlar, onun hovarda oldu- ğunu, para sarfından çekinmedi- ğgini söylüyorlar. Ben bunu yan masalardaki fısıttılardan — anlıyo- rum. Eğer günün birinde, bu geç- kin, ihtiyar çocuk, beni nikâhla' istemiye kalkmazsa, hiç hayret etmiyeceğim.. Sana, buradaki hnyıtımdan' da bahsetmek isterdim, fakat posta zamanı geçiyor.. Sen, bana, İstanbul havadis- lerini yaz.. aBüybmeÖai ğ Ülrkünca Ah, ben, ne çılgnın, ne ap- hcıklar, nasıl ve ne kadar zaman talım.. Hem senden mektup İsti- yorum, hem de adresimi yazmıyo- rum. Mektubumu postaya verdik- ten sonra bu aklıma geldi. Şimdi güleceksin Türkân : — O senin eski dalgınlığın! diyeceks'n ! Hayır, dalgınlık değik, neşeli- yim okadar... Geçen gün, Kükürtlüye git- tim, ah, oradaki iki beygirin çi- lesine öyle içim yandı, sızladı ki,. Kaplıcaya, Kükürtlü su, eskisi kadar gelmiyormuş. Kaynak çök- müş, suyu motörle çekiyorlar. Fakat sıcak kükürt — buğusu, mötörleri —bozuyor, — küfletiyor ve işlemez hale geliriyormuş.. Demir, çelik motörlerin dayana- madığı bu sıcak kükürt buğusuna şimdi, iki" beygiri habsetmişler. Gözleri bağlı beygirler, tıbkı bostan dolabı çeker gibi, bu su çıkrığını —döndürüb — çekiyorlar. Dolab beygirleri, bu zavallılardan daha talihli; çönkü açık havada dönüb duruyorlar. Fakat bunlar, üstelik, penceresiz, deliksiz ka- ranlık bir kulübe içine konuk | muşlar. — Biraz yoruldular, durdular mı kulübenin dışarısında duran uşak, hemen sesleniyor : — Diiih.. Beygirler dönmeye başlıyorlar: — Çık çık çık.. Çık çık çık.. Çık çık çık.. Demirin, çeliğin dayanamadığı sıcak kükürt buharma, bu zaval- dayanabiliyorlar? Onu bilmiyorum. Bunu sorduğum zaman : : — Motör değiştirmek, beygir değiştirmekten daha bahalı | Cevabımı aldım.. Bu satırları okurken, yine bana kızacaksın 1. a — Sen, gezmiyorsun, gittiğin yerde derd arıyorsun! diyeceksinl! Bursanın bütün güzelliği, ye- şilliği üzerinde... Dün, Uludağa çıktım. Öyle başım döndü ki... Türkân, burada olmalıydın... Çılgınlar gibi eylenirdik... ıkımda biraz terakki var. Yavaş yavaş, bana bakmıya ce- garet ediyor gibi... — Bu kısmeti kaçırmıyayım mı, dersin?.. ! 'tasvirler yazayım?.. okuyunca güleceksin: mdam aa W Okuyaclarıma Cevablarım İzmirden S. S. F. imzasile mektup gönderen erkek okuyu- cuma : Evvelce gönderdiğiniz mektubu almadık. Alsaydık, cevap verirdik, Hiçbir mektubu cevabsız bırak- mak âdetimiz değildir. Gelelim şu önümüzdeki mektuplarınıza.. Pen- /— cere muaşakalarının iyi neticeler vermiyeceği, çalışma çağında olan bir dasanm zamammı pek boş ve pek gülünç bir şekilde geçirme- tine sebeb olacağı muhakkaktır. | Üç kızdan mürekkeb bir müse- les içinde çırpınmanıza bakılırsa, kalbinize ve ciddiyetinize hâkim bir genc olmadığınız avlaşılıyor. İşi gücü olmyan genç kızların, gönüllerine birer eğlence araya- bileceklerini unutmayınız. Onun İçin evvelâ size teveccüh eden w nazarların ne gibi hislerle müte- hassis olduğunu tartın.. Mektubu- nuzun tatzına nazaran, sizin biraz sinir zaafına mübtelâ olduğunuzu tahmin ediyorum. Açık havada geziniz, kuvvetli yemekler yiyiniz. Ayni zamanda pek derin derin düşünmeyiniz. Sonra işinizden gü- cönüzden olursunuz; bugün kazan- dığınız tark elli liradan da mah- rüm kalırsınız. Sizin için daha büyük bir tehlike var ki o da şudur: Meslek sahibi adamlar, yalnız ciddiyetle işlerile meşgul olurlar mademki kadın terzisisiniz kız ve kadınlara karşı, gayet vakur bir tavır iktisab ediniz. Son:« ra müşterilerinizi kaybedersiniz. Valdeniz hakkında sordukla- rınıza gelince; onlarada — diraz sekinetle haraket ve rahatsızlıkla rına bol bol şifa temenni ederim. , * Beşiktaşta Bayan Nedimeye: 'Ne olduğunu bilmediğin bir erkekle kaçmak hiç yakışık alk- meaz. Mademki birbirinizi sevli- yorsunuz, ailenize söyleyiniz, sonra pişman olursunuz. — TEYZE w — Pek mi delize, —abuksabuk konuşuyorum?.. Ne yapayım, baş- ka, yazacak bir şey yok ki... İstersen sana, — Uludağa alt Bunları da — Gazetelerde, mecmualarda “okuya okuya bıktım! deyeceksin. Şirkette ne âlemdesiniz? sev- gili Hilkat hemşiremiz, ne yapr yorlar? — Afiyetteler mi? Arkam- dan me dedikodular dönüyor? Plâjları özlemedim, — desem yalan... Eyvah! ben, bunu yazdığıma pişman oldum. Sen, bundan, şim- di türlü manalar çıkarırsın!... .Fakat bhbiç te zannettiğin — gibi değil... Gün geçtikçe, — izinimin bittiğine üzü.üyorum. Başka bir şey canımı sıkmıyor... Senden, bir de küçük bir ricam var. Mezuniyetim biterse, doktor raporu ile filan bir hafta, on beş gün — uzatabilir miyim? Eğer hoş görülmeyecekse, ben, hiç teşebbüs etmiyeyim. — Sen, eski, kodaman memurların ağız- larını arayıver. Hilkat, — şikâyet etmeyeceği; müdür Sinan Tahsin de, kalem fmiri Şevket Yahyaya nisbet, bunda bir mahzur girmi- yeceği için, vaziyet az çok lehim- de sayılırşa da sen yine tahkik et Mektubunu bekliyorum... x “ Türkân ,,dan “ Beyhan ,,a: . . . . . * * [ı * . 'â