e?0 Birinci kâyan — 7'ya Şekir 8 inci kısım Her hakkı İTTİHAD ve TERAEKKİ Nasıl Doğdu?.. No. 144 Z0 « 12- 934 SON Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Ölda? Cemal (Paşa)nın Bir Sözü Arabistanın Çıkmasına Sebeb Olmuştu.. Elden Yoksa, be, — rica maksadınız. — başka ederim — silâhlarınızı elinize alınız.. hemen isyan ediniz. Hiç olmazsa © Za- man, şimdiki komedyalara niha- Yet vermiş, ve ikl düşman gibi karşı karşıya çıkmış — oluruz. Ne- licede, Cenabıhak — ne murad etmiş ise o olur. Eğer maksadı- Niz ihtilâl değilse, biraderiniz Ali ye yazırız. Hemen ge'sin, beni mrada ziyaret etsin. Ve muhafi- ta da, tasallut etmekten vazgeçsin. Demişti... Cemal Paşanın - aynen naklettiğimiz - şu süz'eri, merdlik ve açık kalblilik itibarile hiç şüphesiz ki takdire sezâdır. Ancak, şunu düşünmek lâzımdır ki, Cemal Paşa bu sözleri Emir Faysala söylediği zaman, ( ikinci kanal seferi ) de — hazırlanmakta idi. Bunun için Cemal paşa daha okşama siyasetine riayet etmesi hiç olmazsa, yüzbin'erce lira sar- federek hazırladığı ikinci kanal seferinin neticesine kadar, karşr sındaki — iİşkilli adamları — hüsnü idare ederek bunlardan gelmesi muhtemel olan bir fenalığın önü- ne geçmesi icab ederdi, Fakat Cemal Paşa, birdenbire hiddet ve Aasabiyetine mağlüp olmuş, Emir Faysal'ı fena halde korkut- muştu. Nitekim, bu sözlerin tesl- Fi altında Cemal Paşanın oda- sından çıkan Emir Faysal, doğru- ca Erkânıharbiye Relsi Fuad Beyin odasına gitmiş : — Paşa, pek hiddetli.. Kar- rim Emir Ali, lerle Sina cebhesindeki litihak için babamdan emir aldı. Müsaade ederseniz ben Medine- ye kadar gideyim. Biraderimi alıp Kudüse üzerinde hüsnü tesir hâsıl eder. Dördüncü ordunun aakeri teşkilâtından (Rüfai taburu) ibtidalarında cereyan etmişti. Bun- dan on gün kadar sonra Emir Faysal Cemal Paşanın ziyaretine gelmiş: — Medinede bulunan birade- oradaki mücahit- orduya getireyim, — Mücahidin Demişti. Cemal Paşa, bir müd- det düşünmüş, şu cevabı vermişti: — Pekâlâ.. size izin veriyo- rum; gidiniz. Benim namıma mü- cahidini Medineden istikbal ede- rek buraya getiriniz. Hattâ ya- ması, onlara — dilediği kadar aldanması hiç kimseyi alâkadar etmezdi. Fakat meselenin ucu doğrudan doğruya devlet işlerine ve harbin mukaddera'ma istinad ediyor; kendisine tevdi edilen vazife dolayısile Cemal Paşanın aldanması değil, - millet ve mem- leketin selâmeti için - karşısında- kileri aldatması icab eyliyordu. Vaziyetin nezaket ve ehemmi- yetini, Istanbul da takdir. edemi- yordu. (Emaret) in evlâdiye ola- rak uhdesine verilmesini isteyen Şerif Hüseyine karşı - bilhassa Enver Paş tarafından - büyük bir infial besinniyordu. Bu esnada Cemal Paşa tarafından Şerif hak- saçılacak derecede bir memnunl- nınıza Şam Ülemasından - birkaç zatı da terfik adeyim. Bir heyet olunuz. Emir Faysal bu cevabtan, görlerinde meserret kıvılcımları) kında vukubulan ( iş'ar ) lar da inzimam ediyor, gerek Babiâlide ve gerek karargâhumumide Şeri- fin tebdiline şiddetle ltzum gör- teriliyordu. Bu meselenin netice- sinde, zuhur etmesi muhtemel k çıkıb git Fi yet hissederek çıkıb gitmişti. Fa- | — llli yalnız Talât Bey kat o anda Cemal Paşa da, Er- kânıharbiye Reisi Fuad Beye: deşimi getirtecek, İdam edecek. — Pek yakın bir zamanda bir Diye, gözyaşlarile teesslirünü izhar eylemişti. (Âliye) divamıharbi mahküm- larının Şam ve Boyrut sokakla- rında asıldığı gön, masıl (Sur- ye) elden çıkmışsa; Cemal Paşanın Emir Faysal'a bu sözleri söylecdiği günden itibaren de (Hi- caz) ve hattâ ( bütün Arabistan) öylece tamamile elden çıkmıştı. Zeki Cemal Paşa, bunu hisset- memiş değildi. Hissettiği halde acaba niçin bu hatayı tamir et- Mmemiş.. Artık gözönüne korkunç bir heyâlan gibi dikilan koca bir felâketin, niçin önüne geçmek İstememişti ?... Bu nazik yaziyet- ten bahseden Cemal Paşa : (Ben eğer o zamanlar bu ha- kikate vâkıf olsaydım, Şamdaki Şerif Faysah da, ( Medine ) deki Şerif Aliyi de tevkif eder ve hat- tâ Mekkeye alelâcele bir Türk fırkası göndererek Şerif Hüseyin ile diğer evlâdıni yıkılıyınk bu ihtilâli meş'umu daha doğmadan boğmuş olurdum. Ne yapayım ki, elimde bu dentlerin sübutu cürüm- leri-e medar olacak hiçbir. vesi- ksi maddiye mevcud değildi. | Diyor. Cemal Paşenın bu - sözlerini ihtiyatla kebul etmek zaruridir. Çünkü, istihbarat işleri için par- makları n ucundan su gibi sarı altınlar akıtan büyük bir kuman- darın, Hicazda oynanan oyunlar- dan haberdar olamaması, hayretle telâkki edilr. Hattâ Şerif Hüse- yin lehine bir hüküm de verdire- bilir.. Asıl dikkate şayan olan cihet, bilhassa şu hâdisedir. Yukarıda naklettiğimiz mesele, (332 - 1916 seneleri) Mayis ayının Hicaz ihtilâli karşısında kalaca: görebiliyor; Şerif Hüseyin ile pek gerginleşen — rabıtayı — büsbütün kopararak onu isyana sevketme- larile istediği şekilde oyun oyna- W mek için Enver Paşa üzerinde tesir yapmıya çalışıyor; fakal mu- vaffak olamıyordu... (Arkası var) gımıza emin olunuz. Şerif Faysal benim elimden kurtulduğundan dolayı hissettiği meserreti setret- miyecek kadar müteheyyiç oldu. Demişti. Vukubulacak hâdisatı bildiği halde, Acaba Cemal Pa- şayı bile bile bu tarzda harekete sgevkeden âmil me idi?.. Cemal Paşa buna şu cevabı veriyor: — Madem ki bir kere Şerif Hüseyin ve evlâtları tarafından aldatılmıya başlamıştım; bu aldan- makta nihayete kadar devam etmeyl tercih ediyordum. Diyor... Eğer bu mesele, #rf Paşanın şahsına mahsüs | olsaydı, Şerif ve evlât- Bugün matinelerden itibaren iPEK ve MELEK sinemalarında birden ÇARDAŞ FÜRSTİN Mevcut - operetlerin en güzeli #enenin en nefia filmi SİLVA VARESKU rolünde MARTHA EGGERTH Senenin ea büyük muvaffakiyeti. Dün akşam MELEK &i pek fazla kalabalik olu, İPEK sinemesinda duk mecbüriyeti hasıl olmuştur. bir PE LAĞ eee ea b het hangi bir sebeple sinirleri Iyf çalışamıyanları kurtaran Bromural dır. Bu müstahzar-çocuklara bile verilmekten çekin ( lmiyecek darecede- zararsıa olup sinir hallerini giderir, rahat bir uyku getirir ve uzun daman alınsa da alışıklık vermez. Bromural sinil iterlm, leheyyçlülerin ve uyuyamayanı ların ilâcıdır. (P ve 20 korügrtmeyi Bact Un erde ecranelerde reçere De satıleri. © Knoll A-G, kimyevi maddeler labrikaları, Ludwigshafen */Rhin soyadlar Yeni Soy:;;lı* Alan Okurlarımızın İsimlerini Yazıyoruz Latanbul Gümrük kimyakerlerinden bay Cevdet, eşi bayan Meziyet, oğlu bay Halük, karceşi Bakırköy barut fabrikası kimyakerlerinden bay S: mi, eşi bayan Bedia Erbatur, Bartın hü. kümet ve belediye baytarı mütekait kaymakam bay Ahmed Asaf, kardeşi İzmidde mütekait bay Ahsen, eşleri ve çocukları Şengün, Galata Bosfor No 5 de müteahbit ve kereste tiiccarı bay Kâzım Erkap, Alpul'u şeker fab- rikamı itfniye efradından — bay İzzet Can, nmefer bey Remzi Özkan, bay Murad Armağan, bay Eşref Erdur, bey Mustafa Kandemir, İnhisarlar Umum Müdürlüğü Kuruçeşme yaprak tâtün doposunda ambar memuru bay R sa Yılmam, Ank ra Milli Müdefanr levazim 7 inci şube memurlar ndan bay Bahaeddin Teksun, Şebzadebaşı Şen berber salonunda — bay Cafer Hacar, İstanbul merkez — postanesi müvezzilerinden bay İbrahim Yı'maz, Karaağaç — mücesesatı muhasebecisi bay İhe'n İyem, Şişli tramvay depo- sunda 249 No, hi vatman bay Ali Yıldırim, mirslay bay Arif, oğulları Mühendis mektebinden bay Enver, Tıbbiyeden bay Muzaffer, Kal ataş lise- sinden bay Rahmi, kızı bayan Hilâl ve al'esi Kökesl, Kartalda Dr. bay Ali Riza Gülekim, Beyoğ'u telgraf- hanesinlce bay Kemal İşık, Beyoğlu te'grafhanes'nde bay Hayrı Güner, binbaşı müt kaidi bay Neim, miralay mütekaldi bay N:zim ve çocukleri Bayrakdar, Gü hane brhçesi polisle- rindan bay Nedim Över soyadlarını almışlardır. İnegölde Soyadı Alanlar İnegöl ( Hususi ) — Bina yazı ko- misyonu reisi bay Nadir Çetin, aza- dan bay Nafiz Oral, kâtib bay Ali Tekin, Kaymakam bay Haşm Güney, tahrirat kâtibi bay İbrahim Uyanl, bay M. Rauf Ya'çın, hususi muhasebe memuru bay Hakkı Arık, zirnat me- muru bay Süeyman Çelik, Maliye memuru bay Behcet Akay, nüfus me- muru bay Kemal Erdem, sandık emini bay Rauf Fişekçi, evkaf memuru bay Abdurrahman Kahraman, mahkeme zabıt kâtibi bay Hüseyin Aydoğdu, bay Necati Büterman, hastane baş hekimi bay İhsen Bayar, dava vekili bay HakkıEren, dava vekili bay Reşit Ürkün, eski tapu kâtibi bay Nihad Öz- türk, Son Posta muhabiri bay A, Nuri Bayraktar, noter kâtibi bay Şıhin Giray, noter tebliğ memuru Üral soy« adını almışlardır. Adapazarında Soyadı Alanlar Acapazarı, (Hususi) — Hukuk ba- | kimi bay İzzet, oğlu bay Celâl, bey | Necati 8 zaydın, bay Macid Karabulut, tahsil şubesi veznedarı bay izzet — Başbuğs, belediye başkâtibi bay Osman Uysal, maliye tahsil şubesi memur muavini bay Yahya Özbek, belediye nikâh memuru bay Fehmi Yavuz, balediye muhasibi bay Mu- harrem Kayıtınaz Türkmen, müteah- hid bay Mehmed Akkeç, ortamekteb * hesap memuru bay — Abdurruhman | Görgün, istintak dairesi kâtibi bay Abdullah Okan, inhisarlar muhakemat kâtibi bay Rı: Tüzün, muhasebei hususiye memurlarından M. Şükrü Vural, orman muhafaza memuru bay Hüsnü Acarlar, Cümhuriyet mektebi başmuallimi bay Rahmi Seygin, ah hat memuru bay Mustafa Türkmen, Jera kâtibi bay ekrem Odabaşı, lera kâtibi bay Arif İrer — soyadlarını almışlardır. Kulada Soyadı Alanlar Kula, (Hususi) — Kaymakam bay | Said Sayın, ağırcerzadan rels bay Da- niş Demir, müddelumumi bay Hakkı Tunca, aza bay Abdurrahman Kaya, jandarma kumandanı — yüzbaşı bay Bahri Erce, mustantik bay Ziya Acar, lcra memuru bay İhsan Şen, noter bay İbrahim, sabık icra memuru bay Hüsnü Özkan, belediye reisi bay Ah- med Atay, C. H. F. reisi bay Haşim Gür, tahrirat kâtibi bay Akif Göl, hükümet tabibi bay Edhem Erten, #hhat memuru bay sabit Erim, dava vekili bay Edhem Polat, Derviş zade bay Şükrü Kılıç, ziraat memuru bay Kâmil Ergün, sabık P. telgraf müdü- tü bay Cemal Tekin, nüfus memuru » evkaf memuru bay Fahreddin Aydın, P. T. müvezzi« lerinden bay Hüsnü Yavuz soyadlarını almışlırdır. Uşakta Uşak, (Hususi) — Şeker fabrikamı mü lürü bay Bedri Güvenç, âtibi bay Şükrü Kaya Aktar, sib bay Âli Tunar, bay Ha din Çakır, bay Sami Çitin, bay Ekr: C:n, bay Naim Yenli, bay Rıza Vural Eren, bay Tevfik Bacak, bay Aslan Akdeniz, bay Eşref Yuce, bay Halil İbrahim Güre, bay Kadir Erçetim, bay Feridun Vasıf Moray, bay Süleyman Cudi Sokullu, bay Reşad Coşkun soyadlarımı almış'ardır. Mardinde Soyadı Alanlar Mardın (Hususi) — Ağırceza relsi bay Fehmi D-yoğu, C. Mü delumu- misi bay Asım Frkan, Eski mahkeme szası bay Tevfik Özkan, Mustantik bay Asım Kılıç, İcra memürü bay Hasbi Yalçın, Defterdar bay Nihad Ersoy soy adlar, lm şlardır. * Benim, hemşirem Sabihanın, diğer kardeşlerim Aziz, Nihad, Esad ve gçocuklarının k rılarının - soyadlarımız ( Ok ) dur. K'msenin almaması - için hakkı tekaddümümüz ilân o unur. Ankarada mütekaid binbaşı Hüsnü Ok Okurlarımıza cevablarımız: İstanbul Marpuççular Alacahun No. 6 de bay Husonst — Suna öz Türkçedir. Alımlı, vee karlı demektir. Fak-t bu isim daha ziyade kadınlar için kullanılır. Ana- dolunun bir çok yerlerinde güzel yürüyen bir kadın için “Suna yürüyor,, der.er, Manmafih madem ki aile adı- nızdır, kullanabilirsiniz. * Şişli Kâğıthane caddesi B4-86 No, lı apartımanda bay M. Cemale: — Sipahinin Öztürkçe — mukabili Atlıdır. Ve bu kelime soy azı olarak kullanmağa dağer bir kelimedir. * Galata polis merkezi Kapıiçi mev. künde 554 No. lı bay Ahmed Nureddine: — Kuralay Öztürkçedir ve manası da “Ahu,, dur. Madem atanızın kul- landığı bir soy adıdır, siz de kullana- bilirsiniz. Yalnız bir. adet HASAN TIRAŞ BIÇAĞILE Bir sene tıraş olursunuz. Markaya dikkat Şımdiye kudar icat olunan bütün tıraş bıçakları arasıcda en mükem- mel ve ea fevkalâde olduğu tahakkuk etmiştir. Piyasada mevent tıraş bıçaklarını şaşırtınıştır. Hasan tıraş bıçağının 1 - S 3 - 4 numa- ralı gayet keskiu ve Gassas tarafları vardır ki her bir tarafile lâakal on dela tıraş olmak kabildir. Bu he- sapla 5 kuruşluk bir adet Hasan taraş biçağı ile 40 defa ve ıslak bardak ile bilendikte yüz defa tıraş yapılmak mümkündür ki dünyama hiçbir bıçağında bu meziyet yoktur. Hasan bıçağı istediğimz halde başka marka — verilerse — aldanmayınız. Taklıtlerinden sakınınız. Finti 1 ade- di b kuruştar. 10 adedi 40 kuruştur. Hasan deposu, İstanbul! - Beyoğlu A KKD G