Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ae — T W , —i — 17 Birinci kâmı_n ! SON POSTA Dişçide — Hangi dişin ağrıyor ? — Sen baştan sıra ile çekmiye başla Bay amca, çekilirken han- gisl daha çok acırsa o ağrıyor demektir !.. .ww APRAIDANDAODALAPRALIAYRARANDI Yeni Pantalon Afacanla — Cingöz — bahçede oturmuş, oynuyorlardı. Afacanın babası da, çiçekleri — çapaliyor, koruluk arasında öteberl arıyordu. Bu sırada pantolonu bir yere ta- kıldı “ cart!. ,, diye boydan boya yırtıldı. Cingöz Afacanın kolunu dürttü: — Hişt, hişti. pantalonunu yırttı. Afacan sevincle haykırdı: — Oh, bana yeni bir pantolon Bak, baban çıktı. NİNNİLER Karga seni tutarım Kanadını yolarım Ye'pazeler yaparım Kışın mangal yakarım. x4 Yanımda gezer bağcı baba, Arkasında yeşil aba Himmet edin uyusun Zindandaki Cafer babal, x Bahçeye kurdum salıncak, Eline verdim öyuncek Uyusan a yümurcak Fena çocuk olacakl.. | koşusu Hayvan Aklı Bizim abdal at, bir gün Tak- simden geçerken uzaktan koşu- cuları gördü. Koşucular sokak İçin — talim yapıyorlar, antrenmanlarını kuvvetlendiriyor- lardı. Abdal at, onların öyle ala- bildiklerine, soluk soluğa koştuk- larını görünce güldü: — Zavallılar kim bilir ne kadar çok kırbaç yemişlerdir ki, böyle koşuyorlar!. USELLCDODOĞĞU SOBDBU DAG SUU wU UÜST ÜY Ö — GA A KA G e X D HOT T FG #OUT İMĞOUA GDÜbE GERi e LO YÜt j _" AÇ KM ” çi P SA T Fdi X AAA | , * 1'_ SA 'a » * —ars ARENMNL Fotoğrafçıda p VN 4 ) L AM — Tabü büyüklükte ağrandisman yapıyor musun Bay fotoğrafçı ? — Elbette yaparım. — O halde, şu geçen gün çekti yültüver, di Yazısını bakarak okuyun ! MASAL Piyano notaları idi. — Hayvanlar Konuşuyori!.. ; — Kış. gıli. senia- sesin İe- sildi. Eskiden boyuna öterdin !, — BSesimi bahara biriktiriyo- rum |, ALLI Notalar Birgün Afacanı karşı komşu- nun büyük kızı çağırdı. Bu kız güzel piyano çalardı. — GİitAfacan,dedi, Ankara cad- dlesinde köşe başında bir piyanocu Var, ondan piyano parçaları İate, £ ?tfacın dükkâna girdi. Baktı rafta yığgın yıgın piyano var. Köşedeki adama %ıedl ki: — Bana piyano parçaları ver âmma, küçük olsun, sonra, taşı- Jümam, dediz <e ae ga | Halbuki “Afacaidan * Istönen Çok eskiden, Altay dağlarının ardında, Demir kayalar ve tunç tepelerle süslü bir memleket vardı. Buraya türkler “Ergene- kon,, derlerdi, Ergenekonda, herşey canli idi. doğarkar, bütün herşey — güzel, Sabahları gün Ergenekonun çiçekleri, tomurcuklarından fırlarlar, şarkılar söylerlerdi. Yine Ergene- kon kuzuları, yeşil dağ etekle- rinden çıngıraklarını — sallıyarak ovaya İnerler kuşlar uçuşur, cıvıl- daşır, güneş veş'e kollarını gererdi. Çiçekler Ergenekonun en gü- zel şeyleriydi. Çiçekler perisi — dağlardan, uzun kavalını öttürerek indi, indi indi ve göl kenarında bulunan geniş dallı çiçeklerden biri Gstüne oturdu. gühera yi ddi Şiğrd Gölde Kuğu kuşları yüzüyor- kaba- — Vallahi anneciğim, hat bende değil. Tel dolabı açar- ken ı:_lıııılıııf.dı.ıı!liı_iı-l_kl:zıışırnhıı8 düâ:ü. şAcıttı. -Ben, de - kızgınlığımdan #Mğşyî “dişleye y'oâıı . Kıbılııl m değill. ÇİÇEKLER Çiçekler perlsi şarkılır söyliyerek - : daldan dala gözardi du. İçlerinden biri yavaş yava geldi ve selâm verdi: A — Günaydın çiçekler- perisil, Bugün ne kadar neş'elisinl, — Elbette, çünkü ovalar dağ- lar, bayırlar hep beniml!., Ben ge- vinmezsem kim sevinir? v Kuğu kuşu güldü: . — Çok sevinme çiçekler pe- risi dedi. Sana kara bir haber vereceğim. Çiçekler perisi merakla baktı. kuğu kuşu devam etti: — Sen galiba hiçbir. şeyden e NİNNİLER Yolda geçer yolcu yaya, Arkasına giyer aba, Konyadaki koyun baba, Gel kızımı uyuüt babal.. 4 Hu hu hıâppı:’ı an Koşar gider bakkala Bal::'ıl yolu taşlıdır, Yavrum hilâl kaşlıdır. * Hay hay haylaklar, Masayı kaptı çaylaklar, Oğluma 'iyilik sağlıklar, “ ÜUyür suda balıklarkı — . <- Bi | haberdar değilsini. Ta Çinmaçin- den kocaman gövdeli, İri gözlü, kara sakallı bir adam gelmiş.. Üstü başı hep kokuyor. Bu nevi çiçeklerin kokuları onun elindeki ufak şişelerde.. Bu ufak şişelerde neler yok ki... — Eyvah, büyük babalarımızın anlattığı “ Gülyağcılardan,, biri olacak.Bu sırada ta karşı tarlalar arasından dev gibi vücudile gül yağcı göründü. — Bütün çiçekler feryad — ediyorlardı, — bağrışıyor- lardı. Çiçekler — perisi koştu ve gül yağcının önüne — geçmek onu Ööldürmek İstedi, Fakat ne çarel. Gül yağcı koca ellerile onu tuttu. Parmakları arasında ezip boğdul. Altayda şimdi her bahar çi- çekler perisinin yası tutulurl!. HM YUANSI KKK V GC DK GOK ASA A OA OU DA ğim deveyi tabit büyüklükte - bil- Sarhoş Akşam Üzeri Afacanla annesi Vaniköyünden —Iihtiyar — halanın evinden dönüyorlardı. Köprüye çıkana kadar ortalık adamakıllı kararmıştı. Eminönüne varır vare maz, Afacan karşıda İki polisin, ' kollarından sıki siki tuttukları zil zurna bir sarhoş gördü, anne- sine gösterdi: — Bak anne, bu adam galiba polislerin iyi arkadaşı olacak, Kol kola gidiyorlar. Vedad Sunayeşim | — Ne, denize mi giriyorsun?. Bu soğukta mı?.. ; &z |P — — Annem- kızdı:- “Seni de- unutmus muvyum dive bakacağım, Hayvanlar Konuşuyor!.. — Ne o0 Kulşu, - n.çin uçmu"- yorsun da, yürüye yürüye gidi- yorsun ? — Annem geçen gün kızdı. Fazla havalanıyorsun ' dedi de |.. / gekiç sâllarken çekici eline vu Merak Afacan bir demirci dükkânın- dan geçiyordu. seyretmeye baş- ladı. Demirci; . — Ne o küçük, beni mi sey- rediyorsun? Galiba demirciliğe var ha?, Aferin sana.. Afacan omuzlarını silkti: — , Hevesimden değil, acaba ü 7 *k Sey hevesin a bi SA BV AA