F, ? Bı'ıı'ıf:i kânun Falih Rufkı Atay Geçenlerde Ankara'ya bir Vi- Yanalı gazeteci geldi. Bı €tce gezdi, gördü, huştu. Kendisi ile ancak gidece- ğine doğru buluştuk: — Türk dev- inin ökonomik ve soysal ana Yöndemleri ile İki faşizm arasın- ki ayrilıkları biliyorum, dedi; 'irada yeni olarak şunu gördüm: Z yeni rejimlerden ne biri gibi, Ztniş propaganda kurumlarına, fe de bir başkası gibi polis zoru- ha dayamıyorsunuz. Şefinizin öz büyüklüğü, yaptıklarının - hepsini, ürk ulusuna kurtuluş gerekliği Olarak tan:tıp benimsetmesindedir. Bu gazeteci aramızda biraz d_lhı kalsaydı, son sözünü değiş- tirecek, belki şöyle diyecekti: — finizin öz büyüklüğü, yapacak- rinı, kurtuluş ve yaşayış gerek- ği bakımından seçmek, ulusal Zücü yersiz, sırasız amaclar arka- tında dağıtmamak, gösteriş uğru- Ba yıpratmamaktır. Bugün, başınızı çevirip on iki Yıllk cumürlük — tarihinin belli dönemeclerinden hangi biri- he baksanız, kendinize şunu s0- Tarsınız: — Eğer orada yolu dön- 'lıylc, eski gidişte kalmış olay- ik, kurtulabilir miydik ? Bir rejimin tutup tutmadığını, Aocak, gözü arkada kalanların Azlığı çokluğu ile ölçebiliriz. Iki tÜüngü dizisi arasında, geriye ba- arak, kalka — yürümekte Olanların ilerlediğini sanmak, ah lanmak olur. Onlar nereye var- talar kendilerini bir sürgünde #anacaklar, geriye gör! ekten, Böçemenlik acısı çekmekten kur- tulamıyacaklardır. Viyanalı arkadaşımız doğru görmüştür: Biz koyu bir keranlı- ğın bağrından geliyor duygusü İçindeyiz. İleri adımlarımızın hep- sinde, yolun bir az daha ağardı- kını görüyoruz. Son — sislerden Bayrılıb, büyük aydınlığa çabuk vuşmak için hızımızı artırıyoruz, lr yandığımız varsa, kanadlan- Mamaktır. Bizde yeni rejime durluk - (is- Ukrar, veren iki büyük duygudan ri, yakın geçmişi uramak değil, tamaktan bile korkmak, öteki ©, uz yolu bulduğumuz on beş #ildanberi adım adım denemiş Olmaktır. Hepimizin — içindeki Hanc şudur: 1919dan 1934de doğru, ön kısa, en kese, en düz yol, bizim bulduğumuz, bizlm yürüdü- ğümüz, bizim güddüğümüz yok dür. Biz arkada yalrız geriliği Mraktık: Tarihte pek mcı anıac- ü tl'nî ulaşan bnînk dhevrlmlıılı etinliği, işte yürekler bu du İle kapl, b, ulusal varlık Içı'n’dz: lenen en büyük kültür Yerleşinciye kadar sürer. * Ulustan » Bu Yıl Portakallarımızı İstiyen İstiyene ( Baştarafı 1 inci yüzde ) T“tlımu:ı göre Sovyet Rusya İcret Mümessilliği bu yıl Dört- Yoldan — portakal almıya — karar Yermiştir. Ş Bundan başka Mısirdan - ve k: Almanyadan birer büyük - gir- tde portakallarımıza alıcı çık- Ruğtr. Bu vıığotı göre Sovyet Usyaya 30, Mısır ve Almanyaya 4 ancak 25 şer bin paket por- al verilebilecek, geriye kala- KAt mal ülkenin iç İsteklerini zor Arşılayacaktır. £ Bundan ötürü bu yıl portakal ıı'lkrınınbh müddet sonra fır- _“Clğı ve dışarıya — satılacak h'“lydın ticaret — blânçosunun akkile fayda —göreceği —ümit Silmektedir. İIstanbul Ticarat ve 'slnıyl Odası intihabatı 7, 18 Kânunuevvel 934 Pazartesi, 18 Salı günlerldir. Noi sayfadaki ilâna müracakt Resimli Makale Büyük yurt sever Namık Kemal diyorkt Ne hal iledir, ne mal iledir Beyim ululuk Kemâl iledir! abilirsiniz. Her geçtiğiniz ix da paraya ah mümkln : CA SON POSTA Bugtn çok güzel o abilirsiniz, Kasalardan teşan yerde ir, kafanızdan fışkıran ifınız yokun & ginin gün geçtikı ekslldiğini görürsünür. Çi llıcllliulıfllriı. “Chlı Mgıılı'hyl—olıblllr. An- bu saye Hakül sizin gelen bir. felâket sizi ekmek parasına da muhtaç edebilir. Eğer yaradılış vergisi olarak Ke- — mâl fada ede artmı yere g zenginlik. Hakiki bir. varlığa er. İşte ne gi varlık budur, W /zafi Varlıklar B SON TELGRAF HABERLERİ Barem Kanununda Tadilat Yedi Derecenin Kaldırılması, Yeniden Üç Derece Ihdas Edilmesi Düşünülüyor misyonu Barem kanunu Üzerinde yapmakta olduğu tetkikleri bitir- mek üzeredir. Bu tetkikler bittikten sonra Ücretler meselesile uğra- şılacaktır. Üzerinde fikir mutabakati hasıl olan bazı esaslara göre yüksek mekteb mezunlarının ter- filerl 3 seneye, lise ve diğer Atina Metrepolidi Papasların Avrupa Ve Amerikada Cübbe Giy- .. y mediklerini Söylüyor Atinadan yazıldığına göre Ati- na Başpiskoposu Hiristoştomos ruhan! kisveler kanunu hakkında demiştir. ki: — Bu meselede dost Türki- yenin hüsnüniyeti aşikârdır.Rahib- lerimiz Avrupaya ve Amerikaya giderken cübbe giymezler. Şimdi- de Türkiyede ayni şey olacaktır. Tıramvay Şirketi Ücretlerin Arttırılmasını İstedi Tramvay Üücret tarifesini tetkik eden komisyon bugünkü ücretle- Ankara 16 — Müsteşarlar ko- I rin ibkasını kararlaştırmış, karar esbabımucibesini de bir” rapor halinde Nafıa Bakanlığına gön- dermiştir. JDiğer taraftan şirket bu kararı muvafık bulmamış, itiraz etmiştir. Şirket — Gcretlerin bir miktar yüksellilmesini istemekte- dir. Bu husustaki şirket itirazna- mesinin bir nüshası Devlet Şüra- sına, bir nüshası da Nafıa Bakan- hğına verilmiştir. Makarna Ve Şehriyeler Ankara, 16 — Müuhtelit enci- men makarna ve şehrliyelerin pa- ketler içinde kapalı olarak satıl- ması teklifini kabul etmişt'r. mekteb mezunlarının terfileri de 4 seneye çıkarılacaktır. Istihkakı ve liyakatı olup ta altı senedenberi terfi görmemiş olanlar bir derece yüksek maaş alabileceklerdir. Barem derecele- rinde 15, 50 ve 6B0 Jiralık dere- celer Ihdas edilecek 12, 14, 16, 17,5, 22, 45, fSöEnlık dereceler Daktilolar Için i Bir Örnek Elbise Ankara 16 — Resmt daire- lerde, bankalarda çalışan dakti- lolar için hususl bir kisve ihdas edileceği, bütün daktiloların vazife başında bir örnek elbise giymeye mecbur tutulacağı söylenmektedir. Köprüde Akay İskeleleri Ankara 16 — Meclise gelen bir lâyihada “ Karaköy köprüsün- de Akay işletme idaresince ku- rulacak iskeleler için harcana- cak paranın * yarısı — Atatürk köprüsünün — yapılmasına tahsis edilen paradan İstanbul Şehir meclisince usylüne göze ayrlır,, denilmektedir. İkinci bir madde- de bu iskelelerin şehrin ve köp- rünün güzelliğine düzen vereceği rojelerinin, İhal, ( ye kabulünün İstanbul Belediyesince yapılacağı kaydedilmektedir. Göçenlerle Muhtaçlara Yardım Ankara 16 — Meclise verilen bir lâyihaya göre Göçenlere (Mu- hacirlere) kuraklık, dolu, sel gibi âfet gören mühtaçlara maliyet flatı üzerinden zincirleme usulile borçlanma suretile bir. milyon liralık tohumluk - verilecektir. kaldırılacak, mevcut memurların de- rece ve hakkı müktesebleri baki ka- lacaktır. 30 seneyi doldura, takalit edilmeyen memurların ikramiyeleri de vefatları takdirinde allelerine verilecektir. Mamafih bu esaslar komisyonda üzerinde fikir mutaba- kati hasıl olmuş esaslardır. Henüz kat'i bir mahiyet almış değildir. Boğazda Bir Yunan Şilebi Şirketin 56 Numaralı Vapuruna Çarptı Dün akşam Karadenizden ge- len bir Yunan şilebi Üsküdardan Beşiktaşa gitmekte olan Şirketi Hayriyenin 56 numaralı vapuruna çarpmıştır, Vapurun kamarasında — bulu- nan Üsküdar — posta memuru Kenan korkudan camı kırarak dışarı çıkmak - isterken yaralan- mıştır. Çarpışmada vapurun ma- makinisti Tahsin de yaralanmıştır. Antakya'da Bir Yobaz Beş Türk Gencinin Kanına Girdi Adanadan bildirildiğine göre Antakyada Yenicamide bir Kürt hoca vaız ederken şapka giyen Türk gençleri hakkında tefevvuhatta bulunmuş — ve cemaati gençlerin Üzerine saldırmıştır. Cami içinde vukua gelen bo- ğuşmada beş genc ağır suürette yeralanmıştır. Hâdise — muhitte gayet fena tesir yapmıştır. Sofyada 150 Komünist Yakalandı Sofya 16(A. ) — Polis, bir komünist kurumu azasınden 150 İşçiyi yakalamıştır. — Ç eg gi SS COT Va KOT KDNU BÜY APE ŞN İ gereklendiğini bir türlü kestiremiyor. mektebten gelen çocuğunun çaatasını karıştırmış, içinden “ edebiyat ,, başlıklı kitabı almış, evizrip çevirirken bazı İSTYER STER İNAN Bazı işler oluyor ki insan, gülmek mi, ağlamak mı 1STER şiirlerde * şarab, bâ, Geçende bir baba | kitabı fırlatıp atmış söylemiye dilimiz vi /NAN — İNANMA! de, süki, dilber ,, sözlerini görünce bu kitabı. okumayı ve çocuğa di yasak etmiş. Hadisenin tuhallığı karşısında fazla birşey Armiyor. İSTER İNANMA! T V Sözün || Bay Molia Selâm Ediyor! * *« Aramızda, ağa, efendi, bey, paşa sözlerinin kalkması, herkesin Lir Ör- nek bay olması çok iyi olduğunu konuşurken, bizim molla bir yana siamiş, kıs kas gülüyordu. İçimizden Kısası Molla neye gülüyorsun? Böyle ciddi konuşulurken gülecek ne var?.. Diye #sorunca molla hemen cevab verdi : — Sevincimden gülüyorum ayol! Baksana, beylik paşalık, hacılık hep kalktı da mollalık unutuldu, yerinde duruyor. Amma, bundan sonra molla bey denilmiyecekmiş te, onun yerine bay molla denilecekmiş. Zararı yok, babamdan miras kalan mollalık ye- rinde dursun da, bana okadarı yetişir. * Bizim mollanın sevinel kendi he- sabına belki haklıdır amma, bana kalır. sa, molla #özünün kalkmaması onun unutulmuş olmasından değil, mollalık Ünvanını kazandıran sebebler zaten goktan beri kalkmış olduğundan, şimdiki —mollaların. en son molla tpleri olmasından, yani bundan sonra mollalığın zaruri olarak kendi kendiae söneceğindendir. Benim anlayabildiğime göre, molla diye daha çocukluğunda, çoğu beşikte iken, ilmiye rütbesi almış olan eski zaman kazasker, yahud paşa çocuk- larına derlerdi. Nitekim bir gün Sulta Mahmud, yangın yının başında bir yangın #öndürmek için acele acele giderkon bir. kaza in konağının Önünlen geçer. kerin oğlu molla Bey, yangın alayının gürültüsünü duymuş, mcereden sokağa bakarmış, alayn [:ıııdı padişahı görünce bir. peltek sesle : — Sultan Mahmud, Sultann Mahmud, yangın nerede?.. diye sorar, Sultan Mahmud yangın alayının başında yangın söndürmeye gidecek kadar yenilik göstermekle beraber, her sorana yangının nerede olduğunu söyleyecek kadar sabırlı. olmadığın- dan, molla Beyin sorgusuna karşı, başını Sıncenyı doğru kaldırır: — Düm mollal, diye cevab verir, geçer. * Her nedense, benim — tanıyabildi- /ilaların da işabi — Ağabaya bindik, gığ diye gittik.. Diyenlerin çeşidinden dığdığı idi. Bununlaberaber, mollaların — ara- sında çok zek! olanları, yahud herkese çatmasını bilerek istedikleri her şeyi yaptırmasını bilenleri de vardı. Bi ü zamanda Mağnisa ka: oğlu bir molla bey ında muzibliği ile meşl olla bey bir şeker bayramı günlü, babası kazaskere bayram tebrikine gelenlere, lâtilokum — yerine, ciğeri küçük küçük parçalar haline getire- rek gekerli una buladıktan sonra ye- dirir, bunu yerken kazasker efendi hazretlerinin huzurunda, ses — çıkar- madan yutmaya mecbur olan zavullı- ların haline bakarak eğlenirmiş. * Eskiden zadegân sınıfı denilen bu türlü mollalıktan başka, bir de rah- metli hocamız Abdürrahman Şeref beyin talebı molla! demesi vardı. | Bir gün d Sultan Osmandan bahsederkeni — İçinizde Bursalı var mı? diye sormuştu. — Bursalı bir. arkadaşımız ayağa kalktı. Rahmetli hoca: n — Oku bakalım molla, dedi, hıniya, Sultan Osmanın baş ucunda asılı levhadaki kıt'ayı okuyiver, Ben şimdi onu unuttum. ş Arkadaşımız bu kıt'adan hiç ha- beri olmadığını söyleyince, rahmetli te, akı in de a molla, ne diye ayağa kalkarak boy gösterirsin? , . demişti.- Buradaki a mollal sözü de, Sultan Mahmudun, düm molla! Sözüne pek benzerse de, gene benim anlıya- bildiğime göre, erki zaman medrese lerinin talebesine verilen molla sözü gibi bir şeydi. Türk Parası Hakkında Kanunlar Ankara, 16 — Türk parasının memlekete serbestce girebilmesi için Maliye Bakanlığı bir karar- name projesi hazırlamış ve Baş- bakanlığa vermiştir. Ayrıca ufak- lık paralar hamurunun yüzde 75 bakır, yüzde 25 nikel olması için de bir kanun projesi hazırlatn- maktadır.