12 Aralık 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

12 Aralık 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Sayfa İ Yeniden Okumak Nurullak Ataç Yıllardanberi Dostoyevski'nin romanlarını kapamıştım; — Şehir tiyatrosunun « Cürüm ve ceza» yı oynaması, belki bir de B. Ruşen Eşref'in « Beyaz geceler » tercü- mesini bastırması bana onları yine açlırdı. İnsan hafızasından emin olmamalıdır; okuduklarımızı, aradan birkaç yıl geçince, » cak bir gölge gibi, hatırlıyabiliyoruz. Elbette her — okuduğumuzu, unutluğumuz yerler vardır. diye tekrar okumak lâzımgelmez. Fakat Dostoyevski'nin kitabları bunlar- dan değildir. Onlar içinde binbir insan kaynıyan bir âlemdir. O insan'arla Aarasıra konuşmamır, onların yaşayışlarını yakında gör- memiz lâzımdır; yoksa onlar bi- zim için çoktan beri görmediği- mizden yabancılaşmış birer - tanı- dığa döner. Halbuki Raskolnikof- da, Karamazof'lar da, Mışkin de bize insan ruhunu, demek ki kendi kendimizi aydınlatan tip- lerdir. Onlardan uzaklaştıkça bize Icsanlığın en derin köşelerini an- latabilecek timsallerden mahrum kalırız. Tekrar okumanın başlıca fay- dalarısdan biri de bize kendi kendimizi — kontrol ettirmesidir. Her okuduğumuz kitab bizde elbette ki bir tesir bırakır; bize iyi — kötü bir şey katar. Zamanla — bu tesir — değişiş bir müddet kuvvetlendikten son- ra yavaş yavaş — zayıflamağa başlar, Arlık bizim o kitab hak- kındaki hükmümüz halırınızda kalan o zayıf tesire, intiban göre- dir, Bunun içindir ki çok zaman önce — okuduğumuz kitablardan söz açılınca onların gerçek değe- rine hiçde uygun olmıyan, o değerden ya pek yukarı, ya pek aşağı olan hükümler veririz. İlk okuduğumuz çağda şu veya bu sebeble pek beğendiğimiz ince kitablar vardır ki yeniden okudu- ğumuzda orta, belki de kötü bu- Turuz, İşte yeniden okumak bunun için bizi bir takım kitabların istibdadından da kurtarır. Dostoyevski'yi tekrar Çoku- duğuma sevindim; çünkü — onun büyüklüğünü de, zaaflarını da şim- di daha iyi görüyor, manasını daha iyi anlıyorum. Daha iyi anlıyorum; yani bu- günkü görüşlerimi, duygularıma daha uygun manalar çıkarıyorum. Büyük ustaların tesirinde kalmak lâzımsa on'arla hayatımızın her çağında — tekrar — konuşmalıyız. Çünkü biz değiştikçe onlara ver- diğimiz mana da değ'şir. Deve Kini Kaşda Bir Deve Sahibini İsırdı Kaş (Hususi) — Develerin dehşetli bir kin tuttukları, ken- dilerine eza ve cefa eden sahip- ler'nden intikam aldıkları söylenir durur. Burada bunun acı bir misali görülmüştür : Göyre köyünden Mehmed öte- denberi devesile hoş geçineme- mekte, devesini ikide birde kız- dırmakta imiş. Birkaç gün evvel Mehmed devesini tımarlarken de- ve bir fırsatını bulmuş ve Meh- medi ayağ ndan ısırmıştır. İsırılan yerdeki yara büyümektedir. Meh- medin ayağını kaybetmek - tehli- kesi lile vardır. —— S SA — —— — — —— — — — | | SON POSTA Nezibde 8 Sabun 25 Zeytinyağı Imalâthanesi Çalışıyor Nezib (Husuw- si) — Nezib Ga- ziantebe 45 ki- lometre mesafe- — de ve Diyarıbe- kir yolu üzerin- — dedir. Kasabanın bütün evleri ve binaları — beyaz taşla yapılmıştır. Kasabada 2 bin evde 11 bin ki- $i oturmaktadır. Nezib yedi sene evvel kaza ok- muşlur. 326 da nahiye olan bu şimdiki şirin ka- za merkezi daha evvel de - bir muhtar tarafından Idare edilen bir köycüktan ibaretti. Nezib çok eski bir şehirdir ve Romalılar zamanında kuru- muştur. Hâlâ Romalılar devrin- den kalma camie tahvil edilmiş bir. kilise vardır. Merhum Zıya Simavda Ağaç | Yetiştirme Cemiyeti Simav ( Hususi ) — Simavda ormanlar ve bağlar pek çoktur. 15- 20 sene evvel bu bağlar çok verimli idiler. Fakat bilâhara ba- kımsızlık yüzünden harab oldular. Şimdi bazı gençler bir ağaç korumt ve yetiştirme cemiyeti | kurdular. Bu cemiyetin çalışması nelicesinde bağlar yeniden İşlenmi- ye başladı. Tayyare cemiyti kâtibi Bay Ismail, orman fen memuru Bay Cavit, makinist Bay Avni cemiyetin müessisidirler. Cemiyet mensupları — halka bağcılık ve ağaç yetiştirmenin faideleri hak- kında konferanslar — vermekte, bu konferansların hayırlı nelice- leri de görülmektedir. Diyarıbekirde Sandık İçine Saklanan Bir Katil Yakalandı Diyarıbekir, (Hususi) — Silvan kazasının Hazro köyünden Abdül- lât.fi öldürerek kaçan ve o zaman- danberi dağlarda barınan Hüseyin oğlu Ibrabim şehre gelmiş amcası Bezzaz Mehmed Alinin evinde saklanmıştır. Polis işi haber almış ve Ibra- himi evin üst katındâ bir sandık içerisinde saklı olduğu halde ya- kalanmıştır. Ibrahim — Adliyeye verilmiştir. Nazillide 3 Köy Düğünü Nazlli (Hususi) — Burada bir gecede Hamzallı, Bereketli ve Hacıbeyli köylerinde 3 düğün yapılmıştır. Eu düğünler gece ve gündüz. devam etmiş, 3 köy bir gecede ışıklanmış ve Nazilü ova« sında birer pırlanta gibi parla- mıştır. Bir gecede 3 köyde birden düğün yapıldığı ve bu düğünler çok parlak oldüğü için Nazilli köylüleri kek çok eğlenmişlerdir. Bitlislilerin Yardımı Bitlis, (Hususi) — Geçenlerde vukua gelen ze'zelede Çapakçur kazasında birçok köyler zarara uğramıştı. Bu zavallılara yardım olmak üzere Bitlis belediyesi 500 lira göndermiştir. Ayrıca Bitlis Hilâ'iahmeri de bu İş için iana toplamaktadır. Nezip belediye dairesi Gök Alp bu camie ( Cuma camü) İsmini vermiştir. Bu cami Aya- sofya tarzı mimarisinde yapılmış bulunmaktadır ve çok güzel mu- hafaza edilmiştir. Nezibte zeytin, fistık ve An- tebin ( Hasan keyf ) —tütünü Zirai a Üzümlerimiz işleniyor İzmir (Hususi) — Ziraat Ba- kanlığı, İstihsal — maddelerimizin ziral sigorta ve istandard.ze işini araştırmıya karar vermiş görün- mektedir. lik iş olarak, batı Ana- dolu çiftçisine orta bir hesapla yılda on milyon lira getiren üzüm mahsulu ele alınmışlır. Dün Ziraat Bakanlığından “Batı Anadolu bağcılık enalitüsü,, müdürlüğüne gelen bir buyrukta şu noktalar soruluyor: 1 — Zirai sigortalar Anado'u bağlarında ne derece yapılmıştır. Yapı mamışsa bunun sehebi ne- dir? Ne gibi tedbirlere ihtiyaç vardır? 2 — Mühim yetiştirici üzüm merkezlerinde bir kilo üzümün maliyet fiatı ması! teşekkül eder? 3 — Kuru üzümler 4 ten 12 ye kadar muhtelif isimler al- tında sını'lara ayrıldığına nazaran bonlardan her bir nev'in haiz ol- düğü vasıflar nelerdir? Yani ne gibi hususiyetler göz önünde tu- tularak üzümler dokuz ayrı nev'e ayrılmışt.r? J— Meselâ 12 numarayı taşıyan ve ( İdeal Karaburun Sultanas) adı verilen Üzümler vasıfları itiba- rile; taneleri ıııı'.::;i büyüklükte olduğuna göre diğer üzümlerin tasnifinde aynı esaslar gözetili- yor mu? 5 — Bu tasnifler, kanuni bir müeyyedeyi haiz olmadıklarına nazaran sabit mi veyabud her senen.n rekoltesine göre değişen bususiyetlere mi istinad etiliri.irler? 6 — Muayyen kalitelerin evsafı sabit değilse, her sene rekoltes'- nin tesiri altında kalınmamak ve Sigorta Ve İstandardize İşi Ziraat Fakanlığı Batı Anadolu Bağcılık Enstitüsünden Bazı Mühim Sualler Sordu, Bir Rapor Hazırlanıyor denilen cinsten tütün pek çok ye- tişir. Evvelce bu- rada Afyon eki- lirdi. Fakat şim- di ekilmemektedir. # Meyva da pek bol yetişmektedir. Bu- sulü bereketli ol- duğu sene'er 3 milyon kilo zeytin yağı ve dört mil- yon kilo sabun is- tihsal edilmekte- dir. Burada el- yetm sekiz sabun, 25 zeytinyağ ima- lâthanesi vardır. Nezib'n — mühim berl nok sanların dan ugünün İhtiyaçlarına uygun bir hükümet lonıy çolııııııııııgı:r. Hükümet daireleri şuraya bu- raya serpilmiş bir haldedir. Bu vaziyet muamelâtta — müşkülâtı mucib olmaktadır. Mamalih ya- kında hükümet konağı İnşasma başlanacaktır. Vamık Falk ittihaz edilecek zirat ve fenni tedbirlerle istikrar temin edebil- mek imkânı mevcud değil midir? 7 — Batı Anadolu üzümlerinde tasnif istihsal esasında mı başlar, yoksa ticarette mi? * Son yıllar içinde üzüm ahle- larının gösterdikleri haklı (itizlk ve diğer satıcı memlekellerin Gzümleri bhazırlamak hususanda tatbikıma başladıkları teknik usul- leri benimsemek, rakiplerin kar- şısında ayakta durabilmek - için çok lüzum'u görülüyor, Meselâ bu sene Kaliforniyadan Almanyava — yepyeni — bir — tip üzüm gönderilmiştir. Bu Üzüm renk ve kokuitibarile Almanyada hayret uyandıracak kadar İyi bir tesir bırakmıştır. Bu Üzümler, büyüklükleri - iti- barile âdeta milimetre ile ölçülüp yetiştirilmiş gibi aynı boydadırlar. Bu üzümlere muz aşısı yapıldığı için dışarılık kokusu muzu andır- maktadır. Ancak bu hususiyetler ta- mamen dışarılıktır. Gıda maddesi itibarile ve yenme noktasından 'Türk — üzümlerinin yüzde 30 u kadar bir kıymet taşımaktadır. Böyle de o'sa üzümlerimizin istan- dardizasyonunu — yapmak, aynı numaradaki Özüm'etin renk ve boylarını vasıflandırmak lâzımdır. Bu suretle alıcılarımız. Üzümleri- mize 'daha fazla fiat farkı vermek imkânını da bulacaklardır. Ziral sigorta işi de çok ehemmiyetli- dir. Bu sene Yunanlılar Ameri- kaya genderdikleri incirler - için bir aigorta usulü benimsedi'er. Buna nkınlı #zümlerimiz için rada zeytin mahu | Memleket Manzarası 'Emet Köylerinde Son Posta Emet (Hususi) — Yenlceköy Emet ile Eğrigör dağı arasında» Emete iki sant uzaklıkta, orman” hk ve fundalıkların — eteğinde grin bir köydür. Köyün insant oldukça kalabalıktır. Üilkemizin İslilâsı anlarında Emet, düşman tarafından — yakılmıştı. Düşman memleketten kovu” luncca Emet evleri yeniden yas pild. Köyde her evin avlusunda bir bahçe var. Suları bol. 45 da- kika uzağında güzel bir hamamı vardır ki suyu romatizmalı İnsad- lara birebir gelir. Soğuk sulardan, tahtalı suyut dedikleri su gayet güzel içilir bir sudur, Bu su köye 1,5 saat uzakta | ormanın kenarındadır. Su köylür ler tarafında destilerle Emete getirilerek satılır. Köyde dört beş tane dükkân ve kahve vardır. Ağa odalari kaldırılmıştır. Yalnız muhtar odasıt vardır. Köye gelen memur- tahe | südar, jandarma hep — muhtar odasına inmekteler ve heyeti ihti- | yariye tarafından kendilerine her törlü kolaylık — gösterilmektedir. | Köyün Emet ile arasında bir de un değirmeni vardır. Değirmende | hem Emetliler ve tem de köylüler unlarını Üğütür'er. Değirmen bo- yunca köylünün güzel bahçeleri ve tarlaları uzanır. Bu —bahçelerin kavunlarının hususiyeti vardır. İri ve tatlı karpuzlar bu civarda İyi yetişir. Köyde buğday ve emsali hububat da iyi yetişir. Kaldirdiklâri tmrhe sul köy ahalisini geçindirdikten sonra havaliye de çokça satarlar. Hayvan beslemiye - elverişli, bol otlu mer'aları çoktur güzel hayvan yetiştirirler. Kara sığır, camız, öküz, keçi, koyun besle- nir. Geniş Aalanları o'uğundan ötürü kümes havanatı da boldur. — Tevuk, hindi, ördek, horoz çok bulunur. Köyün minareli bir camli var- — dır. Köy hocaları sarıklarını ca- milerde kullanırlar. Cami dışında şapka ile gezerler. Köyün deli- kanlıları avcılığa heves.i olduğu için her hafta sürek avına giderler. Köylünün hepsi okur yazardır. KzemalaeeesaraAAAERİRARERAE eee Si Te iki sigorta şeklinden birini ayır- mak mümkün olur: A) Üzümlerin toplanıp sergidem kalkıncıya kadar sigorta edi mesi... B) Üzümler toplandıktan son —| ra dışarı — piyasalara ihracında | fiat farkı ve muhtelif sebeplerle — ucuza satılması veya hiç satılmar — ması... ğ Birinci şekil sigorta şimdilik Batı Anadolu zürramı kuvvatle alâkadar eden mühim bir nokta- — dır. İkinci şekil sigorta müstahsili değil; ihracatçı tücearı alâkadar etmektedir. Yağmur, dolu ve has- talık ve diğer afetlerin maddi zararlarından müstahsili korumak için ziral sigortanın birinci şekli çok ehemmiyetlidir.. Eğer müs- tahsil istihsal kooperatiflerinde olduğu gibi satış kooperatifinde de ortak olursa, o zaman mahsu- Jün dışarı piyasalarda karşılaşar cağı muhtelif teblikeleri iz Ile içim ikinci şekli de ayrıca tatbik et- mek mümkün olur. “Batı Anadolu Bağcılık Enge- titüsü,, bütün bu noktaları göz önünde tutarak mühim bir rapor — hazırlamaktadır. Yakında Zir: <£ Bakanlığına gönderilecektir. A O D T n n A

Bu sayıdan diğer sayfalar: