FOT Ç Resimli Büyük Millt Roman TOMBUL MİRASYEDİ No. 74 Yazan : Sermet Muhtar 7-11-934 amemm Küçük Allı Kırıttıkça Kırıtıyordu.. — Kim ©o kaşariko biliyor musun, dedi?... Ona adla, sanla Küçük Allhı derler; yanındakine de Büyük Allı derler. Macuncu- daki mahut ev yok mu, ikisi de oranın mallarındandır. Karşıların- da oturan düzgün kuklasını so- rarsan o da Kambur Esma... Vehbi Bey, bu sefer, salyası akacak derecede alkışlaşmış: — İtmo bel.. atma bel,. dinim hakkına kofti!., vallahi kıtır! deye söyleniyor, Raif tafsilâta girişi- yordu: — Ayıp değil; ayıplıyor. da dersen günahbına girersin. Zira bey- ceğizim, daha toysun, bu işlerin acemisisin, bu sulara, volta ede ede, iskele sancağa vura vura, birgün olup sen de bizim — gibi pişeceksin; usta, hem de ustanın ustası olacaksın amma daha vakit var. Mostralarına üfürdüğümün karıları çalmışlar badanayı, vur- muşlar allığı, giyinmişler, kuşan- mışlar, takmışlar - takıştırmışlar, arife çiçeği, tezek böceği gibi ortaya çıkmışlar da enayi avlıyor- lar. ananız güzel mi? yuh size, ulan ne mal olduğunuzu kim bik- miyor? cakanızı yutacak aval nerede? Vehbi bey, dili dışarda, şaş- kınlığından handise hart deye mracak, yine (yapma be. itme be ) deye kekeliyor, kâtip panta-« lonun cebine vurup para şıkır- dattıktan sonra devam ediyordu. — Böylelerinin dini imanı iİşte budur. Bu vgr mt alt — tarafını düşlinme, Elini cebine daldır, şıkırdat; avuçla, uzaktan göster; (geh bili bili ! ) diye çağır.. En ekstraları, en daniskaları, en ku- rumyorları, — nazlıları, — edalıları, tavuk sürüsü gibl Üşüşmezlerse nâmerdim, Finolar gibi yaltakla- narak, kuüyrük sallayarak, ayak altlarına yuvarlanmazlarsa herge- leyim.. Amma diyeceksiniz ki bu gibi esnaf takımı yalnız paraya tapmaz, — zamparaları — arasında yalnız paralısı olmaz. Sevdalın da, belâlısı da yok mu?, Lâkerda; işit te Inanma.. “Onların alayı nalıncı keseridir, hep kendine yontar.. Bu kaltabanlar, dönüp dolaşıp mangizde karar kılarlar.. Söz temsili deyip geçme., Var mı pulun, cümle âlem kulum; yok mu pulun kapıdan dışarıdır. yolun. Kambur Nabi bu burun bı- runa, arkası getirilmeyen fısıltıları gördükçe ahengi devam ettiriyor, şarkıdan şarkıya geçiyordu: Hali dilibiçare firakınla ya- mandır Va'det güzelim leyleivuslat ne zamandır Şem'ihüsnün rugüne pervaneyim Bon sana âşık değil de yâ neyim ? BHüsnünde varken bu âbıtâbın Kaldır utanma, canım nikabın Kâtip Raif kaşları çatmış, baş- tan aşağıya ciddiyet kesilmiİş, mü- ridini irşatla meşgul bir mürşit gibi söylenmekte berdevamdı. — Evet, gene de derim. Bu dışları aynalı, içleri kara mubab- bet madrabazlarının, gönül dü- zenbazlarının dinl imanı, kitabı mezhebi, can damarı parradır parra... Kesen dolun mu kahbe- lerin hepsi senin... Kara gözlüsü, elâ gözlüsü, mavi gözlüsü, yeşil gözlüsü, mor gözlüsü kırmızı göz- *... Beyazı, kişmirisi, esmeri, 1 karası... Uzunu, ortası, kısası, bo- duru... Baharlığı, yazlığı, güzlüğü, kışlığı hep senin... İster bu vu- rulduğun Küçük Allıyı, ister ya- nındaki Büyük Allıyı, ister arka arabadaki Büyük inciyi, Küçük İnciyi, Gemi gelinini, Seheri, ister daha öbür arabadaki Pesendi, Teranedili, Gonceyi, hangisni gö- zün kestiyse, hangisini beğendinse göyle biraz dünyalık — şıkırdat, parmak oynat. O, alesta hazır- | dır. Karşına çeker, cariyen, esi- rin gibi emredersin.. Kumandayı bas, söylet çaldır, oynat, gön- lünü eğlendirdikten sonra, (bir çiçekle yaz mı olurmuş? Defol oradani) |İdeyip dehle; durma, başkasımı peyle.. Şu sözüm sana bir ağabey nasihati olsun, ku- lağında küpe kalsın bey karde- şim. — Erkekliğin, — hovardalığın baş raconu, bu gibi fettanlara, amma eyi dinleyor muwn, böyle kaşarlanmışlara, enayi gibi kapı- mamak, hımbılca gönül kaptırma- maktır.. Kelebek gözümüzün önün- de, örnek duruyor. Çapkın ne de keyifli keyifli uçar, çiçekten çiçe- ge konar. Kalleş cilvesine İnan- mak, körkörüne tutulmak, girt- lağına kadar boğulmak danga- laklıktır be tosunl.. Kâtip Raif, aklınca delikanlır ya kurtluk cersi veriyor, toy genci pişiriyor, Vehbi: — İyi amma Raifciğim, di- yordu, Sena yokuşundaki aftosunu unulma. Haniya hâlâ çıra gibi yanarım, çayır çÇayır tultuşurum diyordun. Raif, hiç bozulmadı; birden yarım çarh yaptı: — Onun gibi, tırnağının vcw- | na kadar sadıkanesini vefalısını bul, — onun kadar — candan yarini, elmas — tabiatlisini, pır- Tanta yüreklisini göster, senden evvel ben fırlayım. (Gel hemşire- ı'.iğım!) deyip bileğinden yakalar yakalamaz bir eve çekeyim. Ya- nıma da adamakıllı bir baskı. ( Haydi Vehbi Bey, al malı gör hayrını!) deyip oynaya oynaya Allahaısmarladığı basayım.. Bak- tın ki seni başında taşıyor; gözü dışarıda değil; dört elle sarılmış; ayak türabın olmuş, şipşak çarşafı örttürüp (kat önüne. Unkapanın- dan iki sandala atla. Birinde o, birinde sen, haydi Eyüpsultan. Bir ziyaret, bir tövbe; eve döner dönmez 'başından aşağı yedi tas su. Tövbekâr oldu gitti.. Çağır imamı, bas mecidi, kıydır nikâhı, Çırpıcıdan Dönerken.. Vakit gecikmiş, o zamanki saatle on bir buçuğu geçmişti. Kalabalık azalmış, kalanlar da ayaklanmış, herkes toplanıp yola koyulmıya başlamıştı. ( Arkam var ) Eski Fransız Tiyatrosunda Bu akşam #saat 20 de YARASA Operet 3 perde larda tenzilâi. vrerersaneAsAanaAkAALAALA BERLESELADAN -— TAKVİM —— Gün CUMA Kasım 30 9 2 incl TEŞRİN 934 20 Recep 1953 | 27 V el Toşrin 1380 Güneş | 142 Öğle |? iktadi (942 ı 33 e |4 &s 6 a| Azşam| u yıl Yatsı l W 4| İmsala SON POSTA Bugün IPIK KRAL Oynıyanlar:!: GRET Şehzadebaşı HiLÂL sineması Bugün bu gece Iki harikulâde ftilmi bizden Birinci film : ZOMBi YAŞAYAN ÖLÜLER Dehşet ve heyecan dolu büyük film İkinel film : KANLI KAFES Hayvanatı vahşiye içersinde ge- çen en hakiki ve heyecanlı film. Ayrıca : İpekfilm mamulâtından : MÜNIR NURETTİin B. tarafından AYRILIK TANGOSU Bugün matineler: 11-1-3-5.7 Gece 9 da Huzunlu Bır Olum ( Baştarafı 1 inel yüzde ) gençlerin feyiz aldıkları kaymetli bir hoca, fizik muallimi Mahmut Bey de öldü. Otuz sene içinde sayısı otuz bini geçen gence ma- lümat aşılayan bu bilgili hoca fizik denilen çetin femni, talebe- sine Öğretmek Işinde icazkâr bir mebarete malikti. En karışık elektrik kanunlarının arap saçına benzoyen riyaz! düsturlarımı, be- cerilmesi çok güç ve yalnız ken- disine mahsus bir kolaylıkla ta- lebesinin — kafasına — yerleştiren Mahmut Bey, herkes tarafından çok sevilir ve çok sayılırdı. Ölüm hepimizi hayattan ayı- racaktır. Fakat Mahmut Bey, daha Az- rall ile görüşecek bir yaşta de- ğgildi. Fakat ölümün geliş saati belli olmiyor ki... O, talebesine yalnız bilgi de- ğgil, hayatı da öğretirdi. Yurt ve irfan âlemi coşkun bir emekçi kaybetmiştir. Şu satırları yazan ben, bu gazetenin sahibi ve mu- harrirlerinden de birçoğu ona vaktile talebelik etmiş, sevgi ve gefakat görmüştük. Mahmut Bey tahsilini Vefa idadisile Fen fakültesinde yapmış, Istanbul liselerinin bir çoğunda muallimlik, Istanbul erkek ve kız muallim mekteplerile Ankara Gazi terbiye — enstitüsünde müdürlük yapmış, birjhayli ciltte kitap yaz- mıştı. Cenazesi bugün Kıztaşın- daki evinden kaldırılarak ebedi ikametgâhına götürülecektir. Allah gani gani rahmet eylesin. — F Bîl' Zepıîn Hikâyesi miş, bu arada kadın mücevherleri ( Baştarafı 1 inel yüzde ) etmiş, bir zeplin satmak husu- sunda mutabık kalınınış, muhtelif taksitlerle ve avans olarak kendi- sine 100 bin lira verilmiş. ” Adres olmak üzere de Pera- palas otelini göstermiş. Aradan zaman geçmiş. Ne zeplin verilmiş, ne de hüdisatın hâyühüyu ara- sında M. Karolun ne olduğunu sormak düşünülmüş. Muhakemat Müdürlüğü son zamanda otel ida- resinde bu zalin muhtemel ad- resini Öğrenmek istemişse de şâfi bir cevap elde edilememiştir. Bu mesele, Berlin Sefaretimiz vasıtasile İntaç olunacaktır. Son Posta Matbaası Sahibir Ali Ekrem Neşriyat Müdürü: Tahir ve MELEK İkinci teşrin 9 sinemalarında İÇE KRİSTİN Franmzca sözlü, senenin en munzztam ve en güzel filmi A GARBO - JOHN GiLBERT Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine. « | Bugün TÜRK Sinemasında Sovyet sinema sanayiinin en muhteşem bir eseri: 5B © R A Oymyan yıldızları! Moskova Operasının en müktedir trajedi artiatleri ı TARASSOVA-ÇUVELEV-JAROV Kadın ruhunda aşk ve sadakat mefhumunu en heyecanlı ve hisai sahnelerle gösteren bir şaheser. İlâveten: RUMBACI KOVBOYLAR 2 kısımlık renkli komedi ve EKLER JURNAL dünya haberleri. Bugln saat 11 de tenzilâtlı matine _V Bugıı SARAY sinomasında En fazla kazanan ve taklidi kabil olmıyam Amerikalı yıldız CONSTANCE BENNETT' Favkalâde nefia musikiü, cazip ve şen, zengin mizansenli MULEN RUJ filminde mutlaka görünüz. Sinemada 200 müzikhol artisti İlâvetemı Renkli SİLLY SENFONİ (Bücek muharebesi |) DENİZ İLÂHI vea Paristen yazılıyor: — İstanbal Tip Fakültesinde doktorluk tabhsil edip bir müddet Istanbulda çalı- şan ve sonra ailesile beraber Fransaya gelip yerleşen Ermeni doktoru Panosyan efendinin ka- rısı ve kazı çok ağır bir İttiham altında bulunmaktadırlar. Bunlar bir kadın mücevher kamisyoncı-- sundan mühim miktarda mücev- her alıp parasını vermemek İçin bu kadını zehirlemeak — istemekle zan altındadır. Yapılan tahkikat işe şu şekli vermektedir: Madam Virjin Panosyan ile kızı Jozefin Panosyan Madam Soner isimli bir. mücevher — komisyoncusunu evlerina çağırmışlar, — kendisine bir hayli mücevher sipariş etmiş- ler Madam Somer bu mücew herleri tedarik edip Pamosyan nilesine vermiş. Aradan bir müd- det geçmiş, mücevherlerin parası hakkında ve beğenip beğenme- diklerine dair hiçbir. ses çıkma- miştir. Madam Semer bir kasnıni diğer komisyonculardan' tedarik ettiği bu mücevherleri, yine sahip- lerinin zorlaması üzerine Panos- yan ailesine gidip sormıya karar vermiş. Panosyanlar kadını yeme- ğe ılıkoyııjsr ve yemekte kadın Madam Somer'i sormayı unutmuş. İkinci bir defa gitmiş, yine yemeğe alıkonulmuş ve yemekte ayni zehirlenme alâ- metleri başgöstermiştir. Bu sefer evde doktor Panoayan varmış. O bir ilâç vermiş, kadın büsbütün fenalaşmış ve Bu suretle mesele zabıtaya — aksetmiştir. Zabıtanın kısa — tahkikatı göstermiştir. ki doktor Pancayanın haberi olmak- sızın karısile kızı bu mücevberleri kendilerine maletmeye karar ver- mişler ve bunları kızın nişanlısı olan Giyo ismindeki Fransıza drahuma diye vermişler. Zabıta da kıymeti 350 bin frank tutan bu mücevherleri Fransız delikan- hsından geri alarak sahiplerine vermiştir. İki kadının, mücevherci kadını zehizlemek istedikleri ta- hakkuk ettiği için ikisi de malr- | Ü görül! FOX JURNAL İstanbullu İki Krmeni Kaz 'dını Paris Mahkemesinde Bunlar, Bir Mucevher Komısyoncusunu Öldürüp Mallarına thıp Olacaklarmış ga Varjimi, aha Sozefin Panusyan gemeye verilmiş, doktor Panos- yanın bu işte alâkast olmadığı 'tlr Denizyolları İŞLETMESİ Azentaleri « Karaköy Küprübı Tel. 42367 — Sirkael Mühürdaraade Haa Tak 22740 Ayvalık Yolu MERSİN — vapuru 10 İkinci Teşrin CUMARTESİ günü saat 18 de İzmira kadar. — “7572,, Mersin Yolu ÇANAKKALE vapuru 11 Ikinci Teşrin PAZAR günü saat 40 da Mersin'e kadar. “75T73,, Karadeniz Yolu VATAN vapuru 10 İkinci Teşrin CUMARTESİ günü saat 18 de Hopaya kadar. “7574,, Tepebaşı — Şehir Tiyatrosunda Bu slşam aat Y0 de Madam San Jen Komedi 3 perde 4 Başlangıç