. 9 Ttinci teşrin SON POSTA I Bilmecemiz - Geçen Bilmece: mizi Doğru Halledenler Birer albüm alacakları İstan- bul kiz. örtameklep &8 Nihal, Bursa Naulbantoğlu İlkmektep beşinci emıftan Neriman Cevdet, Yedikule Kuyulu- bakkal sokağında No. 89 da Mustafa, Eekişehir Millizaler mektebi 2 inci #mt 70 Hidayet, —Beşiktaş Uzunea Ovaselaltı sokak No. 31 de Mal & EL kızı Mabmure, — Güdül telgraf 1 — dürü Arif Bey kızı Neelâ, Beyoğlu 38 inci İlkmekiep 68 Kemal, IUıık ortamektep sımf 1 den 268 Süleyman Bey ve Hanımlar. Birer kolonya alacakları İstanbul erkek İisesi 699 Naevmat, İstanbul kız. örtamektep 388 Hikmet, Paşabahçe İncirköy No. 16 da Zühtü Bey kızı Zübal, İstanbul 3 üncü mek- tep Mithat, İstanbul kız lisesi D 1 den 1463 Nüzhet Bey ve Hanımlar. Birer —mürekkepli — kalem alacakları Beyoğlu - ilkmektep talebözinden Faruk Tevfik, İstanbul lisecsl 1164 Muzafför, İstanbulda Küçükayasofya :ır;_ıkçı sokak No. 8 de Moliha, Birer büyük sulu boya caklar : Ankara piyade liva mülhakı Binbaşı Sn)ıymıı Bey kımı Bahriye, Aksaray Hilâİ mektebi 2 inci sınıftan Umran Rızs, Samaun İstiklâl mektebi 3 üncü af talebesinden Binnar, Kumkapı Boğosyan Varvaryan mektebi 5 inci sınıf Rezantohl Şirakyan, — İstanbal erkek lisesi 1392 Şinasi B. ve H.lar. Birer küçük sulu boya ala- caklar: İstanbul laz Hazal 261 Söheylâ, Samsun İnönü ilkmektebi 105 Türkân, Divanyo'u Firuzuğa Cami sokak No. 3 te Refia, İstanbul lisesi 2 den 1290 Kemal, Antalya lisesi 3 Önet sınıftan 237 Cemal B. ve hanımlar. Birer lâstik top alacakları Kadıköy erkek - örtame ü 3 ün- amıf 726 Ali Cazip, Fatih Sofular ddesi No, 92 Rauf, Pertevniyal İl- s#ezi 33 Turhau, Beşiktaş Ermeni mek- tebi IJ; Vartan Şehıikynn, Beyoğlu Eseyan 8 inci sınmf Barüyea Ter: Efenil ve hanımlar. n Ka Muhtıra defteri alacaklar: Rum kız ilkinektebi 3 üncü sınıf Despina Amakzsopu!'o, Beyazıt Camete ali sokak No, 13 ten Emine İÜhan, lsküdar muhtelit — örtamektebi - si- mıf A 3 ten 288 Cemal, Uşak Ortamektebi amıif 8$ den 166 Ali Rıza, İstanbul muhtelit Rum mek- tebi sımıf S den — Aadonia Boci, Vezirköprü İnhisar muru — oğlu S. Salâhaddin, İstan caret İisesl 1472 Cihat Selim, Tekirdağ Hacıil Bey ilk mektebi Selçuk Hakkı, Adana Kimyaker Tahsin Bey kardeşi Adana Erkek İlsesi Bey ev Hanımlar, Birer boya kalemi alacaklar Kabataş kek İisesi B 5 den 1037 Avmi, Ankara Musiki Muallim mektebi mua'limlerinden Tahir Bey oğlu Gençay, Muhtelit Rum kız mek- tebi d m # Zol Jiğento, Salihli Avukat Sabri Bey vasıtasile Mustafa, Kadıköy Moda 8 Inci İlkmektep 145 Şehriban Cemil Bey ve Hanımlar, Birer kart kazananlar: Muhtelit Bezciyan mektebi Sirvart ahbazyan, Konya Akif paşa mektebi 2 Zekiye, Salıhli Altınordu İkmek- tebi Sinel aınıf 597. Kâzım, İzmit Kozlon Kapancı şokak No. 32 de Hü- #eyin, Erenköy Ethem efendi caddesi No. 106 da Cihat, İstanbul Hatip Sinan Çoban çavuş medrese sokak No, 21 de Zühtü, İstanbul Kız lisesi «. 2 den 766 Handan Fevzi, Tokat vilâyet tah- rirat b-şkâtibi Tevfik Bey kızı Gönül, Nişantaş kız orta mektebi 818 Sema- hat, Büyükadada Maşuk Ziya bey to- runu Rogip Arif, Ankara İnbisar- lar Başmüdürlüğü sicil evrak amiri Emin Bey oğlu Mukbil, Kon- ya —Akifpaşa mektebi — talebesin- den 27 Kadriye, Uzunköprü Mimar- hayrettin. mektebi No 132 Rukiye, Erganimadeni |. B Kumandanı Ahmet Hamdi Bey kaürdeşi Mehmet All, Sar: çhanebaşı Horher — caddesinde 159 Leylâ Ş>kir, Çorlu Şücrettin Zeki, S$S91 A, Hikmet iÜkmektebi 4 üncü smıf 708 Kützhya lisesinden 181 Oğuz, Ada- pazarı Alibey mektebi 2 iaci sınıf D4 Ferruh, Adapazar, ortamektep İstanbul 6 ıncı rıktep ikri, Adapazar İbrahim lesi Çeşmegeçidi No 18 Muhterem, Teşvikiye Ihlamur No. 5 Nezmi, — Fatih Altay — mahallesi üezzin sokak No. 11 de Cemal, Salihli Mitat Paşa caddesi merhum ÂArif ağa mahdumu — Yunus — Nadi, Konya Akif Paşa mektebi 548 Musa, ya kiz muallim mektebi birinti -— Bilmediğimiz Yerlerde Bir Gezimti —— Bir Sincma_ Stîidlc_)şu Nedir ? “Fransızların Meşhur Muharrirlerinden Fransis de Krovasset Geçenlerde Amarl- kada Epeyce Uzun Bir Seyahat Yaptı Ve Gördüklerini Elrer Makale Halinde Yazdı, Aşağıda Olıuyıcıüım_ı_ Satırlar Onun Kaleminden Çıkmıştır,, Afrikanın Ortasında Çekilmiştir, Denilen Film En küçük mesafe otomobil ile bir saat sürer: Hollyvoodun nerede başladığını ve Los Ange- lesin nerede bittiğini kesdirmek mümkün değildir. Ayni sokak sonsurz. sürüp gider. Gördünüz oteller, lokantalar, gazinolar, ma- ğazalar, müesseseler hep yekdi- ğerinin eşidir. Bu biribirine ben- ziyen binalara baka baka” gözle- rinize kararma gelir! erlkanın Köşkleri, ' Fakat bazı nolığ?udı lbı upuzun sürüp gçiden sokak bir- denbire amudi vaziyette — gelip çatan başka bir sokakla keşilir ve köşkler başlar. Bahçe ile çevrilie dir, geniştir, süslüdür. Yeşillik- lerin arasında birer mücevher kutusuna benzer. Burada basit bir akşam ye- meği için bir dostun ziyaretine Ei.hııık bayağı bir gezintidir, fa- t bir stüdyoyu görmiye kalkış- mak adamakıllı — bir. seyahato muadildir. Bu resim fabrikalarını koca bir şehirden ayırt edemez- siniz. *“Şehri,, vücude getiren sayı- sız daireler, mağazalar, projeksi- yon salonları, köşklerdir. Bu be- ı'lklılıııı l.yıhk.dı:ğodrlno bîııorler. bir maha inde — toplanmışlardır, aralarında hesapsız oolıı-ldı:r var- dır, bir örümcek ağına benzer, yolunuzu kaybettiniz. ml iİçinden çıkamazsınız, Holivut'ta İlk Adımlar: dBlr ı,:ııııı'lkıll dlmmgi un ya- nında gün gezdiğim stüldyo, ilk bakışta, benim Üzerimde bir amele şehri, daha doğrusu bir arı kovanı tesiri yaptı. Anlı-'an seyahat ve macera filimleri: iki Üç tanesini bir- den çeviri orlardı. Çünkü adım başında sınf 5n > Mitat, Bakırköy İstas- yon © - <». No. 59 da Silva, ğıyıorl merkez malmüdürü, Mustafa Bey kızı rııahv. 'orlu Şücaettin mektebi 726 İbrakim an, Adapazar Uukapanın- da zabireci Sami kızı Sacide, Ankara zirast hankasında Makbule, Antelya Dumlupı ktebl beşinci sımıf 109 met (l rsin itbalât gümrüğü muhasebi kâtibi Esat Bey kızı îunı. Sıvas lisesi A 3 den 236 Vedat, İstanbul Gelenbevi öortamektebi Clden 581 Sabahattin, Bursa Hocasli ilk« meklebi 1 Dilşat, Beyoğlu Aşıklar caddesi No. 97 de Slma, Kasımpaşa 6nc mektep 96 Neriman Hasan, Heybeliada İsmetpaşa caddesi No. 18 te Âsöman Faik, Balıkesir K. O. 5 gşubede sihhat G. K, rzabili kızı Fatoş. Karalsalı Hâkimi İbrahim Bey oğlu / Faruk, Edremit Cümubriyet mektebi ımif 183 Nadire Kudrl H. ve Gece Holiyatt n bir görünüş getirilmiş çeşit çeşit insanlara te- sadüf ediliyordu. Bu insanlar mu- hakkak temsil ettikleri muhitten getirilmiş değillerdir. akat işte asıl merakı uyan- dıran da bunun böyle olma- yıçıdır._ _Hınzi derinin hakiki, hangisinin boyalı olduğu bilinmez. Öyle Çinliler vardır ki asıllarına mutabıktır sanırsınız. Fakat haki- katte boyamadırlar, bilâkiş öyle Japonlarla ki, size proka takmış aktör hissini verirler, balbukf gerçekten sarı arkın evlâdıdırlar. Erınııı insanlar görürsünüz, eski Amerikalıların su katılmamış torunlarıdır. sanır- sınız. Hakikatte beyaz derlli in« sanların boyanmışlarıdır. Bir telâş diyarı: Yakasız gömlekle genç me- murlar bir köşkten öbürüne ko- şarlar, birinden girip öbüründen çıkarlar, Zannedersiniz ki acele çevrilen bir filmin mütemadiyen koşmakla — meşgul — aktörleridir. Maamafih daha yaşlı, daha sabırlı, yüzleri daha gergin insanlar da vardır. Ayni sokakta bir iki sanlye farkla iki defa (Marlen Ditrih)le karşılaştım. Biri ötekinin benze- ridir. Fakat hangisi gerçeği? Arkadaşım — herkesi - tanıyor, her yeni gördüğüne sesleniyor : — Yirmi dolar ! — On dolar! — On beş dolar! Oha da bir dolar rakamı İle cevap veriyorlar, soruyorum : — Bu ne demek allahını se- versen ? ö B.ıa :ı:lı ıgıın :lı Azamt miktar | rdır, — karşınıza n adama kıymetinin ne oldu: ş::ıı lâtifo ile karışık söylemek isterseniz — | den aşaği ol mak süretile bir rakam söyle- yip'goçuıiniıl Ve birden izahatına fasıla ve- rerek bağırdı: — 90 dolar! Bir adam geçmiyordu, sordum: — Demek — bukadar değeri vardır? — Hayır, fakat mllessesenin müdürüdür. Benliğini okşamak lâzım. Maamafih isterseniz bir az da “enhneleri,, görelim. “Şehir,,den çıktık, “kır,,a sap- tık. Fakat — müessesenin bu *“kar,, inı küçük sanmayınız. Bir ucundan Ötekine gitmek için oto- mobil ile iki saat koşmak İlâzım! Bir tepeye tırmanıyoruz, bir Meksika köyünden g:çiyofuı. kar- şımıza büyük bir havuz çıkıyor, Hakikatte Nerede Yapılmıştır ? içinde çok iyi benzetilmiş yapma timsahlar var. Arkadaşım zehabımı düzeltiyor: — Yapma değillerdir. Gerçek- ten timsah görüyorsunuz. Geçen sene Afrikanın ortasında alınmıştır, denilen bir filim burada çevrilmişti. Bir kökreme işitiyoruz : — Aslanları görmek isterim, diyorum. — Kalmadı. Hepsini de hay- vanat bahçesine gönderdiler. — Fakat seslerini işittim. — İğşittiğiniz. ses bir lâmba şişesi — vasıtasile yapılır. Aslanın- kilere benzer. Fakat bana söyle- yiniz: Parisi görmek — hoşunuza gider mi? Samiml! sevinçle söyledim : — Elbette! Ayrılalı beş ay oldu. — O halde sola dönelim ! Fakat gözümün önüne çıkan beş asır evvelki Paristi: Küçük dar sokaklar, basit ahşap evler, sonra bir kule, daha sonra No- tredam — kilisesi, daha doğrusu kilisenin bir köşesi : — Bu dekoru — “Notrdam,, ismini taşıyan filmi çevirmek için yaptılar. Herliyoruz, — karşımıza — Brüg şehrinin bir köşesi çıkıyor. Fakat bugünkü Brüg değil, harp yılla- rında yanıp yıkılan Brüg ! ki tesir büyüktür. Hele işidilen —şiddetli bir mitralyoz sesi bu tesiri artırıyor. Yerimde fırlıyorum, bir serseri kurşuna kurban olmıyalım ? — Korkmayınız. Ses mühen- disleri yarın çevrilecek bir filmin provasını yapıyorlar. İlerliyoruz. Az sonra karşı- mıza bir (Norman) köyü çıkıyor : — Mükemmel taklit edilmiş diyorum! Yine yanılmışım: — Aldanıyorsunuz, köy hak- kidir. Az sonra yere inen bir tay- yarenin manevralarını seyretmek İçin duruyoruz. İçinden bir zab't çıkıyor, soruyorum: Demek burada askeri tay- yareler de var? — Hayır, bu hakikt bir zabit değildir, filim çevirecek bir aktör tayyarecidir. Denix — istikametine — doğru başka bir tepeye çıkıyorurz. İleride gözüme muazzam bir transatlan tiğin bataları çarpıyor: — Doğrusu ben denizi kadar yakın - sanmıyordum, — Yakın değildir. Aramızda bu Havacılık Bahsi Alman Tayyareciliği Ne Âlemde? Son zamanlarda Alman hava« çılığı hakkında pek çok - şeyler söyleniyor. Prusya Başvekili M. Göringin doğrudan doğruya emri altına verilen bu teşkilât, yeni yapılan büyük ve kuvvetli tayya- reler sayesire, Avrupa havacılığı içinde göz kamaştırıcı bir mevki edinmiye — muvaffak — olmuştur. Elyevm Almanların elinde, muhte- lf ticari hatlarda iİşliyen birçok Yunkerse —Hpli — tayyareler var- dir. Ayrıca, bu - tayyarelerin K harfile işaret edilenleri vardır ki, Fransızlara göre, bunlar ihtiyaç halinde derhal harp — tayyaresi olarak kullanılacaklardır. Çünkü K. Almanca harp manasına gelen (Krlegjin baş harfı imiş. Alman tayyareleri, bilhassa dehşet veren şöhretlerini 37 K işaretli ve ikl motörlü tayyare- lere borçludurlar. Bu tayyare- ler (45) dakikada (7000) metre yükselmekte, (1000) metreyi (3) dakikada bulmakta ve (250) kilo- metrelik — sür'atle her zaman hareket — edebilmektedirler. Bu tayyarelerde — (20) — milimetrelik top vardır. Bu toplar Madsen Danimarka sisteminde olup dakikada (500) tane İştialli obüs atmaktadırlar. Atış mesafeleri (6000) metredir, Beher mermi, İsabet ettiği tak- dirde bir tayyare veya tangı harp harici bırakabilecek kabiliyettedir. Ayrıca yine Madsen tipi dört mit- ralyozunun çapı 11,5'milimetredir. Dakikada (1000) mermi atmak- tadır. Ayrıca kanatlarının — altında beheri (50) kiloluk sekiz, beheri 12,5 kiloluk (4) bomba taşı- maktadır. Bundan başka yine Almanların (Yu 52) tipi denilen bir başka tayyarelerinden bahsedilmektedir. Bunun da harp kabiliyeti, bundan evvelkine yakındır. Bunlar bom- bardıman tayyareleridir. Keşif ve avcı tayyareleri için Almanların Heinkel 70 isimli tahrip kabiliyeti pek dehşetli bir tayyarelerinden bahsedilmektedir. Bu tayyarelerin yedi kişilik mürettebatları varmış ve buna rağmen 380 kilometre Bürat temin edebiliyorlarmış. Elyevm bunlar Berlin ile Ispan« yanın Sevil şehri arasında çalışe makta ve muntazaman ( 320 ) kilometre yapmaktadırlar. Bu tayyarelerin en büyük me- ziyeti, Ford otomobilleri gibi seri halinde yapılabilmeleri ve fiatları nın (60) bin frangı geçmemesi imiş. Bunlara, hava ejderi deniyor ki mücehhez oldukları silâhlar itiba- rile hiç te mübalâğalı değildir. en aşağı 20 kilometre var. Gör- düğünüz vapur yapmadır! Az ilerleyince ben de anlıyo- rum, Arkadaşım izah ediyor: — Bu vapuru 10 sene evvel bir — filim — için — yapmışlardı, bozulması masrafa bağlı olduğu için olduğu gibi yerinde bırak- tılar. Karşımıza kız erkek bir genç grup çıkıyor, sorüyorum : — Bunlar figüran mı yoksa aktör mü? — Ne figüran ne de aktör! Geçiçi bir grup! Vailahi hayret ediyorum, masıl anlıyor usuz bunu ! — Ttiyat meselesi! Şimdi kü;ük bir kilise görü- yorum, yapmıya benziyor, muhak-« kak gerçek olacaktır. Fakat sor-« muyorum, gözlerimi kapamak isti- yorum, başım dönüyor. Franele de Kruvasasl