| Bünkü kuvvetli | İcap ettiğini, yoksa Irili ufaklı birçok | Veya verişte bir aksaklık olm Sigaset Alemi Fuzuli Bir Iddia İngiliz muhafazakâr fırkasının bir toplantısında İngilir bahriye nazırı Mühim beyanatta bulunmuş. İngiliz onanmasının — bugünkü — kudretli Yaziyetinin sulha bir zaman teşkil Üttüğini, bu donanmayı dalma bu- vaziyette — tutmak Muharebelerin patlak vermesi mu- kkak bulunduğunu söylemiş. Alış İnde hemen hemen bünün ayni ani İngilizler — kendilerini — sulhun li addediyorlar. Demek İstiyorlar medeniyet derecemiz her milletten ündür. Elimizdeki kuvvetli donan- Ma yamtasile — vaziyetin bir nevi ükemi — vaziyetindeyiz. Biz late; harp olur. Fakat diğer — milletle: Ttedeniyet sev kâfi derece yük- dek değildir. Binaenaleyh kendilerint Bizam ve intizama davet edici bir üvvet görmedikleri gün biribirlerine Eıe.ı... biz donanmamızla beynelmi- ! polis vazifesini görüyoruz. » İagiliz medeniyetinin eskiliğinde İhtilâf yoktur. Hattâ bu milleti, bütüm Yünya, ferdi bürriyetin alemdarı olarak tanır. Fakat bütün bunlar, beynel Politika sahasında İngiltereyt hakem Afat ve salâhiyetini verdirmezler. ı Kaldı ki meşhur Albiyon'un siyasf da kırdığı cevizin pek çok olduğunu İddin edenler de ax değildir. Binaen- üley, bu Iddiaya şu vecize İlâö cevap Yermek mümkündür: bj Pizim şeşhin kerameti olur men- Nİ kendinden, — Süreyya İngiliz Faşistleri Nümayişleri Fazla Gürültü Yapmadan Geçti ' Londrâ, 10( A.A ) — İngiliz faşist- trinin tezahüratı İle siyasi larır Bin mukabil tezahi :;:'- Hayt Pari pol almış Kâdila ça Mübirler sayesinde — clddi vn *İmadan geçmiştir. On elti kişi tevkif edilmiştir. İşip kakı; yalıp kakışma yüzünden hafif auratle Köstencede Kolera Bükreş, 10 (A. A) — Köstence Sivarındaki aşkeri konak kumandan- K efradı arasında kolara emmare- İ gösteren dizanteri hastalığı çık- Miştır. Şımdiye kadar (38) hasta var- ir. Bunlardan altımı ölüm halindedir. k tahlilde kolera baslli görüldüğü Dildrümektedir. Bükreş'te yapılan ilin neticesi beklenmektedir. Tec- İt için bütün tedbirler alınmıştır. Harp Hâtıralarını ) — Marm meydan muharebesinin yirminci — yıldönümü gçok parlak merasimle kutlulanmıştır. Bu Mmünasebetle kabine — azasından M. Tardiyö ile harbiye nazırı mareşal Peten nutuklar söylemişlerdir. Mareşal Peten nutkunda Framnsız kahramanlı- gından bahsederken Alınanların gös- terdikleri yüksek bahadırlığı da bür- metle anmıştır. » Belgrat, 10 (A.A.) — Harpte ölen- ler için Topluca'da dikilen abide bizzat kral tarafından açılı söyle- diği nutukta erzcümle demiştir. ki: “— Bu abide istiklâlimizin bir mlşanesidir ve memleketimize tecavüz edenlerin, bütün milletin. mukaveme- tine uğrayacaklarına bir İşarettir.,, » Viyana, 10 (A. A.) — Avusturya ordusunun Ölüleri için dikilön ablde- nin - açılışında başvekil bir - nutuk #öyliyerek “Ebedi Avusturya,, ya olan imanını bir dâha teyit etmiştir, Morokastl Faciası Nevyork, 10 ( A. A ) — Morokastl vapuru faelasının tahkikatına — bugün (dün) başlanmıştır. Bu tahkikat, yan- gında kast veya İhmal olup olmadığını, imdat gemilerinin yetişmesi zamanına kadar geçen hâdiseleri meydana çıka- racaktır. Söylendiğine göre yangının meydana çıkmasile imdat İşareti ve- rilmesi arasında 45 dakika geçmiştir. Sahile kadar yüzerek kurtalan bazı yolcular, tahlisiye sandallarının yardım isteklerine aldırış — ötmemelerinden ci acı şikâyette bulunmuşlardır. Kara kurbanları — hakkında son rakam şunlardır: (560) kişiden (220) yolcu ve (169) tayfa kurtarılmıştır. Ölenlerin veya kayıpların sayısı (171) dir. Meksikada Bir Tesanült Grevi Nevyork, 10 (A.A.) — Nevyork Herald gazetesinin yazdığına şöre, Meksikodaki — matbaa — mürettipleri Amerikan mensucat amelesi lehinde tezanüt grevi İlân etmişlerdir. No. 13 11 - 9.- 986 ç İlk defa omuz silktiği bu tek- b timdi ona bütün — belâgatile İr vazife gibi görünüyordu. k Leylânın, annesi — sıkıntıdan df'“lrlıık için yapacağını söyle- d'İî. feragat — ve fedakârlık onu .: harekete getirmişti. Sevginin heyecanlarının verdiği görlük Ona bu aile ve ilsak — vazifesini Şimdi yalnız k "."!ordıı ki İnsanlar Bu his bi Olsa bile hakikati gözter ir İz onu cemiyet ve .n.uıısğı: ina — yaklaştırır. — Reşit g; Adeta leylâdan O zel laret hem de dere almış gibi L'Oloıın neş'esile — konuşmıya hayatta k Eı_..:ı'u;ük noktalara kadar Onuştular. B Reşit vazife alarak dışarıya, ’.'klırı gittiği takdirde alacak- M yaziyeti anlattı. Leylâ dedi kt: — Uzak ve yakın bizim için :.'İ"dlı. Önümüzde yalnız başı- Fot yürüyeceğimiz yolun mesa- ı.:"l bilmiyoruz. Biz zamanla ve adüflerle mücadele edeceğiz, Nereye gidersen git, Serbest Aşk Gençlerindir Burhan Cahit değilsin. Hayatı kendi arzuları- mıza, — ramedinciye kadar, aile vaziyetlerimiz düzelinceye kadar bekliyeceğiz. Bir mermi gibi tekrar etti: — Bekliyeceğiz, — Ve hayatımıza başka İn- sanların sevgisi ve rabıtası karış- mıyacak. Tesadüflerin önlüimüze çıkaracağı insanlara gönlümüzün mukaddes bir kilitle kapanmış olduğunu ınlıtıcıg’ıx. Bu tılsımı ancak biz, bugün burada yalnız genç ömrün mukadderatını konu- şan.. — Seygililer.. — Çözecek! Ve la kalktı : — Haydi Reşit, annemi bek- İtıînılyıl'm ve sen de doğru evine git. Genç kızın gözleri dumanlan- mıştı, Reşit, bu çelik sporcu genç zabit ayakta miyacak gibi masaya tutunmuş, hüzün ve ve ıstırap içinde ona bakıyordu. Onu yine Leylâ teselli etti: — Şen olalım Reşit, Genciz. Önümüzde uzun yıllar var. Ve zamanın neler” neler — yaptığını unutma, — Yeter ki — hâdiseler bizi korusun, SON POSTA | M. Heryonun Bir Nutku Almanyanın Cenevreden Çğkilmesînde Fransa Kabahatli Değilmiş Liyon 10(A.A.)— M. Heryo, radikal sosyalist kongre- sinde şimdiki siya- si vaziyetlere temas öderek, Almanya- min Milletler Ce- miyetinden — çekli- mesinde Fransanın kabahati olmadığı- ni sÖylemiş ve de- miştir kkı * — Sulhu isti- yen Frai Sovyetlerin ler Cemiyetine mezsinden memnun olmalıdır.,, M. Heryo Sov- yöt Rusyayı, Ro- manya ve Türkiye İle samimi müna- miş bulunduğu için tebrik etmiştir. J/M. Bartu Da Diyor KI Mantu, IO0(ALA)— Hariciye Nazırı M. Bartu harp esaa- sında Ölen siyaset adamlarından mu- harrir M. Boden için dikilen heykelin ılıindı söylediği bir nutukta Sulh bir ülküdür. Cenevrede yaziyet çok nazikti. Gerçi biraz ha- raretle konuştum, Fakat öyle icap ediyordu.,, M. Bartu İngiltere ve Amerikamıa, Fransanın sulh azmını anlamış olduk- larını, İngiltere ile Fransa arasında | vansı reisi M Hend w ziyerek tam bir döşünce uygunluğu hasıl ol- | duğunu söylemiş etmiştir: n “— Avrupa sulhu namıma bazı toz- ve gşunları İlâve lerin teyidi için yapılacak çalışmalar- İ M. Heryo da üç büyük devlet ve Avrupada bü- yük sulh sunsuru olan Küçük İtilâf devletlerile birlikte hareket edildiği takdirde inanışla söz söylenebilir.., M. Bartu, Rusyanın beynelmilel muvazeneden uzak kalamıyacağını, Fransanın, Sovyetlerin milletler cemi- yetine :irıııılnl zaruri olarak — tanı- a dığını da bildirmiştir. * Cenevre, 10 (ALA) — Mantudan dönen M. Bartu silâhsızlanına konfes etimiştir. M. Henderson koönferanı bürosunu toplantıya çağırmak - işile uğcaşıyor. Toplamtı tarihinin ilk veya m Teşrinler içinde olacağı zannt- iyor. Milli Kalkınma | İspanya Grevleri Amerikada Mühim Fayda Temin Etmiş Vaşington, 10 (ALA.) — İstişarf | iktisat konseyi relsi M. Rişberg, relsi- cümhura verdiği Taporda, milli kal- kınma programının, açılan işlerin sa- yazını sekiz milyon artırdığını ve çift- Yavaş yavaş yürüdüler, Moda caddesine çıktıkları za- man Leylâ tekrar etti: — Bugün artık buluşmıyalım, Sen de evde kal Reşit. Delikanlı acı acı baktı. — Bugün mü? — Alışalım Reşit. Zarar yok, Yarın görütürüz. Bugün eve dö- nersen annen sevinir. İstersen ya- rın Türkânla -bize geliniz. Reşit'in geniş omuzları daralmış, yüksek başı kısılmış gibiydi. Çü- rük, yarım bir sesle mırıldandı : — Peki Leylâ.. İstediğin gibi olsun. Genç kız elini uzattı. — Yarın. — Yarın. Ve tekrar göz göze gelmekten korkar gibi göz göze geldikleri anda bütün © mühim kararlarının çözülmesinden korkar gibi arka- larını döndüler, aksi İstikamete hareket eden « r kaldırnm- larda ağırlaştı. Ve baş uzak- Iılıı uzaklaşa biribirlerini kaybet- tiler, * O gündenberi oğlunun her akşam vaktinde eve gkoldiiini gören Hasibe Hanım artık mem- nundu. Reşit kışladaki vazifesine de ta, Delikanlı — tahmini — hilâfına haftada ancak Iki akşam nöbetçi kalıyordu. Onun bu — vaziyeti annesini llk defa endişeye düşür- dü, Boş vakitlerini eskisi gibi şurada burada — geçireceğinden korkuyordu, Fakat Reşit birden- İ Altı Kişi Öldü, Kırk Yaralı Var Madrit, 10 ( A.A ) — Umumi! grev bitmiştir. Fakat grev hüdiseleri esna- sında altı kişi ölmüş. kirk kişi de y çilerin v söylemektedir. bire uslanan, fakat bu sükünet altında ııgıııle birb::nul buhranı eçiren gençlere benze: ı € Hasibe Hanım uk-ir:uılıdı onun bu haline sevinirken şimdi yeni bir telâşa düşmüştü. — Oğlanın başında bir şeyler esiyor amma, dur bal tan gönül çekmiş olmasa diyordu. Reşit kışladan erken döndüğü akşamlar Türkâm alıp çıkıyor. Çok defa Leylâya uğrayıp bera- ber l_!ııiynrlırdı. lasibe Hamım bu gezmeler hakkında kızını istintak ediyor. Leylânın da beraber olduğunu duyunca — sinirleniyordu. — Fakat Reşidin artık Leylâyı müdafaadan vazgeçmiş görünmesi, onlara gidip yemekte kalmaması onu biraz yumuşatıyordu. Şimdi bu frsattan — istifade ederek Reşidi hemen — bulacağı zengin bir kızrla başgöz etmek istiyordu. Hasibe hanım buna - şiddetle Iözum görüyordu. Çünkü Reşidin Leylâya —olan meyli — kırılmışa benrziyordu. Her halde o da an- lamıştı ki bu amca kızının vazi- yeti kendisile evlenmeğe mlüsait değildir. Hasibe hanım i bu değişiklikten İstifade ederek İste- diği şartlara göre gelin bulmak için hemen paçaları şıvadı, Yalnız Kadıköyünde — değil, İstanbulda, Şişlide, Maçka ve Taksimde birçok — kızlar sağlık aldı. Reşitten gizli yanında taşıdığı bir fotoğraf onun —en kuvvetli Okuyucularıma Cevaplarım .. Eekişehirde M. F, Beye: Üki çocuğu olan bir erkek, refikası ile arasında mevcut olan geçimsizlik ne kadar ziyadeleşirse ziyadeleşsin İlk yapacağı şey mahkemeye —müracaat — ederek ayırlmayı — İstemek — olmamalıdır. Bir defa ayrılmak ta kolay de- gildir. Hâklm istidamızı alır ak maz sizi ve refikanızı dinleyecek, barıştırmaya — teşebbüs edecek, bir sene müddet verecektir, bu bir senenin hitamında dava baş- layacak ve bir sene, belki de daha fazla sürecektir. Alelüde da- valarda sür'at ne kadar iyl ise, telâk davalarında da o derece zararlıdır. Bence yapacağınız şey refikanıza, bir üçüncü dost vası- tasile telâkın lehinde olmayaca- ğtn anlatmak, bilhassa yavrulara gefkati celbetmek, hulâsa kendi- sinj) yola getirmektir. 4 A. B. imzasile bir mektup aldım. diyor kir “Banim de — derdime —artak olmaz amsın? Evliyim. Karım mükemmel bir ey ker dimi Her şeyinden memnunum. Fakat biz sevişerek evlenmedik. Baba ve analarımızın buyruklarına evat. Dedik. Ondan — ötürü #ngin aaygıma rağmen yuvama rum, Mer hangi yetçe ve gü derin bir iştiyak oyandırıyor. Cesaretala değilim. Bir kadımı alâkadar edecek - taraf larım var. Bununla beraber yuvama —aala sadakataınlık — göstermedim. Fakat birisini ekadar göntülden seviyorum ki... Bu hlsslenl hiçbir zumaa kendisine açımış değilim. Çönkü hem enun samimiyetine saygısırlık hem de içimde yaşayan Idealime küstahlık etmiş olurum. Yuvamı bezmak — İstemiyorum. Fakal Ötekisini de seviyorum, Şimdi söyle Hamnıms keyze beu me yapayım?, Bu okuyucumu, her şeyden evvel yuvasını bozmak istemedi- ğginden dolayı tebrik etmek lâ. zım, Bir defa bu noktayı davada kazanılmiş bir esas olarak kay- dettikten sonra tutulacak hareket şekline geline, mektubunun ifade tarzından bunu benden iyi tayin bulunduğunu HANIMTEYZE edecek — vaziyette anlıyorum. silâhı idi. Bu genç zabitin büyük üniforma ile çekilmiş güzel bir resmi idi. Hasibe hanım buna baktıkça: — Benim aslan evlâdım. İz- şallah paşa olursun. — Sırmalar, şatafatlar içinde görünürsün! diy yüzüne gözüne sürlyordu. Ona birçok kibar, zengin kız- ları tavsiye ettiler. Zaten artık açıktan işe tiği için vapurda, tramvayda leme yerlerinde türlü vesilelerle a olduğu ovhl':ı:eolt asları gibi oğlu oldu- ğundan — bahsederek kıiz. sağlık almağa çalışıyor, — onlara kendi adresini — veriyor. un ne yavuz delikanlı olduğunu anlatıp duruyordu. Böyle vapur ve tramvay soh- b ks kadınlara hemen betlerinde ahpap olduğu gibi kadınlardan pek çok adres- ler almıştı. Bunlar arasında Topkapı, Ak- saray, Fatih gibi yerlerde sağlık verilen kızlarda vardı. Fakat Ha- sibe Hanım bunlara — ehemmiyet vermiyordu. Hattâ bir de ihtiyar kadın ona Fatihte çok zengin bir celebin kızından bahsederken: — Doğrusu kız bir içim su.. bem de babasının bir tanesi. o saçlar, o kaşlar, o gözler, dedim- ya. Koy bardağa iç.. babası da altın babası.. tâ Erzurumdan Kay- seriy kadar sürüleri dağlarda geziyor. Koca mezbaha adeta onun hesabına işliyor. — Diye tafsilât la vermişti. ( Arkası var ) S seğiği ae