8 Ağustos 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

8 Ağustos 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İk iBayla | sayla | sayta ’ 1 | 2 ZL iı.ıo |200 B Başı Ne Aşçk ve macera romanı — 65 — Çünkü bu adam ya o çan- tadan ya da o çantanın icinde olan bir şeyden. kurtulmak istiyordu. — Peki bu şey ne idi? — Bir bomba mı? — Yok canım... o kadar büyük bir bombal. İvan Rabakoviçin kulağında birdenbire garip bir sesin hatırası canlandı: — Siz büşt kesilmeye bir insansınız. Baş.. fakat bu çanın içerisinde bafifçe yumuşak olan yuvarlak cl- sim ne kadar da başa benriyor- du. Kesik bir başa... Cözlerinin önünde dükkânın vitrininde okuduğu gazetenin baş- lığı geldi. ( Ekspros cinayetil.. Kafasız kadın cesedi! ) (Kadının kafası nerede?.. Ka til kimdir?.. ) Rabakoviç dehşetle — irkildi. Evet.. Bu çantada, çanta sahibi- nin kurtulmak istediği birşey yardı. Ve bu şeyt!.. O adam: “Sen başı kesilmiye lâyık bir budalasın. ,, dememiş- midi? İlk hiddetinde baş kesmeyi düşünmek... Şüphesiz bu adam kafa kesen bayalin ta kendisi idi. O darmadağımık yüz... Dünya- daki insanların hiç birine benze- miyen kelle, ancak böyle bir ka- tilin yüzü olurdu. ivan Rabakoviç: — Sen başı kesilmiye lâyık bir budalasın, diye düşünürken gayrühtiyari iki elile boynunu tuttu... Bütün vücudu titiriyordu. — Muhakkak katil odur, diye kendikendine tekrarlarken içinden | makul ve muhakemeli İvan: — Rabakoviç senin olmıyan ve ömrünün sonuna kadar da se- nin olmuyacak olan yirmi bin mark senin aklını şaşırttı.. Butüğ Almanlardan bilâ istisna şüphe ediyorsun kim bilir belki de © adam bir deli idi... Bir sarhoş ve ya çok büyük bir derdi olan blr insan. — Fakat ne olursa olsun adamı takip etmek lâzım. Ve Rabakovyiç sür'atli adım- larla Jems'in kaybolduğu istika- mete doğru yürüdü. x Şimdi sokağa çıkmış, sağa sola bakıyordu. Berlin artık iyi- den iyiye uyanmıya başlamıştı. Asfalt caddeleri yıkayan tanrifat memurları, süpüren ve sulayan Tâyık bu ( — Gazetenin esas gazısila bir sütunun iki satırı bir (santim) sayılır. 2— Sayfasına göre bir santi- min ilön fiatı şunlardır. Diğer| Son yerler | sayla e) ..)ı 60 Keş. | Keş Krş Kış. 3—'Bir santimde — vasati (86) kelime — vardır. 4—İnce ve kalin yazılar ere Yazan Suat Süzan arabalarile caddeleri temizliyor- lardı. Beyaz Rus bu caddenin tâ nihayetinde elindeki çantayı şid- detli şiddetli sallıyarak - ilerleyen bir adum gördü ve onu takibe başladı. Şimdi git gide parktan uzaklaşıyor, sabahın bu saatinde bomboş duran fakat tabil zama- nında gayet işlek olan caddelere geliyorlardı. Saat dört buçuğu geçmişti. ve bu saate rağmen sokaklarda hâlâ uyumamış, eğ- lenceden evlerine henüz avdet etmekte olan İnsanlar vardı. Hele köşe başında durmuş olan gu seyyar sucukçunun başı da ne kadar kalabalıktı. Sıcak sucuk ve ekmek satan satıcının etrafında işten avdet eden bar müstahdemleri, garsonlar bir iki sokak kadımı, iki serseri, bir tanzifat memuru, iki de sarhoş vardı. Bunlar gayet samimt dostlar gibi bir taraftan konuşuyorlar, diğer taraftan sucuk yiyorlardı. Jems bu kalabalığa bakmadan geçmişti. Çok bızh — yürüyordu. Rabakoviçin dinlenmemiş ayakları sızlıyorda. Bunun için — takipte müthiş zahmet çekiyor ve böyle zahmet çekip yoruldukça: — Bu yirmi bin mark için sen ya Ölecek, ya aklımı kaybede- cek bir budalasın, diyordu. — Eva sarı saçlı başını bir yana eğdi ve dudaklarını büzüp kaşla- Tımı kaldırarak: İmre dedi senin ge Macer telâffuzun yok mu.. Ayıp değil yal S*de en fazla hoşuma giden |e iyet işte bu... 4 crmd: bir ]npnn g*imnnoıu Difterinin Tedevi Usülleri ( Baştarafı 6 mmcı ııvfıdı) Metilen mavisi, hastalık ancak beyazımtrak İlekeler bhasıl ettiği zaman iştimal edilebilir. Bu #âcı, ya haşta uzva sürerek veya hay- yanın başım 5-10 saniye ilca batırarak kullanılır ki en iyisi de budur. Metilen mavisi şu suretle ihzar edilir: 10 santimetre mikâbı 90 derecelik ispirto, 100 santi- metre mikâbı saf su, 20 gram metilen mavisi biribirine karşı- tırılır. Göz taşı ile yapılan tedaviler ilk zamanlarda — müessirdir; iptida günde iki defa, ve bilâ- hara hastalık iyileşinciye kadar Hergün bir defa kullamlır. Evve- lâ bulaşık azayı tuzlu ilik sü - ile güzelce yıkamalı; sonra bir çakı veya kibrit çöpü ile teşekkül eden kabukları, — kanatmamak şartile koparmak, ve yerlerine 1-250 nisbetinde göztaşı sürmeli; Burnunun içine de 1 - 400 nisbe- tinde 2 santimetre mikâbı kadar giringa etmeli, gözü 1-250 göztaşı ile temizlemeli. Hastalığın tehlikeli zamanlarında bu mahlüle batırılmış bir pamuğa yarım saat kadar göz kapakları arasında tutmalı. hm..m. o çıkhkh n a kabuklar pek çok ve Ayrı aynı uğraşmak benzin, il ınnmkmı edogıbı hergün SOK POSTA Va lim 2, | vardı. Sedirin üzerine oturmuştu. Eline geçirdiği bir ipek çora- bın burnunu dikmekle meşguldü. Sedirin karşısında geniş bir koltuğun içersine gömülüyor gibi oturmuş bir adam duruyordu. Bu adam uzün boylu zayıf ve kumral bir erkekti: — Evacık sen bu akşam bir z fazla mültefitsin dedi. Galiba senin yine benden bie çıkarın var. — O İmrel... Benim hakkım da ne fena şeyler düşünüyorsum... Sen hayatımda bana beş mark şeklinde görünmeyen ilk erkeksin utan da, bir daha senin İçin her Şeyi terk etmiş olan bir kadına böyle bir şey İsnat etme. Sarışın kadının “İmre,, diye çağırdığı genç adam elindeki yaprak sigarasını masanın Üze- rinde bulunan ve İçi kül ile dolu olan bir tablanın içine bıraktı. Ve sonra terbiyesiz bir kahkaha ile gülerek: — Herşey, dedi, evet her şey Berlinin bütün kaldırımları.. — İmre... Kadının sesi pek — hiddetli değildi. Bilakis yaltaklanan bir kedinin horlayışını hatırlatan garip bir ahengi vardı. | — Fena adam... Bilmiyorum | | | | neden maziyi sanki büyük bir leke imiş gibi ikide birde suratı- ma çarpıyorsun ?.. Bu, bir centil- mene yaraşır mı hiç ?.. Bir kaşı inik, bir kaşı kalkık bu delikanlının vakın saçları iyi taranmıştı. Üzerinde de şık ve yeni bir elbise vardı. Fakat onun biraz kısık olan almımna, küt par- makl şişman ve ellerine bakınca insan bunların bir centil- mene ait olduğuna pek te ihtimal veremezdi. ( Arkam var ) tentürdiyot veya terebenlin ile yıkamak ta olur. Yukarıda söylediklerimiz has- talığın ilk devrenin sari nezlenin difteriye çevirdiği zamanlarda ya- pılacak tedavilerdir. Hastalık pek ilerlemiş —ise —aşıdan başkası bir fayda vermez. Son zamanlara kadar tavuk dif- terisi için bir serom bir aşı bulun mamıştı; birçok âlimler uzun araş- tırmalardan sonra buna da mu- vaffak oldular, çiftlikleri bu has- Doktor Süreyya Tahsin Beyin tavsiye etiği 902 nispetinde “Trye paflavine, mahsulü de salim ta- vuklara verilecek olursa difteriye uiği Hasan müşküllerizizi — sorunun, mütehasas alze Gevap verecektir, hakemesine Devam Edild —saRA— Dünkü Celsede Gumruk Başmudurıl' Seyfi Bey De Gümrük kaçakçılığı yapmaktan suçlu bulunan Odesa baş konso- losu Rauf Hayri beyin muhake- mesine dün kümrükteki sekizinci ihtisas mahkemesinde devam edil- miştir. Dünkü — celsede baş müdürü Seyfi Bey — şakit olarak — dinlenmiştir.. — Hâkim, Seyfi Beye bu —hadiseyi ae için bizzat tahkike lüzum gördü- günü sormuş, Seyfi B. de, memur edildiği cevabını vermiştir. Fakat, müddei umuminin talebi Üze- rine — şabitlerin — hafi — olarak dinlenilmelerine karar verilmiş ve Seyfi Beyle muhafaza baş müdürü Hasan beyler gizli celsede dinlen mişlerdir. Bunu müteakip, muhakemeye tekrar aleni olarak devam edil- müdürlük — mümeyyizi Ibrahim bey, Rauf Hayri beyin eşyası bulunmadığını söylemesine rağmonkürk çıktığını anlatmıştır. Rauf Hayri bey, bu sırada kendisine sorulan suallere, güm- rük usüllerine vakif olmadığı ve bu eşyanım gümrüklere gelmesi ile kendisinin salâhiyettar olma- dığı cevabını vermiştir. Dünkü celsede dinlenenlerden Mehmet Efendi mahkemede şun- ları söylemiştir: “ — Kavas Tevfik Efendi ile birlikte Kocacli meb'usu Sırmı Beyin evine gittik. Bey orada Tevfik Efendiye gümrükler Şahitlik Yaptı —| Dün şahit olarak dinlenenlerden | Başmüdür. Segfi Beg | yenilememesini, — kendisine — bir | mes'uliyet gelemiyeceğini söyledi. « Daha sonra, dinlenilen bir | şahit avukat Sabri Beyin yazıha- | nesinde kendisinin de bulundu- | ğunu, burada davayı — deruhte | etmek İçin pazarlık yapıldığınt | ve ifade değiştirilmesi hususunda | ısrarda bulunulduğunu ilâve et« | -— İkinci Dil kurultayı merkez püresu dün Dolmabahçe #sarayında bususi dairede, cemiyet umumi kâtibi İbrahim Necmi altında Ahmet Cevat, Ali Canip, doktor Saim Ali riyaseti mürek- kep olarak toplanmış ve gelen tezlerin tetkik ve mütalennile meşgul olmuştur. Öğleden sonraki celseye Sovyet ülimleri de iştirak etmi, lerdir. Resim dünkü koplııh unanmdı ahnmıştır. Yo lıniı Dıvıuoı Kimsesiz Kadınların Satılan Eşyaları Halkevindemni Kimsesiz kadınla- rın elişlerini tanıtmak ve sattırmak için Galatasaray yerli mallar — sergisinde Halkevi içimni şubesi namına ıçılııı pavyona eşya vurenlerin eşya ve paralarını ulmak üzere 9-6-934 Per- şembe 11-6-1934 Cumartesi günleri saat (12) de Evimiz Cajğaloğlu merkezindeki beyete müracaatları. Tehle Edilen Bir Tenezzüh İstanbul erkek liseti mezunları ce- miyeti yarın akşam için bir vapur te« nezzühü tertip etmişti. Bize verilen malümate göre bu tenezzüh bazı idarf sebeplerden dolayı başka bir güne tehir edilmiştir. Galatasaray Kongresi Galatasaray kulübündeni 10 Ağıstos Cuma gü gpılacağı ilân olunan fevkalâde aymı n'âuıiı yapılacak kayık yanşları dolayısile 18 Ağustos Pazar gücü saak 8e tehir oluamuştur. İsinnbul 4 üncü icra momur- luğundanı Bir cuz Ve ı çevrilmelerine karatf verilen la hyııtındı bir merkep aylık olan üıhlırderbnnndı ihino maslıyan Cumartesi saat 10 dan 12 ye kadar açık art- i lerin mu- zar bulunacak memuruna — mü: üracaatlari 934/39:9 dosya Noau ileilân olunur.(63) dünü ni ee ti aR l rarli Tepebaşı Belediye Bahçesinde 9/8/934 Perşembo günü aat £2 do LÜKÜS HAYAT Yutsebul Betediyesi ŞehirTiyatvosu NN HUN ' ll ılumı ı ıg" n n ı | .d ıım Hi llli iilıw ı[ı' N Y” ırpartesi *

Bu sayıdan diğer sayfalar: