Son Posta 17 Eylül 1933 sayfa 1 | Gaste Arşivi

17 Eylül 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 1

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HALKIN GÖZÜ HALKINAKULAĞI — HÂLKTN<okil Sene: 4 — No: 1131_L Yazı işleri telefonu: 20203 İstanbul Hissiy — Bon Posta — PAZAR — 17 Eylül 1933 B İ © Misafirlerimiz Kendilerini A- ramızda YabancıBulmadılar.. Öğle Üzeri İînrograma tebaan Patrikhane Ziyaret Edildi Ve Yemek Hususi Surette Orada Yenildi Bilâistisna Bütün Atina GazeteleriMua- hedenin İmzaşı_pıSe Yunan heyeti dün ken- — *” Te disini İstanbulda hiç yaba- tcı hissetmedi: Nereden geçtiyse göz- leri Türk ve Yunan bay- rakları yanyana gördü. Kulakları kalpten gelen alkış seslerini işitti. * Program hakikaten yük- lüydü: Bi Misafirlerimiz İstanbula — ayak basar basmaz doğ- ruca Perapalas otelinde hazırlanmış olan dairele- rine gittiler, fakat elbise değiştirip biraz yol yor- günluğunu alınca hemen dışarı çıktılar, otomobil ile Vilâyete geldiler Vali Beyi ziyaret ettiler, sonra yine otomobil ile Taksim meydanına çıktılar, Cüm- huriyet abidesine ince bir zevkle işlenmiş muhteşem bir çelenk koydular. Ora- dan Dolmabahçe sarayına İndiler. Deftereimza ata- rak Reisicümhur — Hz: ine tazimatlarını arzet. ..r. Fakat resmi ziyaretle- rin yekdiğerini takip eden safhalarını burada bitmiş — sanmayınız. Filhakika misa- Resimlerimizde misafirlerimizin dünkü ziyaretlerinden firlerimiz saraydan çıkınca birkaç intıba görüyorsunuz. Patrikhanede ve Cümhus otele döndüler. Dinlenmeye vakit buldular mı, bilinemez. Fakat resmi programların icabatı !’Öyledir. Az sonra Vali- Bey ladeten ziyarete geldi. Bir müddet kaldıktan sonra ayrıldığı zaman Misafirlerimiz — tekrar sokağa Çıktılar. Otomobil ile Tophane tıhtımına indiler. Orada İstan- '_11 muşu emirlerini bekliyordu, Binerek Fenere gittiler. Patrik E_fendi ile Sensinot azası misa- le_rîmizi kapıda — karşıladılar, €riye aldılar ve kendilerine bi- Ter haç hediye ettiler. Proğram icabınca öğle yeme- riyet âbidesinin önünde ği hususi surette burada yeni- lecekti, fakat dini icabat dolayı- sile hanımların sofrada bulunma- larına mesağ yoktu. Misafirleri- mizin refikaları bir müddet kal- dıktan sonra oötele — döndüler. Başvekil ile arkadaşları yemeği müteakip kendilerine otelde ilti- hak ettiler. Şimdi sıra Belediye- mizin çay ziyafetine gelmişti. Mi- safirlerimiz saat dörde doğru o- tomobil ile yine Tophane rıhtı- mına indiler ve oradan tekrar İstanbul muşuna binerek Beyler- beyi sarayına geldiler. Bu sırada Şirketihayriyenin husust bir vapuru bele- diyenin başta konsoloslar bulunmak üzere yerli davet- lilerini köprüden alarak saraya getirmişti, burada samimi bir toplantı oldu ve Boğazın Rumeli kıyısı- na karşı birer çay içildi. * Bütün bu gidiş geliş- ler esnasında geçilen cad- delerin haline gelince, ya- zımızın başında da söyle- dik: Heryerde Türk - Yu- nanbayrakları vardı ve kesif bir halk tabakası misafirlerimizi — mütema- diyen alkışlıyorlardu, * Misafirlerimizin bugün memleketlerine dönmeleri muhtemeldir, Yunan Gazeteleri Ne Diyorlar? Buraya — kadar olan kısım misafirlerimizin ara- mızda geçirdiğibir. gü- nün hikâyesidir. Asıl Türk. - Yunan muahedesinin komşumuz- da uyandırdığı umumi alâkaya gelince, kullanılan lisan hakikatin ifadesi olduğuna göre İstanbulda ve Ankarada kullanılan lisanın tamamen aynıdır. ve iki satırla hulâsa edilebilir: — Türk-Yunan itilâfı düşünce ve fırka farkı olmaksızın bütün milletin bilâkaydüşart muvafakati ile yapılmıştır. Ve herhangi bir komşuya karşı tevcih edilmiş te değildir. Maksadımız Şarkın bu kısmında sulhün tarsinidir. Ka- rilerimiz bu kısma ait tafsilâtı 8 inci sayfamızda bulacaklardır. arşıladılar Fiati Skuruş. — —a ĞÜ nı Gösterdi İdare işleri telefonut 20203 Lâvrens İrakın İstiklâli Aleyhine Döndü Nasturi İsyanının Çıkmasında Casus Parmağının Bulunduğu İddia Ediliyor Berut, 16 (Hususi) — Bığ&üan gelen haberlere nazaran halk arasında Nesturi ısyanının meşhur İngiliz casusu Lâvrens tarafından hazırlandığı hakkında kuvvetli bir şayia deveran etmektedir, Bu şayianın ne dereceye kadar doğru olduğunu söyleyecek vaziyette değilim. Fakat ileriye sürülen iddiaları olduğu gibi kabul etmek icap ederse : Nasturileri Irak aleyhine kışkırtmak, tabiatile tedip hareketi karşısında bırakmak ve Nasturiler hiıristiyan oldukları cihetle müteassıp Âvrupa muhitlerinde yükselecek hiddetten İrak aleyhinde istifade etmek, bu suretle İraka verilmiş olan istiklâli küçültmek muayyen bir plân icabıdır. Lâvrens, plânının ilk kısmını muvaffakıyetle başardıktan sonra Suriyeye gelmiştir. Buradan Londraye gidecek, tasavvurlarının ikinci kısmını orada başarmıya çalışacaktır. Keyif Veren Zehirler.. Bunları Satanların Kuvve- tine Derece Yoktur... Onlar Şüphe Edilmez Kimse lerdir, Zengin: dirler, Serma- — yeleri Vardır S Ve Cihana Hâ. KÜĞ | Limdirler. / d y af Zehirler, içlerinde ölü var zannedilen tabutlarda dâ kaçırılır! P l — Dünyaya yayılan m'?thi—î yordunuz galiba? bilmiyordunuz ki, zehirlerin — bir nebzesi de şimdi | Eroin imali için geniş bir yere gideceğimiz ufak mahzenden çıkar!| nihayetsiz teşkilâta, külfetli tesisa Mustafa sözünde durmuüş, | ta lüzum yoktur. Kalabalıktan gelmişti, bu sözüne hayretimi gö-| uzaklarda bir evcik, hatta bir rünce izah etti: mahzen, bol suyu, havagazı ve — Koskocaman, beton armeden, üstü göklere karışan muazzam ba calı birfabrikaya gideceğimizi umu- elektriği olan bir mutfak bu işe çoktur bile! (Devamı 11 inci sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: