A Eşiâl 808 Pösta Siyaset Âlemi Yeni Türk Yunan Misakına- Dair Yunan Başvekili M. Çoaldarisin Tiyaseti altında memleketimizi ziya- rete gelen Yunan murabhas heyeti, Türk - Yunan dostluğunun ileri bir Mmerhalesini teşkil eden yeni misakı imzalıyarak dönmektedirler. Bu misak, bir nevi mıntakavi ademitecavüz an- laşmasıdır. Yunanistan Türkiyeye ve Türkiye Yunanistana karşı müşterek hudutlarının değişmemesini mütoka- bilen teahhüt ediyorler. İcabında bir üçüncü devletin müdahalesine karşı Müşterek müdafaa vazifesini üzerle- rine alıyorlar. Bu anlaşma; harp sonu devresinde dövletlerin yekdiğerlerile yaptıkları ademitecavüz misakların- dan bir adım daha ileri, bedefi mah- dut bir nevi ittifaktır. Taarruzi ma« hiyeti olmadığı için kimseye zararı yoktur. Yakında, Sofyada yapılacak telâkilerle Bulgaristanın da bu çem- bert girmesi son derece — şayanı Arzudur. Fakat bundan daha mühimi Tür- kiye, Bulgaristan ve Yunanistan ara- sında yapılmasına çalışılan — tütün İtilâhıdır. Çünkü Cenevrede tütün alıcım — devletlerin murahbasları - ile yapılan temaslar, bu üç memleketin #ralarında anlaştıkları ve tütünlerini Muayyen bir istandart ile satışa arzettikleri takdirde, hem — kredi bulacakları, hem de bütün istihsalle- rinia satın alınacağını göstermiştir. Şimdi, bu sahada yapılabilecek teşriki Mesainin temeli konulursa müşterek bir büro Balkanların tütün politika- #na emniyetli bir veçhe verecektir, Bunu, diğer istihsal sahalarında an- İaşmalar takip edecek ve belki bir üti ihtimal uzak, fakat ber halde ir gün umu'ni bir laşması, bülda ve maralyi 'tsiviç. edecüktir Münferit çabalamaların netice vere- mediği bu asırda, bundan daha tabii bir. tarmhareket tasavvur edilebilir mi ? — Süreyya Deniz Faciaları Bükreş 14 — Yolcu nakline Mahsus Romahya bandıralı Ca- tatea - Alba vapuru Tuna nehrin- de Beaüla civarında bir Çekos- lavak gemisi ile çarpışarak bat- Mmıştır. Vapurdaki yolcuların kur- tarıldıkları zannolunmaktadır. Sir Con Simon Londra 14 — İskoçya'da bu- lunan Sir Johu Simon, hafta so- nunda, Balmoral'da bulunan kralın yanına gidecektir, M. Goöbels'in Bir Nutku Milliyetçi Sosyalistlik Almanya'da Hâkim Olacaktır Almanyada ns- Berlin, 14 — Propaganda na- zırı M. Goebbels Berlin mıntaka- sındaki Hitlerci teşkilât cfradı karşısında söylediği bir nutukta milliyetçi sosyalistliğin Almanya- nm en eski emellerini ettirdiğini beyan etmiştir. M. Goebi Komünistlikten de bahsederek demiştir ki: “Bazı mutaassıp komünistler maş — yazılarla halk — kütlelerini ayaklandırmak ve bunların mermnuni- yetsizlik dı saçmak — için uğraşıp çal kta ise de şim- diki halde Almanyada komünist- lik tehlikesini anmağa artık im- kân bulunmaz. 14 — Başvekil M. Hitler bugün öğle üzeri Ber- linden :l'ıyyım ile Karlsrühe'ya gelmiştir. Şikago Sergisinde S HAO e durgunluk veren keşif ve icat- Le Bourget, 14 — Letonya'lı tayyareci Curkus, 8/30 da Le 'ye, Riga'dan kendi eli ile yaptığı ve içinde 1916 sene- sine ait bir Fransız motörü olan tayyaresi ile gelmişti. Bu tayyareci dün Orlecans'a uçmuştur. Tayyareci, İspanya, Fas, Rio de Oro ve Dakar yolu ile Bathehurst'a gitmek nmiyetindedir. İçki Yasağının Can Çekişmesi Nevyork, 14 — Maryland, Colorado ve Minnesote hükümet- leri, içki. yasağının kaldırılması lehine rey vermişlerdir. Dünkülerin Romamnı Harp ticareti harp zenginlerini u. Şöyle insan gibi oturup ye- Mmek yemesini bilmiyen kaldırım beyleri bugün Tokatlıyanda ye- Mek beğenmiyorlar. Şirket vapur- larımı hor görüp hususi muşla Yalılarına gidenler gittikçe çoğa- iyor. Bunlar kimlerdir? İstanbulun fikir ve Hcaret âle- Mi bunları tanımıyor. Bu adam- lar harp devrinin şuradan bura- dan toparlayıp — ağızlarına — le- Vazım kemikleri vererek yağlân- ği bir takım meçhul sokak I'.hmmınlan. Üç yıldanberi — İstanbuldan Sıkmadım. Bilmiyorum ki benim Zaten harap ve perişan bıraktı- ı"_'. Anadolu bugün ae haldedir, akat işittiklerimize inanmak lâ- Simsa, zaten Balkan muharebesi, Ye- Tnen, Havran isyanlarile seyrekleşen köylülerini bu harp tamamile “şaltmış. Geçen gün kıt'asından ı v Finle gelen bir yüzbaşı arkada- Burhan Cahit Edebi Ro man 75 ea şım Eskişehirin bir köyüne uğra- miş. Yirmi beş hanelik köyde yalnız bir erkek görmüş. O da topal olduğu olduğu için bırakıl- mış. Kızlar ve kadınlar, ocak ve tekne başlarını bırakmışlar, tarla çapalıyor, çift sürüyorlarmış. Türk anası tarlada suvarıyor, Türk kızı misir. çapalıyor; Türk delikanlısı Arap çöllerinde, Ga- Hçya tepelerinde — Arapları ve Avusturyalıları müdafaa — ediyor ve bu arada bir takım türediler, vatansızlar Türk milletinin -bo- ğgazından, kesesinden, Türk ordı - sunun cephanesinden çalıp Berlin otellerinde, ada âlemlerinde, Vi- yana barlarında s-fahat ediyorlar, | Bu manrara insanın tüylerini ürpertiyor. Memleket tehlikededir. Ahlak rabıtaları gevşemiştir. Çirkin ör- nekler halk ruhiyatını zehirliyor ve memleket mukadderatını elle- rinde tutanlar mühlik akıbetin kokusunu almışlar gibi mütema: diyen keselerini doldurayorlar. koert nümayişle- rin, harp zihni- yetini ifade eden tezahüratın biri- birini takip etme si, Hitlerin Ver say muahedesini bozmak hususun- daki azmi Fran: sızları müdafax tertibatını takvi- yeye - sevketmiş- tir. — Fransızlar hudut istihkâm- larını kuvvetlen dirmişlerdir.Fran- sız Başvekili de geçen gün tay: Fransız Başveklili Hudutta yare ile hudut boyunda bir teftiş'seyahati yaparak hazırlıkları tetkik etmiştir. Tahdidi Teslihat Konferansı Murahhas Heyetleri - Hazırlanıyorlar Londra 14 — M. Henderson- la M. Normandavis arasındaki konuşma, silâhları azaltma kon- feransı karşısmda — Amerikanın aldığı vaziyeti açıkça anlatmak için M. Davise fırsat ve vesile vermiştir. Diğer taraftan hariciye müsteşarı M. Edende bu gün öğleden sonra M. Henderson'u kabul edecektir. İ Berlin 14 — Milletler Cemi- | yeti büyük meclisinin yakında | haşlıyacak müzakerelerine iştirak edecek Alman murahhas heyeti hariciye nazın Baron Fon New- raht ile propaganda nazırı M. 1 Goebbels ve nazırlardan fon Ke- | Vatan dedikleri zaman yürek- leri görünen, millet diye feryat ettikleri zaman gözleri sulanan o hamiyet kahramanlarının her biri şimdi birer Hârun oldular. Zinde, ayakta bir milleti yükseltmek için nutuklar söyliyen, istikbale nit mebzul vaitler yağdıran komite- ciler şimdi zebun, ezgin, bitap halk tabakalarının ıstırabına dü- dak büküyorlar. Milli inkırazlar, milli bozgun- lar bir hamlede olmaz. Uçurmm- ları bazırlıyan © zamanlara te- kaddüm eden böyle ahlâki te- ıeddoilerdir. a de or ki bu netic; ':Wll.! olursa olsun Türhk.ı;ı: için elimdir. Yukarının bu sukutu, bu hod- binliği yanında cephelerde hari- kalar yaratan genç zabitlerin, | yüksek — ruhlu — kumandanların | kahramanlığı — sönüp — gidiyor. | Çünkü Enver Paşa kendisinden | başkasını alkışlıyan elleri kopa- racak kadar kendi kendinin kahramanı olmuştur. Görünüşe nazaran bu müca- dele kolay kolay bitecek değildir. Halbuki tahammül ve mukavenet kudreti tükenmiştir. Biz zayıfladıkça Alman tazyikı Fransız cephesinden fazla bizim üzerimize yükleniyor. Öyle zan- nediyorum ki Kayser — orduları ler'den mürekkep olacaktır. He- yete hariciye nazırı riyaset ede- cektir. Diğer iki nazır murahhas sıfatını haiz olacaklardır. Güzemne Kıral Fuat Fahri Doktor Oldu Berlin, 14 — Berlin Üniversi- tesinin tıp fakültesi Mısır - kıralı Fuat'a tıp ilmi hakkında göster- diği teşviklerden ve memleketin- de sıhhati koruma tedbirlerinin yapılmasına hizmetinden dolayı fahri doktor unvamnı vermiştir. M. Makdonald Londra 14 — M. Makdonald pazar günü akşamı Londraya dö- necektir. galip gelirlerse fethettikleri yer- lerin içinde Türkiye de bulunacak. Bu şü demektir ki nihai zafer bizim tarafa da teveccüh etse mağlübiyetten daha elim bir esarete düşeceğiz. İşte azizim Reşit. Biz İstan- bulda bu vaziyetteyiz. Teselli bu- lacak tarafımız. yok. Hengâme devam ediyor. Ve biz içinde kav- ruluyoruz. Akibeti meçhul. Daha fazla yınımj::ığııı. t Gözlerin öperim, mektup- larımı beklerim kardeşim. Cemil Hakkı Ahmet Reşit bu mektubu ©- kuduktan sonra çok düşündü. Memlekete ait acı haberler a her türlü fikir set çekiyordu. Bu vaziyet ıslâh edilecek bir waziyet değildi. Çünkü nazikti, gergindi. makul bir işaret va ikaz sedası kahredilerek susturu- lacaktı. Ahmet Reşit kcndîıi_um memleket hariçinde olduğu için endişe edemezdi. Fakat başların- da yüksek siyasetin muvazenesiz- liği tüten erkâm onun zaif mü- dahalesini işaret edebilirmiydi? Bir aralık Almanların - hakikt waziyetlerini etrafile izah ederek bu manrzumenin nihai zaferi temin etmekten pek uzak olduğunu, haldi, münakaşalarına da Karilerin Suallerine Cevaplarım Adanada Fuat Beye: Sualinizi anlamadım. Siz süt çocuklarımısınız? — Yani sokağa çıkmak için, mektebe gitmek için, komşu çocuğu ile oynamak için annenizden izinmi alırsınız? O halde evlenme çağına gelme- mişsiniz, beyhude hulyalara kapı- mayınız, Yok hay;tının kendiniz kaza- myorsanız, hürriyetinize sahipse- niz hayatta istediğinizi yapabile- cek vaziyette iseniz, o vakıt me- sele değişir. Annelerinizin muva- fakat ve ya ademi muvafakati- ne ehemmiyet vermez hüviyet sine giderek nikâh — olursunuz. Sonra da ayrı bir eve yaşamanıza bakarsınız. ikkalede M.g. Hamm: islerinizi izharda acele et- ıış'ııiı. Yalniz biribirinize tesa- düf ettikçe gözlerinizle hissinizi anlatmıya çalışın. Fakat bu kadarı kâfi. Bundan ötesini erkeğe br rakınız. Eğer size karşı ufak bir temayülü varsa, gönülleriniz an- laşmışsa. Görüşüp anlaşmak için icap eden şeyi ©o yapar. Siz ileri adım atarsanız yanlış telâkki edi- lir ve neticesi fena olur. Biraz sabır ve tcenni. Dancada K: Btyeı Anlattığıra göre kız sizden hoşlanmamıştır. işin ıı*vu ile neticelenmesine taraftar değil- dir. Bu takdirde size düşen vazife bu bağı çözmek ve bu teşebbü- se burada nihayet verilmektir. Zorla gönüller biribirine bağlan- maz, Kız sevmemişse, zorla sev- meye ikna edilemez. HANIİMTEYZE h Kızlı Dnııçılnıe î:ıl“ ııulz :'.:.- ve bana dertleriniri yarmanın istedim. Suallerim 1 — Ne kazanırsınız? 3 — Niçin çalışırsınız? 4— Ne:ııik':ylnkdnh vardır: Ev« lerinizden, iş arkadaşlarınızdas, iş tarzından, hulâsa neden müştekisiniz. Samimi olunuz. İsterseniz imza- nızı saklayınız. Beni derdinize ortak yapınız. Hanımteyze eit lB e$i binaenaleyh muhasım tarafla mü- nasip bir fırsatta anlaşmanın çok istifadeli olacağını yarmak sevda- sına düştü. Fakat bu doğrudan doğruya onu vatan davasına hür- metsizlikle iltiham ettirecek bir hareket olacaktı. Genç adam birçok şekiller düşündü. Fakat hiç birinde ameli bir kıymet bulamadı. O da niha- et bu mücadelede vazife almış ğir vatandaştı. Onun tenkidini bu davadan kaçmak suretinde tefsir edeceklerdi. O zaman va- Ona askerlik vazifesini bu şe- kilde yaptırıyordu. Böyle mubalif bir cephe almca onu pek tabil olarak kıt'aya verecekler. — Gel, askerliğini yap! diye- O bunu da göze — alıyordu. Fakat siyasetlerine — aykırı yol gösterdiği serbestçe askerliğini yaptırmıyacak, belki divamharbe verecekler, eziyet edeceklerdi. Memlekete gitmiye bilirdi. O zamanda asker Iıaçıî"dımgııı vurularak daha çırkin bir mahkü- miyete sevkedilecekti. Ahmet Reşit bütün bunları düşündü. Düşündükçe bu mücadele için- de kanlarını döken, bütün samimi! bislerile zafer için uğraşıp didişen kahramanlara acıyordu. (Arkası var) ©