nti Amerikanın Nüfusü Nasıl. Arttı? Şimali Amerikanın bugünkü nüfusu 120 ile 150 — milyon Milgondan| arasında tehalüf ediyor. — Bundan 700 Afi'yona| takriben yüz elli sene evvel yani 1790 senesinde Şimali Ameri'canın bütün nüfusu üç buçuk milyona varmıyordu. Uzun seneler Amerikanın kapı- ları her taraftan gelen muhacir- lere karşı açık kaldığı - için, nü- fusun bu derece sür'atle artması bundan ileri geliyor. Maamafih Amerikahların bu vadide oyna- mak mecburiyetinde kaldıkları büyük ve muazzam rol de um- tulmamak gerektir. Çünkü bu üç buçuk milyon insandır ki bu yüz milyonu geçen nüfusun esasını teş- kil etmiş ve o kalabalığı hazım ve temessül eylemeğe muvaffak ols müuştur. Eğer tutulan yol başka olsaydı, bu muhacirler Amerikayı istilâ etmiş ve bu zengin memle- ketin üzerine oturmuş olurlardı. Lisanı İngilizce olan Amerikada, © zaman aslen İngiliz olanlar, umumi nüfusun yüzde altmışını teşkil ediyorlardı. Bunun haricin- de yüzde on Üüç derecesinde İr- lândah vardı. Nüfusun geri ku- suru Avrupanın diger yabancı milletlerinden müteşekkil idi ve en fazlası da — Almanlardı ki 219220 kişi ile İngilizlerden sonra ekalliyetlerin başında geliyorlardı. x B Litllınyı matbuatı bir müd- dettenberi Almanyaya kar- şı ateş püskür- mekte ve icabında Almanyaya harp ilân edilmesini isteyecek kadar işi ileri götürmektedirler, Mesele, Lehli bir gazetenin ortaya attığı bir iddiadır. Bu iddiasını şöyle bir esasa istinat ettiriyor: Geçenlerde Amerikadan Litü- anyaya uçarak gelen Daryüs ve Girenas ismindeki iki tayyareci Alman topraklarında düşmüş ve ölmüşlerdi. Bu tayyareciler tabii bir kazaya kurban gitmemiş, Al- man topraklarında atılan —kur- şunlarla vurulup düşürülmişlerdir. Hatta ve güya bunlardan birinin üç kurşun yarası vardır. Ceset- ler alelacele gömüldükleri için tabuslardan birine üç — tane el konmuştur. Sonra — facia belli olmamak üzere cesetler ta- nımayacak bir halde tahrip edil- mişlerdir. Litâanya — matbuatının teessür ve heyecanla bahsettik- leri hâdise işte kuru bir iddiya istinat eden bu iddiadır. Hakikat bu şekilde tezahur edecek olur- sa Alamanya ile her türlü müna- sebatın kesilmesini ve harp ilâ- gam istemektedir. m-ıyıdı bir nezaretin me- rlarile bizxyat o nezaretin başında bulunan nazır arasında rip bir ihtilâf çık- mıştır. Bu nezaret N Maliye — nezareti- dir. Mesele şudur: Maliye nazın, bir gün işlerin daha iyi görülme- si için bütün nezaret mamurları- nın iştirak'le bir toplantı yapmış, bu toplantıda bir hayli şeyler söylemiş, bir ara kendini kaybe- derek nezaret memurlarını — ten- bellikle, hırsızlıkla itham etmiştir. Bunun üzerine Maliye nezareti memurları bir içtima aktederek Maliye nazırıma bir mektup yaz- mışlar ve kendisinden umuami bir tarziye istemişlerdir. Ayni zaman- Romanyada “Memurlar Bir Nazırı Çinin en mümbit ve mahsuldar mmtakalarından biri de Se Çuen vadisidir. Bu mıntaka son de- rece sarp ve dağlıktır. Birçok Çin eyaletleri gibi burada da yol yoktur. Halbuki Se Çuen tuz ve pet- rol madenleri ile meşhurdur. Bunların istihsalâtı çok zengindir. Se Çuenden istihsal edilen mevat Çe - Liyu - Çing limanı vasıtasile harice sevkedilir. Fakat'oraya kadar gidebilmek için Jang - Çe - Kiyang nehrinin başlıca kollarından Fu - Sung nehrinden istifade edilir. Bu nehir üzerinde seyrüsefer yapan sandal ve kayıklar o kadar fazladır ki nehrin suları görülmez. Bu nehir âdeta akan ve kayan bir şeh- ri andırır. Çe - Lıyu - Çıng limanının bir milyondan fazla nüfusu vardır. Amerikan Haydutluğu.. On beş gündenberi Amerikan haydutlarının yeni bir hâdise çıkanp adam — kaldırmadıkları görülmüştür. Bu hal, bütün mem- lekette umumi bir sevinç uyan- dırmıştır. Çünkü inzıbat vaziyeti son zamanda ©o derece fenalaş- mıştı. - Vaziyeti bilhassa iyiliğe götüren hâdise, meşhur petrol kuyusu — sahiplerinden — milyoner Ürşel'i dağa — keldiranların ele geçmesidir. Ürşel bundan bir müddet evvel dağa kaldırılmış, gözleri bağlanarak bir yerde hapsedilmiş ve ailesinden mühim bir para alınmıştı. Milyoner Urşal hapsolunduğu yerde hergün bir. tayyarenin geçtiğine dikkat et- mişti. Bir gün bu tayyare geç- memişti. Bunun üzerine ve ser- best bırakıldıktan sonra bu nok- tayı zabıtaya söylemiş, 2zabıta, bütün Amerikan tayyare pilotla- rını isticvap etmiş ve hakikati böylece bulmuştur. Filvaki tay- yarenin geçmediği bir gün bir pazardı. ve pilot kavanın bozuk- luğundan dolayı yulunu değiştir- miye mecbur olmuştu. Bu hakikat anlaşılmca Ürşel'in mahpüs - tu- tulduğu çiftlik te meydana çık- mıştır. Burası, bir meb'usa aitti. Fakat, intihabatta kazanmak için baydutlarla teşrikimesai etmişti. Gerek bu çiftlik sahibi, gerek arkadaşları — kâmilen — yakalan- mışlardır. da Başvekil ile Kırala da birer telgraf gönderilmiştir. Bu telgraf- #alra cevap verilmediği gibi Maliye mazırı da bu müracaata aldırma- mıştır. Romen Maliye nezareti memurları, kendilerini hırsızlık, korsanlık, acizlik ve ahlâksızlıkla itham eden nazırları hakkında şu kararı almışlardır: 1 — Nazır aleyhinde açmak; 2 — Aleni tarziye vermek. Bu karar ittifakla — alınmıştır. Fakat bu davanın hangi mahke- mede görüleceği henüz tespit edilmemiştir. dava Alqanyg'ı_:la.. Bir Casusun Komünistler Mi, |Akıbeti Yoksa Başkaları Mı Meclisi Yaktı ? Avukat More - Ciyafferi Alman meb'usşan meclisi bina- sının — yakılması — münasebetile, Alman komünist fırkası erkânile beraber Lippe isminde bir Fele- menkli maznun mevkuftur, Bun- ların müdafaasını maruf Fransız avukatlarından Moro-Ciyafferi al- mıştır. Bir ecnebi müdafaasını bir diğer ecnebi avukatın üze- rine alması bir bukuk meselesi olduğu için Moro-Ciyafferi Lâp- çikteki büyük Alman mahkeme- sine müracaat etmiştir. - Fakat henüz cevap almamıştır. Almamış olmasına rağmen fikrini soranla- ra şunları söylüyor: “— Muhakeme ve müda- faa esnasında bütün bildikleri: min — söylenilmiyeceğine kanlim, Zira, bence, bu binayı, bugün ek de mazmun olarak — bulunanlar Cenubi Amerika gazen...1 Meksikanın Meksiko şehri hasta- hanelerinden birinde esrarengiz bir adamın ölümünü haber veri- yorlar. Bu adam hastahaneye girdiği zaman adının Los Almos olduğunu söylemiş, o isimle kay-' di yapılmış, öldüğü zaman da yine Los Almos ismi altında gö- mülecek iken bir dostu gelmiş, hastahane — idarehanesine müra- caat ederek cesedi alıp kendi hesabıma gömdürmüştür. Meçhul hasta hakkında büyük bir şefkat eseri gösteren adamın ismi Padilla idi. Alâkadarlığının sebebini de şöyle izah etti: “— Los Almos benim çocuk- luk arkadaşımdır. Genç yaşında İspanyol ordusuna gönüllü yazıl- mış, Fasa sevkedilmiş, orada Abdülkerime — karşı muharebe etmiş, zabit olmuş ve bir gece ileri karakolda nöbet beklerken iki güzel Arap kadını ile karşı- laşmıştır. Bu kadınlar onu baştan | Çıkarmış ve Abdülkerim ordusu- na iltihak ettirmişlerdir. Bu saye- de ve dostumdan alıman malümat ile İspanyol ordusu müthiş bir mağlübiyete uğramış, Başkuman- dan maktul düşmüş ve Abdülke- rim büyük bir zafer kazanmıştır. Los Almos Abdülkerimden aldığı altınlarla kaçarken yolda soyul- muş ve beş parasız. bir halde Amerikaya gelebilmişti. Onyun bu akıbetini geç öğrendim ve öldük- ten sonra yardımına yetişebildim.,, T yakmamışlardır. Binanın nteşlen- mesi için içeriye 1800 kilo yana- cak madde sokulmuştur. Bunun için tutulan iki yol vardır: Yeral- tı yolu, herkesin geçtiği yol. Bu iki yol da muhafaza altında bu- funduğuna, bu hususta elde ve- sika mevcut olduğuna göre, bi- nanın hariçten getirilen yakıcı e maddelerle tutuşturulmasına mad- ':t" ıy:ıx:nııyi:ıolmı:'v :r:l:" di imkân yoktur. Banu, mahke- | aa aar n aa ada — tütünler me huzurunda ispat edeceğime eçen seneninkine nisbetle ’W katiiyetle kanlime;- — << S0 derecesinde kalmıştır. ——— Piyasası Ne Vaziyette Türkiyede Ağustos Piyasas Samsun — mıntakası: — Nefsi Samsunda, son on beş gün için- de, 1932 senesi zürra tütünlerin- den tüccar tarafından takriben 30,000 kilo tütün satın alınmıştır. Kilo mübayaa fiatları 10 kuruş ile 162/kuruş arasındadır. Bafrada dahi aynmı sene mahsullerinden 40,000 kile tütün satılmıştır. Bu havali mahsullerinin kilo fiatları da 10 kuruştan 1d0 kuruşa ka- dardır. Alaçam baş memuriyetinde de 1932 mahsulü zürra tütünlerinden 15,000 kilo satılmıştır; bunların da kilo fiatı 10 — kuruş ile 90 kuruş arasındadır. Tokat mıntakası: Erbaa mü- diriyetinde 1932 senesi zürra tütünlerinden 3,000 kilo kadar satılmıştır. Kilo fiati 10 kuruştan 50 kurüşa kadardır. İzmir mıntakası: Ödemiş ve Torbalı havalisinden ve 1932 senesi mahsulünden zürra malı takriben 9,000 kilo tütün satıl- mıştır. Kilo fiati 20 kuruştan 35 kuruşa kadardır. Bu tütünler bu mevkiin Üçüncü sınıf engin mah- sullerini teşkil etmektedir. Zürra piyasa vaziyetinden çok memnundur. Diğer mmtakalarda mahsulle: hemen tamamen satılmıştır. Komşu Moemleketlerde Tütün Piyasası Yunanistanda 1932 — senesi mahsulünden olup henüz müstah- sil elinde bulunan tütünlerden temmuz ayı zarfında nisbeten az satış olmuştur. Satılan miktar 750,000 okkaden — ibaret ve bunlar da Şarki Makedonya mal- landır. Bu ay zarfında elde edilen fiatlar malm cinsine göre evvelki ayın fiatlarına muadil gibidir. Temmuz ayı satışlarile bir- likte, müstahsilin, — 1932 - 1933 senesinin on bir ayı zarfında set- tığı tütünler 18,500,000 - okkaya balığ olmuştur. 1932 senesinin mahsulü isc 21,500,000 okka olduğundan köy- lü elinde daha takriben 3,000,000 okka kalmış bulunuyor. 1933 mahsulü; Bugüne kadar alınan malümata nazaran, Yutu- nistanda bu senenin mahsulü mü- sait bir halde — yetişmektedir. Temmuzun son günlerinde düşen yağmurlar tütünü islah etmiştir. Mahsul gelince: Bu, 30 - 40 milyon kilo kadar tahmin edilmektedir. Bulgaristanda — tütü zeredilen arazi son üç sene zarfında tedri- cen tenakus etmiş ise de bu se- neki mezruat — 25,000 hektara baliğ olan 1932 genesi zer'iyat sahasını yüzde 31 — geçmiştir. Öyle iken bu miktar gene 1927 senesinden 1931 fsenesine kadar olan müddet zarfında ekilen vâ- sati sahadan yüzde 15 kadar eksiktir. Mayıs ayı zarfında dolu ile be- Bulgaristanda Tütün Ziraat! —