İngilterenin Macarlara Teveccühü Var ! Avrupa — devletlerinin içine düş- tükleri büyük dava, muahedelerin tadili meselesidir. Bir tarafta bu Muahedelerin değişmesini, diğer ta- Tafta ise, değişmemesini isteyenler var. Fransa ve müttelikleri, âlemia malümu olduğu üzere, tadil istemeyen zümrenin başındadır. Bu tadil meselesi şimdiye kadar bir kül halinde mütalea - edilirken Almanya ile İngiltere arasınaâ hafif bir soğukluk girmesi, yeni bir noktal bazarın meydana çıkmasını intaç etti: Kismi - tadilât. Bu fikri ortaya atanlar birtakımı İngiliz' diplomatlarıdır. Bilkassa Ma- Ctaristanın — vaziyetini slah etmek emelile böyle bir hal şekline lüzum olduğunu —leri sürüyorlar. Meselâ Almanyanın harp sonunda yüzde 13, Bulgaristanın yürzde sekiz nisbetinde Hüfus zayi etmelerine mukabil Maca- Fistanın myamın yüzde 64 olduğunu töylüyorlar. Binaenaleyh hahkaniyet odur ki Macaristanın vaziyeti ulah edilmek gerekmiş. Fakat öbür tarafta bakasını başka devletlerin hizmetine girmekle temin #den Avusturyadan bahseden yoktur. Adil ve hak zihniyeti hâlâ bu şekilde -devam edip gittigine göre bir devletin diğerinden medet ummasmı avucunu yalaması kabilinden bir şey oluyor. Medet istenen devlet ne derece kuv- vetli ve büyük olursa olsun. — Süreyya — Amerika Harp Gemileri .. . Je Küba'ya Gidiyor Vaşington, 8 — Virjinya hü- kümeti limanlarından Hampton- “road'da bulunan seri sahil muha- fizı — gemilerile B torpito muhri- bine Küba'ya gitmeleri için emir verilmiştir. Suriyenin Vaziyeti Paris, — Hariciye Nazırı M. Pol Bonkur sabık Suriye Âlt Komiseri ve lahik Fas umumi Valisi M. Ponso'yu ve yeni Suri- ye fevkalâde komiseri M. Dö Mar- tel'i kabul etmiştir. Bu suretle yapılan görüşme- lerde Suriyenin vaziyeti konuşul- muştur. e savat ve bukuk beraberliği şartı Almanya İsrar Ediyor! Teslihat işinde Müsavi Haktan Baş- Berlin, 8 — Silâh kuvvetleri- nin kontrola tabi tutulması me- ka Birşey Kabul Etmiyecek selesi hakkında Fransız gazetele- rinde görülen münakaşaları söz gelişi eden siyasi mahafiller, A- manyanın böyle bir kontrola hiç- bir vakit muarız bulunmadığını, yalsız bu kontrolun tam bir mü- dairesinde yapılmasını istediğini | kaydetmektedir. Şu kadar ki si- lâkları azaltma hakkında yapıla- cak mukaveleye iştirak edecek hükümetlar de silâhlarını Alman- ya derecesinde azaltmadıkça bu müsavilik şartı hiçbir vakit yeri- ne getirilmiş olmuyacaktır. Taymis Diyor Ki: Londra, 8 — Taymis gazete- sinin Roma muhabiri, yakında Cenevrede Milletler Cemiyeti mec- lisi tarafından -bir çok devlet adamlarının iştirakile- yapılacak toplantıyı söz gelişi ederek di- yor ki: “Fransa ile İtalyanın birarada çalışmaları bususunda — şimdiki halde baş gösteren imkânları lâ;ydelmenin bugün tam zamanı- “Dörtler — misakının — vücuda getirdiği müsait hava devam ct- mektedir. Faşist matbuatı Fransa hakkında öteden beri kullandığı ittihamlı Hsanı bırakmıştır. münase- betleri gibi nazik bir meselede M. Musolininin giriştiği teşebbüs hakkında mütalca yürüten Fran- sız gazetelerinin kullandıkları sa- mimi lisan Roma mahfellerinde | azçok - memnuniyetle — karşılan- mıştır.,, İspanya'da Bir Kararname Madrit, 8 — Nazırlar meclisi köylüler arasında mal ortaklığı teşkilâbı yapılması hakkındaki ka- rarnameyi tasvip etmiştir. Dünkülerin Romamı Burhan Cahit Biz ve hemen bütün arkadaş- lar — zabit namzediyiz. —Ahmet Rıfkayı görme, — mükemmel bir Süvari yetişiyor. Halkta harp heyecam fazla, şimdiki halde bir sıkinlı da yok. Yavuz —ismi —alan — dntnot hepimizi şahlandırdı.. Ondan çok tey bekleniyor.. Yanında bir de midillisi vari Bu da Almanların Akdeniz — filolarından — Yavuzla beraber kaçıp gelen sür'atli gü- Zel bir. kruvazördür. Asıl ismi (Breslâv) biz midilli koyduk. Bu mektubumu izin günü matbaaya uğradığım zaman ya- Ziyorum. Matbaalar hemen hemen boşaldı. Bizim gibi birkaç arka- daş için Başkumandanlıktan bir $are isteneceği söyleniyor. Yani askerliğimizi matbaalardaki vazi- felerimize balel gelmeden yapabi- lecek bir şekil. Ne ise fazla vaktim yok. Het halde sana bir müracaat yapıla- Caktır. Edebi Roman Şimdilik gözlerinden öperim | azizim Reşit. Cemil Hakkı Ahmet Reşit arkadaşının bu mektubunu aldıktan on beş gün son- ra (İstokholm) Türkiye sefaretha- nesinden bir davetname aldı. Elçi bulunmadığı için Müsteşar davet ediyordu. Hemen o gün şehre inerek ilik dairesine gitti. Müsteşar onu nezaketle, hür- metle kabul etti. Vaziyet hakkında dostça, va- tandaşça — konuştular. - Müsteşar ona bir kapalı zarf verdi: — Bunu erkânıharbiyeden na- mınıza gönderdiler. Bize hariciye- den gelen tezkerede zarfın bizzat size — verilmesi — emrolunuyordu. Onun için buraya kadar zahmet ettirdim. Ahmet Reşit üzerinde üç ay işareti olan kalın zarfı aldı. Tek- rar geleceğini söyliyerek daireden Üç ay işaretinin mahrem ğ:ti ocldıığyunu biliyordu. Meraktan — villâya kadar sab- Amerikada Nevyork civarında çiftlik ameleleri grev ilân ettiler, Polisin müdahale etmesi kanlı hâdiselere sebebiyet verdi. Resmimiz Amerikan polis- lerile çiftçiler arasında vukubalan arbedelerden birini gösteriyor. Umumi Harbin Önüne Niçin Geçilememiş? Paris, 8 — Havas ajansı bil- diriyor: Tan gazetesi umumi harp- te İngiliz Hariciye nazırı olan Lord Greyin ölümüne tahsis ettiği baş yazısında diyor ki: * Lord Greyin büyük barbin tarihinde oynadığı rol hakkında bir hüküm verebilmek için gözleri senelerce geriye çevirmek gerektir. *“Bununla beraber Lord Grey'in sulhu kurtarmak ve korumak hluğunu ve samimiliğini, kendisinin hüsnü niyetini ve büyük harp felâketinin önüne geçmek için gösterdiği —uzlaşma — zibniyetini kimse inkâr edemez. Lord Grey bu yolda muvaffak — olamamışsa Bir gazinoya girdi., Tenha bir köşeye çekildi ve bezli zarfı zorlukla açtı. Bu küçük dosya halinde muh- telif kâğıtlardan ibaretti. Başkumandan ve erkânıharbi- ye reisinin imzasını taşıyan birin- ci kâğitta ona nühim bir vazife verildiği ve merbut talimatname dairesinde bu vazifeyi ifa etmesi, kendisine icap ettiği zaman yi- ne elçilik vasıtasile, fakat işaret edilen müstaar bir nam üzerine talimat verileceği bildiriliyordu. Emirnamenin sonuna askerlik vazifesini erkânı harbiye emrinde ifa ettiğinin kendi askerlik şube- sine bildirildiği ilâve olunmuştu. / Ahmet Reşit (Paris)ten İstan- bul gazetelerine yazdığı mektup- larla kendisini herkese tanıtmış ve sevdirmişti. Bu muvaffakiyeti Avrupa ahvalini yakından tanı- mış ve kavramış - olması ona böyle mühim bir vazife tevdüni temin etmişti. Bu vazife şöyle hülâsa edile- bilirdi. Kendisi bitaraf bir memle- kette bulunduğu için düşman matbuatını serbestçe tetkik ede- cek, memlekete ait hâvadisleri tercüme edecek ve düşman istih- barat teşkilâtı hakkında edinebil- diği malümatı muntazaman erkâ- t harbiyeye bildirecekti. ! bunun sebebi şudur ki o sırada hiç kimse buna muvaflak olmak imkân ve kudretine malik değildi. “ Çünkü o zaman Almanya imparatorluğu dünya hâkimiye- turmıya azmetmişti. ,, Tan gazetesi Lord Greyin geçen sene “Dünya — sulhunu devam ve temini Almanya'nın silâhsız kalmasile mümkündür ,, şeklinde — söylediği sözün - sulh yolunda yaman bir ihtar olduğunu ve bu ihtarın İngiliz efkârı umu- miyesi üzerinde derin bir tesir bıraktığını, — bu sayede — Lord Greyin büyük bir hizmet yapmış olduğunu ilâve etmektedir. — - Ahmet Reşide bu vazifesi içih (Berlin) deki elçilik — dairesinde çalışan bir heyet merkez olarak gösteriliyordu. Genç adam bu işlerin pek yabancısı değildi. Pariste gazete- İerde çalıştığı sıralarda ecnebi memleketlerdeki birçok Fransız muhabirlerinin gazetelerile bera- ber resmi ve hattâ askeri daire- ler hesabına da - çalıştıklarını tmüştü. Hattâ İstanbulda iş gören ba- zı mühim ecnebi gazete muhabir- kerinin doğ oğruya mensup oldukları devletin — hariciye ve harbiye — nezaretlerile olduklarını biliyordu. Banlardan biri İngiliz ordula- rının zabitlerindendi. Ahmet Reşit İstanbulda iken bu adamla nekadar — çatışmıştı. Şimdi kimbilir nerede çalışıyordu. Genç adam teklif değil em- redilen bu vazifeyi rahatça yapa- bilecekti. Muhasım bir memlekete ya- kın bitaraf toprakta bu iş tehli- | Buradan müşkül alabilirdi. geçmek te kesizce — yapı Almanyaya değildi. Ahmet Reşit eve gelir gelmez meseleyi genç kadına anlattı. Onun İsveçten ayrılmamasını temin eden bu vazife genç kadını gidersiniz. Türlü Kaynana Var! Dün bahsettiğimiz beş türlü tehlikeli kaynana hakkında, bu eski bahisteki anketi idare eden Üniversite Fakültesi şu tahlili yapmaktadır.. 1 — Kocasile olan münase- betten memnun olmıyan ve bu münasebetten tatmin edilmemiş olarak çıkan kaynanalar, çocuk- larına düşkün olurlar. Onun için eğul veya kızlarınmı kendilerine bağlamağa çalışırlar. 2 — Bazı evlâtlar, evlenecek- leri çağa geldikleri halde evde istiklâllerini kazanmış değillerdir. Amnelerinin rey ve muvafakati olmaksızın hiçbir adım atamazlar. Anne, oğlunu istediği gibi harekete mecbur eder. Bu da yeni evlilerin anlaşmasına imkân yermez. 3 — Gelinir annesi, kendi hayatından memnun değilse, yeni evlilerin mes'ut olmaları ihtimali azdır. 4 — Baba kızını anasına ter- cih ettiği zaman, kaynana müthiş olur. Çünkü kızına düşmüş olan ana damadı ile birleşir ve kıza evi cehennem yapar. $ — Kaynana, genç görün- mek iddia ye hevesinde olursa, bu, kaynana ile gelin arasında bir uçurum açar, Bu beş cins kaynanaya karşı yeni evlilerin yapacakları şeyler şunlardır: 1 — Sizin gibi düşünmediği için kaynananızı tenkit etmeyiniz. 2 — Kaynananızı evde asrt bir idareye alıştırmağa çalışma- yınız. Onu eski tarzdaki hayatını idamede serbest bırakınız. 3 — Oğlu ile olan muamelelerindi ona karşı husumet beslemeyiniz. 4.— Kaynananızı küçük gör« meyiniz ve küçük düşürmeyiniz. 5— Sofrada onun yemek yeyi- şini beyenmemezlik etmeyiniz. 6 — Daima ©- hunuz. Az zamanda kaynananız size kızı g'ıbi_ bakmıya alışır. Anlaşır HANIMTEYZE çok sevindirdi. O bu ani muharebe vaziyeti — karşısında — kocasının memlekete döneceğini biliyor ve bu halde kendisinin de bu seya- hate iştirak etmesini tabif bulu- yordu. Halbuki dünya okadar tehli- keli bir cereyana kapılmıştı ki ne olacağı belli değildi. Genç kadın kocasını her adımda » takip etmek için verdiği sözü daima tutacaktı. Halbuki böyle bubranlı bir meçhul bir maceraya atılır gibi kocasının şark seyaha- tine mı gönlü istemiyordu. Bu haber onu çılgına dündürdü. Kocasının boynuna sarılıyor, yerinde duramıyordu. Bütün aile sevinmiştir. Mösyö Kolmodin onun artık İsveçte uzun zaman kılıutı.ı düşünerek — işlerini daha rahat görmeğe başladı, Ahmet Reşit derhal” işe g- rişti. Berlindeki istihbarat merkezi ile muhabere ediyordu. Bu vazife için kendisine ma- sarifinden başka ayda Üç yüz Mark veriyorlardı. Bu para har- bin ilk senesi mühim bir aylıktı. Maamafih Ahmet Reşidin bu paraya hiç ihtiyacı yoktu. Kem- di namına İsveç bankasında mü- him bir servet yatıyordu. ( Arkası var)