Konferans Kelimesini Lügatten Çıkarmalı YAZAN: MUSOLİNİ İtalya Başvekili İki beynelmilel konferans öl- müş bulunuyor : Cenevre silâhsız- lanma konferansı ve Londra kon- feransı. K Bunların — nasıl bir mucize ile dirilebileceklerini tahmin de mümkün değildir. y Binaenaleyh —Avrupa .ıyııel sahasında iki mühim iflâstan konferansların iflâs ile neticele- neceği tahmin edilerek yapılmış- tır. Çünkü onu imza eden flört devlet silâhsızlanmakta ve iktir sadi sahada beraber hareket et- meyi kabul l ir. Fakat bu dörtler misakı etra- fında da büyük bir hayale düş- memek lâzımdır. Dörtler mi_ıa_k.ı— nin ehemmiyeti Avrupada bınbı-_ rine zıt bloklar teessüsüne mani olmasıdır. Aymi zamanda dört büyük — Avrupa devleti - ki ıııll_ı- temlekelerile birlikte dünya nü- fusunun üçte birine hâkimdirler - sulh meselesinde birleşmiş — olu- yorlar. | Bu birleşmeler kolay değildir. | Fakat daima sinirleri yatıştıran ve iki senedenberi Ayrupada hü- | küm süren huzursuzluğa kısmen nihayet veren şeyler olduğu için tahakkuku her vakıt temenni edilir. Avrupanın 10 sene huzur için- de yaşayacağımın bilinmesi umumi vaziyette büyük bir salâh vücüde getirmiştir. Artık şimdiden sonra konferans teşebbüslerine bir nihayet vermek ve birkaç sene için bu kelimeyi lügatlardan çıkarmak — lâzımdır. Bir şey — suuüsti! edildi; mi, ancak perhiz ile onun tevlit ettiği fena neticelerin önü alınabilir. Bu sahada hayli siyasi tecrübeler geçirdim. Bugün konferans fikri artık 'Türklerin Fazileti Çalışkan- itibardan düşmüştür, Birkaç sene sonra, birkaç millete ve muayyen mevzulara inhisar etmek şartile faydalı olabilir. Bu münasebetle, suüstimallerin ve anlaşılmamış demokrasi fikir- lerinin tashihi lâzımdır. Çünkü bu suüstimalleri yapanların kana- atine göre gemiyi kaptan değil, | pusladan bile anlamıyan - cahiller idare eder. Artık açıkça söylemek zamanı gelmiştir ki, bu telâkki milletleri harabiye götürüyor. Bence demok- rasi halka hakim olduğu hayalini veren yanlış bir sistemdir. Londradalda, kalabalık bir cema- &At huzurunda, beşeriyetin mukad- deratınmı idare etmek mümkün olduğu hayali uyandırılmak isten- Miştir. Demokrasi yalnız düşünebilir. K'h'“_n. ve kelime için yaşar. ıııııt;.k itaate vermiye mecburdur. LA ,_'f'_ de, tarih iyi bir hoca- ıslaki k l:i] insanlar ihmalci ve abil olmuyan talebelerdir. B“;:.' Kıralının. Seyahati rede üÇ hatta plnilearaliçe levice İtah sonra karala d eDir, Burada İtabyada Ci Vaktile düzgün işliyen — saatini- zin —zaman ile zembereği — bozulur, akrebi kırılır ve vakti bildiremez olur. Mektepte okuduklarını unutmuş kim- seler bu bozuk saate benzerler. saat köstekleri Mektep görmiyenler, yalmız - bir olduğu hbalde vakti bilmek iddiasına kalkışanlar gibidir. SON TELGRAF HABERLERİ İnsan koynundaki kırık dökük saati birgün tamir ettirip tekrar ondan iatifade edebilir. Fakat insan yeleğine astığı kösteği nekadar evirip çevirse vakti —ölçecek bir” makine — haline koyamaz. Yeni Vapurlar Alıyoruz Vapurcular Anlaştılar, Kanun 1 Eylülde Tatbik Ediliyor Berlin 9 ( Hususi ) — Avrupa'da mühim nak- liyatı bahriye müesseseleri müsait şeraitle vapur satmak için hükümetimize teklifte bulunmuşlardır. Bu vapurların mübayaası için lâzımgelen para da temin edilmiştir. mümüzdeki eylülden itibaren vapurculuk kanu- nunun tatbikine kat'iyen başlanacaktır. Vapurcula- rin Cümhuriyet hükümetinin kendilerine bahşettiği kanuni hukuktan her ne sebeple olursa olsun isti- fade etmek yolunu bulabilmeleri şüpbeli görüldü- ğgünden her ihtimale karşı memleket nakliyatının haleldar olmaması için tedbir alması deniz yolları işletme müdürlüğüne tebliğ edilmiştir. y Bu takdirde memleket deniz nakliyatı munha- sıran bu idare tarafından temin olunacaktır. Vapurcular — Anlaştılar İkiye ayrılmış olan ve uzun zamandanberi bir- leşmelerine çalışılan hususi vapurcular dün birleş- miye muvaffak olmuşlar, bir anlaşma zemini buk muşlardır. a i Bu anlaşmaya göre en büyük sermaye sahiple- M. Heriyo T ürk-îlr—na;ı Ti caret Mukavelesi Muayyen Müddetten Fazla| rinden yedisi yeni kurulacak Türk Vapurculuk Anonim Şirketine Meclisi İdare azası olacaklardır. Vapurcular bugün kendi aralarında yapacakları bir Içtimat müteakip bu anlaşma kat'i şeklini alacaktır. Ayrıca bugün Sadullah Beyin riyasetinde de bir içtima yapılacak ve Berlinde İktisat Vekili Celâl Beyin gönderdiği talimat vapurculara iblâğ edile- cektir. Bu talimatta bir eylülden itibaren vapurcu- lük kanununun süreti katiyede tatbik edileceği ve hususi — vapurlar — işletilmiyeceği — münderiç bulı a ğ Kanunun Tatbiki - 1 eylülden itibaren Türk Hmanları arasında tat- bik edilecek yolcu ve eşya tarifelerini hazırlamıya memur komisyon, pazar günü dördüncü içtimamı yapacaktır. Bu içtimada yolcu tarife projelerinin müzakere- sine başlanacaktır. Sadullah Bey, Devlet Deniz yolları vapurları ta- rifelerinin diğer vapurlardan yüksek olması varit olamıyacağını, kanunun ücretlerden müsavatı em- rettiğini ilâve etmiştir. y Gümrüklerde hk Ve Namuskârlıktır Diyor Dün şehrimize gelen eski Fransız Başvekili M. Heriyo gece yarısı vaku — bulan beyanatında ezcümle demiştir ki: g —Ben lâyik demokrat Fransı- zım. Bu sebeple sizi çok anlaya- bilecek bir vaziyetteyim. Halile, kadınlık maarif şleri ben i çok alâkadar ediyor. İzmirde mektepleri gördüm, ğgendim. Ben bilirsiniz ki lâyik tedrisat için çok bir adamım. Siz de ayni gayeleri elde etmiş bulunuyor- ok Tansa Bu sebeple aramızda manevi 'ep! mı yakmlıklar vırdır. Bu itibarla sizi çok iyi anlıyacağım kanaa- _d'lot);nıdnde Türkiyede idim. Berlin (Husasi) — Türkiye 'ile Almanya arasında ticaret muka- velesi akti için devam eden mü- zakereler neticelenmek üzeredir. Geçen senelerden müdevver stoklar tükenmiş — olduğundan Türkiyenin bu sene Almanyaya ihracatının mübim nisbette ârta- a buradaki ciddi ticaret mahafili kanidir” 31 martta Mahmut Şevket Paşa- nin İstanbula girişinde burada bulundum, Abdülhamidin tahttan indirilmesine şahit oldum. Türklerin iki büyük fazileti vardır, Çalışkanlık ve namuskâr- lık. Bu' sebepten ben Türkleri çok severim.M. Heriyo İzmir - Bergama yolunda da şunları söylemiştir. — Gazi Hz. ni henüz tan- İSTER İNAN İSTER mak şerefine nail olmadım, Fakat her şahıs eserlerile ölçülür. Gazi- Geçenlerde belediye, gazino, kıratbane, berber ve | tane astı. emsaline birer da bu tarifelerin d konulmaları mecburi feler yerli yerinde görüldi tarife yapmalarını bildirdi. Bu esnafta arifeleri belediyeye tasdik ettirdiler, Ayni zaman- ş aba e dükkânların görünecek bir tarafına tutuldu.. İlk zamanlarda, bu tari- lü. Her esnaf dükkânına birer | diyenlere N İSTER İNANMA! İSTER İNA İNANMA! Fakat şimdi görülüyorki, bu tarifelerden hemen hemen ortada eser kalmıyor. Kahveci, gazinocu, lokan- tacı ve emsali istediği parayı alıyor. Bunlardan Şikâyet etmiye kalkıldı n da: — “ Ortada bir tarife vardır , Kalan Eşyadan Ardıye Ücreti Alınmıyacak Ankara, 10 (Hususi) — Kon- tenjan münasebetile veya mua- meleleri dolayısile gümrüklerde kalan eşyadan muayyen müddet- ten fazlası için - kahş sa- hibinin ihtiyarı haricinde oldu- ğundan — dolayı - ardiye Ücreti alınmaması — Vekiller Heyetince kararlaştırılmış, keyfiyet gümrük- lere bildirilmiştir. nin eserleri ise me;';;udıdır. Bilhassa inkılâbın ilk merha- | lesi olarak hilâfet ve saltanatı ilgaya karar vermesi, inil bir şey söylemiye artık ne lüzum var Kısası Siyasetf; R Sağ, Sol Sözün E $ Siyasi mesleklerin sağlı sollu tarifi pek moda oldu. İstanbuldan geçerek Sofyada- ki beynelmilel Radikal sosyalişt kongresine giden sabık Fransız Başvekilinin ne kanaatte insan oag:; birinden sordum: it solla merkez arasında, fakat daha ziyade sol açığa mey- İki buçuk frenk makalesi okumuş bir ehbaba rastladığım , Zaman, siyasetten Konuşmıya ö- d_d::ıw"h Cehaletimi hemen meyi vereceğimi bili: Ben zavallı, lıil:liı'ırıhım";:— de kalmışım: Sağa, sola pek akıl erdiremiyorum., Eskiden siyasi adamların ka- naatlerini, mesleklerini; sosyalist, radikal sosyalist, — cümhuriyetçi sosyalist, sosyal demokrat... gibi tariflerle anlatırlardı. Şimdi, şu adam nasıldır? Diye sordunuz mu; semt tarif eder gibi, — Sağdan biraz- sola... Di- yorlar. Siyasi meslekleri ve Fransız meclisini aklıma gurup, gurup yerleştirebilmek için bir çare ara- dım. Evvelâ: Meclisi bir sağ ve bir sol olarak iki büyük kısma ayırayım da ötesi kolay... dedim. Sağ kısımdakilere (sağlar) dedim; sağ olanlar manası çıktı. (Salak- lar) desem; hiç olmuyor. Velhasıl bu işin içinden çıkamaz oldum. Benim için güçlüğüne rağmen, bir yerde sarfedebilmek üzere siyasi fırka ve kanaatleri istika- met kelimelerile tarife çabalarken hatırıma bir hikâye geldi. Babam eski Meclisi Meb'u- sanda aza iken, dairci intihabi- yesinden ziyarete gelirlerdi. Meclis binasını ve Meb'usanı görmek istedikleri zaman tarife kalkardık: Sağdan gidersin. Bir meydan, gelir, sola saparsın.. Misafir işin içinden birtürlü çıkamaz, nihayet: — Aman Efendi, bir kere bana binayı siz gösterin. Ondan sonra ben kendi kendime bulu- rüm, derdi. , Ben de Fransaya gidip ora- daki sağları, solları, merkezi filân görmeden bu işi aklıma yerleş- tiremiyeceğim galiba... Yunan Meclisi Toplanıyor Çaldaris Mühim Bir Nutuk Söyliyecektir A tina, 9 (Hususi) — Meb'usan Meclisi bugün — toplantılarını ya- pacak, Başvekil M. Çaldaris ta- rafından ehemmiyetli bir nutuk söylenecektir. Başvekil bu meyan- da Venizelos suikastinden dola- yı hükümetin |duyduğu teessürü bildirecek ve - failleri eli edecektir. Y el Uşakta Bır İhtiyarı Tren Çiğnedi Uşak, (Hususi) — İzmirden İ geleu posta treni istasyonda 60 hl bir ihtiyarın ayaklarını kesmiştir. Kıuy:uğrıyın ihtiyar tren yo- lu üzerinde gezmekte iken vago- | na çarpmış ve bu yüzden ayak- — | larım kaybetmiştir. İhtiyar tanede ölmüştür. ğ 4 « a odi