t 4 '*lıuıunl En Son Keşiflere Ve Tetkiklere Göre HAZRETİ YUSUF HAZRETİ MUSÂ KA Yuran : Ömer Rira l Yusuf Firavun'un Hapsettiği Sakinin Rüyasını Tabir Etti Kapıları sımsıkı kapadı ve Yusufa *“ Haydi! Gel! ,, dedi. Yusuf: “ Allaha sığınıyım! dedi, senin kocan benim efendimdir. Bana İyi bakmıştır. Hıyanetlik ederek nefislerine zulmedenler felâh bul- mazlar. Kadın Yusufun Üzerine atıldı. Yusuf ta Tanrısının bürha- Bını, yani hıyanetin pek kötü bir şey olduğunu görmemiş olsaydı, kadının Üzerine atılacaktı.. İkisi de kapıya koşuştular. ( Kadın Yusufu yakalamak, Yusuf kaç- mak — istiyordu.) Kadın onun gömleğini arkasından boylubo- yunca yırttı. Kapının yanında kadının kocasını rastladılar. Ka- dın dedi ki; Senin ailene fena gözle bakıp kötülük yapmak is- tiyenin cezası zindana atılmak, yahut acıklı bir cezaya uğramak değil midir ? Yusuf bu iftirayı reddetti ve *O beni kendine rametmek is- tedi, dedi. Kadının ailesinden biri de şehadet ederek dedi ki: Yusufun gömleği önünden yırtıl- mışsa kadın doğrü — söylüyor, Yusuf yalancıdır. Şayet gömleği arkasından yırtılmışsa kadın ya- lancıdır ve Yusuf ta doğru söy- liyenlerdendir. Kadının kocası gömleğin ar- kasından yırtıldığını görünce: Bu Bizin desişenizdir, sizin desiseleri- niz ne büyüktür! dedikten sonra ilâve ettit Yusuf! Bu işi kapa, ye açma.. Sen de kadın! Günahından tövbe eti Çünkü &en suçlusun !, Kur'an hbâdiseyi bu şekilde tasvir ettikten sonra dedikodunun şehre yayıldığını anlatır, ekâbir kadınlarının konağa Lavet olun- duklarımı ve ondan sonra Yusu- fun hapsolunduğunu söyler. * Kur'anın hâdiseyi bu şekilde fasvir etmesinden çıkan netice k mühimdir. Demek ki Yusuf, 'otifar tarafından itham edilerek hapsedilmemiş, bilâkis dedikodu- a baslırmak için bapsolunmuş idi. Yoksa Potifar da onun ma- sumiyetine kani idi. Kitabı mukaddes ile Kur'an #rasındaki bu mühim farka işaret ederek bu macerayı tavzih ettik- ten sonra bütün maceraya tenakidi ir nazar atfedebiliriz : * Yusufun geçirdiği bu macera ton derece dikkate değer, Çünkü t macera, eski Mısırın kibar konaklarında cereyan eden hâdi- Seleri, muaşakaları göz önüne g*üıiyor. o zamanki — sosyele ayatının İç yüzünü gösteriyor. Bu kıssanın aslı olup olma- iğını, en eski Mısır edebiyatının bir hikâysi meydana çıkardı. Bu hikâye — Yusufun geçirdiği Macerayı, hemen aynı denecek tekilde tasvir ediyor. Bu Mısır ııiliilyıeıim'le, Yusuf — kıssasının fnün esaslı vak'alarını, namuslu ir Şencin — kendisine — itimat .c:"ll adama hiyanet etmemek İçin gösterdiği metaneti, Nihayet adının, — gördüğü namus — ve ffetten —intikam — almak için Sevirdiği — entrikayı — ve elde *üzi muvaffakıyeti — görüyoruz. Ysufun macerası ile bu eski hikâyesini karşılaştırdığımz zaman ardaki farksızlık karşısında hayret etmemek mümkün değil- dir. Demek kı Yusufun macerasını yazan eski muharrir, Msır haya- tına, Mısır'ın kibar konaklorında geçea maceralara, bu konaklar- daki büyük hanımların gizli mua- şakalarına tamamile vâkıftı ve onun için bize eski Mısır kibar- larının evinde daima tekerrür edeyelen bir hâdiseyi dikkat ve itina ile tasvir etmiştir. Bu eski Mısır hikâyes Jenepo ve Bata hikâyesidir ki onun saye- sinde Yusuf kısasının dosdoğru tesbit edildiğini öğreniyoruz. Bu vaziyet karşısında Yusufun bu macerasını asılsiz, esassiz - telâk- kiye imkân kalmamıştır. * Yusufun zindana girmesinden sonra Mısir. Firavnı'nin sakisi ile başekmekçisi de ayni zindana atılıyorlar. İkisi de efendilerine karşı bir takım kusurlar işlemiş- ler, Fıravın de sakisine ve başek- mekçisine gadap etmiş, onların hapsini emretmişti. Xe Misir - Firavınları'nın sarayla- rında bu iki vazifayi ifa eden iki adam bulunduğunu gösteren mü- teaddit resim- ler vardır. Haf- riyat — netice- sinde (şekil 1) çıkan — bu re- simlerin biri, bir sakiyi, bü- yük kadınlar- dan birinin e- linde tuttuğu kadehe nasıl içki doldurduğunu gösteriyor. Bir bizmetçi — kız tarafından — tuvaleti — yapılmakta olan bu kadının arada soğuk bir içki içmek istediğinden saray sakisini çağırtarak ona kadehini doldurtmuştu. Diğer bir resimde Fıravın'nın adı da malüm olan başsakisi Wuah bhesabını alırken görülüyor. Firavnun ekmekcilerini çöse teren — resimler pek — çoktur. Ekmekcilerin — vazifesi, — yalmız ekmek yapmak değildi. Bunlar saraya — lâzim — olan — ekmek- ten başka çörek, pasta gibi her şeyi yaparlardı. Bunlara ait eski Mısır resimlerinden biri bir ek-s mekbaneyi tam bir faaliyet içinde göstermektedir. (Şekil:2) Bura- da çalışanlar sebetleri ekmekle Firavunun sakisi Üçüncü Ramsesin sarayına alt ekmeklerin yapıldığı yer ve çüreklerle doldurup götürü- yorlar. Baş ekmekcinin vazifesi, sarayın bütün bu çeşit ihtiyaçla- rını vaktinde temin ve bunların temiz ve İyi yapılmasına nezaret etmekti. ( Arkası” var) SON POSTA İstanbul BORSASI 3-12- 1932 Para'lar (satış) kuruş | 679,— 23—| kuruş I22,— z | V- Sü— N— S2— N— Sğ— epo ! isterlim I dolar 20 fı. Fronsız 20 liret 20 fr. Belçika 20 drabınl 20 #r. İsviçre 20 leva 1 florla 20 kuran | gülin Avus, | pezeta | Mork | zlotl 1 Pengö y—| 20 ley Z—) 20 dinar S | 1 Çervoneç Çeklter 612150 | Prag OATIT | Viyana 1206 Madrit 9,31 Berlin 3,6096 | Varşova 858671 | Paşte 245 Bükreş D 657615 | Belgrat 25,1083 | LİTS | Moskova - Hisse senetleri Lira İş Bank.(Nama) TÖÇ5 » (Bâmile) * 10,65 » (MMücss'a) 5— Osmanlı Bank, 35,— Selânik — , 505 Şirketi Hayriye 1400 000 | 820, Londra Nev * yörk Parla Milano Brüksel Atina Cenevre Solya Amsterdam 15,9267 40416 5,7817 19816 42150 3,5916 Lira Anadolu 5 100V. 37,50 Şark D.Y.* 41445 klat. Tenmuay — 3000 Üzküdar v0 — 11,00 Terkon 3275 l 5 a * 23,50 Haliç Havıgazi Anadolu$ 60V.*2370 | Telefon « *400P. 2215 | Bomonll Esham ve Tahvilât Lra latikrazı Dahili*ge, — Düyüunuü Mu, — 5500 | Gümrük 600 | Rahtaa Saydi mahf 6,60 | Ösrüdar eu — T70 — Bağdat tertip | &75 | Terkon 410 ” « H 520 | Elektrik öye BORSA HARİCİ Tahvilât. Meskükat Lira | | Lira .20 497 2,25 Reji Tramvay Türk Altımı 821 | (Reşat) 10442 | (Vahit) 822 | İşce beşibirlik | Cümburiyet ) 6,— (Hamit ) armalı 50,00 (Reşat) —. 47400 (Vahit) — , — 4800 Masar Kr.Fo. 1886 158.50 903 87,50 1001 6500 Mecidiya 35,00 Bankaot (Os, B.) 230 Kalın beşibir'ik altın uhariyet) 46,20 46500 | , (Hamit ) 4600 | £ ( Mazmele yapılmamışbı. ——— -> -— TAKVİM —— PAZAR İxGüa. 4-1.cİKÂNUN 932 Kınmd6 Arabl - Şaban Runl 1851 | 21 20i Teşrim- 13ll vt İrasa 1 yuacş |2 ıı'ı v ge |A |2 W .'JIT * Z8| n Yata i2dı|ls 2 4 Kânunuevval Pazar ıınıbm (12900 metre) 18 don 18,45 o kadar (Nihal Hanım ) 18,45- 20 orkestra, £0 4 ayil musk kiye heyeti, 21,80-22 togunni (ınadam tiçi, 22 Y9,80 Gramofon borsa haberleri &aat ayarı. Bükreş (894 motre) — 20: Halk könleransı 20 dü: Gramou, 21 opera geceki, ajana ve t ( 481 motre ) 20,40 gramofon, 20. Halk 21: Ridyo müsahabesi, — 2İ80: Ses konderi, *£; Akşam konseri. Roma ( 4di, mötro ) — 20,85. Spor haberleri, 21.30 İtalyan — şebeke- Prağ — (488 Si: Brünadan kestrası. Viyana — ( G518, metre ) 21,5 | isminde küçük bir operot, Peşta — (830 metre) Zoyga ismin: de bir oporet Varşuva — (İML2 metre ) £0,25z Küçük bir komedi, 21: Halk konseri, 22,0): Salon orkestrası, Berlin — (16385 metre) 20,8ö: Kon- sor, Si: Frankforttan Lakil | 5 Kânunusvvel Pazartesi İstanbul — ( 1100 metre ) 18 den | Itibaren. Bükreş — (894 metra) £1: Salon Konser, 82,15. Sus alp şakıları, 20450 Viyana ve şarap î lon- örkestrası. ç Belgrat (43l metse) 80, Müasiki Dün De Musa Süreyya Beyi Kaybettik ( Baştaralfı 1 inci sayfada ) Bir hafta içine sıkışan bu ölüm vak'aları acaba neden ileri geldi. Bunların hakiki sebepleri neler- dir ? Bu şekilde ölüm vak'alarının önüne geçmek için halka yap- lacak tavsiyeler var mıdır ? Fik- rimizi kurcalıyan bu sorguların cevabını almak için dün bir mu- harririmizi doktorlarla görüşmiye memur ettik. Aldığımız cevaplar şunlardır : Mazhar Osman Fey — “ Birdenbire ölüme biz unumt bir isim olarak “ Kalp sektesi,, dir diyoruz. Halbuki bu şekildeki ölümlerin hakiki sebep- lerini bu ölüleri muayene eden doktorlar bilirler. Kalp durma- sından ölümün muhtelif sebeple- ri vardır. Meselâ: Beyninde bir damar patlar ve bu patlayış birdenbire ölümü intaç eder. Bo- zulan bir sinir yine bir damara tesir ederek ölümü doğurabilir. Bu şekildeki ölüm vak'aları üze- rinde fazla teessür fazla sevin- cin büyük tesirleri vardır. Fazla sevinç fazla kalp çarpıntısı yapar. Geçinme şartlarının ağırlaşması hayat mücadelesini arttırınıştır. Bu mücadele Avrupadaki sinirleri yorar, binbir eğlencenin Yeni leslin Düşün- sebebi nedir? Hep sinir yorgun- luklarına, — tesirlere mani olmak için değil mi? Sinir yorgunlukla- rımı tevlit eden şeyler arasında eroini de zikretmek isterim. Ge- çen seneye nazaran eroin ipti- lâsı yüzde Üç yüz artmıştır. Eve velce kurulmuş olan eroin fabe rikaları kapatıldığı halde şimdi hemen her evde eroin yapılıyor. Bunun önüne geçmek için cezayı teşdit etmelidir. ., Doktor Ali Paşa Hilâliahmer cemiyeti İstanbul merkezi doktor Ali paşa diyor ki : — “Kalp sektesinden ölü- mün birkaç sebebi vardır. Uzvi bir bozukluk hasıl olur. Bu bo- zukluk hastayı yatağa düşürür. Bazan bozuk — kalple damarlar arasında bir kompansasyon olur ve hasta iyileşir. Bu kompansasyon esası bozu« lur bozulmaz ölüm kendini gös- terir. Bazan da iİrsi frengisi olan bir kimse kalp bozukluğuna uğ- rayarak birdenbire ölür. Diğer bir sebep te kalp fazla tecssür ve fazla hiddetin tesirile birdene bire durur. Binaenaleyh fazla teessür ve fazla hiddetten daima sakınmalı ve bu avunmanın yolu: nu bulmalıdır., reisi celeri Nedir ? (Baştaarfı 1 inci sayfada ) gülünç birer hayal, babalarımız cümlesi eski bir masal gibi.. Eli- mizdo kalan eciş bücüş yazılara küçük — kardeşlerimiz — istihfafla bakıyorlar... Biz de.. Türk İnkılâbı bugünü yaptı. Yarını daha kuvvetle — yapmıya azmetti, Pek eski ulularımız Ke zılelmayı bir mabet yapmışlardı. Bir devrin fedakârları “hüriyeti,, din bellemişlerdi ve.. Ulu Gazi Türk inkılâbını ruhunda - sarsı- maz bir “ iman ,, yaptı.. Bugün Türk gençliği hangi | mabuda tapıyor?! Gazi bize bunu gösteriyor. Fakat bu destanını — şebirlerden — köylere, büyüklerden küçüklere kadar.. her kafaya sokmalı ve bütün ruhları aynı ateşla doldurmalıyız daha inkılâp edebiyatının bir şah erseri — yazılmadı. — İnkılâbımızın ruhumuzdan — kopan bir doğmadı. — Zafer kahramanlık menkıbelerimiz ağız- dan ağıza dolaşan bayall masak lar gibi.. Türk inkılâbının dünya regime ve inkılâpları arasındaki inkılâp marşı destanlarımız, mevkiüi nedir? Ve ne olmalıdır. | Hatiplerimiz, — yaz cılarımız, bik: hassa inkılâp münevverleri bun- ları her dır. Milli bayramlarda milletten beklediğimiz heyecanı alamıyor- sak kabahat kimdedir? Türkün rubu beklenen heyecanlardan da- ha büyük heyecanların tutuştuğu bir âlemdir. Onu beslemek, - kö- rüklemek lâzımdır. İnkilâp mü- nevverlerinin işi bu olmalıdır. konseri, şlon, 21, Milli ope radan nakil Roma — (441 metre ) 21. Gramo- fon, 21,90 Kitap ve muharrir 21,10 konser, Prağ — (468 motre) — £0,5. Brü- nadan nakil, 20,S0. Musikili müsaha- be, £i Atelye - tiyatrosundan naklen ( las) isinlade- bir komedi. kafaya göre anlatmalı- | İnkilâp düsturlarını kafalara soke mak! O vakit her ağızdan aynl ses ve her ruhtan ayni ateş fış- kıracaktır. 2 — “Cemiyet bugün yalnız iktısadi bir buhran içinde ise onun zamanla kendiliğinden ge- çeceği şüphesizdir. Bundan kors kacak birşey yok. Fakat cemiyet ayni zamanda bir fikir ve müyva- zene bulramı geçiriyor. Umumti harbin sarstığı kafa- lar, sarıldığı her düsturun boşa çıktığını gördükçe daha sarsıldı. Kafalardaki müvazenesizlik ruh- lara ve cemiyete yayıldı. Ceml- yeti bu fikir anarşisinden kurta- racak sağlam ve sâlim prensip- ler vermiye çalışmalı.. Kendimiz- de bu kuvveti hazırlamak ihtiya- cım duymalıyız. 3 — Dindar olmak iyi şey.. Dioin mefküre, mabudun irade, ibadetin sevgi olmak “'şartile,. Mamafih hakiki dindarları ayıp» | lamam.. 4 — Cemiyetlerde din ve iman bağları çözüldükçe ruhlarda derin boşluklar hasıl oluyur. Oni- ları yeni bir mefküre ile doldu- runcuya kadar düşeceği uçurum- dan kurtarmak için aile en kuve vetli bir bağ olabilir. İzdivaçta medeni kanunun gösterdiği şek- lin en emin ve medeni yol oldu- ğuna kanilm, 5 — Hayattan korkmak.. in- san sevdiğinden korkar mı? 6 — Kafamın çizdiği gibi.. kudretimin kifayeti nisbetinde!, - — <- Viyana — (018 metze) 21,00. Şarki kongerl, — (850 metre) 91, küçük bir Sösli fılimlerden bazı si. parçalar. Varşova — ( 1412 Don Paskal iemminde bir öperet, Berlin — (1835 — mutro) £: orkesirasi: meltre