——— AÂvrupa'nın Nüfus Vaziyeti Ne Merkezde? 1932 sensinin ilk Üç ayına dair Avrupa nü- usu etrafında ya- pilan — istatistik, bubran ile nüfus me- $ok — yakından — alâ- kadar — olduğunu — bir. kere daha ispat etmiştir. Buhranın artması,. bilhassa büyük Avrupa memleketlerinde doğumun azak p olmuştur. Bir sene zaran Almanyanın va- ziyeli yüzde 5,7, İtalyanınki 5,9, İngiltere'ninki 4,2 - nisbetinde bir acalma kaydetmektedir. Doğum Hisbeti 1000 kişide 16 ya inen Alta İngiltere, — Avustarya, İsviçre, İsveç, Norveç ile beraber buhrandan en fazla mütcessir alan memleketlerdendir. Mama- fih ölüm nvisbetinin azlıgı, Alman- yada, yine nüfus arimasını yüzde 4,4 olarak göstermektedir. İngil- terenin doğun vazizeti <ise 1000 de 15,7 dir ki artmıyan ve ek- silmiyen bir nisbettir. Fransa ile Avusturyanın nüfus — vaziyetleri azalmaktadır. Lehistan, Romanya Yugoslavya ise 1000 de 30- 35 | nisbetinde doğum kaydetmekte- dirler. Rusya bu arada, nüfusu en fazla artan memleket vaziye- | tini muhafaza etmektedir. Demokrat fırka Amerikada Iktidar mevkiine henüz filen ge- meden, bu fırkanın merkez ko- mitasile Nevyork bangerlerinin mevcut selesinin masına se evveline oya, Nevyork | reislerinden SON POSTA —rmaeameme İstanbulun en eski tulümbacı Galata — gümrüğü hamalbaşısı Osman reis, sigara- | sından üstüste birkaç nefes çek- | | tikten sonra anlatmıya başladı: — | — Tulumbacıhk, bir zamanlar | | büyük ocaktı. Sonraları bozuldu. mümkündü ocağa | Eskiden ne Belediyesi e ati Sıkıntıda l.ı'aıîıdı. çÇnnI)(ü komitanın aldığı kararlar karşı- sında bu bangerler, şehrin iste- diği borç parayı vermiyeceklerini söylemiye başlamışlardır. Çünkü, banger, Nevyok şebhir -bütçesinin pek masraflı bir surette tanzim edildiğini iddia etmekte, bütçe- den tasarruf yapılmasını istemek- tedirler. Her ne kadar merkez komitası icabeden tasarrufun ya- | pıldiğin: bildirmiş ise, kısa bir tetkik, bu tasarrufun sözde ke- hr cinsinden olduğunu görmüş- lerdir. Bunun üzerine fırka mer- kez boresunun vaziyeti son dere- ce sıkışmiış, Nevyork - belediye | bütçesini islâh çarelerini aramıya başlamışlardır. Eğer bu iş tahak- kuk edecek olursa on kadar bü- yük müdürlüğün kaldırılmasi icap etmektedir. x* Berlin Hukuk Mahkemesi, bir | kadının — kocası aleyhine açtığı tu- haf bir — davayı görmekle meşgul- | dur, Fakat işin içinde çıkamamış- | tır. Kadının iddiası şudur: Beni kocam istediği zaman dip!omattı, | kedisine — varırken — ileride bir | sefir karısı olacağımı zannediyor- dum. Evlendikten sonra mesle- | laumbacı | yiğitlerin | tuğunu koparır | ğına koyup: | Ayağınızda dizlikler, kolayca girmek ?.. Rastyelen tu- olmıya kalkışınca — işin | rengi değişti. Bizim reislik etti- ğimiz devirde tulumbacılık baba- harcı idi. Tulumbacı güçlü kuvvetli, gözü yılmaz, tut- adam demekti. Birisi, tulumbacılık yapmak iste- yince ilkönce reise çıkar, adını, lekabını - verir, — “ beni dümen — neferliğile diye istida ederdi. Reis, arkae- daşlarile bir araya gelip bu müracaatı tetkik eder, tulumba- cılığa yarar bir adamsa koğuşa yazdırın | , | alınmasına müsande ederdi. Dümen Neferi Kimdi ? Dümen nefer, kendinden bir etmiye mecburdu. Koğuşa baş- kası gelince dümen — neferliği 8ö'ekine geçerdi. “Tamam mısınız ? ,, Yangına çıkmamız da yaman olurdu ha. Köşklü, elini kula- * Filânca — yerde yangın var! ,, diye bağırdığı gibi hepbirden koğuşlardan fıriardık. sırlımızda yaz kış ince ten fanilâsı.. Yal.- | nayak, başka açık, sıraya dizilir- dik. Herkes, dörder dörder takın olur, tulumbasın başına geçerdi. ğinden ayrıldı. ve muharrirliğe başladı. Fakat yazdığı bütün rc- | manlar fena, ben, müstakbel bir sefir karısı olmak için bu adamla | evlenmiştim. Yoksa muvaffak ol- Bauyan bir roman mubarriri karısı olmak için değil. Hâkim, bir erkeğin hayatta | muvaffak — olması iİçin bilhassa karısının muzaheret ve teşvikine | muhtaç bulunduğun aöyliyerak ka- dinı inadından vazgeçirmek iste- | mişse de muvaffak — olamamıştir. ’ Kendisi de bir karar veremediği için işi başından atmıştır. I | pirde | Reis, takımlarına şöyle bir göz | atar: — Tamam mısirz diye so- | yardı. Bunun da - sebebi, takımın içinde su iktiza eden tulumbacı olup olmadığını anlamak içindi. Çünkü, güsül aptestini almadan yangına gidilmezdi. Takım tamam V ise reis tulumbanın başına geçip duasını batırımda destur. — alarak okurdu. Bu — duanın kalabilen yerleri şudur : — “Ya Allah.. ya bismillah,. | ya Davuüt gerçek.. sen bize kuv- vet ver.. Elhamdülillâh... . | yok.. Koğuşa en sonra gelenin adı | ! dümen neferi idi. Dua bittikten sonra, takım var hızile yola düzülürdü. Fenerci, Borucu, Hortumcu... Takım, şu tertiple giderdi: mde fenerci, fener çekerek tu- lumbaya yol açar, arkadan bo- rucu elinde boru ile koşar, en sonra da srtında hortumu ile hortumcu gelirdi. Sandık denilen tulumbanın yeri ortada idi. Yan- gina — gelindiği gibi bortumcu koşup hortumu sandığa borucu, hortumun ucuna boruyu yerleştirirdi. Bir tulumba takımı, | yangına giderken, yolunun üs- | tünde başka bir sandığa rastladı koğuşa | mi mutlaka onu geçmiye çalı- şırdı, meselâ: — Hecey.. Yaman gelir, ya- man gider tersaneliler.. diye ba- | gırarak giderken bir de baka- | rız ki önümüze bir sandık di- kilir. Artık, ölmek var, 'dönmek Öndeki yapıp — geçeceğiz.... — Geçeceğiz amma, öndeki bizden atik dav- ranmarsa... İşte sandık — kovala- | ması buna derlerdi. | gün evvel gelenlere bile hizmet | Bu kovalama esnasında agır yaralananlar, hatta ölenler olurdu. | Bir sandığın tepeliğini ( sandığın ortas ndaki madeni — parçaya tepelik derlerdi ) öteki - sandığın başındakilere kaptırınak tulumba- | olar için pek büyük — bir rezalet | sayılırdı. Tepeliğini kaptıran san- dığın mahalleli arasında iki para- Lk itibarı kalmazdı. Tulumbaç - hk hayatımda görüp geçirdiğim şeyleri — size birbir. — anlatacak olsam koca bir kitap yazarsınız, Hiçbir yangın olmazdıki, biz ora- dan yarı kavrulmuş çıkm:yalım. Eski Yangınlara Ait Hatıralar... takar, | sandığı ne yapıp | jM! Haaayt! Yamaı! Gelir, Yamîlı_ Gidetîâksmaylıla;;; X | Eski Tulumbacı Reislerinden Osman Reisin Meraklı Ve Heyecanlı Hatıraları |Sandık Nasıl Kalkar, Nasîl_D;ı;_Edilir. Tepelik Nasıl Kapılır Konuşmalıdırlar Dümen Neferi, Fenerci, Hortumcu, Borucu Kimlere Denirdi? Hiç unütmam: 40 sene kadar | oluyar. Üsküdarda, Yemimabal- [ | lede bir yangın çıkmıştı. Ha birc | İkoştuk. Bir yangın ki medet Allah... | Yarım saat geçmeden ber tara- | a | yasaktı. Şayet cinlemeyip işe git- | ! l r | l fimız kav gibi tutuştü. Alevler ortasında — kola kaldık. Bulundu- ğgümuüz yer bereket kilise avlusu idi, Tamam 16 saat versin bir | bu avlunun ortasında, çıplak vü- ) cudumuzu ateşte kızarttık, dür- | duk. Sizin on altı saat yemeden içmeden bir külhan - içinde kak dığınız. var mı? Yine bir. gece Rokirköyde Bir v>- " dan dü-ü- | | Bu totoğrafta eli kamçılı ve arkasında Üniforma gördüğünüz zat Osman Beydir, . İkinci sandalyede otaran tulumba ağasıdır yorduk. — Köşlü —haber verdi* “ Hasköyde yangın var! , nefes almadan tekrar yola çıktık. Kar bir — taraftan lapalapa — yağar. Sandığı omuzumuza vurduğumuz gibi çıktık yola. — arkadaşların ayakları, taşlara sürte sürte ya- lama oldu. Fatihten, doğru Ba- lata indik. Oradan Hasköye geç- mek için kayık ararken birde | bakalım ki deniz kerpiç kesilmiş, Buz üstünden şarkı söyliye söyliye Hasköye bir geçişimiz var bizim... Yine pir gün Galatada Hen- dek — taraflarında bir. yangın ol- muştu. Su işlerken (Su sıkarken) içine girdiğmiiz ev, birdenbire çöktü. — Allah rahmet eylesin Çeşmemeydanlı Ahmet Ağa ile | ikimiz çöküntünün altında kaldık, o bana bakar güler. Ben ona bakar gülerim. Neden sonra ak- hmız başımıza geldi: Diri diri yanacağız —yabul Su işleyin diye bağırdıkta iki saal sonra yolu açıp bizi kurtar- dılar. Aksarayda, Cellâtçeşme yan- gınında İnce Arap, Hidayet, ben üçümüz yine böyle bir yangın duvarı altında kaldık. İnce arapla Hidayet ezilip öldüler. Bana bir şey olmadı. Daha buna benzer ne kazalalar geldi geçti başımızdan.. “ Demirdesek ,, Neye Derlerdi? Tulumbacı — koğuşlarında ilk zamanlar, çok inzibat vardı. Tu- hambacı birine ufak bir sarkınte | hk yapsa, yahut yangın yerinde | çaçulculuğa kalksa hemen cezaya 1 çarçılırd.. Racona karşı gelene aman yoktu. Kababatlı tulumbacı sabahleyin — yatağından — kalkar kalkmaz yanı başında bir zencir bulursa vay baline... Bu zencir, tulumbacının ilk cozası idi. Yata- *« Kânünuevvl 4 —ei Kari Mektupları Museviler Türkçe — 600 sene evvel İspanyadan kovulduğumuz zaman Türklerin Şefkat ve merhametine iltica et- miş ve hüsnü kabul görmüştük. Bu civanmertlik karşısında hâlâ İspanyol — dilinin — kullanılmasının çok ayıp olduğunu yaşadığım şu güne kadar millettaşlarım arasın da söyler dururdum. İzmirdeki millettaşlarımın İspanyolcayı ter- ketmek hususumda ittihaz ettik- leri karar beni çok sevindirdi. Museviler arasında — Türkçeni- süratle inkişafı için Haham ler havralarda mütemadi nasi ve vaazler yapmalıdırlar. Mac ki bu vatanda Türklerden istisna edilmeden yaşıyoruz. Mademki Türklerle — Museviler — arasında hiçbir fark yoktlur, lisan farkı da olmamalıdır. Rosöyük: Sarraf Albert Pozantı da bayi Muftafa Bebçet Beyet: — Türk Maarif Cemiyeti p- yangosunda büyük ikramiye ka- zananlar gazetede yazıldı. Küçük ikramiye listelerini Maarif Cemi- yeti bastırmıştır. İsteyiniz gön- derirler. * Bir Darüilfünunlu İmzasiln yazan zata! — Mektubunuzda imrzanız ve sarih adresiniz. yoktur. Bunun için dercedemeyir. * Tokat okuyucularımızdan D. A Boyet — Fiat, müşterek kararla art- tırılıp eksiltilebileceği için şimdk lik bir şey yapmak mümkün değildir. mektup * E. H. H. İmzasile zata : — Lisan rekâketi tedavi edilir. Bir asabiye mutahassısına, yani sinir hekimine müracaat ediniz. * Dinarda Yukarı Apa Muallimi Avni Beye: — Mektubunuzda — haklısınız. Fakat neşri imkâm yokfur. Bu bavadis ancak mahkeme kararını verdikten sonra yazılabilir. C Fransada Bir Casusluk Paris — Brötanya sahillerinde ateş —manevraları yapan Fransız ikinci donanma fırkasının harer kâtını takip eden iki casus yaka” lanmıştır. Bunların biri kırk yaş larında ve Adam isimli sabık bir Fransız mülâzimidir. Diğeri ise meklup yazaa gıinın — yanına zincir — bırakılan tulumbacı, artık bir yere kınık | danamazdı. Zincir kaldırlıncıya | kadar koğuştan dışarı çıkımak | mek istese fenerci hemen önüne dikilir: | — Nereye olan.. sen demir- | desin! Derdi. Tulombacı Sopası » Demirde , — olan tolun- bacının kabahatı daba büyükse ÇDoeax P itd sa>i'sün Malnu isminde bir - delikanlıdır: Casuslar, Fransız donanmasınıt! önünde — manevra — yapacakları sahile bir telsiz telgraf aleti koyup gayet hassas donanmt dürbinleri —ile harekâtı — takip ederlerken — yakalanmışlardır. zerlerinde iki tabanca, bir takılf şifreli notlar, bötün sahili göt teren 50 bin mıkyasında — erkân! harp haritaları ve saire... BU casusluk hâdisesine son derec* ehemmiyet verilmektedir.