B Si a iyeia eli —1 Dünya Haâdiseleri î_ —- Pahalılıktan Şikâyetçi Lodra'dan — yazılıyor: — Rusya nezdindeki İngiliz, Fransız, Al- man sefirleri, hükümetleri ve di- ğger selirler namına Sovyet Hari- ciye Komiserliğine birer nota ve- rerek sefaretlerin mahtaç bulun- dukları iaşe eşyasının pahalı ve- rilmesinden dolâyı şikâyette bu- lunmuşlardır. Bundan- evvel, bu eşya, hükümetin resmi mağaza- larından veriliyor ve ucuza mal olüyordu. Fakat sebebi malüm olmayan son bir karar ile sefa- retlerin ihtiyaçlarını vyesmi mağa- zalardan değil serbest mağazalar- dan tedarik etmeleri lüzumu bik dirilmiştir. Bu suretle alınan mal- lar, dört misli pahalıya geldiği gibi çok defa bu serbest mağa- zalarda istenilen eşyayi bulmak da mümkün olmamaktadır. Sefirlerin teşebbüsüne Sovyet tükümeti henüz cevap vermemiştir. Delilere Karşı Tedbir Paris — Son zamanda bir ta- kım delilerin işledikleri feci cina- yetler sıklaşmaktadır. Adalet huzuruna çıkan bü deliler, hastalıkları sabit olduğu için ekser ahvalde ya hafif bir ceza ile veya büsbütün wes'uliyet- ten kurtulmaktadırlar. Adliyenin şikâyeti Üzerine —mes'ele Fransız tıp akademisine bildirilmiş ve bu akademi tarafından teşkil olunan komisyon vaz'iyeti te sit ederek bazı — tavsiyelerde — bulunmuştur. Komisyonun kanaatine göre deli- Biği göze çarpan veya hakkında şikâyet yapılan kimseler zabıta hastanelerine yatırılarak — müşa- hede altına alınacaklardır. Ayrıca tesis edilecek olan. hususl tıbbı adli mücsseseleri bu delileri mu- ayene ederek haklarında bir ka- rar vereceklerdir. Tedavi ihtiyacında — bulunan bastalar, derhal — tımarbanelere gönderileceklerdir. Bu suretle, müvazenesi bozuk kimselerin di- ğer insanlar arasından — çıkarı- ması temin olunacaktır. Greta Garbo Pariste Paris, — İsveçte bulunduğu zavnedilen sinema artisti Greta Garbo, şeçen gün ant ola- rak Parise gelmiştir. Fakat gerek takdirkârları ve gerek gazeteciler tarafından hücuma maruz — kalmamak — için Greta Garbo, gerek hüviyetini, gerek kıyafetini tamamen tebdil etmiş- t. İk kocasından aldığı Madam Güstavson ismi altında seyahat ediyordu. Elbisesi gayet basitti. Gözlerinde siyah gözlükler, sır- tında adı bir muşamba vardı. Sakin ve güzel bir otele misafir oldu. Fakat otel müdürü, maruf artisti görür görmez tanıdı ve derhal hayranlığını ifadeye kal- dı. Fakat Greta Garbo müdürün bu alâkasım, şu cümle ile ağıı- na tıkadı: “«— Benim otelinizde bulun- Bebek Cinaye Rusyada Sefirler | A A LLÜĞT ŞÜ ĞLÜKÜĞŞEEĞÜRÜTTÜĞE AŞ a duğumu haber alacak — olurlarsa | derhal buradan çıkar giderim. Otel müdürü, böyle bir yağlı müşteriyi elden kaçırmamak için bittabi sesini çıkarmadı. Fakat ;her nasılsa gazetecilerden biri işin farkına varmıştı. Otelin mut- fağından girerek Gretanın bü- lunduğu kata çıkmıya teşebbüs etmiş, fakat zamanında görülmüş- tür., Bunun üzerine Zabıtaya mü- racaat edilerek meslek - gayretile hareket eden gazeteci bir hırsiz diye zabıtaya teslim olunmuştur. Ayni günün akşamı, Greta Gar- bo Londraya hareket etmiştir. Çünkü — büviyeti — belli olduğu takdirde oteli terkedeceğini söy- lediği için bu- suretle tehdidini yerine getirmiştir. | SOM POSTA yeti Zanne ginden Daha Heyecanlı Oldu Katil Öldürecek Adam Arıy Ş Maktulün zevcesi Mediha W. gazetecilere bildiğini anlatıyor Bir taraftan zabıta, bir taraf- tan da adliye dün Bebek cina- yetinin muhtelif sabnelerini tespit ile iştizal etti ve daha ilk sual ve cevapta anladı ki, hâdise, ka- ranlık ve esrarengiz değil, fakat lı:ıı derece müheyyiçtir. -Anlata- m: # Katii Kimdir? Dün yazdığımız gibi hâdiseyi yapan Galip Efendi isminde bir zattır. Bu zat Mısır prenslerinden Zeynep Hanımın - vekilharcıdır. Bu itibarla senenin yarısını İstan- bulda yarısını da Mısır'da geçirir. Evlidir. Mediha Hanım ismim de bir zevcesi, Münir isminde de 16 aylık bir yavrusu vardır. Cinayatin Sehehi Nedir? Galip Efendi kıskanç ve asabi bir adamdır. Binaenaleyh vazife icabı Mısıra gittiği zaman zevcesi- ni burada bırakınca içi rahat değildir, arkasında ne olup bit- | tiğini düşünmekle meşguldür ve geçenlerde bu üzüntüden kurtul- mak için zevcesini de birlikte götürmeyi teklif etmiştir. Fakat zevcesi tanımadığı bir memlekete gitmeyi hoş bulmadı- gını söylemiş, bunun üzerine de karı kocanın arası âaçılmıştır. An- Lattıklarına — bakarsanız. — Galip Efendi bu ret cevabın: müteakip ailesini ihmale başlamış, ailesi de paraca sıkıntıda kaldığı için hu- kuk mahkemesine müracaat ede- rek bir nafaka davası açmıştır. Hâdisede Kimin Parmağı Var? Galip Efendi bir taraltan aile- sinin Mısıra gitmeyi reddetmesi, diğer taraftan da mahkemede dava açması üzerine arada bir müşevvik olabileceğini düşünmiye başlamış ve kafasını yora yora, karısının kız kardeşi, yani ken- di baldızı Zekiye Hanımdan şüp- he etmiş ve bir gün onu bularak: — Bütün bunlara sebep sen- sin| demiştir. Artık anlıyoruz ki, katilin kalbinde günden güne büyümiye başlıyan bir kin var- dır, ve bu cinayetin saiki de odur. Hâdise Nasıl Oldu ? Evet, Galip ER. nin içinde dehşetli bir kin vardır. ve bu kin kendisini deta bir deliye çevirmiştir, bütün aile efradını öldürmeyi düşünecek — dereceye . götürmüştür. Hâdisenin cereyamı şekline bakınız: O gece Galip Ef. baldızının evine gitmiş. Yine anlattıklarına bakılırsa kurısını aramış: — Yoktuar, demişler! Bu sırada karşısına - çocuğu Münir çıkmş: — Bunun için mi benden nafaka istiyorsunuz? diye bağır- mış ve yine anlatılan şekle göre çocuğun üzerine atılm:ş, baldızı Zekiye H. çocuğun öldürülmesi ihtimalinden korkmuş: — İmdat! İmdat! diye bağır- mış. Tesadüfen sokaktan geç- mekte olan polis Salâhattin Ef. bu sesi işitince koşa koşa gelmiş, Galip Ef, polisi görünce sormuş: — Niye geldin?. Beni götür- miye mi? Artık Galip E£ çıldırmış g- bidir, kendisine malik değildir. Hemen ruüvelverini - çekerek polis efendinin üzerine üç el ateş etmiş, tutturamamış polis - efendi de mukabelede bulunmuş, fakat o da İsabet ettirememiş ve bu müsademe esvasında Galip Ef. geri geriye giderek — kendisini evin başka bir odasına atınış, bu odada baldızı Zekiye Hanım var- mış, Galip Efendi bu hiddetli ra- Mahalleler Arasında Bir muharririmiz — İstanbul, Haliç ve Boğaziçinin en ta- nınmış semt ve mahatlelerini dolaştı, bunların hususiyat- lerini, tarihte bıraklıkları İz- leri, bugünkü dert ve ihtiyaç- larını tespit etti. Mahalleler Arasında Yedi dağ üstüne kurulan güzel İstanbulun sadık bir aynası olacuktır. MAHALLELER ARASINDA Lerzetle takip edeceğinize şŞüphemiz aolmıyan bu ftetkik yazılarını birkaç güne kadar neşredecoğiz. manında esasen kızdığı Zekiye Hanımı karşısında görünce ruvek verini ona İçevirmiş ve kadını altı yerinden yaraladıktan sonra sokağa fırlamış! Karanlıkta Bir Takip! Yekdiğerini takip eden silâh sesleri sokaktan geçmekte olan Şaban Efendi isminde bir polis Zmemurunun nazarı dikkatini cel- betmiş, © da, kendisinden evvel gelmiş olan Salâhattin Efendiyi bulmuş, iki memur karanlıkta ka- tili takibe başlamışlar! İz kayboldu.. Bu takibe rağmen Galip izini gaybettirmiye muvaffak olmuş ve bir müddet sokaklarda serseri- yane dolaştıktan sonra artık evde kimsenin kalmamış olacağı- ni düşünmüş, geri dönmüş, fakat bakmış ki kendisini takip etmiş olan polis efendilerle karakoldan yetişmiş olan bilkaç memur daha oradadır. Galip Efendi bunları görünce: — İşte geldim, ne yapacaksa- niz yapınız, demiş ve tekrar silâh atınıya başlamış ve bu sırada da polis efendilerden mukabele gö- rünce maktül düşmüştür. Haktülün Zevcesi Ne Diyor? Dün maktül Galip Efendinin zevcesi Mediha Hanımla konuş- tuk, hâdise esnasında evde bulun- madığı için ölümden kurtulmuş olan - bu kadın diyor ki: “Üç senedenberi evliyiz, fazla kıskanç, asabi ve ihmalkât olma- #, mütemadiyen Beyoğlunda do- laşarak bize bakmaması yüzünden mahkemeye müracaat ettim ve nafaka bağlattım, diğer taraftan da Üçnucn Hukuka — müracaat elerek talâ .t ebinde bulundum. | Henüz muhakememiz bitmedi, Yaralanan ablam bekçi Meh- met Ağanın karısıdır. Fakat uzun zamandanberi ayrı yaşamaktadır. Zekiye H. Ölmedi Dün ölüm halinde hastahane- | ye sevkedilmiş olan hatta bir aralık öldüğü bile haber verilmiş olan Zekiye H. yapılan tedavi sayesinde — kendisine — gelmiştir. Kurtulması ihtimali artmıştır. dildi- 'Kıravatlı Toaşprinisani 23 " Ve Kıravatsız ordu Müşteriler Ben Susurlukta kıraatanecilik yaparım, her müşterinin huyuna ve suyuna göre hizmet etmek mesleğimiz iktisasıdır. Fakat bir müşterim evvelki gün bir tasnil yaparak beni müteessir etti. Bu müşterim çayı dört şekerle içer, halbuki ben müşterilerime üç şeker veririm ve bu üç şekeri ayrı bir tabakta götürürüm. Diğer müşteriler görmesinler diye dört şekerle çay içen müşterimin şe- kerini de çayının İçine atarım, bu müşteri evvellki gün bana: — Benim kıravatım yok diye mi şekeri çayın içino atıyorsun da diğer gravatlı —müşterilerin gibi ayrı tabakta getirmiyorsun dedi, şu tasnif beni mütcessir etli. Kıravatı olmıyan vatandaşı kıravatlı vatandaştan aşağı görs mek ne fana bir zihniyet. Susurlakı Şükrü Maaşını Alamıyan Aile Kırk sene posta memurluğu yaptıktan sonra tekaüt olan ve ikramiyesini — alamadan — vefat eden pederimizden bize bağlar nacak olan maaş ve ikramiyenin muamelesi 8 aydır ikmal edik medi: Dört kardeşiz, — annemiz hasta, tahsilimize devam edemi- yor, aç, sefil dolaşıyoruz. — 40 senelik memurun çocuklarını dü- şünmek lâzımdır. Alâkadarların nazarı — dikkatini — celbetmenizi rica ederiz. Samsan Çorum ambarında Mithat Lâmbasız Kasaba Kasabamızın 13000 küsür nü- fusu olduğu ve 5000 haneyi ihti» va ettiği halde geceleri karanlık içindedir. 38 lüks lambası mev- cut bulunduğu halde bu lamba- lardan yalnız üç adedi sabaha kadar yanar kalan 35 lüks lamba saat onda söndürülür. Belediye- nin harekete geçmesini rica ede- rim. M. Kamalpaşa: M. F Geliboluda Bir Fabrika Çürüyor Mu? Burada günde 250 çuval uu istihsal edecek kuvvette ve mü- kemmol tesisatlı bir un fabrikası vardır. Hükümetle ait olan bu fabrika fazla kira istenildiği için işletilmemekte — ve muattal bir halde durmaktadır. Üç senedir metrük vaziyette duran bu fab- rikanın — tesisatı — çörümektedir. Hükümet burayı ya kiraya ver- meli veya satarak çürümektef kurtarmalıdır. Gelibolu. $. $. İrfan, Muzatfer, Celâl, Nail, Zeki; Resti Cevap: Vekâlet bu husustâ icap eden “edbirleri almıştır. * H. İhsan Beyet — Fransada basılan ve müeilifi Fransız olan bir eserin İstanbu "44 tercüme ve takında kanusi bİf bir mahzur yoktur. * Dede zado Fahri Beyez — Şiir basanlar ekseriyetl? edebiyat mecmuaları ve mağir zinlerdir. Şiirlerinizi mecmualardâ? birisine gönderiniz. Gzetamizd? şilr dercetmiyoruz. efendim .