Çınlayan Bir Yeni Hoş Sada İngiiz Hariciye Nazırı Sir Con lmo>, Tahdidi Teslihat Konferan- sında derin akis'er bırakan bir nutuk #Ööyledi. Derin akis brakan tabirin- den maksat, bu nutkun, bir. kısmı Bakkında hemes umum murahhasların tanvipkür davranzaış olmasıdır. Fakat haddizatında, vaziyet, dün ne İse bugün de odur ve ortada değişmiş bir şey yoktur. Yalnız Sir Con Simenun temas ettiği iki mühim nokta vardır ki kaydetmiye değer: 1 — Almanya tekrar konferansa gelmeden evvel bir şey yapmak mümkün — değildir. Mesi için de — kendi Müsavat veri mek lâzımdır. 2 — Versay muahedesi, sadeca Almanyanın vi âhlarını tahdıt etmiş- tır. Diğer devletler hakkinda ise, Mmuabede bu eras) göstererek temen- niyatta bo'unmuştur. Maksat Alman- Şanan ailâhlanması değil, fakat diğer devletlerin « iâhlarını onun derece- sine indirmeleri olduğunı göre, mu- aheden'n bu kısmi ayrılmalı umumi ve bütün devletleri bağlıyan yeni bir itilâf yapılmalıdır. Sir Con Simonun deniz si'âhları hakkında söylediği sözlere gelince: tedenberi İngil z noki zarında Wado odilegelen fikirler, bu nutukta Aynen tekrar odiimiştir Denizaltı gemileri kalkmaln büyük tonajı ge- miler bir parça küçütülmeli, ve Almanya için fayin edilen umumi deniz tonilâ'osu baki olmalı. Bunua hariç nde Sir Con Simonun dikkata değer bir. sözü da konfa- Yansa İştirak eden bütün devletlerin #mumi ve müşterek bir beyanname İle aralarında ci ihti âfları halletmek İçin hiçbir suretle kuvvete müracat ttmiyeceklerini peşinen — tanhhüt #tmelerini istemes dir. Silâhlar, bunların mabhiyeti, ordu ve kadroları, umumiyetle kuvvetle- tin kontro'ü gibi meselelerde Sr m Simo'nun nutkunda mevzubah's tdilmiştir. Fakat nutkun ana hatları #aaslı bir it.lâf temin edemiyeceği için teferrüaat sSayılmak lâzımgelen diğer noktalar üzerinde durmak bile Üzumsurdur. Fransız projesini izah eden Fran- *x Haricye Nazırı Pol Bonkur'un Con Simo'nun mütalealarıda, tadece bu kubbenin içinde çınlıyan hoşca seda oldu. — Maalesef *kadar, — Süreyya Hitler'ci Bir W.eb'us 6 Sene Hadematı Şakkaye Mahküm Edildi Hamburg 22 — Hitlerci meb'- Aslardan M. Moder geçen seneki tethiş hareketine iştirak etmek türmile fevkalâde mahkeme tara- an altı buçuk sene hidematı Sakkaya mahküm olmuştur. İEFRİKA NUMARASI 136 Hindenburg Şartını Bildirdi Buna Göre, Hitler De Almanyanın Si- Huhafaz Edecek lâhlanma Siyasetini Berlin, 22 — Kabine bu'rranı devam etmekte ve Hitlerin Baş- vekil olması ihlimali artmaktadır. Hitlerle Hindenburg — arasında yapılan mülâkatlarda, Hindenbur- gun ileri sürdüğü şartlar dahili ve harici siyasete ait bulunmak- tadır. Buna göre, harici siyasette, bihassa tahdidi teşlihat mesele- sinde Fon Papen hükümetinin siyaseti — muhafaza — edilecektir. Reisicümhur. dabili siyasette de, Fon Papen hükümetinin iktısadi siyasetinin devamını, ve markı tehe likeye düşürecek herhangi bir nakit tecrübesinden kaçınacak bir malt siyaset takibini istemek- tedir. Reisicümhur, Alman komi- serini Prusyada ipka etmekte, Almanyanın Prusya ile birleşte- sini arzu etmektedir, Hüor Cevabını Verdi Berlin, 922 — Relsictmburun, Hitler tarafından teşkil edilecek bir hükümetin Rayiştagta ne gibi şartlar altında ve nasıl bir siya- setle ekseriyet teşkil edebileceği şeklindeki sualine Hitler tahrirt olarak cevap — vermiştir, cevap yarın neşredilecektir. Hitler, Kimtere Boyun Eğecek Berlin 22 — Siyasi mehafil de, Hitlerin — bir kabine teşkil edebilmesi için, sade Hindenbur- güun şartlarına değil, merkez fır- kalar.nın, Bavyera halkçı Frka- sının, hatta üçüncü bir fırkanın da şartlarına boyun eğmesi icap eltiği söylenmektedir. Hindenburg'un - ileri sürdüğü şartlar arasında şunlar vardır: Kabinenin azası ve teşekkül tarzı reisicümhurun muvafakatine tâbidir. Reisicümbur, milli müda- faa ve hariciye nazırlarının tayi- ninde fevkalâde salâhiyeti haiz- dir. yi Sefirler Heryoyu Tebrik Etiler Paris 22 — Başvekil M. He- riyo'ya karşı — yapılan ve akim kalan suikast — dolayısile birçok sefirler, tebriklerde bulunmuş- lardır. — — | ÇOCUKLUĞUM Meşhur Rus Edibi Maksim Görkinin hayat romanı Mezarlığa gitmeden evvel bir Kiktar — çay, şeker, ekmek ve Üçük Yalğj'ın — babası için de Sacık şarap alırdık. Çurka ihti- Yöra sertçe bağırırdı: q.'l'ley pis köylü —semaveri '."huyıı güler ve semaveri ku- h:..— Çay hazırlanırken biz de di işlerimiz hakkında konu- © bize nasihat verir, ko- lar gösterirdi: — Hey, beni dinleyin! yarın öbürgün — (Frussov ) un ı“d' ölü yemeği verilecek, bu ı".ldl büyük bir ziyafet ol- o...f :;':rdiu kemikleri alsanız Fak, y _;:'::r şeyi bilen Çurka Türkçeye Çevireni Muvaffan — Kemikleri — ahçı — kadın topluyor | Viyahir düşünceli — düşünceli pencereden mezarlığa doğru ba- kar ve: “Eh Allahım! ,, derdi “ne zaman — ormana gidebile- ceğiz? ,. Yalj mütemadiyen — susuyor, heçimize kederli — gözlerile dik- katle bakıyor — ve bize süküt ederek oyuncaklarını gösteriyor- du. Bu, kırılmış kurşun askerlere bacaksız atlar, küçük — pirinç parçaları ve her nevi dökmeler- den mürekkep bir koleksiyondu. Babası masanın Üstüne envai tür- lü taslar ve kupalar — dizip ve semaveri getirdi. Mezarcı kemik evinde yakın hasta olduğunu teker teker sar SÖON POSTA Amer'ka RelsicUmhuru Allesi Arasında Yeni Amerika Rels cümhara Mister Franklon Ruzvolt, elradı çok olan bir ailenin roisldir. Bu itibarlâ Amerika'da çok sovilen Razvolt muva'faklyetinin bir kisminı allev? vaziyetine medyundur. Domokrat fırkası — çiftçi olan bazı merkez ve garp hükümetlerinde yaptığı propagandada, Ruzvelt'i kalabalık bir ailenin reisi olduğunu gösterirler. Resmimizde ön sırada soldan Hibaron M. Ruxvolt, zevcesi, kızı ve kendi annesi görünmektedir. Arkada ayacta soldan (tibaren: M. Ruzveltin üç oğlu « ve damadı gürünmektedir. H_ar_pr ; Borçl_z;rı Amerika Borçları İlga Etmezse Beynel- milel Vaziyet Çok Vahim Olacaktır Londra, 22 — Lore Snovden, yazdığı bir makalede diyor kit Amerika borçların ilgasna mu- halefet etmekle gayet kısa gö- rüşlü bir siyaset takip ediyor. Kongre bu hareketinde ısrar edecek olursa beynelmilel vaziyet çok vahim olacaktır. Borçlar İlga Edllamez Vaşington, 22 — Reisiclimhur Muavini M. Jon Garner beya- natta bulunarak, harp borçlarının ilga veya tadiline tamamile mu- halif olduğunu söylemişlir. M. Garner Relsicümhur Ruzvelt ile Hover arasında bu hususta —eeemmrme —— yardı. Bu kayıtsız sokak - hayatı hoşuma gidiyor, arkadaş'arımı da seviyordum. Bundan sonra mek- tebe gitmek bana güç gelecekti amma, nmibayet 3 Üncü smnfın imtihanını verdim. İmtihanda mu vaffakiyet kazanm $ ve mükâfatlı şehadetname _lhljl!îlm. Mektebi de böylece bitirmiştim. Ninem zengin bir tccarın evinde yaşıyordu. Annem bitkin br hâlde idi. Küçük kardeşim kemik hastalığı çekiyordu. Bü- yük bubam çocuğun gıda alması lâzım — olduğunu fakat hepimizi besliyemiyeceğini söylüyordu. An- nem Ööksürüyor, —hırıldıyan bir sesle konuşuyor, günlerce sessiz yatıyor ve ölüyordu... Ve nihayet agustosta öldü. Öldüğü gün Yov- genj Vasilyeviçi çağırmamı söy- ledi. Nineme enfiye almak — için aktarda çok beklediğimden unut- muştum. Ânnem kızdı, biçağın tersile arkama vurdu. Köşesine yattı. Mendille yüzünü silecek yerde yaslığı siliyordu. Su istedi. Güğümden bir filcan su verdim. pılacak müzakerelerde hazır bu. lunmak Üzere buraya gelecektir, M. Ruzvelt — moratoryomun tahdidine kuvvetle taraftardır., M. Troçki Seyahatinin Sebebini Anlatıyor Marsilya 22 — M. Troçki, dün buraye gelmiş ve bir otomobille Liyona gitmiştir. M. Troçki ora- dan trenle Kopenhag'a gidecek- tir. M. Troçki beyanatta bu- hunarak, seyahatının gizli mahi- yette olmad ğımı, Türkiyede kak dığı dört sene içinde yazdığı Rus iakılâp tarihi bakkında Kopenhag Darüfünununda ilmi konferanslar vereceğini söylemiştir. _Antn.l: I;ir iki );ııduıı içti. Derin I bir nefes çıkardı. Uzun kırpikleri yavaş yavaş gözleri üslüne düştü. Dirsekleri sım & kı böğürleri- ne yapışmıştı. Yavaşca — bare- ket eden elleri, başna doğ- ru çıkmak istiyormuş gibi, göğ- süne doğru sürünüyorlardı. Yüzüne bir gölğe çökmüştü. Sarı cildi buruşmuş, burnu siv- rilmişti. Ağzı hayretle Baçılmıştı. Nefesi artık işitilmez olmuştu. Uzun müddet annemin yatağı ba- şında elimde su çanağı ile dur- dum. Onun hareketsiz kalışına, ve yüzünün gittikçe — soluşuna baktım. Büyük babam içeri gir di ona: “Annem öldü!,, dedim, Yatağa doğru baktı: — Yine ne gevezelik ediyor- sun? dedi. Ocağa doğru gitti. Pazar gü- nü için pişen et yemeğini dişarı aldı. Annemin öldüğünü biliyorum; onun bunu e zaman anlıyacağını sükütle bekliyordum. Gönül İşleri Baldızını S2ven Adam “ 3 sene evvel bir kız sevi- yordum. O başkasile alâkadar oluyordu. Onunla evlenmek - iste- dim. Mümkün olmadı. Fakat onun muhiti ve havası içinde yaşamak hırsını yenemedim. Başka anadan ablasile evlendim. Bu suretle aile içine girdim. Fakat baldızıma karşı olan alâkam devam etmi- yormuş gibi hareket e'tim. Evde vaziyeti kimseye hissettirmedim. Yalnz baldızımın yanında bulum- dukça içimde müthiş - fırtınalar kopuyordu. Derdimi — kimseye söyliyemiyor, gizli gizli ağlamakla kendimi avutmıya çalışıyordum. “Karım temiz, fedakâr, na- muslu bir ev kadını çıktı, benim için hiç bir fedakârlıktan çekim medi. Kendisinden — çocuklukta yaralanan kalbimi tedavi etme- sini istedim. O bütün hayalını bu yarayı tedaviye hasretti. Be- nim için servetini bile feda etti. Ben yüksek bir maaşa, dolgun bir mirasa, temiz ve namuslu bir yuvaya, şen Üç yavruya sabhip eolduğum balde bedbahtım..Çünkü onu unutamıyorum. Ve evin içine de gayet garip bir vaziyetteyim. *Dokuz senedir bu muamma- nın içinden çıkamıyorum. Vaziyeti karıma söylemiye vicdanım razı olmuyor. Onu zebirlemiye ne hakkım var. Sırrımı baldızıma açamıyorum, Filvaki o alâkadar ok duğu erkeği biraktı. Şimdi serbest dir. Fakat karıma günah değil mi? Kendimi ortadan çıkarmayı dü- şüddüm, O vakit te çocuklarım akbma geliyor. Onlara yazık değil mi? Bir dördüncü yol bulamıyo- rum. Se bulabilir misin ?,, Dördüncü yol oğlum, baldızını evlendirmek ve sonra onun bu- lunduğu yerden başka bir yere, başka bir şehre gitmektir. Bir arada oturdukça, biribirinizi gör- dükçe ve sende böyle sönmek bilmez bir aşk bulundukça işin içinden başka türlü çıkamazsınız. HANYIMTEYZ3 ARŞAMBA *23- 261 TEŞRİN 931 Kasinl$ Arabi Raat 28 - Recep — 1351 | 10 - 201 Teşrim. UH Wekt —— vua 3) | vüe ea l vasaı| V Yast 2 golk se|Asşıa T aslı2. Co| Yata 945 |4 si| ai Üvey babam, sırtında yazlık hafif bir caket ve başında kap ket olduğu halde odaya girdi Bir sandalya alarak annemin ya- tağı kenarma götürdü. Sandalya elinden yuvarlandı; birdenbire bü- tün şiddetile çalınan bir trampet gibi haykırdı: — Ölmüş.. ölmüş bu. Gelin, bakınız iştel, £ Büyük babam, gözleri oyuk- larından fırlamış, elinde tavanın altına konan teneke, bir kör gibi, odanın eşyasına dokunarak ölüye yaklaştı. Annemin gömülmesinden bir iki gün sonra idi; büyük babam bana dedi ki: — Ey Aleksi.. Madalyon de- gilsin ki seni boynuma asayım.. enin için evimde artık yerim yokl! Git başının çaresine bak!, Ve ben de gittim halkın ara- sına karıştım. SON