23 Kasım 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

23 Kasım 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ere Hükümeti taralından ( bediye edilen eserin tereüimes! ÇANAKKALE — 164 — Yazan: Ceneral Oglander Almanların Gururunu Devırecek Manivelâ! Bu suretle Kilye körfeunı hâkim — bir hattı tahkim edip biraz da tali yaver - olursa 'Türklerin yarım adanın cenup kısını ile bütün — muvasalelerini katedebileceğini ümit ediyordu. Bu son firkir zaten Jeneral Hamilten'nu — Jeneral Birdwood kuvvetlenini — Anzac'ta — karaya çıkarmıya sevkeden fikrine teta- buk ediyordu. 13 nisanda Jeneral Birdwood'a — vermiş olduğu - tali- matta, Maltepeye kadar ilerlediği takdirde — bunun — Kilidülbahri zaptetmekten — dah büyük bir muvaffakiyet olacağın: zikretmişti. Muharebenin ilk üç haftasında herkes — Abhibaba'nın zaptı ile meşgul — olduğundan Anzac cep- hesivin arzetmekte olduğu imkân- lar — karargâhi umuümice biraz ihmal edilmişti. Fakat ikinci Kirte muharebesininde ademi muvaffa- kiyeti üÜzerine Jeneral Hamilton Türklerin — boğazlar - üzerindeki müdafaalarını gevşetmek için daha kolay bir çare düşünmiye başla- mış ve Jeneral Birdwood'un tek- lifi de İngilteredeki harp meclisinin Çanakkale seferini bir an evvel muvaffakiyetle intaç için ne kadar kuvvete ihliyacı olduğunu soran tetgrafile ayni zamana tesadüf etmişti. Bunun Üzerine 16 mayısta va- ziyetin iinkânlarını müzakere et- mek üzere Jeneral Hamilton An- zactaki karargâhı ziyaret etmişti. Ayni akşam Jeneral Birdwoot, Jeneral Hamiltona ikinci bir mek- tup yazarak Hindistan livasından mada emrine yalnız bir fırka da- ha verildiği takdirde ne gibi bir hattı hareket takip edeceğini mu- fassal bir surette izah etmişti. Ferdası gün karargâhı umumlden Jeneral Birdwoode gelen bir emir- de kondi cephesinde ki vaziyeti ve ayni zamanda kendisine 13 eylülde verilen talimatta tevdi edilen vazifeyi muvaffakıyetle ifa edebilmek için ne kadar takviye kıtaatına —ihtiyacı — bulunduğunu resmi bir rapor halinde - bildir- mesi tebliğ edilmişti. Jeneral Hamiltonun kat'i darbeyi indirmek için Anzac mımtakasını intihap etmiye ne kadar meyyal olduğu 18 mayısta Jeneral Bird- wood'a yazdığı atideki mektuptan anlaşılabilir. “Ahibaba'yı zaptettikten sonra taarruzumuza cenuptan daha fazla devam etmenin muvafık olmaması — ——— Resim Tahlili Kuponu Tablatfoisi —öğrenmez — istiyorsanız resminizi S adet küpon — ils bi lkte gönderiniz. — Resminiz mraya dibidir. ve lude şdilmos. Bulunduğu memlekot Resim — İntiyar «decok mi ? Rosimin klişesi VO — kuruşlak Pumukabilinde gönderilebil.: | fından ıhlımıllerı gün geçtikçe kuvvet- lenmektedir. O takdirde, şayet hentiz tasavvur halinde bulunan fikirlerim kespi kat'iyet ederse, esaslı hücum ve kat'i hareketin yapılacağı saha, şimdiye kadar büöyük bir kahramanlıkla muha- faza etmekte olduğunuz mıntaka olacaktır. Sizin ve harbin bittabi bütün safahatına vâkıf olamıyan bütün zabitan ve efradmızın her saat hayatlarını tehlikeye koya- rak yapmakta olduğunuz hizmetin büttün — ehemmiyetini — tamamile takdir etmenizi isterim. aiyetinizdeki rabitan ve efrat ihtimal ki bir kaç mil vüsatinde bulunan kıymetsiz. ve fundalık bir dağ parçasını muhafaza et- menin, gösterdikleri fedakârlığa karşı kâfi bir mükâfat olmadığı- mı zan ederler. Fakat bu zehap yalnıştır. Sarı bayırda tutacağımız mevzi yarın belki de Almanya'yı ve Almanların gurüurünu devire- cek manivelânıin mesnet noktası olacaktır. ,, Karargâhı umuminin istediği raporun tanzimini ayın sonuna ka- dar tehir etti. Fakat bu arada yeni Zelanda atlı piyade efradı Conk bayırının yanındaki sırtlara zor fakat kısa bir geçit yolu bulmak üzere Sazlı dere ile Çaylak derede - istikşâfata de- vam — ettiler ve mayıs sonla- rına doğru Major Overton'un kumandası altında bulunan bu keşif kolları hayli mühim netice- ler elde ettiler. Bundan maada sol cenahtan yapılacak bir çevir- me hareketinin muvaffak olması, düşmanın şimaldeki sırtlarda az kuvvetler — bulundurmasile - kabil olabileceğinden, Jeneral Birdwood cenuptaki — siperlerde — bulunan kat'atın ufak tefek mevziüi hare- ketlerle düşmanın nazarı dikka- ü daima Kabatepedeki cephe- temerküz ettirmek - için elden gelen her şeyin yapmasını emretti. Fakat yapılan bu Sazlı derede sik- sık istikşafuat —maalesef Türklerin nazarı dikkatini celbetti | ve 27 mayısta Türklerin 2 numa- ralı ileri postasının bulunduğu aynı sırtın üzerinde ve 300 yarda mesafede yeni bir Türk siperi görüldü. Kolordu karargâhıaın müösaadesi istihsal — edilmeksizin Canterbury — kıtaatını akşamı bu siperi işgal etmosi emri verildi. Gerçi siper pek az mükülâtla —işgal — edildi. Fakat sabah olunca burayı işgal eden kuvvetler - bulundukları mevkiin 200 yarda Şarkında — bulunan düz bir tepenin ateşine maruz buluuduklarını ve yeni mevkile- rile bu düz tepenin arasındaki yegâne doğru yolun — uçurumlu bir dere kenarı olduğunu gör- düler. Bu yeni mevki © gün akşama kadar muhafaza edildi. | Fakat — ferdası akşam — Major Chambers'in kumandası altında bulunan Wellington kıtaatı tara- teslim Türkler üç larafatan da şiddetli bir surette hücum ettiler. Muharebe 24 saat devam etti ve 30 mayıs akşamı o siperdeki kıtaat ric'at ederek kolordu karargâhının em- rile bu mevki tamamile terkedildi. ÇArkasi var ) T A DÜM 28 mayıs | edildikten sonra | PUİLAN FİATLERİ Arman çeşmesinin satılığa çikarılan modeli Sabık —Alman — İmparatoru İkinci ( Vilhelm ) in İstanbulu zi- yaretinin bir hatırası olmak üzere Sultanahmet — meydanında yap- tırttığı maruf çeşmenin modelinin satılığa çıkarıldığını öğrendik. Bu model, çeşmenin inşası sıralarında yine İkinci Vilhelm tarafından Abdülhamide hediyo edilmişti ve —meşrutiyetin — ilânı sıralarına kadar Yıldızda duru- yordu. — Bilâh: hususi — ellere geçmiş ve nihayet bir kuyumcu dükkânma intikal etmiştir. Sahibi bu modele 450 lira istemektedir. İspanya Diktatörlük Maznun- ları Mahkemede Madrit 22 — Diktatörlük ida- resinden mesul olanlar hakkında karar verecek — olan mahkeme yarın toplanacaktır. Bu mahke- me 21 Meb'ustan mürekkeptir. 13 maznun vardır. Bunların ara- sında Jeneral Breyger ile diğer 8 Jeneral, 7 eski nazır ve diğer zavat vardır. — Bunların birkışmı kaçmış ve İspanya — haricinde yaşamağa — başlamıştır. Diktatör Primo dö Rivera'nın oğlu, maz- nunlardan Pont'! müdafaa ede- cektir. Müessif bir irtihal Girit - Hanya eşrafından Şefik Etendi zado Nesip Beyefendinin ditin a velfat ettiği tecssürle ha- maştır. Allah rahmet eyliye Ankara Maçları Avkara Futbol heyetindeni 26 - 11 - 909 cuma günü İstiklâl sahasında Tera edilecek lik maçları: Imalâı Harbiyo - Çankaya ikincl takımları #sat 19,80 da Imalâtı Harbiye - Çaokaya birinel takımları aat 14440 Hakem Kümil Bey SON POSTANIN 4--1lânın tok siltun f satırı gazetenin tugtin yazısile vasat! 4 kelimedir. 2— Ayni yazının 2 satırı # santimdir. 3- Daha kalın ve daha ince yazılar hesap edilir. Hânlar aşağıdaki santiın İle Santimi 400 Kr. 250 « 200 « 100 « Diğer saylalarda so . Sob tayfada 25 « Mgr —ü - GRK Ce G KA C P — CI HİKÂYE Bu Sütunda Herq in d Muharriri: Cengiz Can Mişonaçi'ye Oyun Faik Efendi, şakacı şen bir | hediye ihtiyardı. Hele mütekait oldu olalı, işi gücü sabahtan akşama | kadar cumbada oturarak gelen geçen satıcılarla alay etmek, ak- şamları da — mahalle kahvesinde imamla çene yarıştırmaktı. Haya- tında sevdiği iki şey vardı: Biri sarıklıları kızdırmak, diğeri de seyyar satıcıların kazancını hesap etmek. Onun için ikide bir, sokaktan geçen eskici Mişonaçi'yi durdu- rur, onunla engin uzun konuşur- du. Mişonaçi de oradan geçerken mutlaka duraklar. Arkasındaki kirli çavaldan herhangi bir por- selen, yahut ta kırık bir kâse veya prinç bir şamdan çıkararak: * Yörüygr musun Faik Efendi... Bu en aşağıdan elli lira eder. Bulunmaz antikadır.,, Diye anlat- mıya başlardı. Faik Efendi o zamanir Yahudiye çok içeriler. * Kâfir yine birçok mahalle ka- rısının canını yakmış ! ,, Derdi. Şimdi ona âdeta düşman ok muştu. Nasıl yapsam da şuna bir oyun atsam — diyordu. Nihayet hatırına tuhaf bir fikir geldi. O- turduğu yerden seslendi: — Hamml.. Hanıml... İçeriye giren karısına: “Çabuk dedi. Şu kaynanamın kürkünü getir. , Hanım şaşalamıştı. Fakat ezeli bır alışkanlıkla Efendisinin dediğini yaptı. Faik Efendi emir- lerine devam etti: — Al şu punezleri! Kürkün yakasını — kollarını — sök.. — Dik arasına.. Hanim bu sefer bayağı şaşa- ladı. Korkulu gözlerle kocasına baktı. Fakat yine bir şey sorm- ya cesaret edemiyerek, söyledik- lerini yaptı. Kürk olup bittikten sonra Faik Ef, elile şöyle bir yoklıyarak “tamam,, dedi. Sonra da uzun uzun güldü... * — Mişonaçil.. Mişomaçil.. — Yeliyorum Faik Efendi. — Bak yüz senelik bir kür- küm var. Ta ninemin ninesine, Abdülhamidin annesinin annesi etmiş.. Antikamı — Yahuadi evvelâ yutkundu. Sonra da: — Bir defa yöreyim de, dedi. Faik E£, kürk elinde aşağı inmizti. Mişonaçi kürkü evirdi, çevirdi. Ellerine pünezler geçince gözlerinde bir şimşek - parladı. Telâşla sordu: Müzelere lâyık.. antika., — Kaç kuruş istiyorsun? Faik Ef. güldü: — Ne kuruşul,. Lira.. Mişonaçi yine telâşlı: — Eh... Kaç lira, — Yüzmü?!, Mişonaçi, çok be kuzum diye- rek, aklından bir hesap yaptı. Eğer yakalarda, yenlerde kırk sarı lira varsa, en aşağı beşer- den ikiyüz lira,.! — Nasıl dedi seksene raz- mısın?. Vur aşağı tut yukarı, doksa- na pazarlığı yaptılar. Yahudi se- vinçle Aayrıldı. Faik — Efendi de elinde Hiralar gülerek — içeriye girdi. Karısıda dahil olmak üzere herkes bu işe hayret etmişti. Hatta Mahallede eski kürk ara- mıya çıkan açık gözler bile oldu. » Ertesi gün mişonaçinin sesi nezleli gibi çıkıyordu. Faik Efen- di gülümsiyerek: — Sabahlar hayır olsun be- zirgân - dedi - ne var ne «yok?. Yahudi hiç bozuntuya verme- den: —Daha ne olacak - dedi - artık bize ekmek kalmacı. Siz ihtiyarlar böyle bizi aldatırsanır. Gençler ne yapmaz be kuzum.. Doldurmuşsun kürkün içini pünez lerle.. Ben de sandım onları sarı lira... Faik Efendi kahkaha ile gük miye başlamıştı. Mişonaçi ağlır yarak devam ediyordu: — Kuzum Faik Efendi.. Aya- ğını öpeyim. Kırk lira senin olsun.. Ellisini verde al şu kürkül.. Edirne: 3-7-931 Kırkağaçta Spor Kırkağaç kasabasında ıoııçler devamlı şekilde spor Bu çalışkan gençlerin teşkil ettikleri Yıldızspor kultbü futbol ma mensup oyuncuların resmini takdim ediyoruz. " g <o r 'a ee — e a —e . “. #ermar mmzm. B.rdızir . ...rrru ...-

Bu sayıdan diğer sayfalar: