Ziraat IVı. Sanayi Mi ? Meselesi —I ——— &* Zürra ve ziraate devletçe yar- dim edilmesi etrafında hasıl olan fikir cereyanı bizi de bu hususta esaslı tetkikata sevketti. Netice- de *bu memleketin bir ziraat | memleketi olduğuna ve İlerisi için de öyle kalması lâzımgelece- ğine dair ötedenberi mevcut olan hatalı bir zehabin tashihi lüzumu ür etti.. Mesel tahlil zaman görmüştük ki medeniyette terakki etmiş bir memleket ziraat memleketi kalamaz. Çnıku medeniyet, ma- kine ve sanayi demektir; fabrika demektir. Şu halde bu memle- ket bir ziraat memleketidir, di- ye milli kuvvet ve sermayemizin | azamisini ziraate hasrederek ça- | lışırsak — medeniyet — hayatında | ikinci safı ihtiyar etmiş, büyül, sanayi ve medeniyet merkezleri- nin hâkimiyeti altında kalmış oluruz. Tetkikatımızın — vardığı bu netice çok mühimdi. Bu tetki- katımız meselenin ciddiyetile mü- tenasip ve günlük bir gazetenin müsaadesi nisbetinde ilmi idi. Halbuki bu ciddi, ilmi ve mühim prensip —meselesinin basit bir telâkki ile “ Memlekete ziraat mi lâzımdır, sanayi mi elverişlidir ? ,, şekline kalbedildiğini — gördük. Biz lüzumdan, ademi İlüzumdan bahsetmiş değildik. Bir memlekete | Ayni zamanda her şey lâzım olabi- lir. Fakat her lâzım olan şey gaye teşkil edemez. Her lâzım olan faydalı sahada milletin bü- tün kudret ve kuvveti, bütün sermayesi, bütün faaliyeli teksif edilemez. Böyle basit lüzumlar- dan bahsetmiş olsaydık tabil yazınızm — ilimle — münasebeti olmazdı. — İlim; — lüzumlardan, ademi lüzumlardan bahsetmerz. | Belki hâdiselerle sebeplerini, bu sebeplerle hâdiseler — arasındaki | münasebetlerin umuml! prensip- | lerini, yani kanunlarını, bu ka- nunlara nazaran bazı hâdiseleri doğuran ve bazılarında doğurma- yı men'edecek şartları araştır- makla iştigal eder. Binaenaleyh bir memlekete ziraat mi lâzımdır, sanayi mi? Suali şüphesiz ilmi olamaz. Bizim ortaya attığımız mesele bu şekilde anlaşılmışsa çok yazık! Bizim davamız mem- lekete neler Jlâzım - olduğunu aramak değildir. Milletlerin tekâ- mül tarihinden çıkan kat'i, vazıh ve muayyen bir kanuna göre biz medeniyette terakkinin sanayile kaim olduğunu; ziraat, bahusus ettiğimiz / küçük ziraat hayatının geri mil letlere ve geri devirlere mahsus | bulunduğunu iddia ediyorduk. Ve memleketimiz Asyanın büyük bir fabrikası, bir sanayi merkezi olmalıdır. Gayemiz, — hedefi- miz bu olsun diyorduk, Bu dava memlekete ziraat mi lâzımdır, sanayimi elverişlidir ? suali arasında münasebet var mı? Memleketin ziraat memleketi ile olduğunu ve hep bu yolda inki- | şaf etmesi lâzım geldiğini iddia edenler tekâmülün ziraatten sa- nayie üntikal ile başladığını dü- şünmek istemiyorlar. Biz bu ha- talı gafleti izaleye çalıştık. Dava- mız — sarih, tereddütsüz — ve kat'idir. Medeniyet hayatında bir | terakki ve tekömül unsuru olmak istiyen her memleket gibi Türki- ye de ziraatten sanayie intikal | çarelerini bulup tatbik ederek | sanayi memleketlerinin esiri ol- | maktan kurtulmalı, bütün” Asya | millet'erine —iktısaden tefevvuk ve rüçhan temin edecek surette tabiatin kendisine verdiği müs- l—ğn Postanın Resimli Makalesi | — Büyük bir denizde seyahate | Ççıklığınır ve vapurunuz. — günlerce denizle hava arasında — çalkandığı zaman, varlığınızı tabiatin azamet ve haşmeti akarşısında bir ve huşu koplar, yalnızlığınızı küçüklüğünüzü duyaramız. ve korku | SON POSTA 2 — Hayatın içine atılan da ayni baş dönmesini, ayni klüğü ve ayni zâfı duyar. Ha- yat ta bir Okyanustur, ve biz onun içinde deniz ortasındaki — küçücük | bir yolcudan başka bir şey değilir. © Tabiat Ve ilk | oradan Hayat &8 3 — Fakat insan dehası, tabiatin amansız kuvvetlerine hâkim olma- nn yolunü bulmuş, denizi ve göğü kendisine rametmeğe muvaffak ol- muştur, Hayatı da ira ize ve kuv- vetimize esir. etmek dir. Birz. hayata hâkim olamarzsak, hayat bize hâkim olur ve fasia doğar. SON TELGRAF HABERLERİ Toprak Yüzünden Facia Uşakta Dör t Kö » ylü Yaralandı, On Dört Kişi Tevkıf Edildi İzmir, 8 (Hususi ) — Buraya gelen son bir | Uşak — kasabasımın habere göre ilerisindeki Aksa köyü halkı ile Reisi Alâettin Bey arasında bir etmiş, — neticede — dört kişi surette yaralanmış, yakalanmıştır. Hâdise bakkında şudur: Aksa köyü civarında ( bir arazi vardır. Köye len bu araziye Uşak Belediye Bey de tasarruf iddiasındadır. Köy 14 kişi de zabıta tarafından | tit olduğu iddia edi- | on kilometre Uşak Belediye hâdise cereyan ağır ve hafif verilen malümat 100 ) dönümlük Reisi — Alâettin halkı bu hususta aü Devlet Şürasına müracaat etmiştir. Belediye Reisi Alâettin Bey dün sabah on birde ]ındıı'ma Kumandanı ile birlikte köye gide- rek araziyi kazdırmıya başlamıştır. , Bu sırada silâhlar patlamış, Dingaz oğlu Hüsnü isminde bir köylü başından yaralanmıştır. mi yaralıyan tabancanın Belediye Reisi tarafından kullanıldığı şeklinde bir İddia dermeyan edilmiştir. Silâhların tesirile yaralananların miktarı 4 kişidir. Köy muhtarı Adliye ve Dahiliye Vekâletlerine mürıunl etmiştir. Bu ada- Adnan Bir Tehdit Daha! “Hitlerin Almanyası Kendi Mukad- deratına Bizzat Hâkim Olacaktır.,, Berlin, 7 ( A.A.) — 'Teslihat | sahasında hukuk müsavatı tale- bine dair olan nota hakkında mütaleat serdeden Münihte mün- teşir ve Nazilerin mürevvici efkârı olan Voelkişer Besbahter gaze- | | tesi yazıyor: Rayiştağ Feshedilecek tahmin birinci bııhyatak(ır Berlin 8 — ( A.A. ) — Volf ajı Vaziyeti hazıra gayrı — kabili içti oldugıı | zam dıvıyı bırakıp bir müstem- leke gibi ziraat memleketi olmayı tasavvur etmek ne kadar hatalı ise, bu muazzam prensip mesele- sini ( Memlekete ziraat mi lâzım- dır, sanayi mi? ) şekline kalbe- derek küçültmek, ehemmiyetten düşürmek te okadar yazıktır. Bir memleket sanayi memleketi olur, hayatını, faaliyetini, sermayesini azami bir gayretle sanayie hasre- der, lâzım olabilir. Bazı — mıntakalarda görülebilir, —lüzum — ve elveriş başka, — istikbale ve ebediyete matuf gayeler başkadır. Ve bir fikri küçültmek için ifade tarzını elverişli İSTER İNAN, Dünya Güzeli Keriman ziyarete davet etmişli. Bu davetler günü olan 9 Eylül için tekrar ettiler. Ece, yorgunluğunu ve rahatsızlığını vesile ittihaz ede- tesja mevkiden istifade etmeyi bilmeli... İşte davamız budur. Bu muaz- İ İSTER hasebile Rıyiılıgın feshinin fakat orada yine ziraat te | Hanımı, İzmir Belediyesi, kendisi daha Pariste iken, şehirlerini İNAN, “Almanyanın, asgarl emnü se- lâmetini temin için zaruri olan ı tedbirlerden gayrı tedbirler it- tihaz — etmiyeceği — şüphesizdir. l Fakat, Hitlerin Almanyası, bu emnü selâmetin hakiki — mahi- İ yetıııı tıyın etmek hakkını Fran- | kuvvetle te;rımıııııııı jansından: ve F ransızların Cevabı T (AÂA.) — Fransa Alman — muhtırasına Almanyaca bu edildikten Hukuınetı. vereceği cevabı, cevaba — ittilâ hasıl sonra neşredecektir. Üzüm Ve İncir İzmir, T ( AA. ) — Bugün borsada 8 kuruştan 25 kuruşa kadar 1785 çuval incir ve 10 kuruştan 35 kuruşa kadar 5446 çuval Üzüm satılmıştır. — l değiştirmek bir bir kıymet egıldır İzmir halkı ve ini İzmirin kurtuluş Fakat Keriman | İzmir ziyareti İSTER rifet olsa bile i 6 için yorgunluğunu | isabet bulunduğuna, artık, İNANMA! saya vermiyecektir.,, Hitlerin gazetesi, milliyetper- ver Almanyanın her an başka devletlerin vazgeçecekleri — tesli- hattan vazgeçmiye amade oldu- ğunu ilâve eylemekıedıı Bu zarfında takdirde umum! edilmektedir. 15 günü Aydının Kurluluş Günü Aydın, 7 (A. A.) — Aydın kurtuluşunun 10uncu yıldönümü bugün emsalsiz tezahüratla tes'it edilmiştir. Bitir D İRTİHAL VE fEDFİN Viyana'da vefat eden, Yol ve ve Yapı Limitet Şirketi müdür- lerinden — Murat zade — Melh- met Beyin mahtumun Niyazi Bey merhumun cenaze namazı bugün- kü perşembe günü ikindi namazını müteakıp Beşiktaş'ta Sinan Paşa camiinde kılınacak ve Maçka'da Şehitler kabristanına defnedile- | izim elimizde- | | söylemişler, | lâtı Bahriye Reisi Hüsnü, ı.ekhr İSTER İNANMA! rek bu teklifi reddetti. Halbuki Avrupanın eğlence yerlerinde haftalarca kalıp yorgunluğunu hatırına getirmiyen Kıraliçamızın, hatırlamasında bir Sözün Kısası Asma Mı Olmalı, Yoksa Sabit Mi? —Ö E, Gazi köprüsü asma mı olma- hdır, yoksa sabit mi ? Anlatlıklarına bakarsanız su.- lin üzerinde düşünmek bile ha- tadır. Zira mesele bundan otuz sene evvel halledilmiştir. Hâdisenin hoşa gidecek bir tarihçesi vardır. O zaman Al- dülhamide bir jurnal vererek: Galata köprüsünün eski- günün birinde batmak ine maruz bulunduğunu Abdülhamit senede bir defa “Hırkai şerif,, alayına giderken Köprüden geçiyor ya, bu batma işinin o zamana tesa- düf etmesi ihtimalini düşünmüş ve hemen bir yenisinin yaplırıl- masını emretmiş. Artık işin Üst taralı basittir: Derhal Bahriye Nazırı Hüse- yin Paşanın riyaseti altında, İma- ikinci Kâtip İzzet, Köse Raif ve Nazif Paşalardan mürekkep bir komis- yon toplanmış ve bu komisyon da köprünün asma olarak yapıl- masına karar vermiş! * Bu tasavvurun tatbik sahasına vaz'edilmemesinin sebebine ge- lince, ozaman altın devrinde yaşanıyordu, papel denilen nes- neden eser yoktu; binaenaleyh hatırınıza — parasızlık — gelmesin; hayır, tasavvurun tatbik edilme- mesinin sebebi ece bir zabıta memurunun veri rapordur. Ve bu raporda da: — Yeni yapılacak köprünün eskisinden büyük olacağı cihetle daim! nezaret altında bulundu- rulmasının güç olacağı — söylen- miştir, — Abdülhamitte — hemen vazgeçivermiştir. — Peki —eskiliği — dolayısile üzerinden — geçmekten korkan zaman padişahı yeni koprüııhlı yapılmasından da — vazgeçince kendisini korkutan eski köprüden geçmekte nasıl devam etti? Elimizde bu merakı tatmin edecek malümat mevcut değildir. Esasen bu cihetin faydası da yoklur, lâzım olan şey köprünün asma olarak yapılmasına otuz sene evvel karar — verilmiş olma- sıdır ! * Fakat diyeceksiniz ki: — Otuz sene evvel bu kararı veren Kkomisyon, sakallı, fakat bir kısmı diplomasız paşalardan mürekkepti. Bu komisyonun kararı körükörüne nasıl kabul edilebilir? Bu itiraz hiç varit değildir. Belediyede teşekkül eden ve köprünün asma değil sabit olma- sına karar veren komisyon aza- larının vakıâ >diplomaları vardır, fakat sakalları yoktur, düşünce- lerinin doğruluğuna itimat edi- lemez. Esasen sakallıların sözle- rinin dinlenmesi lâzımgeleceği lisanımıza girmiş bir kaidedir. Binaenaleyh köprü asma olarak yaptırılmalıdır. Fakat diyeceksiniz ki: — Bir asma köprüye verile- cek para ile belki iki tane sabit köprü yaptırıldıktan başka Emi- nönü va Galata meydanları da genişletilebilir, süslenebilir ! Bence bu itiranın da ehemmi- | yeti yoktur; mesele sakallı sözü- nün dinlenmesindedir. Yalnırz: — Acaba Belediye Reisi Mu- hittin Bey sakalsızı sakallıya ter- | cih etmiyecek mi? Burası mühim- dir. Malüm ya biraz ince eleyip sık dokuyan bir adamdır. * Sözün Kısası: Asma mı olsun sabit mi? Suale cevap vermeden , karşınızdaki adama bakar fikrini anlamıya çalışır, ona göre cevap verirsinizl! En keslirme ve tehlikesiz yoldur.