li — Suzanla alay etmiye gelmez — Çabuk mu kızar ?7.. — Hayır, kulağı duymaz |.. sağırdır. da | Küçük Hanım tepiniyorda: — Ben ölürüm gene bu - damla evleumem; bir defa bana istiyor — musunuz sordu- nuz mu?. Küçük Hammın babası kızdı: — Sus, çok söylenme; Havva ile Âdem evlendiler. Acaba kim- se Havvaya sen Âdemi istiyor musun diye sormuş muydu !, Yalan İki arkadaştılar, ikisi de çok yalan söylerdi. Biribirlerini on beş gün nedense görememişlerdi. Köprünün Üzerinde — tesadüf ettiler. — O, Ahmet nasılsın?. diye | daha — O, Mehmet nerede idin!, Doğru Saatler Efendi uşağını çağırdı. — Şu cep saatimi al, sokağa | çık, evvelâ Eminönlü saatile ayar et. Sonra Yenicami muvakkitha- nesine git, saatin kaç olduğunu öğren, ayar ettiğin benim saatimle arasındaki farkı bir yere yaz, oradan Beyazıda çık. Darülfünun saatine de bak. Her üçü arasında bir vasati al, ona göre tekrar saatimi ayar et ve bana getir!.. Vizita — Aman doktor, ne yapıyor- sun; bir vizita elli liraya olur mu? | | Bu nerede görülmüş?.. — Fakat Beyefendi, zevceniz | Hanımelendiye “sayfiyeye gitmek sihhatiniz için tehlikelidir, bu sene için böyle bir arzudan vazgeçiniz,, taysiyesinde — bulun- ze herhalde elli liradan çok — fazla kazandırmış olduğumu — unutuyorsunuz.. makla — Sen budalanın birisin.. Ben Değilim — Nihat Bey yaz- haaesinde meşgul- dü. Yazışıklı — bir — Siz bir kuş gibisiniz.. — Siz de onun icin di üstünden kuş bakışı seyredi- yorsunuz değil ml 7. Vait Karı koca konuşuyorlardı: — TZaten senin tabiatin böy- ledir, daima birçok şeyler vade- der, sonra da vadinde durmazsın! Kaocası kızdı: —Kadın milleti değil mi; mu- hakkak nankör — olur. Bundan sonra inadıma hiçbir şeyi vait bile etmiyeceğim? — Böyle şakalar sevmeml.. Salamon oğluna İngilizce öğ- retmek istiyordu. Bir muallim buldu. Hemen pazarlığa girişti: — Bir dersine ne istersiniz? — İki lira.. — Çok pâhalı, elli kuruş kâ- fidir. | — — İmkânı yok, hem ben baş- | ka muallimler gibi şuradan bu- | radan biraz lisan öğrenmiş vazi- | yette değilim. Hakiki İngilizim. — İyi söylediniz, ucuz dera vermeniz için bir sebep daha.. Kendi lisanınızı öğrenmek için de para sarfetmediniz yal Sermaye- siz ticaret yapıyorsunuz demektir. | Çocukluk Küçük Jale ağlıyordu. Merak edip sordum: — Niye ağlıyorsun? — Ağabeyim mektepte sınıfı geçti, ben geçemedim. — Peki sen niye geçebmedin?, ' — Ben daha mektebe gitmi- | yorüm kil. ' — Ben da çirkin bir şaka — Şaka değli, ciddi söylü- | yapıyorsun — zannetmiş te | kızmıştim. —a — mremea Balık Avı Bir Hanım Sar Tayburnunda balık tutuyordu.. B Polis gördü, — Devriflem seyahatine çık- | Ben ş("'!""_m — Hanım, b mıştım, bugün döndüm. K ga H:î:::nı. F ds balik' tatmak — Tuhaf şey; nasıl oldu da | emriniz inl var?.. yasakl, yolda karşılaşmadık. Sizinle biraz Res kahik © Tartile S "“"“"' BŞNT ee müyorum kit. yardum. L SA B CE, Çok şişman bir adam otome- | Sizi dinliyor —Blinizdeki we? bile binecekti. Soföre sordu : gy ı — Kamış. — Taksi ile mi götürürsün .ı,ııl.!ıı,(:;ııııı'ı'ı, 'k::ı —dhı:ı y e yoksa pazarlıkla mı?.. çekti. vand me SYi Şoför Mmüşterisini yukardan MANAR T *(J*ı“—' süzdü : DSL — Oltaya ne ta- aşağı Tartile efendi bir derdim iiniğ — Tartile efendiml.. Kızınızı deli- TU ADoĞl Ninni cesine seviyorum. Böğe “Sfa Nihat Bey güldü: LNUN — Karın çocuğunu uyutmak v ;'u;.g Lılıî::, yor ki balık tutu- için ninni söylemez mi? bana — güylemekle yorsunuz. — Eskiden söylerdi, ne dömek istiyorsu: Hayır — efen- F ; & nuzt.. Siz sözünü dim, balık tutmu- akat komşular çocuğun Aağ- | çi bitirir bitirmez, yorum, oltanın ü- MERRE hoşlanfı:ı gittiğini, kan- :::.?',:”:,_., 'Ğ'“" — Butün servetimi senin yüzünden kaybettim. Bu sana — cundaki bücekle min uyulmak için ninni söyleme- | YS iy Bi b hiç tesir etmedi mi ? denizde — y mesini rica etliler. eğilim kl! — Hiç tesir etmez olur mu ? Birkaç bin lira temin etti.. öğretiyorum!. - — -- —-- ——— y —a aa B PTT FÜŞ ae aa yan aa N” XAM $' — Seni hizmetçiliğe alacağım hiş haşuma yitmedi.. — Bilmem hanımetendi, tamamile aksini söylemişti. ——— İi amma hakkında duyduklarım AMAN AMAN Aman aman Halime, Acı benim hâlime! Kalbimi parçaladım; Bak şimdi ilme lime.. * Aman amen Hatice, Gel yanıma gizlice.. Dolaşalım seninle; Kolkola biz. bu gecel.. Nazlanmak hakkın amma; Bu kadar da yapma bel.. * Aman aman Hanite, Çok içlik bu şerete.. Seninla görür görmez Koydular bizi teta.. beyefendi de biraz evvel bunun || W H |l — Ne duruyorsun atlasanal.. — Aşağıda çok taş var, ba- şımı birine vururum diye kor- kuyorum. Nazmi Bey zengin bir adamdı. Kızını evlendiriyordu. Yalnız bir endişesi vardı: Damadının, serveti için kızına Jlalip — olduğundan şüphede idi. Nikâhtan bir gün evvel damadile konuştu: — Kıinım size — veriyorum, yalnız beni düşündüren bir nokta var: Acaba büu izdivaca bir mi- yon Jira servetim olduğu için mi ran oldunuz? — Asla Beyefendi, ben bu tarzda düşünca bir adam değilim. — Sözünüze inanayım mı?. — İnanın, — servetiniz. yarım milyon bile olsaydı yine kızınızı isterdim. Adak Vapur battı, Salamonla Moiz bir tahta parçasını yakalayıp su- yuün yüzünde kaldılar. Salamon çok korkuyordu.. Moize seslendi: — Moiz, eğer ölmeden kur- tulursam fukaraya bir lira sadaka vereceğim.. — Acele etme Salamon, ba«- kalım etraftan kurtarmaya gelen olmazsa o zaman fukaraya sada- ka adarız.. Mânasız Karıkoca kavga ettiler.. — Artık senin sözlerini hiç dinlemiyorum, © kadar manasız şeyler kil.. — Tuhaf, dinlemiyorsun da manasız olduğunu nerden anlı- yorsun? — Köcam her vakit ayağına getir takar, hem şık duruyu-.hım de bu sayade bir çorabı Üç ay hiç aeğiştirmeden giyeblli.yore ct melkerli