Eşkıyalâra Yardım E | Çoİ( Eski Devirlerde İSta;ı;ı;ıl j Eskiden İstanbul Esnafı Her Sene Kamp Kurardı Garip Duaiardah,îuhaf Merasimden 7 lerine Tasallüt Eden Bu Adam Kimdi? Haydar Gani, quümet—î/eAdhyeden Korkmazdı! Muharriri X4 [ Her Hakkı Mahfuzdur —ll19— — Sen yabancı — değilsin.. Kimseye de söylemezsin... . On beş gündür başımızda — ateşler yanıyor.. Hani o Akaretlerde öl- dürülen İtalyan paşasımın kızı yok mu 2.. O, bizim damat paşanın mantonatası imiş.. Malüm ya, kızım göğsündeki elmasa tama ederek bir yumurtacı kızı öldür- müştü... Güya, sultan hazretleri paşasının bu kızla - seviştiğini ha- ber alası. yumurtacıya — para veresi.. ve kızt öldürtesi... Allah muhafa — buyursun, hiç sultan hazretleri buna tenezzül eder mi?. Bundan dolayı araları fena halde açıldı. Şimdi Damat Paşa, buraya babasımın konağına geldl Her gün mektup götürüp yetiriyorum. Aman Allah aşkına kimseye bir şey söyleme ha?... Hem sana ne olayor, kuzum?... Etkem, bw sözleri dinlerken, fena halde başı dönüyor, gözleri kararıyor.. sokağın ortasına dü- şüp bayılmamak için dayanacak yer arıyordu. Mes'ut Ağa, telâşla bir adım geri çekildi. — Rengin yemyeşil oldu ayol.. Sakın (kurele) Falan olmıyasın?.. Ethem, onu - şüphelendirme- mek için cevap verdi: — Hayır Ağafendi.. Kolera filân değil. Bende safra illeti vardır. Ara sara kabarır.. Hadi Allaha ismarladık... * Ethem, artık ne durup ne oturabiliyordu. İkide birde, de- rin derin içini çekiyor: — Yaaaa.. Beni aldattılar ha? Diyor ve bunu bir türlü har- medemiyordu.. Tekrar gitti. Be- şiktaşlı (S...) Beye müracaat etti. Meseleyi olduğu gibi anlattıktan sonra: — Ben, buna dayanamıyaca- gım, Mutlaka gidip © mel'un feliâhı bıçaklıyacağım, — Kendi — elimla öldürdüğüm kızın intikamını, yine kendi elimle alacağım. Dedi. Fakat (S... ) Bey itidal ve sekinetle şu cevabı verdi: — Sana bu yalamı söylemek zafuri idi Ethem... Meseleden biraz bizim de haberimiz — var. Zekiye Sultan, kocasının bu kız- la seviştiğini haber alır almaz, buna mâni olmak için bazı çare- lere başvurmuş.. Hattâ bu sev- dadan vazgeçmesi için kocasma bir hayli yalvarmış. Fakat Paşayı vazgeçirmek mümkün — olmamış. Nihayet sultan, babasına gitmiş. Ağlamış, sızlamış. Buna bir çare bulunmasını rica etmiş. Araya bazı emniyetli adamlar girmiş. Halbuki yine bu münasebetin arkası kesilmemiş.. Nihayet Cevher bu işi deruhte etmiş. ( Bana bırakın, ben mese- leyi hallederim ) demiş. Kim bilir kimin tavsiyesile ni- | [ kulak | | hayet seni aramış, bulmuş... Cev- herin sana yalan söylercesine ge- Khce: bu da, tabü... Çünkü Zeki- ye sultandan bahactse, şüphesiz asmıyacaktın. — Veyahut, işe ehemmiyet vermiyerek günün birinde ifşaalta bulunacaktın. Bu- na binaen ortaya bünkârı sürere- rek işi mühim göstermek ve ebe- diyen — senin ketümiyetini — te- min aeltmek — istemiş olacak... olan — oldu; — biten, Şimdi | l bitti. Sen şimdi, hırkayı başına çek. Kulağımın üstüne yat... Baka- hm Allah ne yapacak... *” Bu sözler, Ethemi teskine kâfi gelmedi... Vakıâ, Cevher Ağayı öldürmedi. — Fakat ÂArtık, yüzü de gülmedi. Edirnekâpısı taraflarında bir bahçe aldı. Oraya çekildi. Ömrünün sonuna kad | anÖnzevl bir hayat geçirdi ve son l nefesine kadar bu ıstırabı. taşı- Şark Vîîâyetle yarak terki hayat etti. z CArkası var ) rimizde Sîıîr Bitliste Heyecanlı Futbol Yukarda Bitlls, Aşağıda Van Takımları Bitlis (Hususi) — Birinci Umumi Mü- fettişlik futbol kupa- sı müsabakası — için | şehrimizde Bitlis, Muş, Van takımları ara- sında zevkli ve he- yecanlı müsabakalar yapıldı. Bu müsaba- Maçları Yapıldı Dün başlamıştık. Bugün bu kısma devam ediyoruz: başka mesirelerinde ustalığa terfi edecek kalfa ve çıraklara büyük merasimle — destur — verirler ve peştemal kuşatırlardı. Türkiyeye bugün garptan yeni girmiye baş- lıyan kamp kurma usulü İstan- bul esnaflarının çok eski ve millt bir işleri idi. Bütün esnaf süslü katırlara | gırmalı çadırlarını ve mutfak ta- | çıkarlar, orada çadırlarını kurar- lar ve günlerce eğlentiler yapar- lardı. Kamplar için — bunların hususi mutfak ve aşçı takımları vardı. Kamplarda kuzular kızar- tılır, — pilâv zerdeler pişirilirdi. Kampların ilk gününde kalfalara | peştamal kuşatma merasimi meh- terhaneler ve başka sazlar hur tunduğu balde yapılırdı. üzerine esnafın pir dediği geniş kaların galibi Diyarbekirde yapılacak müsabakada da galip gelirse kupayı kazanacaktır. Maçlar büyük bir intizam içinde iyor. Halk k bü- yök bir alâka gösteriyor. Henüz Şırîî: yçı'k yeni !:îı:o:ın'yt.lmaük olan futbol, burada şayanı hayret derecede inkişaf etmiştir. Müsa- bakaya iştirak eden sporcuların resimlerini cübbeli imam oturur. Destur ala- cak çıraklar elpençe divan dura- rak sıralanırlardı. Esnaf nakibi çırağın sol elini kendi sağ avucu- na alarak imamın önüne getirir. Şakirt evvelâ imama selâm verir, kımlarını yükleterek mesirelere | | da Sonra Çıraklara Peştemal Kuşatılırdı ST IT RE NT EEE B R ; c CU 'ğ;— Eski İstanbulda bir kır âlemi sski İstanbulun — esnaf beşkilâtına ait safhaları yazmıya hakaretle nazar etme, uluların önünde gitme, sabur ol, hamul ol, komadığın yere el uzatma, ema- nete hiyanet etme, fakrile kanaat İstanbul —esnaf — teşekkülleri | eyleâ., Bi : senenin muayyen günlerinde Çır- u, Dasi t bilince bütün es- pici — çayırında — ve İstanhulun | Paf bir ağızdan: “ Yürü, Allah desti girin ola, san'atin mübarek olup kâr ve kisbin hâlâl ve zülâl ola , duasını tekrarlarlar. Des- tur merasimi bu suretle bittikten sonra şakirt bütün misafirlerin, ustaların, tarikat pirlerinin, şeyh- lerinin, nakip ve sair kethüdala- rın ayrı ayrı . ellerini öperek saf haricine çıkar, ondan sonra da hazırlanan yemekler yenirdi. Buraya kaydettiğimiz garip merasim İstanbulda senelerce de- vam edegelmiştir. Görülüyor ki, bir çırağın kalfa ve bir kalfanın usta elabilmesi için kendi büyüklerinin gönlünü hoş etmesi lâzımgeliyordu. Çünki kendisine destur verilmiyen ve peştemal kuşanmıyan bir san'atkâr müsta- kil olarak dükkân açamazdı. İşte bu da eski derebeylik zihoiye- tinin — bir tezahürüdür. Yarın lEş.u :;::::'Zu:.:;:ü hd N: esnaf — pirlerinden — bahsedece- malı bir. s . Bünü n L YA Öz Türkçeye Ait Yeni Vasikalar Bnlundu (Baş tarafı | inci sayfada ) Bu kararlardan en mühimmi, temiz türkçe ile neşriyat yapılması i * İ önderiyorum. Şehri- BO YERİL , " p CĞ yaklın üA netedlrii Telandle Tüdenin T OŞ EDEk Ki alerin Dpe ç l ça Tei saşsssae ? #sesekaees AAA AAA A AA LAŞ SA SA AAA SAA GA SA gea AAA BAA RADYO * 4 BÖ DNSK Bi sn eee el yt DA c 5 6 Eylüi Sah — £ İstanbul — (1200 wmetre ) 18 gra & birli ÇAT M elen, AZ Siringi kitm alabırka | molem tağğeğirinci kışım alaturka ken- | çekilirdi. Daba sanra bütün eaf (|| ——— TZAKVİM Z— 20,5 gramofon, S1 İkinci kısım ulaturka Bo; ile l"_?::; '_,',ıu'" Nurettin | biy ağızdan “bu zalı ustatlığa SALI konser Kamal Niyazi Reyle arkadaşları efarü, $8 orket€rü: | müstahak gördük, Altah mübarek | 3ycaae - € — EYLÜL- B32 Mu: 12t tarafından, 28 orkestra. Belgrat — ( 429 motre Y 8X,30 konte- iyel revadır, revadır,, diye ba- Belgrat — ( 420 metce ) 20,80 Nilli | zats, 21,00 konser, 2210 komedi, eyliye! » " Arabi Rum! şarkılar, 21 komedi 21,30 orkestra. Roma —( 44i metre )2t yramofon, 22,W komedi, 28 orkeştra. Prağ — (488 metce) 20,10 oski Ho- Tanda şarkıları, 29 piyana konsari, Viyana — ÇGLT motra ) halk kousu- ri, 2250 alişam Haberleri ve dans ha- vaları - Veşte — (metre 550) 20,15 Japonya hakkında bir konferaus, 20,45 salon orkentra, — 21,45 Çigan, €3 plvann konsert. . Varşova —( 1411 metre ) 21 balk konseri, 21,15 edebiyat bahisleri, 28 Ikincl kısım konser, 28 dans havaları. Berlin — (168ö metre) 20,30 dünya kaç milyon halkı barıadıcabilir? Mov- zuu etrafında bir musahabe, Zi şan Mmusiki. 7 Eylül Çarşamba- * İstanbül — ( 1200 metrs ) 18 Gra: ,0 gramofan, 22,50 piyane konseri. Roma — C4âl matre ) 21, 18 dokte- run tavsiyeleri, 21,45 ( Maskâni ) nin Bilvano operası, 23,15 Kavalyora Rus- tikana'dan bazi paurçalar. ş Prağ — (489 matre) 90 yarkıda heye, 20,20 ftüt konseri, 20,45 balk şarkiları. Viyana — (Öl7 matya) 20,45 konser, 22415 org. , Poşte — (30 metre) 21 harici siyaset konferansı, 21,15 oporanın orkestraşi . Varşova — (i4li metza) 91,15 hafif musiki, 23 dans havaları. Berlin — (16335 matre ) 20 İngilizçe dora, Yi Laypçik'dan saklen şon ha- yalar. sonra şakirt imtihana çekilirdi. edilir, sonra çırak geri geri yü- rüyerek tâ safların sonuna kadar gırırlar. Sonra nakip Kerbelâ şe- hitlerini ve yetmiş tarikatin pişi- valarımı sayarak dua eder, usta yam ayağa kulkarak kendi — belin- 18 36 deki asıl peştemalının Üstüne bağladığı bir ipek peştemal veya- hut kemeri çözerek kalfasının beline kuşatır ve sağ koltuğunun | altına bir düğüm yapar, mütea- kıben kalfasına şöyle bir nasihat nan ve nimete ihanet etme, hu- kuk kespettiğin pirlere çeşmi | olacaktır. Cemiyet Umumi Kâtip- Kendisine san'atınm yolları ve liği Kurultaya iştirak arzusunda | erkânı sorülür, eğer - kendisi | buhunananların isimlerini neşret- bir san'atkâr isa ihtira oti_iı miştir. Müracatleri devam et- şeyi Dorada imama — takdim — g nektedir. ©o M 4 » Cemaewrab Kü Ağusbes-an 1>- 1M Vakik vazatlı) Vak'ı | Bann? Güneş | 1034 5. 31 ŞAkyam HL — Öğe (3 BiL AY van Ç1 S |B I2 Tnti (8 HİiS Söğf kamaz (9 1013 47 8 Eylül Perşembe Akşamı GLORYA sinemasının ilk programı KADIN. GÜZEL OLUNCA - mümessilesi LİLY DAMİTA