Hergün Birkaç Rakam Ve Birkaç Misal * Dünyanın gidişine ait birkaç misal ve birkaç rakam : Mollison isminde bir İngiliz tayyereci, geçen hafta küçük ve hafif bir tayyare ile tek başına Atlas Okyanusunu geçerek Lon- dra'an Amerikaya geldi. * Pikkard isminde bir profesör hava — tabakalarının — üstündeki boşluğu tetkik için bir balonla 16000 metre yükseklere çıktı. 1 - Arşimet, * Bana bir mesnet gösteriniz, size dünyayı yerinden oynatayım. , demiş. Bununla mani- velânın — ehemmiyetini — anlatmıya çalışmış. Bir kadın tayyareci, tayyare- | —— sile yere hiç inmeksizin bir hafta | havada kaldı. * Bir diğer tayyareci saatte 407 Mil süratle uçmıya muvaffak oldu. x | Bir motörcü, bir yarışta saat- te 500 kilometre süratle gitmiye Müuvaffak oldu. * . Denizde bir motorbot 119 Mil süratle yürümiye muvalfak oldu. İngilterede bir muhteri, ko- nuşan, hesap yapan, gazete oku- yan, her suale cevap veren, bir | diğeri de tankları yürüten, harp | eden, telsizle emir alıp emir ve- ren bir sun'? adam yaratmış. İnsanlar kasada, denizde, ha | vada, maddi ve manevi sahalarda | mütemadi bir yarış içindedir. Dip- lomatlar ve sermayedarlar yeni . SON POSTA | ISon Postanın Resimli Makalesi — © Hayatın Manivelâsı m I 2 — Hayatımızın manivelâsı 3se- ciyemizdir. Seciyesi sağlam bir adam, küçük bir mı dayanmak İm- kânını bulduğu 'zaman büyük İşler | görebilir Hayatımızda her vakit böyle mesnetler bulunabilir. Marifet o mes- mnetten istifade etmek imkânını veren manivelâyı hazır bulundurmaktır. Her şeyden evvel melekelerinizden birini diğerlerinin zararına da olsa, tenmiye etmiye çalışınız. SON TELGRAF HABERLERİ Amerikadan Memleketimize Üç Mütehassıs Geliyor Nevyork, 4 (Hususi) fından Ankaraya davet edi'en mütehassıs Madam Dr. Beril Parker Ankaraya müteveccihen hareket ye ( Çocuk mektep, bahçe va terbiyesi ) teşkkilâtı | mütehassısı olan bu kadın, Ankarada üç sene kala- | caktır. Bu kadın mütehassıs Ankarada bir nümune ' etmiştir. Darülfünun — mezunu Ginter Garteni tesis edecektir. Bu kadın mütehassısa — iki pazarlar ve yeni kıt'alar fethe- demiyorlar. Fakat ilim ve fen adamları tabiatin meçhul kalmış sırlarını birer birer fethetmekte payansız bir muvaffakıyet göste- riyorlar. İnsanların fütuhat sahası değişti, İşte bugünün — hakiki fatihleri. Bir Dayak Davası Seniye isminde bir çocuğun annesi mahkemeye — müracaat ederek 20 uncu mektep mual- limlerinden Melâhat Hanım aley- hine çocuğunu dövdüğü iddia- tile dava açmıştır. Kongre Raporu İstanbulun ilk tedrisat müfet- tişlerinin perşembe günü hitam bulan kongrelerine ait raporun hazırlanmasına devam edilmek- tedir. Rapor bu hafta içinde tam- zim edilerek Maarif Vekâletine gönderilecektir. Afyon Birliği Afyon fFiatlerini tenezzülden kurtarmak için İzmir afyon tacir- lerinin teşebbüsile bir Afyencular Birliği teşkil :dileceîi yazılmıştı. Birliğe Ziraat ve İş Bankala- rıda yarım milyon lira kadar kredi açarak muavenette buluna- taklardır. Birlik bu paraya 150 bin lira daha ilâve ederek 650 in Hra ile afyon mubayaatına başlıyacak ve bunu harice sata- | Caktır. Üsküdar Müstantikliği Üsküdar mahkemelerinin fazla Meşgul olması hasebile Adliya Vekâleti Üsküdarda ikinci — bietel Müstantikliğin tesisine karar ver- | miştir. Yakında Üsküdara ikinci | ir müstantik tayin edilecektir. Bir Yangın Kadıköyünde Yeldeğirmenin- e oturan İhsan Efendinin evin- den yangın çıkmış, bütün ev yan- dıktan sonra söndürülmüşlür. Yan- gın, alt katta oturan Fikri namında irinin kestane pişirirken mangal- dan kıivilcim - sıçratmasından çık- | tığı anlaşılmıştır. | Bir Yıdız Yaralardı — — Paris, 5(A A.) — Marıf | Fansız sinema — yıldızlarından | Ödet Florsl bir ötomobil idare | ederken müsademe neticesinde | Ağır sürette yaralanmıştır. | ağzına iğne Maarif Vekâleti tara- | Amerikalı daha Kindergarten refakat etmektedir. Plastik işlerinde mütehassıs olan | Dr. Şeham da Türkiyeye gitmektedir. Bu zat Türki- yede iki ay kalacak ve orada harbı umumi malülleri hakkında tetkikatta bulunacaktır. Amerikada bulunan Türk-Amerikan Dostluğu Ce- | miyeti mümessili olan Mr. Jenningste bu heyet meyanındadır. Mr. Jennings buradaki Türk talebe- lerine daimi surette müzaharet vo muavenette bu- | lunmaktadır. Türkiyede mühim temaslar yapacaktır. Almanya Kararını Verdi Silâh Konferansi;aı__ İştirak Etmiyecek, Herkes Heyecan İçindedir Berlin, 5 (Hususi) — Fon Papen hükümetinin, Alman ordusunun tezyit ve yeniden tensiki hak- kındaki notasına Fransa tarafından - verilecek olan cevap heyecanla beklenilmektedir. Bu cevap men- fi çıktığı takdirde Almanya serbest hareket etmek hususunda tasavvurlarını tatbik sahasına geçirecektir. “Adanada — Kadın Ha;sl;ınesinde Kıyamıet Koptu Adana, ? — Kadınlar hapisha- nesinde bulunan mahkümlardan İstanbullu Mahmure, pencereden yarı beline kadar sarkarak gelip | geçenlere lâf atmıya başlamış- tır. Bu vaziyeti hazmedemiyen mahkümlardan idam — mahkümu Ayşe ile hırsızlıktan mahküm Emine isminde ikijkadın, Mahmu- reye, bu işten vazgeçmesini söy- lemişlerdir. Bunun Üzerine Mahmure bu | iki mahküm kadına kafat utmuş, | neticede gürültülü bir. kavga Kavga kopmuşlur. neticesinde Mahmure halde dayak yemiştir. Dayaktan — sonra Muhmure avazı çıklığı kadar feryat etmiye, sokup — kanatmıya başlamış ve sonunda da bayılmış- tır. O sırada hapishadnede bütün mahküm kadıclar biribirlerine gir- f_'_—_-— Son kontenjan kararnamesinden en ziyade müte- eskir olanlar venebi tcarethaneleri imiş. Vaktile bi- ratını bir müztemleke gibi kendi bu kadınlardan fena | |(Bir Şerir Adana, 3 (A.A.) — Vilâyeti- mizin Saimbeyli - Kadirli ve Ko- zan kazalarında Fk'YCİ yapmakta olan Musa Kâzım bir müsademe neticesinde ölü olarak elde edil- miştir. Müsademeden kaçan dört arkadaşı şiddetle takip edilmek- tedir. Bir Sovyet Tekzibi Moskova, 4 (A. A.) — Tass j bildiriyor: ıl.ulîııhılıuıı'ıııy havalisinde Sovyet nehir harp gemilerinin tohşit edil- diğine dair Harbinde çıkan bazı Japon gazetelerinin — verdikleri bethahane haberleri tekzip et- miye salâhiyettar olduğunu bil- dirmekte' dı_r___ Bi ei “miştir. Neticede Mahmure hapi: hanenin hamamına hapsedilmişti STER İNAN, İSTER İNANMA Armistrong fabri bu taahhüde gi mamulâtına pazar | Berlin, 4 ( A.A.) — Terki teslihat kongresinin | 12 eylülde içtima edecek olan bütçe komisyonunda | Alman hükümetinin kendini temsil ettirmiyeceği lnll.!l'mlktıdır. Almanya, müsavatı hukuk hususun- daki talebine müsait bir cevap alıncıya kadar kon- feransın mesaisine iştirak etmemek hakkındaki kararını bu suretle tebarüz ettirmiş olacaktır. Halepte Galeyan Esnaf Grev Yaptı, 200 Kişi Mevkuftur Berut, 3 (A.A.) — Halep he- yecan ve galeyan — içindedir. Çarşılar baştanbaşa — kapalıdır. Greve iştirak etmiyen Orozdibak mağazasının vitrinleri — vataniler tarafından tamamile kırılmıştır. Bu hâdise, Fransız - polisinin vatanilerin evini basarak bazıla- rını tevkif elmesi yüzünden çık- mıştir. Halk dükkânlarını kapı- yarak büyük meydanlarda top- lanmıya başlamıştır. Tevkif edi- lenler 200 den fazladır. Maarif Vekili Mersin, 3 (A. A.) — İçel vi- | lâyetlerindeki tetkikatından dö- nen Maarif Vekili Esat Bey bu- gün Ankaraya hareket etmiştir. ! larının, son kararname “yüzünden miyeceğini bildiriyorlar. Ithalâtçılıkla meşgul ecnebi müesseselerinin İşi kale yapan ecnebi müesseseleri artık istedikleri gibi mal | madığı gün memleketin kurtulduğu gündür. Bu se- gelremiyeceklermiş, İngiliz gazeteleri bundan dolayı şikâyet ed yor we Türkiyeye Tayyare satımak istiyen I İSTER İNAN, İSTER beple Ingiliz gazetelerinin şikâyetlerine ehemmiyet vermek lâzımgeldiğine, artık, INAŞMA! | geliyor ki, işe muahaze Muahazeden Kurtulmanın Tek Bir Yolu Vardır ! Â E. Bir emrin tefsirini, emri -tat- | bik edecek olanların ellerine | veremeyiz. Aksi halde hoşa git- | miyecek sürprizler kaşısında kala- cağımız muhakkaktır. — Emir, emirdir, aynen icra edilir! Harp içinde ilk mafevkimden aldığım bu dersin büyük bir kiyme- ti haiz olduğuna el'an kaniim! Fakat beklenmiyen hâdiseler kar- | şısında emri tatbik mevkiinde olanların, mafevklerine — derhal danışmak imkânını bulamadıkları takdirde yeni vaziyetlere uy- mak kudretine sahip olmaları- nı da ayni derece faydalı, hatta elzem görürüm. * Bu satırları yazarken daha geçenlerde işittiğim bir vak'ayı hatırladım : Zengin bir İngiliz, hususl oto- mobilile dünyayı dolaşma seya- hatine çıkmış ve bize yakın bir memleketin hududuna — kadar gelmiş: Bu ikinci memleketa gi- rebilmesi için otomobilinin güm- rük resmini depo olarak yatırma- sı İâzımdır. Gümrük memurları deponun | miktarımı tayin için otomobili tartmıya İüzum görmüşler, fa- kat maalesef otomobili tartacak kadar büyük bir baskül yoktur. Bu vaziyet karşısında ne yapılır ? Gayet basit: Memurlar otomo- bilin evvelâ ön, sonra da arka tekerleklerini basküle bindirerek tartınışlar, yekünunu almışlar : — 2000 kilo, demişler ! Her iki tartılışta da — oto- mobilin iki tekerleği yerde oldu- ğu için hesap yanlıştır. İngiliz itiraz etmiş, maamafih madem ki hududun öbür tarafından çıkar- ken parayı geri alacaktır, üze- rinde fazla durmamış. Fakat yeni bir müşkülât çıkmış : Nizamnameye göre deponun o memleket parasile — yatırılması lâzımdır. Seyyahın cebinde ise İngiliz Hlirasından başka para yoktur. — Değişlir. de de- mişler | Söylemesi kolay : rük idaresi bir den beş yüz kilometre uzak- tadır. Fakat İnzîl ne yapsın, içinden ne söylediğini bilmiyorum. Çaresiz gidip gelme 1000 kilo- metre fazla bir seyahat yaparak paralarını değiştirmiş ve nihayet salimen bu memlekete girmiş! getir! bu güm- medeni — şehir- * İşin asıl garibi şudur: Hâdi- seyi bizim gümrükçülerden biri- sine anlatıyordum. Dinledikten sonra, anlaşılan her yerde bu çeşit nizamnameler ve bu nizam- nameleri tatbik edenlerde mevcut zihniyet yekdiğerinin ayni ola- cak ki: — Muamele usule muvafıktır, demesin mi? * Kısası: Öyle hâdiseler | vardır ki bunların karşısında bir emrin aynen tatbiki de hatadır, tefsiri de! Muahazeden kurtulma- nın hemen hemen imkânı yok | gibidir.. O balde ne yapmalı? gıilmiyorum. fakat bana -öyle edile- cek — mevkide — bulunmamakla | başlamak en kestirme hareket | şekli olacaktır. Gümrükte Teftişler Gümrük müfettişlerinden Vefik | Abduilah, Fethi ve Celâdet Bey- ler gümrük kalemlerindeki mua- melâtı teftiş etmiye başlamışlar- dır. Bu teftiş, işlerin teahhur etme- | mesi ve mevcut evrakın muame- Iâtının süratle - neticelenmesi mak | sadileyapılmaktadır. Sö: