10 Sayfa ÇANAKKALE İngiliz Ve Avustralya Kıtaatının Hucumlarmdakı Cesaret Müthişti gamamile askerl noktal nazardan karaya çıkışın ilk günleri gerek amiralin, gerekse başkumandanın, erkânı harbiyelerile birlikte, do- nanmayı kontrol etmek, emirler vermek ve karadan malümat alb- mak için bütün muhabere ve İşaret tertibatını haiz sureti mah- susada ihzar edilmiş silâhsız bir gemide bulunmaları lâzımdı. Sabah erkenden yapmış ok dukları hazırlıkla yorulmuş, karaya çıkış ameliyatı ile vaziyetin gara- beti ve zabitanca verilen telefa- tın çokluğu ile âsabı bozulmuş olan efradın vaziyeti daha ilk gününden itibaren çok Fena idi. Bilselerdi, — karşılarındaki — düş- | man da ayni vaziyette idi, her çetin muharebede vaziyet böy- ledir. Her iki taraf ta daha faz- la ilerlemenin imkânı olmadığı zehabına düşer ve bir tecrübe daha yapmak hususunda ısrar | edecek kadar azimkâr kuman- dana malik olan taraf ekseriya muzafferiyeti kazanir. 25 nisan günü cenup mıntakasında bulu- nan Türkler, muzafferiyet kaza- macak kadar faik ve kuvvetli değildiler. Fakat kumandanlarının azmi onlara mühim muvaffakıyet- temin etmişti. 9uncu Türk Fır- kası Kumandanı Miralay Sami bey 2861ncı alay kumandanına gönderdiği — bir — emirnamede: | “ Size bir tabur asker gönderi- yor Düşmanın zayıf olduğunda şŞüphe yoktur. Hepsini denize döktünüz ve geldiğim vakit cenup mıntakasında bir tek İngiliz ne- ferl görmiyeyim. ,, diyor ve bu | metin emirle askerlerine cesaret veriyordu. Bütün gece W ve X sahilindeki bu zayıf Türk kuvvet- leri İngilizlerin ilerlemesine mâni olmuştu. 26 mcı günü, sabah 8 de de Y sahilinin tahliyesi baş- lamış ve devam etmekte idi. Seddülbahirdeki küçücük Türk garnizonu, hiç görmedikleri müt- hiş deniz bombardımanına rağ- men nisanın 25 inci günü bü- tün gün —mevzilerinde büyük bir azim ve sebat ile tutu- narak — Çanakkale — müdafaası- na, nekadar takdir edilse yine kıymeti mübalâğa edilemiyecek derecede büyük hizmette bulun- dular. Buradaki kuvvetlerin bi- | dayette tek bir bölükten ibaret olduğu, fakat bilâhare kendi ta- burundan gelen bir ve Kirteden gelen diğer bir bölükle takviye | edildiği, kuvvetle melhuzdu. Her- Faotoğraf Tahlili Kuponu öğrenmek — istiyorsanız oğrafınızı S adat kupoa iİle bir- gönderiniz. Fotoğrafınız sıraya tâbidir. vo iado edilmoı. Tabiatinisi İsim, meslek veya san'at? lunduğu leket Foutoğrat Hüi ı edecok m! ? Fotoğrafın / klişesi BO kuruşluz — | Pisum kabilinde gösdecilebilir. | | ra, halde hiç ıüphe edilmiyecek bir cihet varsa, o da V sahilinin 26 nisana kadar zaptedilmemesinin bütün İngilir plânının iflâs etme- sinin en esaslı sebebi olmuş ol- masıdır. İngiliz. ve Avustralya kıtaa- tının sahillere hücumlarındaki ce- sareti bahriyelilerin — onla- karaya kardar, — çıkarmak hususunda — gösterdikleri — fe- ragati nefsi inkâr etmek kabil değildir. Fakat istihsal edilen netice noktal — nazarından ve hututu umumiyesi nazarı dikkate alınırsa birinci günün muharebeleri her- halde Türklerin lehinde idi. Ça- nakkaleye hücum edileceği hak- xındaki vâsi ve velveleli neşriyata rağmen Sir Jan Hamiltonun elin- de 25 nisan sabahı mühim bir koz vardı; oda, anl! bir hareket yapıp faik kuvvetlerle düşmanın müdafan müfrezelerinin üzerine atılmak — serbestisi idi. Jeneral Hamilton, sahillerin vüsati müsaa- de ettiği derecede bu fırsattan istifade —etti.. Cenupta, — saat Ve kadar sabhile 12 1/2 tabur çıkardı bütün gün bun- lara yalnız 2 tabur Türk as- keri mukavemet etti. -Anzac'ta saat (5)e kadar (40([)). saat (8)e ve ve SON POSTA | İmgiltere Hükümati tarafındat Gazi! | Hz. ne hodiye edilex eserin torcümesi. Yazan : Ceneral — Oglande -- kadar 8000 ve akşama doğru da (15000) asker çıkardı. Bunlara karşı da sabah 9,30 a kadar Türkler ancak (500) nefer | koyabildiler ve mütemadiyen art- tırddar. Fakat hiçbir zaman beş bin neferden fazla koyamadılar. | Fakat denizden vaki olan istilâ- lara karşı kara müdafaası o ka- dar kuvvetlidir ki bu —küçük müfrezeler ettiler. 25 nisan akşamı bütün perdesi İngiliz plânı bütün açıklığile mey- dana çıkmıştı. Türk kumandanlığı da artık her tehdit edilen noktaya icap eden ihtiyatları artık esrar rahat rahat sevketmek kudretine | malik olmuştu. Janeral Jan Hamiltonun Bolayır Civarında karayae çıkılmasına itiraz edişi mahzı nimet olmuş, çünkü üçünün müdafaa tertibatı olmıyan beş sahili kullanarak karaya çı- kan topu topu iki taburun mü- dafaası karşısında bocalıyan, 29 uocu fırka şayet tek bir sahili olan ve her an hücuma muntazır iki fırka ile tahkim edilmiş olan şimaldeki bu mevkie çıkarılmış | bir hezimete | olsa idi, —müthiş uğrıyacağı muhakkaktı. ( Arkası var ) EARME L S LN A SARAULA KA S EEE TT TORTAMET N 'En Sıhhi Ve En Rahat Binalara Doğru Amerıkan Mımarları, Şimdi, Camdan Ev Ve Binalar Yapmıya Başladılar Bugünün bi- nalarında en çok ehemmiyet veri- i len şey, ziya ve havanın bol bir surette — 'İçeriye dahil — olmasını temin etmektir. Onun içindir ki, bugün — gördü- gümüz kübik mi- mari — meydana gelmiştir. Maa- mafih bu şekil binaların — bile, |£ matlup nıllceyl gören mimarlar, ötedenberi tasav- vur. edilegeldiği Üzere cam bina- lar yapmak me- rak ve meyline düşmüşlerdir. İlk cam bina, el- yevm Amerikanın Men eyaletinde yapılmaktadır. Bu binayı ya- pan mimarın mü- — Pencel talcasına göre, her türlü ihtimal | bilâfına olarak çım binalara ne | fazla sıcak, ne fazla soğuk nüfuz edebilecektir. rültü meselesi de yeni ile halledilmiş — bulunmaktadır. Hariçle her türlü irtibatı kesmek arzu edildiği takdirde kinanın muhtelif — noktalarına — konacak Ayrıca toz ve gü- mimarl ve camı pek çok olan yeni bir ev olan elektrik düğmelerine basmak kâfi gelecektir. Bu takdirde, binanın etrafına sureti mahsusada - yerleştirilmiş olan kepenkler inecek ve bina tamemen tecrit edilmiş buluna- caktır. Yeni mimarinin - bütün dünyada büyük bir cereyana yol açması beklenmektedir. mevzilerini muhafaza | yırtılmış, | | di mezarda İKÂYE Bu Sütunda Hergün Naci Sadullah Yazan: Bir Aşkr_Mektubu “Sergilisini teshir etmek istiyon “ber üşığa elzem bir aülmune. Hanımefendi; Bana bütün tanıyanlar diye hitap ederler. Bizde tabir vardır. Bir defa “hastasın!,, denilse olurmuş. Kırk defada hasta olursa kırk milyon defa söylense mutlaka ölür, Telkinin ruhlar Üzerindeki büyük tesirine misal- ler göstermiye lüzum yok; bilir- siniz. “Zarifl zarifi,, denile bende öyle bir kanaat uyandı ki hakikaten zarif bir mahlükum. Boyum bir metre yetmiş beş santim, — sıkletim de mütenasip. Adanadaki meraklılar bir de erkek vücudü güzelliği müsaba- kası yapsalar kalırdın. O kadar da müte endama malikimdir. Yüzüm; şim- kemikleri çürümüş “ Rodolf Valantino ,, nun “zarif,, bir olan | bık demiş te burnundan düşmüş | kadar müşabihtir. Hallerime 'ge- lince, onların herbirini büyük bir müşkilpesentlikle büyük bir itina ile sinema aktörlerinden topladım. Topladım diyorum. “Kul ku- sursuz olmaz,, derler, Ben tam on senedir mütemadiyen sinemaları, bir aktör kaçırmamasıya takip ederdıııı. Dikkat ederdim. Nice gö- nüllerde fırtınalar koparmış olan o yıldızların hepsinin hakikaten ufak tefek kusurları mutlaka var- dı. Meselâ “ Adolf Menju ,, tatlı gülüyordu amma biçimsiz ağlıyor- du. Meselâ alalım “ Villi Friç,, i: | Oturuşu güzel, fakat kalkışı bi- çimsiz. Alalım “ Hanri Gara ,, yı, bakışları çok güzel ve manidar olan bu aktörün gülmesi cana yakın değil, Bu itibarla düşün- düm, taşındım, birinden emsalsiz tebesslimünü, öbüründen kahka- hasını, diğerinden yürümesini, bir başkasından bakmasını — aldım, benimsedim ve nihayet kendime malettim. Eksiksiz bir adamda ufacık bir eksiklik olur da “ o- kadarcık kusur kadı kızında da bulunur,, derler ya. Benim halle- rimde kadı kızındaki kadar da aksaklık kalmadı. O cihetten de * komple ,, yim. Aklıma gelince: Akıl müte- hasısı Mazhar Osman — Bey: * Tababeti Ruhiye ,, — isimli kitabında ruhi, dimagi, asabi, nevi nevi, türlü türlü gayritabil- likler tarif ve kaydetmiş. Lüzu- mundan fazla gülenler “gülme- man,,, az gülenler “ abusöman,, dişlerini fazla karıştıranlar “kür- dıanınL Falan (illıı Almanyanın İktısadi Programı Berlin 4 — Başvekil Fon Pa- iktısadi programı Reisi- tasdik - edil- salı — günü pen'in cümhur tarafından mıştir. - Kararname neşredilmiştir. İngilterede Bir Set Yıkıldı Londra, 4 — büyük bir fırtıma hüküm sürmüş ve kuvvetli bir met dalgası Vin- şelsa sedini yıkmıştır. Alçak topraklar üÜstünde bulunan bir- çok kimseler su altında kalmış- lardır. insana kırk | hasta | DA denile | aştırdım, boyumla | edecek. mutlaka Trakipsiz | | bir dakika aşmazsınız. &T in Dün burada | Ben de onlardan hiçbirisi yok. Zekâm hakkında fazla bir şey söylemiyeceğim: Şu kadar ki birtakım — bilinmez gazetelerin son sayfalarında ilânlar vardır: “P. P. T. C.,, müdiriyetin- den... C. C, C. C. dairesinden... (A. B. C.) lisesinden... Ben ba- kar bakmaz bu bilmecelerden makamı maksudu derhal istidlâl edebiliyorum. Sonra bir papağanım var. ezberlettim. Benim bulunmadığım zamanlarda bana vekâleten size daima “çok gü- zelsin, seni seviyorum. ,, ilâh... cümleciklerini durmadan tekrar Düşündüm, ilerde sıkıntı çek- miyesiniz diye aklıma bir çare de geldi:. Şimdiden siz daha yaşınızı saklamaktan korkmaya- | cak bir çağda iken yaşınızı kü- çültürüz. Öyle yapariz ki siz alt- mışınıza gelmeden otuz beşinizi Sizi hiç- bir şekilde gücendirmemek için | seksen beygirlik bir makine kuv- vetile çalışırım. Olmadı darıldı- nız. farzedelim. Mevsimine göre her seferinde ya bir kostümlük “Krep — Keriman,, ına yar hut ta — bir “ lütr , — man- tosuna — barışırız. Buna da söz. Daha sonra hanımefendi -, bakınız nekadar âtiyi düşünen bir erke- gim — anlayın - yaşayacağız — ve ben dededen kalma ninemden yalvaracağım, o namaz sonlarında elinde doksan dokuzluk tesbihi ile sizin ömrünüze dualar edecok. Edecek amma “Hamidiye,, dir diye yutturulan mikrop dolu ter- kos sularına insan midesi neka- dar zaman tahammül eder. Bir gün hastalanacak ve Allah gecin- den versin amma, nihayet emri- hak vaki olacak, öleceksiniz. O zaman, yemin ederim size, ölüme acımanın bu buhranlı devrinde tam otuz. gün — yasinizi tuta- cağım. — Ve — nihayet — itiraf edeyim ki hanımefendi sizi in- sanların parayı sevdikleri kadar seviyorum. Mehtaplardan, tulülardan bah- setmektense vukuu melhuz akı- betleri böyle şimdiden hesap ederek her hususta anlaşınayı muvafık buldum. Kendimi met- hetmesini sevmediğim halde size yabancı kalmıyayım diye istemiye istemiye — Acizane — meziyetlerimi anlattım. Şimdi, — gelin sizinle, herkesin — “ cehennem ,, telâkki ettikleri ııdıvzç hayatına birlikte aıılıhm r_vle Yını Nurlya! Tıp Fakültesi ip inci yılının 5 dilmiştir. Fakülte çok kiymetli yazıları vardır. Azerbaycan YVurt Bilglel — umarası nöeşredilmiştir. İlmi ve ha etli makaleler vardır. Kooperatlit — Ayda bir dola neş lanan «Kooperatif mecmuasının Eylül ayına mahsus (4) ünefi nüshası da çıktı. Kıiymetli vo zengin münderica tına rağmen fiatl (10) kuruş olan bu iktisadt — halk mocmuasında - birçok değerli makaleler vardır. Koopoerati? möemuasında, düuyaya ve memleketi- mize alt en mühlm hâdiseler, çok müfit şekilde hulAsa edilmiş ve bua- yarın başlıdaları tahlil olunmuştur. Mecmuası — Gdnci sayı müderris!