—10 Sayfa ÇANAKKALE Hava Müsait Olduğu Takdirde İhraç Ameliyesine 23 Nisanda Başlanacaktı Bu sayede Türk karargâhı ora- daki bütün hazırlıklardan günü gününe haberdar oldu. O zaman hava kuvvetlerinin azlığından çekilen müşkülâtı an- latmak için şu misal kâfidir: Jene- ral Bidwood kendi sahasına asker çıkarılırken iki tayyare verilmesi- ni istedi. Fakat bu talebini yeri- ne getirmek mümkün olmadı. Çünki o sahada tayyare inmesine müsait bir yer yoktu. Nisan ortasında — Avustralya ve Yeni Zelând kolordularile 29 uncu fırka Mondrosta -toplanmış bulunuyordu. Bu dar sahil büyüklü küçüklü ©o kadar gemi ile dolmuştu ki, 34 gemi Trebuki — koyunda yerleşmiye mecbur olmuştu. Bu ayrılık muvasalayı akıllara hay-« ret verecek derecede müşkü- lâta uğrattı. Halbuki o sırada bütün kıtaatın bir yerde bulunması ve emirlerin derhal verilebilmesi Tâzımdı. Bu hal, ihraç gemilerini muayyen günlerde kendi mahak lerinde toplamayı da güçleştirdi. Mauuınfıh bu iş o kadar itina ile üldü ki, ufak bir aksaklığa meydan verilmedi. Karaya asker çıkarma ameliyesini gece mi, yoksa — gündüz. mü yapmak — lâzımgeldiği — nihayet Karadeniz —erkânı harbiyesinin müşterek bir içtimamda kararlaş- b, Jeneral Hamilton ile Jeneral Birdwood ihracatın gece yapılma- n tercih ediyordu. Çünkü de- nınmanın yardımından mahrum kalmakla beraber, düşmanın da Buhilden açacağı ateşten masun kalınacaktı. Diğer taraftan Jene- ral Hunter-Westov geceleyin as- ker çıkarılırsa, evvelden karada keşif yapmak mümkün olmıyacağı için karaya çıkacak efrat gu- raya buraya dağılacak ve perişan olacaktır, diyordu. Ayni zamanda bu mehtaplı gecelerde askerleri getiren mo- törlerin ta uzaktan görülmesi ve bu suüretle düşman tarafından ateş altına alınması tehlikesi var- dır. Onun için gündüz düşman toplarını susturabilecek olan do- nanma himayesinde karaya asker çıkarmak muraccahtır. Nihayet denizciler, geceleyin motörlerin ihraç yerlerini iyi bu- lamıyacaklarına, Bogazdan gelen cereyana kapılarak yanlış yerlere düşebileceklerine — karar — verdi. Kayalara çarpmaları ihtmali de vardı. Bu sebeple hiç olmazsa cenup noktasına yapılacak eşaslı Ahracatın şafak söker sökmez baş- lıyacak olan yarım saatlik bir bombardımanı mütcakip icra edik mesi kararlaştı. Kabatepenin şimalinde sahbil geniş ve kıymeti az olduğu için buraya çıkarılacak kıtaatıh gece çıkarılması tekarrur etti. Bu kıta- atın muhalefetine oğramaksısın sabah olmadan yerleşebileceği ümit olunuyordu. Keza Seddülba- bir ve Helles burnu bombardı- man edilirken (Y) sahiline de as- ker çıkarılacaktı. Aynı içtimada, hava müsait olduğu takdirde, ihraç ameliyesine 23 nisanda başlanması kararlaştı. Ordunun Modros ve Trebuki koyunda tecemmüü müddetince, Dr. A Mazhar Bey Avrvpadan avdetle hastalarını Falih'teki muayetlehanesinde ka- askerleri kayık- lara - bindirerek sessizce — sahile çıkarmak — için talimler yapıldı. Modrosta deniz bu kabil talim- lere müsait ola- cak — derecede sakin olduğu za- man, gemilerin kayıkları neşeli askerlerle — do- lardı. Bu talimler kıtaatin manevi- yatını yükseltmi- ye ve sıhhatle- rini muhafazaya çok hizmet etti. Rver Kiyde ge- misini sahile ya- naştırarak — as- ker ihracı tecrü. beleri de yapıldı. Askerler karada lâzım olan bü- tün teçhizatlarile birlikte bu ge- miden sahile çıktılar. Askerlere ihraç ameliyesi hakkında birer de küçük kitap dağıtıldı. Zabitlere, harp — edecekleri saha hakkında mümkün olduğu kadar iyi bir fikir vermiş olmak için, bunların Düzceadada — des- troyorlere bindirilerek sahil bo- yuncı gezdirilmeleri du,nnnıdu SÖON POSTA İngiltere Hükümeti tarafından Gazi Hz. ne hodiye edilen eserin tercümesi. Yazan : İCeneral - Oglandı ee AĞ v D> Kahraman Menmeiçikler cephe srpermur Türkler — İngiliz hazırlıklarından okadar haberdar idiler ki, artık yapılacak böyle bir gezintinin. — mahzuru — olamazdı. Maamafih — ihtiyatlı bulunmuş ol- mak için, zabitlerin sahili dola- şırken, çıkmaları menedildi. ( Arkası var ) sahillerde Kulada Spor İşlerı Kula (Hususi) — Garbi Ana- dolunun şirin bir köşesini teşkil eden kasabamızda son zamanlar- da spor faaliyeti de başlamıştır. Heveskâr gençlerimiz sıksık fatbol maçları tertip ediyorlar. Şafak klübüne mensup olan bu İş Bankasına Açık Teşekkür Veznenize yatırılmak üzere momu- rumuzla gönderdi; z paradan (600) liralık bir banknot Ban z olması © halo karşı bir kere de ın tesbiti — talebimizi #hemmiyetle is'af eden vezneler şefi Etem Beyle veznedar Boylere ve par rayı bulan — odaci teşekkür elmeyi bir b Behçet Hıfzı ve şürekâsı namınat İlhami Ahmer Son Posta — İş Bankası n - tında eşasen mevcut olduğu - bilinen bu dürüstinin şahidi olmakla cidden büyük haz duy biliriz Eyüp Sulh Mahkemesinden: Vekil İsak Efendinin — müddelaleyh Yaşua vo İstanbul Dolftordarlığı vo İstanbul Evkaf Müdüriyeti ile Bohor ve Musa Flendi aloyhine ikame ettiği izaleişuyu davasında şuyuun izalesine dair verilen karar üzerine bunlardan Bohor ve Musa Efendilerin ikametgâh- larının meçhul olmasına binaca bu hıpnkı tebligatın — İlânen — Terasına - —e ele aldudundam tarihi ilân- yiedilmiş dilere alenen | îençlu futbolcülük kabiliyetlerini ilerletmiye gayret ediyorlar. Bu takdirde cıvar kasaba takımlarile maçlar tertip edilecektir. Gönder- diğim resimde — Şafak klübüne mensup gençleri temiz formalarile hep bir arada görüyorsunuz, Çatalca — kazası dahilinde Podima devlet ormanlarından bir sene de kat ve İhraç edil- mek Üüzere 110 metre 934 desimetre mikâp kayın eşcarı beher metre mikâp gayrima- mül 253 kuruştan ve 28- Temmuz - 932 tarihine müsa- dif Çarşamba günü saat üçte ihale edimek üzere aleni şe- kilde müzayedeye konmuştur. Taliplerin şeraiti anlamak üze- reeİstanbul Orman Müdüriye- tile Çatalca Orman Munmelm Memurluğuna ve yevmi ihalede İstanbul Orman Müdiriyetinde müteşekkil ihale komisyonuna müracaatları ilân olunur. dan (tibaren bir mah zarfında gölip müracaat ve yahut taraflarından mu- saddak birer vekil göndermedikleri takdirde hükmün infaz edileceği ma- Tâmları olmak üzere işbu ilân varakar sından bir nüshası daire divanhane- sine talik kılındağı gllıı ovrüki havar Alala Aahi kavfiyş HİKÂYE Bu Sütunda Hergün Yazan: Esat Şefik İNANMAYIN! Onunla plâjların birinde arka- daş oldum. Fakat bu arkadaşlı- ğımız ilerledi, az gitti, uz gitti, dere tepe düz gitti ve sonunda aşka ulaşıverdi, Geçen gün onunla buluşmuş- tuk. — Artık beni bir daha göre- miyeceksin, dedi. — Niye? dedim. — Evleniyorum, dedi. Ben is- temiyorum amma zorla evlendi- riyorlar, Evvelâ şaka sandım. Fakat çok ciddi — Bugün sana veda etmek için geldim, diyordu, Artık gö- rüşemiyeceğiz. Ve bana uzun uzun olanları anlattı. Bir gazi- noda oturuyorduk. Onu okadar fazla seviyordum ki bana başka- sile evleneceğini söylediği zaman bütün varlığım altüst olmuştu. Onunla bir yerde, yalnız, başbaşa kalmak istiyordum. — Kalkalım! dedim... Saatlerce yürüdük. Geçtiği- miz yollar belki kalabalıktı. Fa- kat ben kimseyl görmüyordum. Kalbimdeki acı, gözlerimi, yaştan yapılmış karanlık bir perde ile örtüyordu. Kulaklarımda birçok güverteye üniforma ile | sesler uğulduyordu. Bunlar kimin | gesiydi ?.. Niçin haykırıyorlar, ne istiyorlardı ?, Anlamıyordum. — Evinin önüne geldik dedi. Başımı kaldırdım, hakikaten evimin önüne gelmiştik. Fakat nasıl ?. Bizi buraya kim sürükle- mişti. — İstersen biraz girip otur- sak, dedim. Bu öyle bir yalvarıştı ki, ahen- ginde dolgun bir mazinin bütün tatlı hatıralarını yadeden bir inil- H ve kalbimin acısını bütün ele- mile besteliyen bir feryat vardı. — Peki, dedi. Bu anda o, okadar heycansız ve sakindi ki... Pencerenin yanındaki koltuğa oturdu. Artık yalnızdık. Bizi kimse görmiyor, biçbir. gürültü kulak- larımızı rahatsız etmiyordu. Bir deli gibi yanına koştum. Yüzünü kapayan geniş şapkasını başın- dan çıkardım. Odanın bir köşe- sine attım. — Yüzünü görmek, doya do- ya seyretmek istiyorum, dedim. Dizlerinin dibine otururken ilâve ettim: — Çünkn seni bir daha gö- remiyeceğim.,, Ve böyle saatlerce konuştuk. — Karanlık — oldu.. lâmbayı yaksak.. dedi. * Başımı kaldırıp pencereden baktım. Güneş çoktan batmış, orlalık kararmıştı. Ufukta hafif kızıllıklar görünüyordu. — İstemez, dedim. Böyle da- ha iyişıstırap çekenlere aydınlığın lüzumu yoktur.. İri siyah gözleri uzun uzun gözlerime daldı. — O kar çok mu, dedi, çok mu ıstırap çekiyorsun? İsteksiz bir gülüşle ilâve etti: — Ne olur acanım.. beni kaybedersek bir başkasını bu- lursun. O vakit bütün ruhum taştı, ağlıyordum. Gözyaşlarım çı:ı: iyor ve göl içten gı hı_ılıdııl yal yoydu ü da doya doya ağladım ve sarsıla sarsıla hıçkırdım. — Sen benim için herşeysinl, Sen evlenip| benden uzaklaşacak- sın. Emin ol ki o vakit ben hiç kimsenin yüzüne bakmıyacağım. Herkes bana yabancı gelecek.. Senin oturduğun — memleketten uzaklara — kaçacağım.. Senden uzak yaşayacağım gürbet ellerin- de yalnız başıma sahillerde dola- şacağım ve esen rüzgârlarda se- nin kokunu, açan her bahar çiçe- ğinde senin rengini arayacağım.. Bir gün sana benim öldüğümü söylerlerse bil ki soa nefesimde dudaklarımdan senin ismin çık- mıştır. Ben bunları — hıçkırıklarım a- rasında söylerken o, başımın Üs- tünde kahkahalarla — gülüyorde. Şiddetle oturduğum yerde doğ- ruldum. Ayağa kalktım. O hâlâ gülüyordu. — Demek “ Seni seviyorum ,, derken yalan söylüyordun! — diye haykırdım. — Niçin? dedi, —Çünki beni sevseydin başka sile evlenmezdin. Sonra ıstırabıma böyle gülmezdin. Hayatın en müthiş buhranla- rını geçiriyordum. Asabiyet içinde bütün vücudüm titriyordu. Bu esnada o, elini uzatıp kolumdan tuttu. Yüzü manasını anlıyama- dığım bir tebessümle gülüyordu: — Asıl sana demin yalan söy- ledim, dedi. Ben eüenmlyoruı— ve seni herkesten fazla seviyo- rum.. Seni tecrübe etmek istedim. Şimdi ikimiz de sonsuz bir sevinç içindeyiz. Aziz dostlarım! Geçen gün hava çok sıcaktı. Üzerime müt- hiş bir ağırlık bastı, gözlerim kapandı. Ve işte o vakit ben harikulâde güzel bir kızla taniş- tım. Seviştik. En nihayet beni böyle bir tecrübeye tâbi tutarak bir haylı üzdükten sonra onunla evlendik. Yeni Nı;rlyıl OLİMPİYAT 64 üncü nüshası çıktı. İstanbul - An- kara maçının tafsilâti, resimleri. Koca ürtdereli ilo güreşi Amerika at haberleri. Her zamankin- n gin mündericat va resi Foto Süreyya: Memleketimizin yegüne salon ve san'at mecmuası olan anın 13 temmuz nüshası min mühtelif resimlerini tistleri havi olarak intişar etmiştir. İSON POSTA Siyast, Havadr — ve Halk gazetesi Eski Zaptiye IX evmt, 'Telefon Posta kutusu: Telgraf: İstanbı ABONE FİATİ TÜRKİYE Eonebi 1800 K TTi0 K 780 » 6 Ay 0 » 40 » 38 800 » 80 » » »00 » SON POSTA 1 Söne Gelen evrak gerl verilmez. Hânlardan — mes'uliyot alınmas eovap için mektuplara O kurüşlük Pul lüvesl Tüsımdıc. Adros değiştirilmsel (20) kuruyptur.