2 Nisan 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

2 Nisan 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Te GAŞ — Süyfa HARUNÜRREŞİT AAA 55 BEREEAKEEERNN Yazon: * X AM Tarihin Esrarengiz Sayfaları Meçhul misafirin verdiği ha- bere Tağmen Harunürreşit ile amcasının hakiki hüviyetlerinden tagafül etmeyi — zaruari — bulan Fenbas, karanlık koridorları do- laştıra dolaştıra onları kuytu bir salona götürdü. İçiçe üç küçük oda geçildikten sonra varılan bu salon, sırri bir hava ile dolu gibiydi. Penceresi yoktu, kapısın- da başka menfezi yoktu ve baş- tan başa koyu renk kumaşlarla örtülmüştü. Tavanı da duvarları da yer döşemeleri de ayni koyu rengin yumşak pençesine gömülü idi. Şurada, burada höcremsi çıkıntılar olmasa bu geniş salon için siyah bir mustatil demek muvaf.k olacaktı. Fakat o çıkm- tılar, bu büyük mustatile, birkaç zarif yuva Üzerine örtülen kumaş- tan yapılma bir kutu şekli veri- yordu. Salonda bir hususiyet temsil eden bu hücremsi yerler, sadefli cevizden imal edilmiş kanapelerdi. Lâkin üzerlerinde mimber başlık- larını andıran — mahrati - süsler vardı. Zaten penceresiz salona sırri bir hava yayan da işte bu mabedi şeylerdi. Önde Fenhas, arkada İsmail, onun ardında Haruünürreşit ve daha sonra uşak salona girdikderi vakit, yirmi kadar kız keadilerini karşıladılar. Bunların bir kısmı evvelce görülmüştü, bir kısmı henüz görülüyordu. Hepsi güzel ve seçme mahlüklardı. Fakat iç- lerinde Zatülhâl ile arkadaşları yoktu. Misafirler ne o varlık ve ne bu yokluk ile alâkadar olmadılar. Sadefli cevizden yapılma ka- mâpeler arasındaki yumşak min- derlere doğru yürüdüler. Yirmi kız, birer dizlerini yere koyarak ve ©o vaziyette boyun kırarak kendilerini selâmladılar. Fenhas, — misafirlerinin birer minder işgal ederek oturmalarını mütcakıp salonun ortasına geldi ve meucut şeyleri gösterdi: — İşte Efendiler, hâlis nebiz, hâlis şarap, hâlis müselles!.. Bn kızların bir kısmı rakkase, | kısmı hanende ve hepsi sakidir ! Keyifler tamam olunca sahne değişecektir ve bu kızlar - gecelik vazifelerini bitiren yıldızlar gibi - çekilip, yerlerine güneşler gele- cektir. llk kadehler, sükün içinde içildi. İlk Takslar vekar içinde seyredildi. Fakat dördüncü, be- şinci kadehlerden sonra iş de- gişti. “Ayyar,, denilen serseriler gibi yırtık yüzlülük ve adeta ha- yasızlık göstermek istiyen, ahlâk setlerini ve sınırlarını yıkarak muzlim bir başıboşlukla her şeyi yapmak azmini bekliyen Harun ip- tida şarkıya iştirak etmekle ağır- hğmu bozdu, scnra raksa girişti, daha sonra kızlarla şakalaşmıya başladı. Fenhasın evinde herşeyi ka- bul etmek vazifesile mükellef olan bu esir mahlüklar, genç er- keğin taşkınlıklarından zevk ak miyor değillerdi. Lâkin canları gibi hareketleri de - sahiplerinin emrine bağlı olduğu için gözle- rini Fenhasın yüzünden ayıramı- yorlardı. Onun boşnutsuzluk gösterme- diğini ve hatta genç hovardanın el şakalarından, dil sarkıntılıkla- radan neşelendiğini görünce te- SKİ ST | gee —— aa ee — reddütleri geçti, endişeleri dağıl- dı. Sese sesle, bakışa bakışla, tebessüme tebessümle — karşılık | verilmek devresi açıldı. Artık sazdan xiyade ses, rakstan fazla boğuşma, terennümden çok, kah- kaha vardı. Ruhlarımdaki ebedi gecenin ağırlığını birkaç saat olsun unut- mak, her türlü insant haklardan mabrum — yaşamak elemi biraz avutmak istiyen kızlar, yüz bu- lunca astar da — istediler. Haru- nürreşidin —arsızlığını fersah fer- sah geçtiler, yapmadık rezalet bırakmadılar — ve kırmadık koz koymadılar. Nebiz surahileri, şarap testi- keri, müselles kapları bu çılgın haybhuy arasında mütemadiyen dolup boşanıyordu. Fenhas nis- peten az içiyordu ve öbürlerine fasılası — içirmeğ çalışıyordu. İsmail bile çakır keyif olmuştu. Vezir Yahyanın güzel halayığı için beslediği sevdadan ve bu sevda | sebebile Vezire karşı zâf gös- termekten kurtarmak istediği ye- ğenini böyle zilzurna sarhoş gör- mek onu müteassir ediyordu. Fa- kat elinden bir şey gelmiyordu. Harun, esasen ailesine mensup olanlardan nasihat kabul etmerzdi. İsmaile yüz vermesi, muhabbet göstermesi onun her ağır haki- kati tatlh — bir — üslüp ile ifade —etmesinden ileri geli- yordu.. Şu hale göre ona * hele şu çilgin dakikasında - söz söylemek tehlikeli idi. Maz- mafih Halifenin daha çirkin bir sukut göstermemesi için sahneyi çabuk kapamıya çare arıyordu. İşte bu sebeple sakin bir saniye | yakaladı : ı — Fesbasi - Dedi - hani gü- neşler? Nebiz ve yıldızlar artık bizi ısıtmıyor. Esir taciri, “alerre'sü velayn, diyerek odadan çıkmak üzere iken Harunürreşit atıldı ve bagırdı: — Güneşler beni yüklenip gelmelidir! Müteakıben Fenhasın böyle bir harekete belki rıza göster- miyeceğini düşünerek - kaşlarını çattı, manalı manalı herife baktı: —Anlıyor musun Hoca (Arap- lar, Acemden aldıkları hsvace ke- lümesini bazirgân manasında olarak bu şekilde kullanırlardı ) dedi, güneşler beni sırtlarında taşıya- caklardır. Ben, evet, ben, güneşe de binebilirim. Çünki bu kudre- te malikim, Çünki.... Çünki... İsmail, sarhoş gencin hüviye- tini izhar etmek üzere bulunduğu- nu sezdi, yerinden fırlıyarak ye- ğeninin yanına geldi : — Fenhas birşey demiyor, ücreti veriüdikten sonra herşeye cevaz vardır. Beyhude Üzülme. O, amıcasını elile geri iterek ayni nakaratı tekrarladı: — Güneşler beni taşıyacaktır. Anlıyor musun, anlıyor musun?, Çünki.. Çünki.. Şimdi yer yüzünün Halifesi, Allahın gölgesi, birkaç yüz müs- lâmanın biricik Emiri, şehinşah- lığını haykırmak için âdeta ihti- yaç duyuyordu. Bu hakikali ba- ğırır. bağırmaz — salcnda — husüle gelecek değişikliği düşündükçe bütün iradesi eriyordu. Fakat Fenhas, işin o derecelere gelme- sine meydan vermedi: ( Arkası var ) 'SON POSTA | Yunanlı Bir Mü- harriri Pariste Öldürdüler Paris 29 (Hususi)— Bura ede- biyat —mehafilinde Alek Skufis Bamile maruf olan Yunanlı edip M. Aleksandr Skufis evinde feci bir şekilde öldürülmüştür : Kom- şular, cinayetin işlendiği gece edibin — odasında bıgrışmılnr.: ve gürültüler işimiştlerdir. Alek Skufs'in odası daima bu | kabil gürültülere ve didişmelere sahne olduğu için komşular ab dırmamışlar, bu gürültüyü mutat patırtılardan zannetmişler- dir. Fakat bir parça sonra ağır bir cismin düştüğünü duymuşlar ve bunu bir süküt devresi takip etmiştir. Komşular yine hiçbir şeyden şüphelenmemişlerdir. Er- tesi gün Yunan edibinin odasını temizliyen kadın, efendisini kori- dorda yüzüstü yatar bir vaziyette görmüştür. Fakat kaldırmıya — teşebbüs ettiği bir zaman Alek Skufisin kanlar içinde ve ölü bir bnlde olduğunu görmüş, hemen zabıta- ya haber vermiştir. Mubharrir, boğazından ustura ile kesilerek ve birçok yerleri bıçaklanarak öldürülmüştür. He- nüz katiller bulunamamıştır. Bütün komşuları muharririn garip tabiatlı bir adam olduğu kendisinin bekâr ve ziyaretçk lerinin yalnız erkeklerden ibaret bulunduğunu — söylemektedirler. Felç Hastalığı Ameliyatla İyile- şebilecek Mi? Londra 1 (Hususi) — Ame- rikada Yale darülfünunu profe- sörlerinden doktor Donald Bar- rov, Amerika teşrih mütehassıs- ları cemiyetine yaptığı mülüm bazı — tecrübelerinin neticelerini bildirmiştir. Bu zatın verdiği malümnta göre, Doktor Barrov bir farenin ön ayağının damarını kesmiş, bu damara arka ayağından kestiği bir damar parçasını aşılamıştır. Birkaç gün sonra hayvan, hare- kâtında hiçbir müşkülât olmadan yürüyebilmiştir. Doktor Barrov bu usul sayesinde ve yakin bir atide Telç hastalıklarının tedavi edilebileceğini beyan etmektedir. Kimsesizler Yurdunda Ay—ofyı Medreıeüıdeld Kimsesizler Yurdunun Müdürü aleyhinde Belediyeye - şikâyetler yapılmış, teftiş neticesinde vazi- Fesine mihayet verilmis, yerine Şakir Bey isminde bir zat tayin edilmiştir. Şimdi Yurtta ( 112 ) çocuk barınmaktadır. Yurlta yatanlardan ekserisi iş bulmuştur. Bunlardan bir kısmı hususi müesseselerde çalı$:yorlar. Şimdi bunlardan yalnız ( 12 ) ç- cuk işsizdir. Belediyenin — Galatada al- dığı binaya daha küçük yaştaki çocuklar alınacağı için buradaki çocuklar oraya nakledilmiyecek- lerdir. Şu günler le Yurda müra- eaat edenlerin addedi pek fazladır. de | A e Doktorların Tüccarlığı Meselesi Ticaret Odasına Bir İtirazname Verildi Kafa Ve Dimağml"';av&_ılîyeti İle Para Kazananlar Tüccar Sayılamaz Mı? Ticaret Odası hastane açan doktorların tüccar addedilerek Ticaret Odasına kaydedilmeleri lüzumuna karar verdi. Birçokları da doktorluğun ticaret sahasına dahil bulunduğu iddiasındadırlar. Hastane sahipleri bu karara itiraz ediyorlar. Bu münasebetle hususi hastane sahipleri namıma Sıhhat Yurdu sahibi Dr. Ferit İbrahim Bey, Ticaret Odasına tahriri bir itirazname göndermiştir. Bu mü- nasebetle dün Ferit İbrahim Bey ile görüştük venoktai nazarlarını izah etmesini istedik. Ferit İbra- bim B. diyor ki; — “Beş altı sene evvel dok- torların odaya kaydedilmelerine itiraz etmiştik. Noktai nazarımız hakh görülerek bilâhare bundan sarfınazar edilmişti. Bu sefer de bizim gibi hastane sahipi dok- torların Ticaret Odasına kayde- dilmeleri teklif ediliyor. Halbuki mimidir. Tababetin icrasına da- ir olan kanun, herhangi bir doktorun bizzat dükkân ve ma- ğaza açmak suretile ticaret yap- masının menetmektedir. Doktorluk, avukatlık, — hey- meslektir. Bir heykeltıraşın yap- tığı eserler nekadar çok olursa olsun bir heykeltıraş bunlar sa- tabilir, bu bir ticaret telâkki edilmez. Doktorlar da yalnız di- — mağ ve kafa faaliyetile para ka- GLOR YA'da Bu ık.ımdıı itibaren GÜLMEK HAFTASI Parisli fantezisit BA CH BAHRİYE EĞLENİYOR (La marine 3'amusea ) ahenkdar şarkıları olan bu şen filmi severek göreceksinli. İlâveteni Sesli varyeteler ile bir canlı resim 2 Nisan 9_3_2 Cumartesi ISTANBUL — ( 1200 metre ) 18 gramofon, 19,5 Darüttalim beyeti, 20,5 gramofon, 21 Darüttalim heyeti, 22 orkestra, BÜKREŞ — (394metre) 20,40 Tala operası. BELGRAD — (429 metre) 20,30 Viyanadan naklen filarımöni, ROMA — (449 metre) 21,05 gra- mofon, 21,45 operadan nakil. PERAG — (488 metre) 20,20 şen musiki, VIYANA — (517 metre ) 19,45 Hayden ihtafali, 22,45 dans havaları. PEŞTE — (550 metre) 20,40 piya- no konseri, 21,30 operet parçaları. VARŞOVA — (14l1 metre) 20,35 Viyanadan nakik BERLİN — (1635 metre) 20,35 Vi- yanadan nakil. Kastamonuda Kaçakçılık Kastamonu, 31 (A. A.) — Yeni kanunun tatbikındanberi asliye mahkemesine iki kaçak- çilik davası gelmiştir. Maznun- | Yalnız lardan yedisi mahküm olmuş biri |lı|lı|qıııı beraat etmiştir. ŞIK SİNEMADA İLÂHLARIN SEVGİLİSİ Mevsimin en gürzel sözlü ve şarkılı filmi EMİL JANNINGS va OLGA TCHEKOWA tarafından Operet Heyeti FRANSIZ TİYATROSUNDA Bugün akşam (7 de matina CAMPANELLE Akşam saat 21,10 da LES VAGABONDS Economu Bu akşam saat 21,30 ta SAATÇİ Musikili kome- di 3 perde Umumi (fırzu üzerine pazartesi İSTANBUL BELEDİYESİ M İ H

Bu sayıdan diğer sayfalar: