Kari Mektupları Maarifin Yapacağı Kıraatler Maarif Vekâletinin —orta ve ilkmekteplerin kıraat kitaplarını bir beyete yazdıracağını ve bütün mekteplerde münhasıran bu kı- raal kitaplarının tedris edilece- ğgini, gazetelerde okuyorurz. Bu vaziyet arzu olunan faydalı ne- ticeleri vermekten zannedersem uzaktır. Çünki çocuğa kendi öz muhitine ait yazılar ve resim- lerle dolu bir kitap verecek olursak ancak bu kitap ço- cukta bir Aalâka uyandırabilir. Yakın yurttan hareket mecburi- yetinde olan bir muallim elinde- ki kitabı bile bir tarafa bıra- kırken — ortaya tek bir kıraat koymak, mespet bir netice ve- recak < midir? Bu kitabın nefis cildi, rengârenk — resimleri, bü- " yük edip ve muharrirlerin eser- * leri çocuğun ihtiyaçlarını tatmin- den, muallime yardımcı olmak- tan çok uzak kalacaktır. Temenni edelim ki, Vekâletin vücuda getireceği bu kitaplar ders kitabı olarak değil çocuk- larım umumi malümatını arttıra- cak, çocuklara yeni bir araştırma membaı olacak birer kitap olsun. Bu suretle memlekette okutula- cak membalar ortadan kalkmamış olur ve yeni eserlerin vücude gelmesine de mani olmamış olururz. Muallim: FİKRET SAMİ Meyve ağaçları Katliâmı Yıl başında çam ağaçları katli- amı vardı, şimdi çiçek açan meyve ağaçları katliâmı vardır. Paskalya münasebetile İstanbul ve civarında nakadar meyve ağa- € varsa çiçekli dalları kesilerek kucak kucak ve yüklerle Beyoğ- klüna taşınarak satılmaktadır. Be- lediye memurları bunları gördükleri halde asla âlâkadar olmıyorlar. Belediye teksiri eşcare ve eşcarın himayesine çalışacağını söylemek- te olduğu halde ağaçların tahribi meselesile alâkadar olmıyor. Ya- zıktır günahtır. Bu kadar kayitsiz- lik olmaz. Kariletinizden AHMET HİDAYET Güzel Amasyaya Dair 932 tarihli nüshaşında Amasya belediyesi ve belediyenin umumi vaziyetine ait şayanı dikkat bir yan gördüm. Bu yazı, beledi- yemizi samimi, açıkça tahlil ve harekete teşvik eder mahiyette | görüldüğünden memleket' namına teşekkürler ederim. — Anadolu- muzun birçok yerlerinde şehirler' güzelleşirken, belediye faaliyet- leri görülürken tarihi ve şirin Amasyamızın bakımsız, pis karan- hk bir halde bulunması acınacak bir keyfiyettir. Böyle ikazkâr ve her kasabanın belediye reis ve azalarını uyandıracak - hayırlı yazılarınızı görmekle müteselli olacak, kalbimiz de sizlere karşı muhabbet hisleri çoğalacaktır.Ef. | Samsunda belediye karşısında Amasyalı perukâr Ziya Ef. vasıtasiler M. SAİP Haydar Rıfat B.in eserlerinden Ayni haklar iki Hira Miras mes'eleleri — Bir Şehrli borçlar kanunu ,, İkbal Kitaphanesinde 80!! 'OI'I'A Dunyada Olup Bitenler Avusturya İstasyonlarından Birinde Kesik İki Bacak İle Bir Gövde Bulundu Gazete Sütununda “Evlenmek İstıyorum,, Serlâvhası Viyana, llk İz 20 (Mart)- Altında Çıkan Bir el - ikıht.ı n- D Müdüriye- l:.ryhıfu- anın oğurduğu ti evvelâ kadını danberi —.) . . , İi gü Müthiş Facia sonra da L erkeği din- rülme miş Öükürd bir cina- derhal yetin ver- kdeki diği heye- alıeıini ::::î:t söylemiye gelen ka- âı:ıerpıl':: dınm arka- B b ha KA Pubel ile istasyonu,, ğ müdüriye- wkek ea tinden po- riyetine ;. Gibe gelen bir teleheilar Bu gördüğünür erkek, karısının yardımı ile bir genç kızı öldürmüş, lelînlı K başını keserek T! Ari t erkekti, beri ile Şi 'una nehrine atmıştır Tiandükik başladı. Bu haberde: I tatulmasını istiyordu, fakat polis | ğin adı da (Franz Lavdenbah) tı. — Birinci mevki intizar salo- nunda bir paket bulduk, açtık. İçinden iki tane kesik kadın ba- cağı çıktı deniliyordu. Polis Müdüriyeti en muktedir müfettişlerini istasyona saldırdı, müfettişler paketi açtılar, evet içinde iki tane kesik bacak var- dı, kontrol memurlarına sordular. Hiç kimse bu paketi kimin br raktığını görmemişti. Polis — müfettişleri — karanlık içinde ne yapmak lâzımgeleceğini düşünürlerken Polis Müdüriyetine Viyanaya 100 kilometre uzakta, Stettin adımı taşıyan köçük bir köy istasyonundan ikinci bir tele- fon haberi geldi. Bu haberde de: — İntizar salonunda bir ba- val buldük, açtık, içinden bir kadın gövdesi çıktı, deniliyordu. Polis Müdiriyeti geriye kalan müfettişlerini de otomobille köye gönderdi. Onlar da gittiler, ba- vula baktılar, gövdeye baktılar, etrafa sorup soruşturdular ve | Viyananın içinde çalışan arkadas- Kıymetli gazetenizin 15 mart | ları gibi hiçbir şey anlıyamadan geri döndüler. İzsiz Cinayet Elde polis müfettişlerine yol gösterecek en küçük bir delil bile yoktu. Gövdeyi ihtiva eden bavul, piyasada binlercesi bulu- nan alelâde bir. bavuldu. Ba- cakları ihtiva eden kâğıt da alelâde — ambalâj kâğıdı — idi. Fakat polisler bu ambalâj kâğıt- larını tetkik ederlerken bir tane- sinin Üzerinde yan yana Üç tane harf gördüler. Bu harflar : (L). (M) ve (R) barfleri idi. Bu harfle- ri kesip sakladılar. Fakat bu ilk zamanda hiçbir işe yaramadı. Gazetelere Bir İlân Polis Müdüriyeti herhangi bir ip ucu bulamayınca bütün Avus- turya gazetelerine bir ilân verdi. Bu ilânda: “Aileniz efradından veya tanı- dıklarınızdan — herhangibiri kay- boldu mu, lütfen polis müdüri- yetine baber veriniz,, deniliyordu. * Aradan birkaç gün geçti. Hiç bir ses sada çıkmadı. Halk he- yecan içindeydi, caninin mutlaka müdüriyeti bu arzuyu yerine ge- tirmekten âcizdi. Bereket versin, biraz geç olsa da, yine gazete- lere verdiği ilân imdadına yetişti. * İki Müracaat Viyananın büyük mağazaların- dan birinde çalışan bir genç kadın polis müdüriyetinin gazetelerde çıkan ilânını okumuştu : An Pubel ismini taşıyan bir arkadaşının bir hafta evvel bir erkekle tanıştığını, evlenmek heve- | sine kapıldığını, bu maksatla Emni- | öğrendin mi ? yet Sandığında bulunan bütün pa- rasını çektiğini, o adamın Buda- peşteye gidip yerleşmek istediği- | ni işitmişti. Bütün bunlarda gayri- tabii birşey yoktu. Fakat arka- daşından bir kartpostal almıştı. Bu kartpostalda: — Budapeşteye — gidiyorum deniliyordu. Bunda da gayritabil bir şey yoktu. Yalnız, bu kart- daki yamı ve imza arkadaşının değildi. Onunkine çok benziyordu Fakat onun değildi. Genç kadın şüphelendi. Şüphesini polis müdü- riyetine anlatmıya karar verdi. * İçinde yirmi otuz aileyi ba- mandıran büyük — bir — apartma- nın kapıcısı - polis müdüriyetinin ilâmını — okuyordu. — Birden bire hatırına bir vak'a geldi: — Franz Lavdenbah adını ta- şıyan bir kiracısı üç beş gün evvel karısı evde yökken apartı- manına bir genç kadın getirmiş- ti, bu kadının gelmesinden onbeş yirmi dakika sonra kapıcı üst katta dehşetli bir çığlık işitmiş, ne olduğunu anlamak üzere mer- divenlerden fırlamıştı. Fakat sa- hanlıkta kiracısı ile karşılaşmıştı. Adam: — Getirdiğim bir fahişeydi, tebditle benden para koparmak istedi. Tokatladım, bağırdı, rica ederim karım duymasın. demişti. Kapıcı da bu izahatı kâfi görerek aşağı inmişti. Fakat şimdi pek iyi batırlıyordu: — Kiracışının — apar- tımanına giren kadının dışarıya çıktığını — görmemişti, — şüphesini gidip polise anlatmıya karar verdi. l ! | mü evli idi, 7 yaşında bir de çocuğu vardı. Polis Müdüriyeti adamı takip etti, bir iz bulamadı, o zaman kesilen — kadın bacaklarını ih- tiva eden ambalâj — kâğıdında gördüğü Üüç harfi hatırladı. Bu harfler çocuk yazısına benziyor- du. “Ne olur ne olmaz - ihtimali ile birgün ( Franz Lavdenbah )n çocuğunu mektepten aldırdı. Ve sordu: — Nasıl sen okuyup yazmayı — Öğrendim ya! — E ismini yazabilir misin ? — Elbette, — Yaz görelim ! Çocuk kalemi aldı ve isminin ilk harfelerini yazdı. Bu harfler “L,“U, ve“R, harfleri idi ve aynen ambalâj kâğıdında görülen yazı- dandı. Çocuk bu üç hharf ile bilmeksizin babasının idam hük- münü imzalamış oluyordu. Evet cani Frenzdi. Polis Müdüriyeti bu kanaatı edindikten sonra ada- de taharriyat yaptı, maktül Mm. “An,, € ait birkaç parça çamaşır buldu. Adamı tuttu, “ Frenz ,, de inkâra mahal yoktu, itiraf etti. Hâdise Nasıl Olmuş? Caninin itiraflarına göre: Frenz bir gün Viyana gazete- lerine bir ilân vermiş: — “Kırk yaşındayım, evlen- | mek isliyorum. Alacağım kadr 1500 lirası olması şarttır, bu para benim sermayeme ilâve- ten bir — ticarethane — tesisine tahsis edilecektir, — demiş, bu ilân sayesinde Matmazel An ile - tanışmış ve kızı — üzerin- de para — bulunduğu bir — s- rada evine getirmiş, arkasından bir balta darbesi ile öldürmüş, apartman kapıcısının işittiği sayha bu esnada kopmuş. Adam bu çinayeti yaptıktan sonra kızın vücudunu parçalamış, başını Tu- naya atmış, bacaklarını ve — vü- cudunu da iki şimendifer istas- yonunda terketmiş! Cürümde Şerik Var Mı? Zabıta şimdi Frenzin karısının mın karısının işlettiği çıııphıe-x Vak'alar Arasında Kemalâtımız Karşılık Olamaz Mı? Ali Rıza Efendi isminde bir — ııl. kemalâtını karşılık göstere- — rek Devlet Matbaasında on bin Hralık evrakı naktiye bastırmak istemiş. Devlet Matbaası bu çeki kabul etmediği için —aleyhine dava açmış... Bu davayı okuyun- ca gülmüş, adamım cinnetine hük- metlmişsinizdir. Bu zatın mecnun olmadığımı id- dia etmiyorum. Fakat haksız da değil... Ticaret pazarlarında, kredi mukabilinde sermaye göstermek lâzımdır. Bir tüccarın sermayesi parası, emvali, emtiasıdır. Bir amelenin sermayesi ise emeği iş kuvvetidir. Bir fikir - adamının sermayesi de malümatı, kemalâtı- dir. Ali Riza Efendi bu serma- yelerin pazardaki kıymetini bi — miyor? Babıâlide en büyük mubarrir- ler iki liraya hikâye, bir buçuk liraya tefrika, bir liraya, elli ku- ruşa fıkra yazıyorlar, En kıymetli eserlerini, tâbin lütfu inayeti- ne sığınarak elli İiraya satmak için romana yazdıkları yazı kadar dil döküyorlar. Kafalarının içinde bir kemalât hazinesi mahfuz ol- duğu halde, bu hazineye kilit vurmuş, ambarlarının — üzerinde ıstırap çekiyorlar. * Eğer amelenin iş kuvveti, f& kir adammın dimağ mahsulleri sermayeden madut olsaydı, şim« | di Babığlide doktorların apart- manları yanında bir de Abdülhak Hâmit apartmanı, Ahmet Rasim apartmanı, Mahmut Sadık apart- — "manı görürdük. Apartmanlardan vağt geçtik, bu fikir tacirlerine, insani ve beşeri mürekkep sailerine mukabil rahat birer parçe ekmek yemek nasip olşaydı.. * . Ali Riza Efendinin fikrini ya- bana atmayınız. Kemalâtı karşır hk göstermek fikri kabul edilire se iktısadi buhran da kökündem helledilir.. Her memleket, kemar lât erbabını — ortaya çıkarır, b kapalı çekmelerde mahfurz ker malâtı karşılık göstererek © kı naktiye — basar,' bu muazı sermayelerle — büyük - fabril yapılır, — işsizlik ortadan kalkı nizamı ictimat de çoktan düzet Kirdi. Siperi saika — Hindistanda Galeyan Bir Köy Halkı Toptan Hiristiyanlığı Bıraktı Bombay, 30 — ( Hususi ) Misyonerleriu mütemadi prop gandası ve taşvikile bütün b köy halkı 25 sene evvel Hirli yan dinini kabul etmişti. tekrar eski dini olan Mecusili avdet etmiş ve köydeki kilisef yakmıştır. Kilise papazı yak güç hal ile kurtarabilmiştir. e- cürümde ortak olup olmadı araştırmaktadır. Apartıman k: cısının şabadetinden sarih suret” anlaşıldığına göre kadın cina! esnasında evde yoktu, fakat m tulün çamaşırlarını müessesesil sakladığına göre hâdisedon berdardı.