1 Nisan Bir. Ölünün Hatıra Defterinden ; HAİNLERİN İÇ YÜZÜ Yüz Ellilikler Nasıl Gittiler, Ne Yaptılar — SON POSTA Müaharriri: 4x HAİNLERİN ZENGİNLERE GÖNDERDİĞİ MEKTUPLARIN HEPSİ DE CEVAPSIZ KALMIŞTI SK Konyalı yobaz, bu hayali ne- tice önünde ellerini oğuşturdu: — Bir sene sonra, dedi, te- şebbüsümüzü tekrar ederiz ve bir senelik hayatımızı yine em- niyet altına alırız. O halde yese düşmiye mahal yok. Şen olalım, tatlı tatlı konuşalım. Filhakika gülüyorlardı, konu- şuyorlardı. — Ceçim derdinden kurtulduktan sonra siyasi düşün- celer, siyasi emeller ve siyasi kinler yine galeyan etmişti. Neler tasavvur etmiyorlardı, ne plânlar kurmuyorlardı. Kuru bir kuruntu herifçeğizleri yine sadaret kay- makamlığında, âyanlıkta, nazır- bkta, merkez kumandanlığında, valilikte — bulunuyorlarmış gibi kudurtmuştu. Asıyorlar, kesiyor- lar, sürüyorlar ve ayni zamanda memuriyet dağıtıyorlar, kabine teşkil ediyorlar, ordular düzü- yorlardı. Süleyman Şefiğe yer vermiyorlardı. Taş kışla- da — kalan yoldaşlardan da birçoğunu kadro harici bırakı- yorlardı. e Bu hülyalar, aym yirmi yedisi gelip te otelci tarafından on günlük hesap istenildiği vakte kadar devam etti. O gün, herif- lerin kafasında bir şafak, üzücü bir şafak daha belirdi ve arala- rında çirkin münakaşalar vuku- buldu. Mustafa Natık, “ Param yok!,, diyordu. Kürt Zeynelâbidin ile Belediyeci Fevzi: “ Biz size uyup buraya geldik, masrafımızı #demelisiniz , feryadile tepinip duruyorlardı. — Halbuki — Hoca Zeynelâbidin kendisini, haremini, dört kızını ve amcası - oğlur nu bir sayıp masrafın ancak enda birine iştirak etmek istiyor- du. Nihayet biri beş, öbürü üç diğeri sekiz kuruş vermek sure- tile karışık bir taksim yapıldı, borç temizlendi. Fakat manzara değişti. Hepsinin suratından düşen bin parça oluyordu. Elli beyan- nameden birine cevap gelmemişti bu, tatsızlığın en kuvvetli amille- rinden biri idi. Acaba onlar, o elli kişi hiç mi cevap vermiyecek- lerdi?—Bu= düşündükçe ve oda- larına tek bir. mektup gelmedi- ğini gördükçe kuduruyorlar, ho- mur homur homurdanıyorlardı. Yeni bir fütur, yeni bir dalk ginlik ve yeni bir sersemlik, zin- tir lâleler gibi, serserilerin boynu- na sarılmıştı. Yine kötüleşmişler- di, yine uzandıkları yerde sıtma nöbetleri geçiriyorlardı. Şaban ağa bilhassa meyus idi. Arasıra intihar etmeyi kuruyordu. Fakat hayatın ilâhi bir vedia, bir ema- net olduğunu, insan vücudunun Allah yapılmiş bir bina bu- handuğunu düşünerek ve o ema- nete hiyanet edilmemek, o binayı yıkmanın büyük bir günah ola- cağını göz önüne getirerek Ööl- mek fikrini kafasından kolaylıkla uzaklaştırmıya muvalfak - oluyor- du. Rıza Tevfik, kabına değil, karyolasına sığmaz bir halde idi. Bazan odadan ve otelden fırlar mak, İskenderiyenin en büyük meydanına ve meselâ Nenşbeye gitmek, oradaki Mehmet Ali hey- | Hainler, hayal kuru- yorlar, asıyorlar, kesiyor- lar, sürüyorlar, memuri- yet dağıtıyorlar, kabine teşkil ediyorlar ve ordu- lar düzüyorlardı. kelinin kaidesine yaslanıp bir şeyler haykırmak istiyordu. Lâkin taş ve çürük limon yağmuruna tutulmak keyfiyetini hatırlar ha- tırlamez bu emel, bu iştiyak yü- reğinden silinip gidiyordu. İki gün de böyle geçti ve onlar, ayrı yerlerden getirilip te tıkıldıkları yuvaya ısınamıyan yarı vahşi mahlüklar gibi tuhaf bir iğbirar veya istirkap içinde biri- birlerini istiskal etmiye başladılar. Bakışları yekdiğerini ısırıyordu, konuşımalarında düşman bir har- hare sırıtıyordu, Eğer bu mah- pusluk, bu fütur devam ederse muhakkak ki Zeynelâbidin, hoca Sabriyi: Muhittin Paşa Mustafa Natıkı; Rıza Tevfik, Şaban Ağa- yı ve Şaban Ağa hepsini ısıra- caktı. Fakat tesadüf, Osmaniye otelindeki bu dört karyolalı oda- min kuduzlar karargâhı haline gelmesini istemedi ve 338 teşrini- sanisinin oluzuncu günü otelci, şu umulmıyan haberi getirdi : — Kahireden bir zat geldi, sizinle görüşmek isliyor! Bir zat, yani bir adam ve ken- dilerini görmeğe gelen bir adam?.. Bu kim olabilirdi? Mahut kâğıdın acıklı surette geri çevrilişi olma- saydı belki bizzat büyük komise- vin geldiğine bükimedecikderdi. Fakat o vak'adan sonra böyle bir fikre düşemiyorlardı. O halde?.. Firariler, biribirlerinin yüzüne bakarak şu büyük meçhulü hal- letmiye — uğraşıyorlardı. Şüphe yok ki zihinlerinde başvekil, ha- riciye veziri gibi adamlar ve en küçük olmak Üüzere de saray teşrifat nazırı dolaşıyordu. Lâkin günlerdenberi hayal inkisarları tevali ettiği için düşündüklerini dillerile söylemekten çekiniyor- lardı. Nihayet Rıza Tevfik, heyecanlı bir sesle hoca Sabriye sordu: Kim ola? Şaban Ağa, sakit Şeyhülislâ- ma takaddüm ederek cevap verdi: — Muhakkak yüzümüze tükü- üp sevap kazatli istiyen bir Mısır mültecisidir. Bizi başka kim arar ki? Öbürleri bu ağır sözü işitme- miş gibi göründüler, kendilerine beyanname gönderilen zenginler- den birinin şahsan zahmet edip otle gelebilmiş olabilmesi ihtimali üzerinde —ittifak ettiler. Şimdi onunla kimin gürüşmesi lâzımge- leceğini tesbit etmek meselesi meydana çıkmıştı. Hoca Sabri ile Zeynelâbidin, — kendilerini — ağır satmıya — yelteniyorlardı. Gelen adamın rütbece, memuriyetçe, orta halli bir kimse bulunması halinde uluorta yüzleşmeyi muva- fik bulmuyorlardı. Rıza Teyfik, hemen aşağı inip Kahireli misa- firi görmek taraftarı idi. Hatta ovu kırk yıllık bir dost ve halâs müjdeliyen bir dost gibi kucak- lamak, koklamak, şapır - şapır öpmek istiyordu. Ne çare ki arka- daşları filezofun gitmesine rıza vermiyorlardı.. Onun gevezelik etmesinden, misafir efendiyi ür- kütmesinden ve kaçırtmasından korkuyorlardı. ( Arkası var ) Gripten, ağrı ve sızıdan KORKMAM Çünki : FEVROZİN NECDET vardır. Cemeseeressersane e ea Yeni Neşriyat Peyami Safa Fatih - Harbiye Romanı Flati 100, ciltlisi. 128 Kr. Nazım Hikmet Benerci Kendini Niçin Öldürdü Şiirler * Fisti 75, cültli 100 Ke, Nazım Hikmet Kafatası Flatir 75, ciltilsi 1006 Kı, Necip Fazıl Ben Ve Ötesi ilrler meemunsı <Flstk 100, elltilaf 125 Mabhmut Yesari Su Sinekleri Büyük roman: Flati 150, efitlisi 175 Ke. —. Mahmut Yesari Bahçemde Bir Gül Açtı Büyük romanı Fiati 1$3, ciltlinri 178 Kr Mahmut Yesari Kırlangıçlar Roman: Fiati SÖ, eültüisi 75 Kr. Mahmut Yesari Çulluk Büyük romanı Fiati 150, ciltiisi 175 Kr. Mahmut Yesari Aksaçlı Genç Kı Büyük remanı Fiati 180, cillisi 175 Kr, Mebrure Sami Sönen İşık Büyük raman: Flati 125, cütlisi 150 Ks. Etem İzzet Beş Hasta Var Büyük roman: Flati 175, ellilisi 200 Kr. Suphi Nuri Kooperatifçilik Foti : 125, cihlisi 150 Kr. Sühulet Kütüphanesi Cenubi Amerikalılar Zeplin Muhabbeti Halk, Bir Zaman Bizim Göben İçin Beslediğimiz Sevgiyi Duymaktadır in -./__“!.ı,..(':.aıı ündde Balon şehir sokaklarında dolaştırılıyor Riyodölaneyrodan yazılıyor: Avrupa ile Amerika arasında mu- ayyen posta seferleri yapan Graf zeplin balonu, cenubi Amerikalılar arasında büyük bir sevği oyandırmıştır. | Bahrimuhiti aşarak binlerce mil üzerinden uçup gelen balonun motör gürültülerini işiden halk, işini gücünü birakır, kendinden geçer ve şapkasını havaya atmaya başlar. Denilebilir ki Türklerin bir zamanlar Göbene karşı duydukları muhabbet kadar bu sevği bi- yüktür. Bu muhabbet o derece büyüktür ki Riyodö Janeyronun son karnaval şenliklerinde balonun küçük bir modeli yapılmış ve halk, bu balonu elleri üzerinde, sokak, sokak taşımıştır. Fakat bu yap- lan balon taklidini oyuncak zannetmek hatadır. Çünki balonun içine, © gün inlihap edilen güzellik kıraliçeleri bindirilmiş, bu suretle şen- liklere büyük bir neş'e ilâve olunmuştur. Kuranı Kerim Tercümesi TÜRKÇE MUSHAFI ŞERİF KURANI KERİMİN ESKİ HARFLERLE BASILMIŞ TAM VE TAMAM TERCÜMESİDİR. BÜYÜK KIT'ADA 719 SAYFA. —a Ders vekili Halis, Meclisi Maarif azasından Hacı Zihni ve Hüsnü Efendi Faiz, tetkiki müellefatı şer'iye azasından merhumların tetkikinden geçmiş ve takdirlerini kazanmıştır. Sühalet kütüphanesi — mühürüne ve 719 sayfa olmamına dikkel edimli. Müzeyyeu elitlisi 200, varakları yaldız ciltlisi 280 yaldızlı, fevkalâde eliilileri 300 K. Satış yeri: Sühulet kütüphanesi | x | İstanbul Belediyesi İlânları ER Teminat Cihangir yangın yerinde 23,35 metro murabba arsa 14 liradır Fatih yangın yerinde 41,74 mero murabbar arsa # ; Yukarda yazılı arsalar satılmak üzere müzayedeye konmuştur , Talip olanlar tafsilât almak için hergün Levazım Müdürlüğüne ve ihale gönü olan 7- 4-932 perşembe günü de teminat makbuz veya mektu- bu ile saat on beşe kadar Daimi Encümene müracaat etmelidirler. Dr. A. KUTIEL Cit ve zührevi hastalıklar müte- bassısi. Karaköy büyük mabaliebici yanında 34 'Bir Mecnunun | Cinayeti Oslo 31 — Grandhayn civa- rındaki kasabalardan birinde 21 yaşında bir delikanlı babasını, valdesini ve 4 yaşından 20 yaşı- na kadar olan 5 erkek ve kız kardeşlerini balta ile öldürmüş- tür. Binayı da ateşledikten sonra telefonla polis ve itfaiyeyi davet etmiştir. Bir Romen Tayyarecisinin Sayahati Bükreş 31 — Tayyareci Sonel Şika — kıralın himayesi altında, Romanyada imal edilen bir tay- yare ile mühim bir hava seyaha- tine çıkmıştır. Seyahatini beş merhalede ikmal edecektir. — a Tayyareci H.'ıııdi Çinide Ran- ::_':f:' _:';"' gona müteveccihen hareket et- büzlmiei d miştir. İlk marhale Haleptir. Tay- Fotoğrafın kşes 30 yarede kendisinden başka kimse " o. Li i yoktur. Fotoğraf Tahlili Kuponu Tebintinizi öğremmek - istiyorsanız fotoğrafınısı S adet kupon ile bir- İükte gönderiniz. Fotoğyafının sıraya tabidir. ve lade edilmez. İsma, meslek veya san'at ? Hengi evalleria <cevabı ? l | kuraş 4 vi lün,