M__ıb___ bi Gi z a| Sabık İspanya Kıralının . . Bir Beyannamesi Paris, 1 — Sabık Tİspanya Kıralı 13 üncü Alfonsa atfedilen ve İspanya tahtından Feragat etmediğini ifade eyliyen bir beyan- name inlişar etmiştir. Bu beyam- name İspanyada heyecan uyan- dırmış ve Fransa nezdinde siyas! teşebbüs yapılmasını intaç etmiş- tir. Fransa hükümeti, kıral AF fonsun — Fransa — misafiri iken herhangi siyasi bir tahrik yap- mamayı söz vermesinden dolayı hüdise önünde bayrete duçar olmuştur. Bu hususta derin tah- kikn yapılmasına karar verik Maİwolan Bir Fransız Tayyaresi Nevyork, 1 — Buenos-Ayres- ten bildirildiğine göre Montesido e Porto-Alegro arasında fırtına- ya tutulan Fransız posta tayya- resinin tamamen — mahvolduğu Afrika sahillerinde bulunan pos- ta çantalarile tekerleklerden anla- gılmıştır. Tayyarede dört kişi vardır, Kıral Aleksandrın Bütçe Fedakârlığı Belgrat | — Kıral Aleksan- dr, bütçe tasarruflarına iştirak ederek tahsisatından (4) milyon dinar indirmiştir. İngiltereye Mal Dampingi İngiltereye ithal edilecek eş- yadan munzam resim alınmasına dair kabul edilen kanunun meri- yet mevkiine girmesinden bir sa- «t evvel, Londra limanı ithalât aşyasını hâmil yüzlerce geminin akınına maruz kalmıştır. Şiddetli ve muhalif bir şark rüzgürma rağmen biribirile yarış eden bu gemilerin (126) sı tam zamanında hedeflerine varmış- lardır. Bunların ekserisi İskandi- navya gemisi idi. Gelen eşya, tabil ihtiyacın ancak dörtte bir nisbetinde fazladır. Eğer fırtına olmasa idi, Londra piyasası hakiki bir dampinge maruz bulunacaktı. On Üçüncü Alfonsun Beyannamesi M. Mak Donalt İstifa Mı Edecek? Hindistanda Tevkif Ve Hapis Yeni Delhi 1 — Kongre re- iılemdeıl.Aııfılifahl_ldı * Mirut 1 — Gandinin oğla Devidas üç ay hapse mahküm edilmiştir. Litvinof Moskovada Cenevre 1 — Sovyet -ıl- hası M. Litvinof Moskovaya ha- reket etmiştir. Yakında tekrar Cenevreye dönecektir. M. Mak Donaldı Amele İstemiyor Londra,1 — M, Mak Donaldın intihap dairesi olan Siham amele fırkası hizbi senelik içtimamı aktetmiştir. Bu içtmada, Milli mmele fırkası icra komitesinin, M. Mak Donaldın tekrar fırkaya alınmasını kat'i surette reddeyle- mesine dair bir karar kabul edilmiştir. M. Mak Donalt Çekilecek Mi? Londra 1 — Dün akşam Lort- lar Kamarasında M. Snovden ya- kında istifa etmek tasavvurunda bulunduğunu ima etmiştir. Niyuz- Kronikl gazetesi, bu takdirde M. Mak Donaldın ve liberal na- zırların da — istifa — edeceklerini yazıyor. Peştede Bir Düello Budapeşte, 1 — Mühtelif ih- tilâs meselelerine ismi karışan sabık nazırlardan M, Dehr ile Nezaret müşavirlerinden Hanke arasında kılıçla bir düelle ya- pılmıştir. lik karşılaşmıya polis mani olmuştur. İkinci karşılaşmada Han- koe kol, omuz ve yüzünden yara- lanmıştır. Dehr, salı günkü meclis içtimaında birtakım büyük mevki sahibi kimselerin sui istimallerini ifşa edeceğini bildirmiştir. Bu hâdise karşısında hükümet fır- kasının — parçalanması — ihtimali vardır. Fransız İtalyan Ticareti Şanghay sokaklarında, şüpheli görülen her Çinli, Japon askerleri tarafın- dan yakalanmaktadır. Resimde de gördüğünüz gibi sokakta iki Çinli yaka- lanmış, kurşuna dizilmek üzere tenhaca bir mahale götürülüyorlar, Kanadanın Serveti Dominyomlar Ottava istatistik idaresi tarafından neşredilen ha- berlere göre Kanadanın serveti (30,850) milyon dolar olarak tespit edilmiştir. Yatırılan ecnebi sermayesi ise 6,126,000,000 do- lardır. Bunun yüzde 37 «i İngiliz sermayesidir. Roma, 1 — Fransa ile İtalya arasında yapılan ticarl müzake- reler hitam bulmuştur. — İtilâf, belki yarın imzalanacaktır. Her iki memleket, bu itilâf ile yek- diğerinin — serbestii hareketini tanıyacaktır. Bu serbesti, gerek kontenjan, gerek tarifeler esasına şamil olacaktır. -— TAKVİM —— ( ÇARŞAMBA J 31 Gün 2 - Mart - 932 — Kasmtil Arabi Rumf D4 » Şevval « 1350 — |18 <Şubat- anal - — Vakit (Ezant | V. & | Vakit — aşasa| aa Öğle İlcimdi 1L 26) Yatsı 9. 3615. 35| İmsak Rusyanın Ağır Sanayii Berlin 1 — Sovyet Ağır Se- mayi Komiser muavini Piyatakol ile Berlindeki Ticaret mümessi- liği reisi Vayzer, İtalyan hükü- meti ile bir iktısadi itilâfname yapmak üzere Romaya gidecek- lerdir. — Müzakereler — bilhassa, Rusyanın İtalyaya yaptığı sipa- rişlerde Sovyetlerin bu memle- kete vukubulan ihracatları hak- kında cereyan edecektir. Fransanın Berlin Sefiri Paris 1 — Altı ay müddetle meb'usluk vazifesi üzerinde kak mak - şartile Fransayı Berlinde temsil etmiye memur edilen M. Fransuva — Ponse — meb'uslaktan istifa etmiştir. Sefirliği asaleten ipka edîkcddiı Yeni Bir İtalgan — Tahtelbahri Tarente, 1 — 800 ton hacmi istiabisinde ve saatte 14 mil sür'atinde bulunan yeni Serpente tahtelbahrinin denize indirilmesi merasimi askeri ve mülk! hükü- met erkânmın huzurile icra edik- miştir. Gönül İşleri 'Kadınlar İşte Niçin Muvaffak Olamıyorlar? Kadınlar iş hayatının hemen her şubesine girdiler. Fakat muvaflakiyetleri henüz hiç dene- cek kadar azdır. Amerika ruhi- yatçılarından biri kadınların iş hayatında muvaffak olamaması- nın sebebini şöyle izah ediyor: “Bu muvaflakiyetsizliğin en birinci ve en büyük sebebi ka- dının heyecanlarım kontrol ede- memesidir. Patronun biraz sert muamelesil — kendisine — vekâlet vermek için gelen bir müşterinin acıklı hali onu ağlatmıya kâfidir. Kadınlar göz yaşlarile arkadaştır. Halbuki bu yaşlar iş hayatında mavalffakiyetin en birinci düş- manıdır, Kadın muvaffak olmak - isti- yorsa tenkitkâr olmalı, sahteyi, bakikiyi biribirinden tefrik ede- bilmelidir. Hangi' işin kendisi için kıymetli olabileceğini tayin €etmek kuvvetini iktisap etmelidir Kadınların ekserisinde takip etmek hastalığı vardır. Halbuki eğer kadın iş hayatında muvaffak olmak istiyorse kendi yolunu ken di görebilmeli, kararlarını kendi verebilmeli başkasının hükümle- rinden fazla kendi hükümlerine inanmalıdır. Muvaffakıyetsizliğin diğer bir sebebi de sebatsızlıktır. İşe baş- lamadan evvel ne yapmak - iste- diğini bulmalı.. Ve o işte bütün inkisarı hayallere rağmen devam etmelidir. Muvaffakıyet ekıdyı Hiğe, doktorluktan bocalığa geçen kuşun daldan dala konması gibi karının da meslekten mesleğe konmasile muvaffakıyet kazanmak mümkün değildir.,, * Istanbulda H. E. Beye: Kadınlara karşı doyduğunuz mahcubiyet daha ziyade yaşadı- gınız hayatın icabı olsa gerektir. korkarlar. Sende de bu vasıfla- rın tezahürleri var. Cemiyet bha- yatına alıştıkça bu kusurların ted- ricen zail olduğunu göreceksiniz. HANIİMTEYZE EDEBI TEFRİKAMIZ : 45 AÇLIK Derhal durdum. Yüzümde ne vardı? Hakikaten ölmiye başla- mış mıydım? Elimle yanaklarımı yokladım. Zayıftım.Tabil zayıftım. Yanaklarım dibi çökmüş dilenci çanağına benziyordu. Yarabhbil Ve tekrar küçük — adımlarla yürümiye başladım. Yeniden durdum, Muhakkak aklın kabul etmiyeceği kadar zayıflamış olacaktım ve gözlerim çukurlarına gömülmiye başlamıştı. Kim bilir neye benziyordum. Munhasıran — açlık- dolayısile insanın daha hayatta iken çşek- lini değişlirmesi ve Feci şey- di. Bir defa daha hbiddetin bütün benliğimi sartığım hissettlim. Bu, son bir tutuşma, son bir Müellifi: Knuf Hamsun Mütercimi: P. $ sarsılmaydı. Bütün memlekette eşi olmıyan bir yüzüm, ve Allah muhafaza etsin, bir vuruşta bir hamalı tuz buz haline getirebile- cek bir çift yumruğum vardı. Bununla beraber Kristiyanya şeh- rinin orta yerinde insan suratını kaybedecek derecede oruç tutu- yordum. Bu manalı bir şey mi (i Ölçüye kaldeye uygun bir şey- miydi? Kendimi — sıkmıştım, — gece gündüz bir protestan papazını | sürükliyen — sıska — beygir glbi dürtüklenmiştim, kafamdan ıh- Terim fırlıyacak — kadar plı;ıp çabalamış, —aklımı — başımdan kaybedecek kadar tetkikat yap- mıştım. Daha ne — yapayım ? i Sokak kızları bile beni görmek- ten esirgemesi için —Allaha dua - ediyorlardı. Fakat — artık bitmişti.. Anlıyor musun? BİTTİ! Şeytan işe karışınca buna bir nihayet vermek lâzımdı !... Ken- dimi bu kadar bitik bir hal- de — hissetmekten — mütevellit, gittikçe artan bir — öfke ile dişlerimi gıcırtadarak — önümden gelip geçenlere ehemmiyet ver- meden göz yaşları ve küfürler arasında fırlına — gibi — esmiye devam ettim. Kendimi kurban etmiye, alaımı giddetle direklere vurmıya, — tirnaklarımı — avuçları- ma — baltırmıya, — söylemediği wakit dilimi ısırmıya va canım acıyıncaya kadar pürü tehevvür gülmiye başladım. Kendi kendime: “Peki amma ne yapmalı ? ., Dedim. Va ayağıdı DLükaç dela yere vus rarak tekrar ettim: Ne yapmalı? Ne yapmalı? Tam bu sırada bir efendi geçiyordu ve gülerek şu tavsiyede bulundu : — Kendinizi tevkif — ettirme- lisiniz ! Yüzüne baktım. Bu, “Dö- Dük, isminde meşhur kadın doktorlarımızdan biri idi. Hat- ta © bilo halimden anlamıyor- dü, © tanıdığım ve elini sıkmış olduğum bir adam. Sükünet buldum. — Tevkif — ettirmek ? Evet, deli idim: Hakkı vardı. İşte bana mukadder olan akıbet Evet, evet! Ve yoluma de- vam ettim, ağır ve mahrzun. Ve işte bütün ümitlerim bu noktada suya düşüyordu. Birdenbire bir kere daha durdum. Hapishane olmaz, de- dim, olmaz bu! Ve sesim 1st- raptan hemen hemen boğuktu. Beni tevkif — etmesinler — diye boşluğa dua ediyor, yalvarıyor- düm! Seni tevkif — ederlerse Depoya tekrar gidecektim, beni zerre kadar aşık olmiyan ka- ranlık bir hücreye — kapatar caklardı. Hayır,” bu — olmaz! Henüz baş vurmadığım — başka çareler de — vardı. Ve ki bir kere daha heyecandan ağladım. Herşeye razıyım, elve- rir ki beni tevkif etmesinler. *“Sizler, ? Belki bu da Alla- hin parmağıdır.. Onün — ismi benim aklıma sebepsiz gelmişti; onu gidip görecektim, arada bir dinlenerek — yavaş yıvıı idecektim. Ondan lııııyeedıııı idim ? üg bu onu çıkardı : Bütün bir koron iste- mek daha muvafıktı. (Arkası var ) Büxa e