e © Sayfa Kari Mektupları Mürettiplerin Çok Yerinde Bir Suali 18 yaşını ikmal etmemiş olan ve 65 yaşını mütecaviz bulunan mürettiplerden bazı maliye şube- | lerince kazanç vergisi talep edil- | mekte ve bazı maliye şubelerince de bu yaş dahilindeki işçilerin kazanç — vergisinden — müstesna oldukları esası üzerine muamele yapılmakta idi. Kanunun bir ve seyyanen tat- biki elzem bulunduğunu nazarı dikkate alan Türk Mürettipler Cemiyeti bu noklta hakkında İs- tanbul Defterdarlığının mütalea- gını öğrenmek Üzere müracaatte bulunmuş ve Defterdarlık 18 ya- şını ikmal etmiyenlerle 65 yaşını geçmiş bulunanların kazanç ver- gisinden —müslesna — olduklarını bildirmiştir. Şu hale göre şimdiye kadar müstesna oldukları halde yanlış bir mütalca yüzünden kendilerin- den kazanç - vergisi alınınış olan 18 yaşından aşağı ve 65 yaşın- dan yukarı — işçilerin parasının imdesi mi icap edecektir? Ateşçiler Himaya İstiyor Memleketimizde hiç ehemmi- yet verilmiyen san'atlardan biri de “ ateşçilik ,, tir. Geçenlerde de bu yüzden Adanada bir kaç watandaşın ölümüne sebebiyet ve- ren bir facia olmuştu. Kürek tutmasını bilen ateşçi oluyor. Eğer erbap bir ateşçi olsaydı kazanın ne demek olduğunu bi- lir ve bu facia olmazdı. Yüzler- €e kalorifer de nachil ellerde ka- hyor, bizim gibi genç yaşından- beri hayatını bu san'atta yıprat- mış ateşçiler de beş on kuruşla kifafı nefsediyor. Bahriye müte- kaitleri hariç, diğer makinistler yanlarına aldıkları ateşçilere bir uşak muamelesi yapıyorlar. Bu işle meşgul olan makam bir tef- tiş yapsa, bu kabil kazalara meydan verilmez, hem de bizim kadir ve kıymetimiz bilinir, Ankara meugucat fabrikasında ateşçi Kadıköylü ASAF Haklı Bir Talep Şehremini, Topkapı hattına iş- ketilen arabalar sair mahallere yapılan seferlere nisbeten pek moksan olmakla beraber bu ci- vara işliyen arabalar ikinci mev- r. Halbuki bu semtte sırasile Haseki, — Cerrahpaşa, — Gureba, Kuduz hastaneleri ve Kız Mu- allim Mektebi gibi devlet mües- seseleri bulunmakta ve bu deva- irin memurin ve müstahdemini ve bilhassa hastanelere giden zavallı yaralılar soğukta yol üze- rinde — beklemektedirler, Şirket sair mahallerdeki seferlerinden tasarruf ederek bu civara fazla araba — işleteceğine — göünbegün azalttığı görülmektedir. Bu hususta alâkadar olan makamın ve bilhassa Şirketler Komiserliğinin — şiddetle — nazarı dikkatini celbe tavassut buyur- manızı rica ve istirham - eylerim. Şehremininde HİLMİ yemen eee Ki sükükecenkanene ee eeecene e reAneranAN Fırtına Yüzünden.. Akşehir ( Hususi ) — Fırtına ünden devrilen elektrik direk- ini Belediye yerine koydurmıya gçalışmaktadır. Kopan tellerin ta- miri ve diğer zararlar üç bin lira kadar tahmin ediliyor. Şehir birkaç gündür ışıksız kalmıştır. ©SON POSTA Olup Biten Vak'alara Dair “Bir .Nefcîrin Hayatı Para He Ölçülemez,, Londra, 14 (Şubat) — Bu sabah İngiltere balkı “ York ,, zırllısının hiç beklenmiyen bir zamanda “ Pleymouth ,, a avdet etmek üzere olduğunu öğrendi. Bu zırhlı birkaç ay evvel Okyanusta — uzun bir cevelâna çıkmıştı. İspanyadan başlıyarak ta Trinitte adalarına varıncıya kadar kırkı mütecaviz limana uğ- ramıştı. Ziyaret sahası daralınıştı. Bitmek üzereydi. Fakat tam o sırada mürettebattan biri hasta- landı, Gazetelerden birinin riva- yetine göre şiddetli bir apandisit, diğerinin Trivayetine nazaran da menenjit buhranı geçiriyordu. Geminin doktoru hastayı Tri- nitde adalarına çıkarmaktansa gemide tedavi etmeyi müreccah gördü, fakat yolda hastanın umu- mi vaziyeti vahamet kespetti. Geminin süvarisi vaziyeti telsizle Bahriye Nezaretine bildirdi, al- dığı cevap şudur: — Son süratle avdet ediniz. Bahriye Nezareti York zırhlı- sına bu talimatı verdikten sonra Pleymouth hastanesine de emir göndermiş: — York zırhlısının gelceğini, içinde bir hasta bulunduğunu, sahilde sıhhiye otomabilinin bek- lemesini, hastaneye — vürutta derhal ameliyat yapılması için her şeyin hazır tutulmasını bil- dirmiştir, Tahminime nazaran zırhlı bu sabah limana girecekti, fakat gece yarısı ıüvırigcn bir telgraf geldi, bunda: — Debşetli bir. fırtınaya tutul- duğu için * York ,, un yarım gün ana vatana l İngiliz bahriyesinde ve denizde ölüler için yapılan bir ölüm âyini gecikeceği bildiriliyordu. Hasta ne haldedir, kurtarıla- bilecek mi, kurtarılamıyacak mı, malüm değil. Fakathadisede nazarı dikkate çarpan nokta şudur: York zırhlısı adi süratle geli- | yordu. Fakat içinde bir hasta a şon süratle yol almıya aşladı. Yani binlerce İiralık faz- la kömür yaktı, fakat bir ada- min hayatını kurtarmak mevzuu bahis olduğu zaman — paranın ehemmiyeti yoktur. Bir neferin hayatı para ile ölçülemez. * Bu nokta güzel: Fakat hâdi- seye hâkim olan ruhu, yine İngiliz | | | i I bahriyesinde, yine hayata taallük eden başka bir meselede verilen karar ile karşılaştırdım. Arada mü- him bir tezadı sezer gibi oldum: Geçenlerde 2 M. Tahtelbahiri batmışl.. Bu gemide ölenlerin, ailelerine maaş bağlandı, listeye baktım, hizmetlerinin- derecesine ve Aaileleri efradının kesretine mazaran ayda yirmi ile kırk lira arasında tehalüf ettiğini gördüm. Bir neferin hayatımı kurtarmak için binlerce lirayı feda eden ve pek te iyi yapan bir bahriye, o nefer öldüğü zaman ailesine karşı neden daha cömert davranmiyor, burasını pek iyi anlıyamadım. Macaristanın En Ubur Adamı Öldü z Stefen Kis Macaristanın ve bütün Avru- panım en ubur insanı — olmakla maruf Stefen Kis, bu iptilâsmır kurbanı olmuş, dehşetli bir ye mek ziyafetinden sonra hazimsiz » liğe uğrıyarak ölmüştür. Stefen Kis bir metre 98 santim v ğunda ve 160 kilo ağırlığında idi. Hergün öğleyin yediği ye- mek (30) yumurta, — bir okka domuz — sucuğu ve dokuz litre şaraptan ibaretti. Son defa ölü- müne sebep olan — hadise, bir yemek neticesinde iki koyunu arka arkaya yemek teşebhüsü- dür ki hayatına mal olmuştur. Güyan Hapisane- lerinden De Dö- .. eye . nülebilirmiş.. Fransız — gazeteleri — Adliye tarihine geçecek kadar garip bir vak'adan bahsediyorlar: Bir adam hayatını hırsızlıkla geçirdiği ve beş ©on defa mah- küm edildiği için sonuncu muha- kemesinde - tekerrürü cürüm kai- desine tevfikan on beş sene küreğe mahküm edilmiş ve 9 sene evvel Güyan zindanlarına gönderilmiş. Bu adam — şimdi ihtiyardır, hastadır ve bir daha Fransayı görmesine ihtimal yok- tur, muhakkak orada ölecektir. Fakat Adliye esas dosyelerini karıştırırken bu adamın 9 sene evvel nasılsa unutulmuş, küçük bir muhakemesi daha meycut olduğunu — görmüş, — Güyandan getirtilmesi jiçin bir müzekkere yazmış ve adam iki jandarma refakatinde ( 1200 ) lira masraf edilerek Güyandan Fransaya ge- tilmiş ve bu sayede ana vatanı- nın hapisanesini olsun görmüş- tür. Fakat garip nokta şuradadır: Eğer Adliye bu dosyeyi iki ay daha bulamasaydı dava müruru zamana uğrıyacaktı. Şimdi Fran- sız. gazeteleri bu adamın bir defa daha Güyana gönderilme- mesi ve mütebaki cezasını Fran- sada geçirmesi, hatta affa uğra- ması ihtimalinden bahsetmekte- dirler. | —— erraamn aa. Meşhur î"ord Buhrandan Korkmıyor Meşhur Ford Meşhur Ford, son senelerdeki faaliyetinin bir hulâsasım yapmış ve Viyanada çıkan Nöye Fraye Presse gazetesi muharrirlerinden birile konuşurken ifşa etmiş. Ford bu bilânço hakkında diyo; ki: Son bir sene zarfında binek ve kamyon olarak satlığımız ara- baların adedi (622591) tür. Bu adet, dünyanın herhangi bir oto- mobil müessesinin satışından çok fazladır. Geçen sene, gerek Amerikada ve gerek sair ecnebi memleketlerde — vücuda getirdi- Zimiz tesisat için (60) milyon : Dünya Garibeleri g İki İngiliz. ; Zengin Bir Hazine Buldula İngiliz asarı atika âlim den 8'ııl:ı!ınl iki — senedenbef Mısırda Esvan taraflarında Firaunlara ait — tarihi erlef aramakla — meşgul — oluyorla! Bunlar Esvandan başlamak su tile yeraltından dehlizler a tetkikata — girişmişler — ve uğurda on binlerce lira mişlerdir, Nibayet Ebu Sumbul kadar ilerlemişler ve orada mef' hur Firaun ikinci Ramsese &i bazı eserler görmüşlerdir. | alim bu eserlerden başka kıymetli hazineler — bulun %idile dilerlemiıler ve he gü amele çalıştırmişlardır. hayet birkaç gün evvel ameleli er altında kapalı ve muhteşe! ğir kapıya tesadüf etmişlerdir. Ameleler iki saat kad uğraştıktan sonra bu kapıyı d açmıya — muvaffak — olmuşlardı! Sonra kapının örttüğü kısı 'ly.dımı'bım'k ve i:iir:ı;ld elele vererek içeriye işlerdil Üç metre kadar ilerledikti sonra gözleri kamaştıran ve tab lıdııufo çok san'atkârane yap miş altından sekiz at heykı bulmuşlardır. Heykellerin bi yerleri zümrüt, elmas ve diği kıymetli taşlarla doludur. Profesörler bunları buldu sonra derhal Mısır müzeler ida* resini ve hükümeti telgrafla b berdar — ederek kabrin — içindt bütün zikıymet eşyayı tespit bunları gece gündüz muhafaz! etmek Üüzere bir polis müfreze' sinin gönderilmesini istemişle dır. Hükümet polis müfreze göndermiştir. alriz Mısır Ç atikasile meşgul olanlardan müf| rekkep bir heyette teşkil edik miştir. Bunlar bu eserleri tespil| edeceklerdir.. Gerek hükümet ve müze — idaresi ve gereksi İngiliz profesörler — bu husust! çok ketum davranıyorlar. Hükümet — gazetecilere k başka asarı atikacılara malümaf verilmesini sureti katiyede me' netmiştir. Çıkan eserler Totam' kamenin eseterinden çok kı) metlidir ve bütün dünyanın veti bunları almıya kâfi gelel yeceği söylenmektedir. Bir Keşif Kar Taneleri Biribirlerin€ Hiç Çarpmazlarmış! Bir Amerika âlimi garip b | keşifte bulunmuştur. Uzun müd | dettenberi kar hakkında tetkif katta bulunan bu sivri akıllı üst tat karın nasıl yağdığının tesbitt | çalışmış ve bu uğurda bir gı para sarfettikten sonra şu garif neticeye varmıştır: a Kar taneleri havada kat'iy” yen biribirlerine çarpmazlarmı$: Her kar tanesi binlerce ti yüksekten müstakil olarak Mükemmel bir keşif değil mil, dolar wfetğ:me Wk Bi en b ir ve s€ | n:dei,.(%:) bin araba yapmıy? | ve (15) bin amele çalıştırmıy* | mls;eülir. İ Z m, şahsen, bugünkü il inhitattan endişe duymuyoruli Bilâkis memnunum. Bence refâh devresi lüzumundan fazla devaf etmiştir. Esasen bu refah devrt” sidir. ki halkın ıııneviyıh”; düşmesine vBe bozulmasına sebtl olmuştur. ugün — geçirdiğin bııhv:n, her ıı'okladin bir lı' ümididir. Yakında istihsal a cak, istihsalin fazlalığı yeni tiyaçlar doğuracak ve yeni reçler bulunacaktır.