20 Şubat 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Bir Ölünün Hatıra Deferinden : HAİNLERİN İÇ YÜZÜ | Yüz Ellilikler Nasıl Gittiler, NeYaptılar İTİLÂFÇILAR HOCA VASFİYE “MANAHNÜ FİHİ, aa Koğuşta bir sürü itilâfçı daha vardı. Bunlar, kerevetlerin üzeri- ne gelişi güzel — sıralanmışlardı. Dörtte üçü meçhul kelimesile de ifade olunamıyacak kadar hüvi- yetsiz avarelerden — ibaret olan bu kalabalığın içinde Şebin Ka- Tahisar sabık meb'usu Feyzi, es- bak — vilâyet — tercümanlarından İdris Fuat, Miralay Sadık Sabri ve Nasuhi, Kaymakam Nuh, po- lis merkez memurlarından Maz- Kim ve Namık, şeyb Recep tan- nılabiliyordu. Pehlivan Kadri, kendi geliş- lerinin koğuşta umumi bir mem- nuniyetsizlik uyandırdığınm far- kında olmadı. Koşa koşa yürü- dü, Feyzi efendinin elini öptü, öbürlerine bir merhaba savurdu ve hıncını dökmek için eline geçen fırsatı kaçırmıyarak arka- dan gelenleri gösterdi. — İşte size, bize yol göstee rip te burnumuzu çirkefe sokan muhterem kargalar! Başta man- tık budalası Mustafa Sabri, iş- kembeikübra tekkesi şeyhi Zey- nelâbidin, duvar arslanı Süleyman Şefik, « seddi meclis ,, şampiyo- nu Mustafa — Natık, ömmi alim Şaban ağa, manahnüfihimiz Vasfi Cd se Taş kışla misafirleri, hemen ekseriyetle, bu tahkiramiz pre- mu alkışlıyorlardı. Onla- mın herbiri, daha düne - kadar, bu hocaların ve bu duvar a- lanlarının ellerini, eteklerini öpü- yorlardı, kendilerinden — lütuf bekliyorlardı. Mustafa Sabri, on- lar için, bir mantık Üstadı, bir belâgat —timsali idi. — Konyalı Zeynelâbidinin sürmeli kirpikle- rinde binbir kerametin titrediği- hi seziyorlardı. Süleyman Şefik, Orta mikyasta bir Sezar demekti! ğ başlarına gelen felâket- ten o adamları mes'ul tuttukları, daha doğrusu — onlardan - birşey almak ve koparmak ümidi kal- Madığı için istihzadan çekinmi- Yorlardı, Hele Kadrinin “ seddi mec- * Şampiyonu diye gösterdiği Natık “Paşayı ,, - natık Yerine nahık kelimesini kullan- mak, yani anıran — eşek yerine Yeymak derecelerinde ileri gide: Tek o tahkir. ediyorlardı. O, İ gi hp., son meb'usan — mecli- n an adamdı. Vahidet- tinin feshini emrettiği lisi, BN dersem herif * set , etmekle 'tihar ederdi. Hizmetinin mükâ- h şimdi arkadaşlarından top- UYordu ve ciğeri iki para etmez bir sürü hızla ağzından: “ Gel bık'h. şampiyon. Natık mısın, E görelim ? , Nidala- rile hakaret görüyordu. xlümm “ manabnü fihimiz ,, dediği Vasli Hoca da ayni su- Tetle alkışlanıyordu. O tabir, 5 - " v v SON POSTA Bu Akşam Radyod Dinliyeceksiniz 20 Şubat 932. Cumartesi | 20komsik Si serke , İstanbul— (1200 metre, $ kilevat) | 20 gramofon, 21 operadan naki!'. | 18 gramafon, 19 birinci kısım ala- Prag — (488 metre, 120 kilovat ) turka saz, 20 gramolfon Ajanı, 21 | 20 könser. Akinci kısım alaturka 22 örkestra. Viyana — (517 metre, 20 kilovat) Hellaberg — (276 metre, 75 kilo- 20 Berlin operasından naklen Köniş vat) 2015 kalk gecesi, 22,20 Berlin | Lear operam 22,20 Krol tiyatrosun- operasından nakil. dan naklen Solist konseri. y Brüna — (341 metra, 36 kllovat ) Poşte — ( 5S0 metre, 23 kilovat ) 19 Çek istasiyonlarından nakil. 19,45 salon orkestramı, 20,45 stüldyo Mühlaker— (360 metre, 75 kilovat) da komedi Varşova — (1411 metre, 158 kilo- 20,05 Frieburg musiki #salonundan naklen konser. vat) 20,15 hafif konser, 21,55 bir Amerikan hikâyesi, Bükreş — (399 metre, 16 kilovat) 20 cazbant. Berlin — (1635 metre, 75 kilovat) Belgrat— (429 metre, 2,5 kilovat) NİÇİN DİYORLARDI Yalnız Riza Tevfik, bu man- zaradan memnun değildi. O, siyasi adamların () ağır olmasımı zarur! buluyordu. Halbuki ko- ğüşta ağırlıktan —eser — yoktu. Pehlivan Kadri, çoktan ceketini, yeleğini atmıştı, rakısızlığı cebrt bir oyku ile telâfi için pantalonunu çıkarmıya — hazırlanıyordu. Refi Cevat, bilinmez neresinden, bir deste iskambil kâğıdı çıkararak is Fuada “kılıç, — Ooynamayı teklif ediyor ve teklifini kabul ettirmek için de bağıra bağıra galiz israrlarda bulunuyordu. Sa- Nikübet düşkünleri biri- birine isimler takmışlardı: Mustafa Natıka “Seddi meclis şampiyonu,, , Zey- nelâbidine “İşkembei kübra tekkesi şeyhi,,, Şa- ban Ağaya “Ümmi âlim,,, Mustafa Sabriyede"Man- tık yuvası,, diyorlardı. 20 Muniliten naklen konser, 72,30 operada balo. Dercetmekte olduğumuz programların Avrupaya alt olan kıtmı vasat! Avrupa saatine göre tanzim edilmiştir. Istanbul saatine tatbikı için Avrupada saat (12) olduğu zaman — İstanbulda (1) e geldiği farzedilmelidi. Dikkat: bütün itilâfçılara komik bir has tıra ilhbam ettiği için alkışlara, | bık Divanı h: dan Nuh ği azasından kahkahalar da karışıyordu. He- Bey, başını "Ş?üleylll“ Şefiğin men herkes, sabık Adliye nazırı | omuzuna dayıyarak — esniyordu. Vasfi Mollanın Kartal kadısı iken bir fırıncıdan rüşvet almak için yaptığı teşebbüsü — hatırla- mıştı. Molla, o firinci ile bilva- sıta uyuştuktan sonra takarrür ettirilen rüşveti almak — ümidile yüzyüze gelmişti. Fakat herif, para bahsini bir türlü açtırmı- yordu, boyuna havaiyattan ko- nuşuyordu, Vasfi Molla, bütün Bu baş, çok kirli idi, Süleyman Şefigi k_llmdırıyordu— Miralay Sadık Sabri, adaşı olan öbür Sadık Beyin önüne oturup yüz paralık bir deftere bazı müessir dualar kaydediyordu. — Onların ikisi de derviş doğmuş, derviş yaşamış adamlardı. Sığındıkları yerde de meşleklerine sadık ka- lyorlardı, mütemadiyen okuyup üfürüyorlardı. Kumbara Sahipleri 1 Mart tarihine kadar tevdiatınız yekünu: ( Arkası var ) Hergün İhtikârla Mücadefeyi Biz Yapacağız! (lı—ılılıı.ıw, derhal bir protesto çektim ve su Aaçılmazsa yirmi dört saat zarfında mahkemeye gidip dava açacağımı bildirdim. Protestonun tebliğinden bir saat sonra evimin suyu açılmıştı. Ve o gün, bugün şirket, benden bu (30) kuruşu istemedi, Fakat ben de bu (30) kuruş için (560) kuruş masrafa katlanmıştım. bu sözlere “ Evet, azizim, öy- ledir! ,, diye kısa bir cevap | verdikten sonra * gelelim ma- nahnü fihimize| ,, mukaddemesile bahsi rüşvete inlikal ettirmiye savaşıyordu. — Neticede — fırmcı “ manahnü — fihin ,, — açılmasına meydan vermemişti! — * İşte Hürriyet ve İtilâf fırkas sının Kadılıktan Adliye nazırlığına © fırka erkân ve efradı tarafın- dan “manahnü fih ,, lâkabile anılmasının sebebi bu rüşvet meselesi idi. Şimdi de ayni me- Asgari 5 ra tevdiatı olan Bütün kumbara sahipleri 2500 lira mükâfatlı İ Nisan kur'asına iştirak edecektir Türkiye İş Bankası Şayanı dikkat bir teklif Yalnız 75 kuruş gönderiniz. Mukabilinde Reisicümhur Hz. nin tabil büyüklükte, san'at- kârane bir büst portrelerini elde edeceksiniz. Türkiyenin Terinin Fiatleri dahi aynidir. Posta mesarifi yukariki bedele dahildir.. FOTO — FRANS daha kurnaz çıkmıştı. ve bu geçirdiği Molla Vasfinin yine seleyi hatırlıyorlar ve herifi mas- karaya çeviriyorlardı. Sefarethaneden gelenler ve bilhassa kodamanlar, bu tesa- düften ve bu karşılanıştan mem- nun değillerdi. Lâkin davranmaktan başka da pişkin Demek ki hak istenir- se alınır ve istemiyen için hak yoktur. Türk Başpehlivanı Meydan Okuyor (Baş tarafı 1 iaci sayfada ) Bileğimin bakkile kazandığım mevkiden beni düşürmek isti- yenleri er meydanında mahçup çıkarmak için şükür ki sağım ve hâlâ Türkiye — başpehlivanıyım, Şarlatanlığa — kiymet — vermiyen bir san'at varsa © da pehlivan- lıktır. Halep orada ise arşın buradadır. Galata Osmanlı Ban- kasindaki Cemal Beyi hakem tayin ediyorum. Kurban bayra- mında Hilâliahmer Cemiyeti ta- rafından tertip olunacak müsa- bakalara girecek kadar kendin- den emin olanlar Cemal Beye bu arzusunu bildirsinter, Klübe girmedigim için şöhret ve hay- siyetimle oynıyan bu efendilerin bu müsabakada seyirciler arasın- bulunmalarını rica ederim.., bir Harbiye nazırı vekarı takın- mak — ellerinden — gelemiyordu. Zira yıllardanberi kendilerinden kuvvet aldıkları, yahüt kuüvvet almış göründükleri bu adamların yürekleri gibi — ağızlarının da bozuk olduğunu biliyorlardı. Bir söyleseler, on İşiteceklerdi. Esa- sen vaziyet te münakaşaya mü- sait değildi. Hepsi bir çuvalda, hepsi bir çöplükte ve hepsi bir lâğımda bulunuyorlardı. Derece farkı, bilgi Farkı, şeref (!) farkı aralarında mevzubahis olamazdı. Gelenler, bu. hakikati bütün HND RÜK ve BOĞAZ ARIMA KARŞI Bi a , Fotoğraf Tahlili Kuponu Tahlatinizi Öğrünmek istiyocsunı fotoğrafının 5 adet hapoa ile bir: Histe gönderiniz. Fotağrafımıa srapa tabidir. ve lade edilmez. Miras mes'eleleri — Bir , Şehrli borçlar kanunu ,, » İkbal Kitaphanesinde Dr. Celâl Tevfik Zührevi — ve İdrar Yolu Hastalıklırı Mütehassısı Sirkeci, Muradiye caddesi birer birer kerevetlere yerleştiler! Büyük koğuş, iyi istif edilme- miş bir sardalye fıçısım andır- yordu, —ufünetli bir karışıklık gösteriyordu. — Ayai — zamanda uğultu içinde idi. Her kafadan bir sea çıkıyordu ve dil gürültü- süne el şamatası da karışıyordu. | d ksüm, meslek veya sxa'at / Hangl suallarin cevabi ? Fetoğral intipar edeçei mi? |— ea y D p B mukabilinde gönderilebilr. Mi ae
