20 Mı!— SON POSTA " Savfa 5 l Siyaset Âlemi [ Fransada Kabine Meselesi Fransada Kabine Buhranı Alevlen Alevlendi Paris, 19 — Fransız Radikal Sosyalist Fırkasının parlamento gTupu, yeni — kabineyi teşkile memur edilen M. Penlöve aley- binde —demokrat cümhuriyetçi ittihadından hakaretamiz olduğu kanaatinde bulunduğu kararını Protesto eden bir tebliğ neşret- Miştir. Diğer taraftan M. Penlöve yeni kabineyl teşkil bususunda Ve fasılalı bir surette müşavere- Fransız kabinesini teşkile memur âi, Penlöve kerine devam — etmektedir. M. 'Penlöve Dahiliye nezaretini ken- disi alacağını söyledigi için sabık Başvekil M. Laval sabık Harbiye Bazıri M, Tardiyö ve sabık Da- hiliye nazırı M. Reyno kendi - merbestii — hareketlerini — iktisap etmiş olduklarını bildirmişlerdir. Çünki bu zevat, mensup olduk- 'ları ekseriyet grupu namına Da- hiliye mazırlığını kendileri iste- mekte idiler. Cümburiyetçiler ve demok- ratların M. Penlöve hakkında verdikleri karar, bu zatin üç #eneden beri ekseriyet grupu ile beraber hareket etmemesinden doğmuş bir infial eseridir. Ka- Tarın mahiyeti şudur : Cümhuriyetçiler ve demok- Fatlar milli bir birlik bükümeti İstemektedirler. — Halbuki — yeni kabineyi teşkile memur olan zat, n“'ldeı manevi büfuzu haiz :İnlı Binaenaleyh bu vazife- başka — birisine — verilmesi Tüzımdır. 'Dül TEFRİKAMIZ : 38 İngilizler Şanghayı Tehliye Mi Edecek? İngilizler Şanghayı Tahliye Mi Edceek ? Londra, 19 — Lortlar Kama- rasında Çin ve Şanghay vaziyeti hakkında beyanatta bulunan Sir Fakat bu tahliye çok müşkül ve belki de çok elim olacaktır. Zira, bu, büyük Britanyanın ora- daki emval ve menafiinin de ter- ki mânâsım tazammon edecektir. Şimdiki halde tahliyenin balen amel! ve ihtiyatkârane bir tedbir olacağına inanmak için ben hiç bir sebep göremiyorum. —Ümit ederim ki hadisat, bizi, böyle Ümitsiz bir tedbir almıya meçbur etmiyecektir. Bombayda Umumi Grev Bombay 19 — Gandinin şa- kirdi Mis Sladın tevkif ve mah- küm edilmesinden dolayı bütün işler durdurulmuş ve borsalar kapatılın ştır. Bu yüzden ban yerlerde —nümayişler — yapıldığı, gürültü olduğu haber veriliyor. Bernar Şav Bir Kazaya Uğradı ' Kap 19 — Elyevm zevcesile beraber Cenubi Afrikada seya- hat etmekte olan maruf İngiliz muharriri ve edibi Bernar Şav Ümitburnu civarında, Kenyada zevcesi bileğinden — yaralanmış, kendisi de şiddetli surette muh- telif yedunıdıı berelenmiştir. AÇLIRK eee Müellifi: Knut Hamsun Hirasile birer birer çağriyorlar ve Ber birine bir yemek vesikası Yeriliyordu. Müfettiş her saniye memura sorüyordu; V. — Vesikasını — verdiniz. mi? —1“ vermeyi — unutmayınız. inden yemek yemiye çok Muhtaç oldukları görülüyor. Bu vesikalara bakıyor ve bir tanesini de elime geçirmeyi — te- Menni ediyordum. — Anurcas Tangen, gazeteci! İlerledim ve eğildi.a. — Allah Allah, nasıl oluyor da burada bulanuyorsunuz? ; Mütercimi: P. S. Bütün meseleyi izah ettim, | eski hikâyeyi unlattım, gözlerim açık, gözlerimi kırpmadan yalan söyledim, samimiyetle yalan söy- ledim: Bir kahvede fazlaca eğlen- tiye dalmışını, enahtarı - kaybet- mişim... Gülerek: — Bakınız bhele... dedi, bari iyi uyuyabildiniz mi? — Bir nazır gibi, verdim, bir nazır gibil Ayağa kalkarak; — Pek memaun ıldıı. dedi, merhaba. cevabını ' Kolunda kahramn ve hakikat müdafit Çin Millt ordusunun askeri yazılı bir nefer Irlanda İntihabatı Düblen 19 — Irlanda intiha- batına iştirak eden siyast fırka- ların son vaziyeti şudur: Hükümet fırkası (20) aza, Cümhuriyetçiler (33), Müstakiller (6 ), Mesai fır- kası (4) azalık kazanmışladırr. Kosta Rika İsyanı Nev York, 19 — Orta Ame- rikada, Kosta Rikadan gelen haberler, orada çıkan kıyamın kanlı bir surette bastırılmış oldu- ğgunu bildiriyor. Kıyam esnasında sekiz kişi öldürülmüş, (10) kişi yaralanmıştır. Sanjoze şehri halkı şehirden firar etmişlerdir. Ve oradan çıktım. Bir vesika, benim için de bir vesikalÜç uzun günden ve üç uzun yemek — yemedim. ekmek! Fakat kimse bana vesika vermedi şe ben de iste- miye cesaret etmedim, Bu derhal ıımyeuıııık uyandırabilirdi. Be- nim hususi hayatımı araştırmıya ve benim hakikatte kim olduğumu anlarlardı; yanlış hüviyet verdiğim için beni tev- kif ederlerdi. Başımın üstünde güneş parlıyordu, şimdiden ısıtı- yordu. Saat ona gelmişti ve Young çarşısında alış veriş en faal safhasına girmişti, Şimdi nereye gitmeliydim. El- mi cebime soktum, — defterimi okladım. Saat on bire gelince ııımııhnmıl görmiye çalışacak- ı İ ı e di. * Gönül İşleri ı Severek Mi Evlenmeli, Sevmeden Mi? Bir karilm yazıyor: (Ben çok açık sözlü biriyim ) ve bo satırları bundan evvelki ingilterede yazınızın beni kızdırdığını — anlat- .. .. mak için —yazıyorum. Sadada Gumruk gelelim: . . “Yaşımın 25 oluşona göre Tedblrlerı arkamda 3-4 tane gönül hikâ- Londra 19 — Avam Kamarası şimdiye kadar gümrük resmine tabi tutulan eşya haricinde mem- lekete girecek diğer bütün eşya- nın da kıymetleri üzerinden yüz- ne on nisbetinde munzam bir vergiye tabi tutulmasını büyük bir ekseriyetle kabul etmiştir. İtalyada İş Buİıranı Mı? Roma, 19 — Buhran dolayı- sile ecnebi memleketlerden dönen amelenin vaziyeti büsbütün müş- külleşiyor. Amele olarak Fransa- da yerleşmiş, (3583), amele olm- yarak — yerleşmiş — (1865) — kişi son — kânunuevvelde — Fransadan dönmüşlerdir. (1931) de Fransa- dan İtalyaya —dönen amelenin miktarı ise (32192) dir. Son za-« manda bu avdet hareketleri fazlalaşmıştır. Yine son kânunu- evvel ayında Avrupadan ve Ak- deniz sahillerinden (7448) amele ile Okyanoslardan da (11,330) amele dönmüştür. Çekirge İstilâsı Berut ( Hususi ) — Şarki Er- dende Necit çekirkesi denilen müthiş ve tahripkâr çekirgeler faaliyete geçmiş ye Filistin top- raklarına doğru ilerlemiye baş- lamıştır: Şam mezruatı tehlikeye düştüğü için Suriya Hükümeti mücadele için ehemmiyetli ted- birler almıya başlamıştır. -— TAKVİM —- ( CUMARTESİ J Gün 20 - Şubat -932 — Kasım Arabi Rumt 183 « Şevval - 1350 1—sııı.ı sanl - Aşağıda geçen hayata bak- tım. Bununla beraber elbisele- rimden buhar çıkmıya başlamıştı. Açlık tekrar - kendini gösterdi. Göğsümü tırmalıyor, vücudümü sarsıyor, küçük iğneler batırıyor, ıstırap veriyordu. Hakikaten kendisine müraca- at edilecek bir dostum, bir tan- dığım yok muydu? Kafamdır hiç olmazsa birkaç metelik getirecek bir adam ismi aradım bulamadım. Bununla beraber — muühteşem bir. gün başlamıştı, etrafımda bol 'nnç: çnlı ı;yıb vardı. Göl ince bir deniz t Lier da; nn Üzerine ılnş:vrdu G Bilmeksizin evin yolunu tut- muştum, Karnım — mütbiş surette yesinin mevcudiyeti pek gayri tabii birşey değil... “Fakat bu hikâyelerin kahra- manlarının hepsi şimdi gözümün önünde (Sahne de rulünü yapıp makyajını çıkartan bir artist gibi) hüsünsüz, zekâsız, faziletsiz, ölü duruvorlar, Belki mübalâğa edi- yorum. Fakat, her halde bu kahramanlarım hemcinsleri ara- sında temayüz edecek hiç bir hususiyetin sahibi değiller. Aşkın bize (İdeal kadın) tipin- de gösterdiği sevgililer, zamanla birşeylerini, belki aşk uyandırmak kabiliyetlerini — zayi — ediyorlar. Öbür kadınlar mertebesine — İni- yorlar. * Bazan düşünüyorum, ezkaza onlardan birile evlene idim ne feci olacaktı? * İşte bu düşünce bana ilk vehlede garip görünen bir fikir ilham etti. “ Madamki, sevmek karşımız- dakinin başkasında görmiye ta- hammül edemiyeceğimiz kusurla- rımı bize göstermiyor ve aşk ta haddi zatında geçici birşey.. Şu halde sevmeden evlenmeyi pren- sip yapmalı. " Tıpln bir erkek arkadaş ibi tetkik etmeli beğeni- ki bu, geçici bir hissin muhassilesi değil; da- imi olan aklı selimin bir intihabı olacağından hayatın her deminde bize hoş görünecektir. * Erkek arkadaşlarımla bu mevzu üzerinde görüştüm. Epey- Bunun için kat'i bir höküm werilemez. Nice insanlar vardır ki sevişerek evlenmişler, ve bu sev- dalarını hayatlarının sonuna ka- dar götürmüşlerdir. Yalnız nazarı dikkate alacak iki nokta vardır: Birincisi mutla» ka severek evlenmenin şart ol- madığı ve çok defa izdivaç, aşkın mezarı, olduğudur. İkincisi de ük gençlik ve w cukluk istinaden kurmıya .ıımııılı— İllt ub lar çabuk zeval bulur ve insanı çabuk yese sürükler. HANIMTEYZE açtı, yerde bir yonga parçası gördüm, aldım, çiğnedim. Bu, muvaffakiyetli bir iş oldu. Neya daha evvel bunüu - hatırlama- mıştım? Kapı açıktı. Sayısı mutat Üze- bana : — Bonjur dedi ve ilâve ettir — Ne güzel hava ! — Evet cevabını verdim. Söyleyecek yalniz bunu bu- muştum. Sayesten bir kuron ödünç vermesini istiyecekmiydim? Varsa muhakkak verirdi. Ale- busus bir zaman bir de mektu- bunu yazmıştım. Orada, bir şey söylemek istor gibi duruyordu: — Evet, ne güzel hava diye tekrar etti, fakat bugün ev sa- ( Arkası var )