Çinde Haberlere Sansür Kondu Nankin 21 — Japonyaya harp ilân edildiği haberi, Kuo- mintag Meclisinin böyle bir ka- rar vermiş olmasından ileri gel- mektedir. Şu dakikaya kadar bu kararın Japonyaya tebliğ edilip edilmediği malüm değildir. Bu karardan evvel Hariciye Nezareti bir beyanname neşrederek Çinin meşru müdafaa bhalinde olduğu- nu ve yapılan tecavüze mukabe- lede hakkı bulunduğunu ilân et- Ameâkalılar 20 Japon Tevkif Ettiler Nevyork 31 — Bir Japonip- likhanesini muhafaza için gönde- rildiklerini söyliyen ve Amerikan imtiyaz mıntakasına giren yirmi Japon Amerikan bahriyelileri ta- rafından tevkif edilmişlerdir. Bun- ların sekizi silâhlı idi. Cenevre 31 — Çinin Japon- yaya harp ilân ettiği haberine ina- nılmamaktadır. Çünki Çin, Ja- ponya hakkında Cemiyeti Akvam misakının ( 15) inci maddesinin tatbikını istediği için, bu talebin icap ettirdiği müddetimki buda dokuz aydır- geçmesini beklemesi lâzımdır, aksihalde, Çin, davasını tehlikeye koymuş olacaktır. Fransa Japonya İle Berabermiş Berlin 31 — Milliyetperver Lokal Ançayker gazetesi, Japon harekâtı Fransanın kolaylaştırdı- ğını yazmakta, buna mukabil de tahdidi teslihat konferarsında Ja- ponyanın dostluğunu temine ça- lışmaktadır. Muhabereya Sansür Kondu Londra 31 — Çine gidecek mektupların orada sansüre tâbi tutulacakları ilân edilmiştir. Ko- nan sansür, Çin haberlerini son derece azaltmıştır. kazılıyor. En iyi mevki de Fransız ,; Aşk Başka Şanghayda Bütün Halk Aç Kalmak htiras Tehlik |. Şanghay Bir Cehennemi Andırıyor Şangbay 31 — Variyet her an daha ziyado gerginleşiyor, Japon konsolosu, Japon asker ve — gönüllülerinin — kontrolünü kaybetmiştir. Bunların bir kısmı Beynelmilel imtiyazlı mıntakaya geçmişlerdir. Şanghay etratında — siperler mıntakasıdır. Cumartesi akşamı yenide1r beş Japon muhribi rünmüştür. Saat on dokuzda da karaya İngiliz askeri çıkmıştır. Gece dört büyük bina yanmıştır. Dükkânlar kâmilen — kapalıdır. Bir paket sigara bile alınamıyor. Şehrin dör günlük — yiyeceği olduğu — söyleniyor. 17 Japon keşif ve bembardıman tayyaresi şehrin üzerinden geçmiştir. Amerika Filosu - Hazırdır Vaşington 31 — İmtiyazlı mıntakaya tecavüz edilemiyece- ğine dair Japonya, yeniden Ame- rikaya teminat vermiştir. Japon sefirini — kabul etmeden evvel hariciye nazırı, Amerikan filosu harekât dairesi müdürü Amiral Pratla —görüşmüş, — Lüzumunda Çindeki — Amerikan tebea ve müttefikinin — siyaneti — esasları hakkında fikrini almıştır. Ame- rikan filosu her ihtimale karşı hazır. bulundurulu.aktadır. -— TAKVİM — / PAZARTESİ J |Ezant | V. © L48mn n ! esi Karşısındadır Şanghay cıvarında Çin piyadesi siper muharebesinde Fransızlar Tahdidi Teslihat Hâlâ Almanlara |Konferansı Hücum Ediyorlar |Geri Mi Kalacak? Liyon 31 — Radikal Sosya- list fırkası reisi M. Heriyo “ Teyakkuz ,, isimli bir makale- sinde hulâsaten Şunları söyle- mektedir, — “Yung plânı ile bağlanmış olan yalnız Almanya değildir. A- manya bu plânla kehdisini bağlan- mış olduğu için Fransızlar işgalleri altında bulunan mintakaları ter- kettiler. Almanya demiryollarında serbestçe tasarruf hakkı tanıdı- lar. Brünnig Almanyası, Yung plânını yırtmak süretile İmpara- torluk Almanyasının bitaraflığını ihlâl etmesi suretindeki hareke- tine müşabih bir harekette bu- lunmuştur. . Hindenburgun 1 * “#v. Cümhur Reisliği Berlin, 8l — Hindenburgun yeniden Reisitömhurluğa intiha- bi hakkında mütalealarda bulu- nan Berliner Tagablat gazetesi, ancak Hindenburgun Reisicüm- hur intihap edilmesinin Alman- yayı Felâketten kurtarabileceği- ni, Alman Proleteryasının, Hit- lerin Reisicümhur olmasına mü- saade etmiyeceğini yazmaktadır. Venizelos Tekrar Parista Paris 31 — M, Venizelos bu- raya gelmiştir. Cenevre 31 — Çin - Japon ihtilâfınm neticesine kadar tah- didi teslihat konferansının tehir edilmesi için konferans reisi ile umumi! kâtibinin teşebbüsatta bu- handukları — şayiası tekzip edil- mektedir. Hindistanda Müsademeler Yammu, 31 — Baramul, So- por, Muzzerabattan gelen haber- lere göre nümayiş yapmakta olan halkı dağıtmak istiyen za- bıta kuüvvetleri silâh kullanmıya mecbur olmuştur. 3 maktul, 6 yaralı vardır Rajoride umumi bir isyan ve yağmacılıklar olmuştur. Yağmacılar Mecusileri dinlerin- den döndürmek istemişlerdir. Bir kasabada iki köprü yıkılmıştır. nümayişçiler Gurdvarayı yağma etmişlerdir. Manşta . Sis Londra 31 — Manş denizin- de kesif sis yüzünden Kasgas İngiliz gemisile, Vulbu Alman gemisi arasında şiddetli bir mü- sademe olmuştur. Alman gemisi birçok istimdat işaretleri verdik- ten sonra sis içinde kaybolup gitmiştir. İngiliz gemisi baş tara- fından su almıya başladığından Hmana avdet etmiştir. Başkadır Yeni ve genç fişıklar aşk ile ihtirası — biribirine — karıştırırlar. Çocukluk ve gençlik hayatının hararetile sevenler, ekseriya ihti- rasa kadar varan bir şiddetle —— severler, ağlarlar, ıstırap çekerler. Hayatı aşkından ibaret sanırlar. Bunun için de çabuk meyus olur, çabuk sarsılırlar. Akli müvaze- nelerini kaybetmişlerdir. Fena- fissevda olmuşlardır. İbtiras, yaz ben- zer. Çok gürültülüdür. Şimşekle- ri, yıldırımları vardır. Fakat mu- vakkattir. Çabuk geçer. Biraz sonra hava açılınca, o çiddete siz de hayran olursunuz. Çocuk ve gençlerin ihtiras derecesine vırı:.. ve sevmezse — Öleceğini zannettiren ihtirasları, işte bu yaz yağmurları gibidir. Onlar bunu bilmedikleri için, ihtiraslar — rını ebedi zanneder ve çok defa fena netice veren teşebbüslere girişirler, Aşk, — ihtirastan başka ve ihtirastan güzel bir şeydir. Ekses riya ihtiras yerini aşka terkeder. Aşk sadece cinsi bir temayük den ibaret değildiı. Bunda şefku- tin, muhabbetin, hürmetin de yer! vardır. Aşk, ludur. A;k,A' ihh!':rı gibi muvakkat değil, devamlıdır. Ne kadar fire tına ile karşılaşırsa o kadar kuvs vetlenir. Anne aşkını bir düşünü: nüz. Sönmek, kırılmak, bitmek bilir mi? Oğla hıyanet bile etzo, annenin aşkı devam eder, Aşk, muhatabin hareketile de alâkadar değildir. Mukabele gör« meyen ne kadar âşıklar sevmek- te devam ederler. ihtiras, ve ihtirasi aşk ıınneA.dkeıııler. .ı:'ılıııııdıkl bu ?ı- susiyeti bilmiyenlerdir. İhtiras ile değil, aşk ile sevmeği öğreniniz. * H. N. Hanıma: Yukarıdaki yazı size verilecek en iyi cevaptır. sanırım. Aşk ile ihtirası karıştırmayınız. x- K. N. Beye: Siz de yukardaki yazıyı oku- yunuz. Henüz mektep sıraların- da bulunan bir genç aşkı tam manasile tanıyamaz. İhtirasınızı biraz daha arttıran sebep, kızın son bareketidir. Halbuki kız gayet tabit bir tarzda hareket etmiştir. İhtirasının aşk sanma- yınız. HANIMTEYZE EDEBI TEFRİKAMIZ ; 21 AÇLIK Uyandığım vakit etrafım ka- ranlkt. Bir sıçrayışta şaşırmış, donmuş bir halde, yerimden kalk- tım. Paketimi yakalıdım ve yü- rümiye başladım. Kızışmak için, kollarımı — çırparak, — varlıklarını hissetmediğim bacaklarımı biribi- rine sürterek, bızımı arttıra art- tıra yürüyordum. Yangın merke- zine vardım. Saat dokuzdu. Birkaç saat uyumuştum. Ne yapacağım şimdi? Bir yer- lere gitmem lâzım. Afallamış bir gözle merkeze baktım. Nöbetçi arkasını döndüğü bir sırada içe- riye dalamaz mıydım? -Adamla konuşmak için yaklaştım. Fakat bana selâm vermek için derhal elindeki baltayı dikti ve ne söy- Müellifiz Knut Hamsun Mütercimit P. S. liyeceğimi beklemedi. Ağzı bana dönen bu kalkık balta, sanki donmuş sademesine uğramışım gibi tüylerimi örpertmişti. Bu silâh'lı adam karşısında, korku- dan dilim tutuldu ve gayrühti- yari olarak gerisin geriye çekil- dim, Gittikçe artan bir süzülüşle bir kelime söylemeden uzaklaş- tım. Zavahiri kurtarmak (için, bir şey unutmuşum gibi elimi alaıma götürdüm ve kayboldum. Kendimi — kaldırımda — bulunca, büyük bir tehlike atlatmışım gibi kurtulduğumu hissettim ve çabu- cak uzaklaştım. Donmuş ve acıkmış, gittikçe ölüme yaklaşan bir keyifsizlikle, Karl Johan sokağının boyunca yürüyordum. Birinin -beni duy- masına hiç ehemmiyet vermiye- rek yüksek sesle yemin etmiye başladım. Giderken yeni bir fikir fedaisi, bana tanıdığım bir res- samı hatırlattı, Tivolide bir tokat yemekten kurtardığım, sonra da kendisini ziyarete gittiğim genç bir adam. Parmaklarımı çıtlattım. Tordenskjold sokağına — gittim, üstünde- C. Zakaryas Bartel ismi- le bir kart dö vizit asılı kapıyı buldum ve vurdum, Kapıyı kendisi açtı. Bira ve tütün kokuyordu. Müthiş. — Bonsuvar, dedim. — Bonsuvar! Ah, siz misiniz? Niçin bu kadar geç geliyorsunuz, kuzum? Lâmba ış ğile iyi görül- mez. O günden sonra bir ot yı- ğgını daha ilâve ettim ve bazı değişiklikler yaptım, Fakat gün- düz gözile bakmalısınız, şimdi faydası yok. — Fakat yine bir kere gö teriniz bana, dedim. Hangi resim- den bahsettiğinin farkında de- ğildim. — İmkânı yok, dedi. Işıkta hepsi sarı görünüyor! Hem de başka bir şey var - bana yaklaş- tı ve fısıldadı - bu akşam bir kadınla — beraberim. Kat'iyyen olamaz. — Oh! Mademki öyledir, bun- dan bahsetmiyelim. Bir adım geriye attım, bonsu- var dedim ve çıktım. çi Mubakkak ki ormanın bir ta- rafına gitmekten başka çare kal- mamıştı. Yerler çok nemli olma- saydı bari. Açıkta yatmak fikrile ünsiyet peyda ederek elimdeki battaniyeyi okşayoreum. Şehirde barınacak bir yer aramaktan uzun müddettir. o kadar azap çekmiştim ki artık yorulmuş ve bıkmıştım. Bu partiyi bırakmak, mücadeleden çekilmek ve ka- famda biç bir düşünce olma- dan sokaklarda — dolaşmak ha- kik! bir sevinçti. Darlilfünunun saatine doğru bir kolaçan ettine ve gördüm ki saat onu geçiyor- dü; oradan şehre çıkan yola girdim. Bir taraflarda, yiyecek gşeyler teşhir eden bir erzak dükkânının — önünde — durdum. Yusyuvarlak bir beyaz ekmeğin yanında yatmış bir kedi uyuyor- du. Bir aralık bu gıdalara baka- rak kaldım, fakat satın alacak param olmadığı için geri dör düm ve yürümiye devam ettim. Ağır gidiyordum, Majorstuen i-- tasyonunun — önünden — geçtim, yürüdüm, mütemadiyen yürüdüm, saatlerce yürüdüm ve Bagstad ormanında karar kıldım. Orada yolu bıraktım ve din- lenmek için oturdum. Oldukça kuru, meyilli bir toprak üzerine çalı çırpı doldurarak bir yatak yaptım. Paketimi açtım ve batta- eZT 4 j İ